Türkistan'ın Değişen Jeopolitiği

Yazan  30 Temmuz 2012
Türkistan, tarihte büyük imparatorluklara bir bütünlük içinde ev sahipliği yapmış bir coğrafya olarak bugün çok daha parçalı ve istikrarsız yapıya sahiptir.

Yüzyıllar içinde değişen sistem ve dengeler Türkistan jeopolitiğini de etkilemiş ve bu coğrafyada farklı dönemlerin yaşanmasına neden olmuştur. Çeşitli devletlerin Türkistan'da hâkimiyet kurmak istemiş olmalarına rağmen, Türklerin ve Moğolların hâkimiyetleri, Türkistan tarihinin çok önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.[1] İslamiyet'in bölgeye yayılması öncesinde bölgenin egemen Türk devletleri; Hunlar, Avarlar ve Kök Türkler olmuştur. Bu devletler dağınık boyları bir araya getiren ve İpekyolu'nun tamamında bütüncül bir güvenlik sağlayan güçlerdir. Karahanlılar'dan sonra hızla yayılan İslamlaşma sürecinde de Türkler Türkistan Hâkimiyetini bütünlük içinde korumuşlardır. Karahanlıların ve Gaznelilerin hızlı yükselişinin önemli nedenlerinden bir de, İpekyolu'nun kilit noktaları olan Hotin, Serinde ve Kabil gibi şehirleri merkez olarak kullanmaları olmuştur.[2]

İpekyolu'nun en kuvvetli karakterlerinden bir olan Cengiz Han, İpekyolu'nda güvenli ticaret ortamını tesis etmiş ve ticaretin en verimli dönemlerinden birinin yaşanmasını sağlamıştır. Cengiz Han, bütün Türk ve Moğol kabileleri tek bir imparatorluk içinde toplamış, Pekinden Hazar Denizi'ne kadar sert bir disiplin uygulayarak bölge içindeki savaş dönemlerine son vermiştir. O dönem ile ilgili Ebulgazi şöyle yazmıştır; "Cengiz Han saltanatı döneminde İran ile Turan arasında bütün ülkelerde öylesine bir sükûn vardı ki, hiç kimseden en ufak bir şiddet gösterisi gelmeksizin, kafanızın üstünde altın bir tepsi ile Doğu'dan Batı'ya gitmeniz mümkündü."[3] Cengiz Han sonrası Altın Orda Devleti tarafından Rusya'nın tamamıyla fethedilmesinin ardından bile Rusların ticari ilişkilerine engel olunmamış aksine Altın Orda Hanları tarafından ticari ilişkiler teşvik edilmiştir.[4]

Rusya'nın Kazan'ı feth etmesi sonrasında Sibirya ve Türkistan coğrafyalarına yönelik Rus ilerlemesi başlarken Türkistan'da Timur İmparatorluğu'nun parçalanmasından sonra doğan devletler Avrupa ileri savaş teknolojisi ile donanmış Rus orduları karşısında çok ciddi bir direnme imkanına sahip olmamışlardır. Batı Türkistan'ın Rusya'ya karşı çıkardığı son ordu olan Türkmen ordusu 1881 yılında Rus Orduları tarafından yenilmiştir. Böylece Türkistan jeopolitik olarak etkinliğini 1991 başına kadar 110 sene yitirmiştir. 1991 sonrasında Batı Türkistan beş cumhuriyet olarak tekrar doğarken, Doğu Türkistan Pekin'in hakimiyetinde kalmaya devam etmektedir. Batı Türkistan 1991 sonrasında hızla dünya jeopolitiğine dönmekle kalmamış, 21. Yüzyılda önemli bir merkez olacağını ortaya koymuştur.

Türkistan'ın Mahkûmiyeti

16. yüzyıl Türkistan'ın ve İpekyolu'nun önemini ve etkisini kaybetmeye başladığı bir dönem olmuştur. Bu dönemle birlikte, İpekyolu etkin bir konumdan edilgen bir konuma düşmüştür. Rusların Türkistan coğrafyasına hızlı bir şekilde hâkim olması ve bu coğrafyanın yüzyıllardır uygulanan ticari geçişkenliğini engellemesi İpekyolu'nu dünyaya kapalı bir bölgeye dönüştürmüştür. Ruslar bölgede tek hâkim güç olmak adına bölgeye girmeleriyle birlikte etnik, dini ve siyasi yapıları dağıtmıştır.[5] İpekyolu'nun edilgen dönemi I. Dünya Savaşı'ndan sonra, Sovyetler Birliği ile birlikte de devam etmiştir. Sovyetler Birliği'nin serbest ticarete izin vermeyen ideolojik yapısı, İpekyolu'nu tek bir halkın kullanımına ve tek bir ticaret havzasına dönüştürmüştür. Denize çıkış için bir tek Rusya Karadenizi'ni kullanılabilir olmuştur. II. Dünya Savaşı'ndan sonra Çin Halk Cumhuriyeti'nin komünist yapısı ve politikaları da İpekyolu'nun doğu kısmını oluşturan Doğu Türkistan'ı, Batı Türkistan'la aynı kadere sürüklemiştir.

Türkistan'da Değişen Şartlar

Soğuk Savaş'ın sona ermesi ile birlikte Orta Asya ülkelerinin bağımsızlıklarını kazanmaları ve Çin'in ekonomik olarak serbest piyasa kurallarıyla hareket ederek başlattığı yükseliş,[6] tarihi İpekyolu'nun edilgen konumdan etkin konuma geçebileceği bir geçiş dönemini başlatmıştır. İpekyolu üzerinde yer alan Orta Asya Türk Cumhuriyetleri'nin bağımsız olmalarıyla birlikte başlayan yeni dönem, bölge üzerindeki güç mücadelelerini de başlatmıştır. Orta Asya üzerindeki güç mücadeleleri, Orta Asya ülkeleri için tehlikelerle birlikte fırsatlar da sunmaktadır.

Tarihi İpekyolu'nun yeniden canlanması yönünde umut vadeden bu önemli değişime rağmen Tarihi İpekyolu ile 21.Yüzyıl'ın İpekyolu arasında önemli farklılıklar mevcuttur. İlk olarak, İpekyolu'nun ticaret malları günümüzde önemini yitirmiştir. 21. Yüzyıl İpekyolu'nun ticaret malları; ipek, kürk, köle veya demir değil büyük oranda enerji kaynaklarından oluşmaktadır. İpek, yükte hafif pahada ise ağır olmasına rağmen enerji kaynakları, yani petrol ve doğalgaz, çok kıymetli olmasıyla birlikte taşınması için büyük yatırımlar ve devletlerarası işbirlikleri gerekmektedir. Enerji kaynaklarının taşınması sorunu devletlerarası ciddi projelerle aşılmaktadır fakat taşınma konusunda önemli sorunlardan biri de güvenliktir. Tarihi İpekyolu'nda ticaret yollarına hâkim tüm devletler ticari güvenliği sağlamaya çalışmışlar ve büyük oranda başarılı olmuşlardı. Günümüzde ise İpekyolu'nun merkezi coğrafyaları siyasi istikrarsızlık ve terör sorunu yaşamaktadır. İpekyolu üzerinde güven ortamının oluşturulamaması Tarihi İpekyolu'nun yeniden canlandırılması yönündeki en önemli engeldir. Batılı devletlerin Orta Asya enerji kaynaklarına ulaşmadaki ısrarı ile bölgede, çıkarları doğrultusunda, sorumluluk almaları güvenliğin daha erken gelmesini sağlayabilir. Avrupa'nın enerji ihtiyacını karşılayacak olan boru hatlarının güvenliği Avrupa için de önemli olacağından, gerçekleşecek boru hattı projeleri ülkeler arası "güvenlik zinciri" vazifesi görebilir.

Türkistan'da ikinci büyük değişim bölgenin siyasi yapısında yaşanmıştır. Büyük ve güçlü imparatorlukların hâkim olduğu coğrafyada artık küçük parçalanmış siyasi yapılar mevcuttur. Bu durum yukarıda değinilen güvenlik hususu ile de yakından alakalıdır çünkü zayıf ve küçük siyasi yapıların varlığı İpekyolu'nun merkezi güçler tarafından değil çevre güçler tarafından yönlendirilmesine neden olmaktadır. Bu bağlamda, yaklaşık 115 milyon[7] nüfusa sahip olan merkez bölgenin[8] 2 milyar 700 milyon nüfuslu çevre[9] tarafından etki altına alınmaması mümkün değildir. Etki altındaki kaynak sahibi merkez bölgenin kendi koşullarını ortaya koyarak şekillendiremediği dış politika, İpekyolu'nun etkinliğini de olumsuz yönde etkileyecektir. Bununla birlikte merkez bölgenin çevrenin kontrolü dışında ekonomik veya siyasi bir bütünleşme sürecine girmesi, çevreye karşı direncini arttırabilir. Böylece merkez ülkeler kaynakların taşınması ve dağıtımı konusunda daha bağımsız bir siyaset oluşturarak, İpekyolu'nun geleceğini kendileri tayin edebilirler. Bu ihtimal ise mevcut güç dengeleri göz önüne alındığında oldukça zor görünmektedir.

21. Yüzyıl İpekyolu ile Tarihi İpekyolu arasındaki en önemli fark, güzergâhlar ile kaynak-talep arasında yaşanan değişim olmuştur. Tarihi İpekyolu'nda ticari hareketlilik ana hatlarıyla doğu ile batı arasında gerçekleşmiştir. İki coğrafyadan da birbirine farklı mallar taşınmış, merkezi bölge ticaretin taşıyıcı rolünü üstlenmiştir. Çevreler arasındaki ticari akım bütün devletlerin kazanç sağlayabildiği bir ticari yapıyı oluşturmuştur fakat 21. Yüzyıl İpekyolu'nda kaynaklar çevre bölgeler arası bir trafiği değil merkezden çevrelere doğru bir hareketi gerektirmektedir. Bundan dolayı İpekyolu üzerinde çevre bölgelerin birbirlerine ihtiyaçları yoktur. Hatta Merkezi bölgedeki kaynakların tek yönlü akışı için çevre ülkeler arası bir rekabet mevcuttur. Çevredeki her ülke kendi çıkarları gereği merkezi Asya'ya tek başına hâkim olmaya çalışmaktadır.

Sonuç

Tarihi İpekyolu Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte dünya ticaretinin soyutlandığı uzun bir dönemi geride bırakmıştır. Yeni dönem siyasi, ekonomik ve sosyal farklılıkları da beraberinde getirmiştir. Türkistan halkları bağımsızlıklarını kazanmalarıyla birlikte, milli şuuru canlandırmak adına her millet gibi tarihi zaferlere ve hâkimiyetlerine dönüp bakmıştır. Türkistan Cumhuriyetleriyle birlikte diğer büyük güçler de Sovyetler Birliği'nden kopan bu yeni devletlerin coğrafyası için, İpekyolu'nun yeniden canlandırılması projelerini ortaya koymaya çalışmışlardır.

Her ne kadar yakın geçmişe nazaran Tarihi İpekyolu'nun canlandırılması daha kolay gibi görünse de yüzyıllar içinde yaşanan büyük değişimler Tarihi İpekyolu'nun şartlarını fazlasıyla değiştirmiştir. Geriye dönüş için aynı büyüklükte değişimlerin yaşanması gerekir. Tarihi referansların ışığında Orta Asya, bir bütünlük içerisinde, geleceğe dönük büyük proje ve planlarla değerlendirilmelidir çünkü 21. Yüzyıl Orta Asya'sı Tarihi İpekyolu'ndan daha büyük bir öneme sahip olabilir.

 

 

 

 

 


 

[1] Akdes Nimet Kurat, Rusya Tarihi Başlangıçtan 1917'ye Kadar, Türk Tarih Kurumu Yay., 5. Baskı, Ankara, 2010, s.137.

[2] Rene Grousset, Bozkır İmparatorluğu, Çev: M. Reşat Uzmen, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 1999, s., 242-243.

[3] Grousset, Bozkır İmaratorluğu…., s.247.

[4] Kurat, Rusya Tarihi…, s.79.

[5] Kurat, Rusya Tarihi… s.143-174.

[6] Susan L. Shirk, China Fragile Superpower, Oxford Press, 2007, s. 19.

[7] CIA World Factbook, 2011, https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/, (15.10.2011).

[8] Afganistan, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan,Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan .

[9] Çin, Hindistan, Rusya ve İran.

 

Turgay Düğen

turgaydugen@gmail.com

Uzmanlık Alanları

Batı Türkistan: Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan

Türkiye’nin Türkistan Politikası

Türkiye-Türk Cumhuriyetleri İlişkileri

Biyografi

Turgay Düğen lise öğrenimini Mersin Gazi Lisesi’nde tamamladıktan sonra 2005’te Kırıkkale Üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümünde Lisans öğrenimine başlamıştır. Lisans öğreniminin üçüncü yılında Erasmus Öğrenci değişim programı ile Varşova/Polonya’da Alcide De Gasperi Üniversitesi’nde Avrupa Birliği Hukuku, İnsan Hakları ve Çağdaş Devlet Sistemleri derslerini almıştır. Lisans öğreniminin ardından Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü uluslararası ilişkiler bölümünde “Davutoğlu Dönemi Türkiye’nin Orta Asya Politikası” adlı tezi ile yüksek lisansını tamamlamış ve 2013 yılında Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde doktora eğitimine başlamıştır.

2011’de 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Orta Asya Araştırmaları Merkezi’nde araştırmacı olarak göreve başlayan Turgay Düğen, Aralık 2013'ten itibaren 21YYTE'de bilimsel danışman olarak çalışmalarına devam etmektedir.

Yabancı Diller

İngilizce (İyi)

Rusça     (Başlangıç seviyesi)

Eserleri

Davutoğlu Dönemi Türkiye’nin Orta Asya Politikası – Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi

Kitap Bölümü

Turgay Düğen, “Afganistan’da Bölgesel Krizlerin Küresel Etkileri”, Değişen Orta Doğu’da Değişmeyen Sorunlar, Yavuz Yıldırım – Yasin Atlıoğlu (Ed.), Bursa, Dora Yayınları, 2014.

Makaleler

  • Devrilen Domino Taşları ve İran, 2023 Dergisi, Mart 2011.
  • 21. Yüzyılda İpekyolu, 21. Yüzyıl, Kasım 2012.
  • Türkiye-İran Mücadelesinin Üç Boyutu, 21. Yüzyıl, Ocak 2012.
  • Tarihi, Siyasi ve Ekonomik Boyutlarıyla Türkiye-Kırgızistan İlişkileri, 21. Yüzyıl, Mart 2012.
  • Türk Cumhuriyetlerinde Türkiye’nin Anahtar Gücü: TİKA, 21. Yüzyıl, Nisan 2012.
  • Fillerin Güreşinde Kazakistan’ın Tercihleri, 21. Yüzyıl, Temmuz 2012.
  • Türkistan’da Rus Algısı, 21. Yüzyıl, Eylül 2012.
  • Türkistan’da Bütünleşmenin Şifreleri, 21. Yüzyıl, Kasım 2012.
  • Afganistan’da Dünyayı Değiştiren Otuz Yıl, 2023 Dergisi, Ağustos 2012.
  • Dar Alanda Büyük Pazarlık: Kırgızistan’da ABD ile Rusya’nın Üs Mücadelesi, Ekoavrasya, Yaz  2012.                                      
  • ABD/NATO Afganistan’dan Çekilirken Şanghay İşbirliği Örgütü, Ekoavrasya, Güz 2012.
  • Türkistan’ın Kuruyan Medeniyet Havzasına Çözüm: Çatışma Mı Bütünleşme Mi?, 21. Yüzyıl, Aralık 2012.
  • Çin’in Türkistan Siyaseti, 21. Yüzyıl, Ocak 2013.
  • Almanya’nın Türkistan Siyaseti, 21. Yüzyıl, Şubat 2013.
  • Küresel Ekonomi Yapılanırken Türkiye’nin Batı Türkistan Siyaseti, 21. Yüzyıl, Haziran 2013.
  • Sezgin Mercan, Turgay Düğen, “Avrupa Birliği Modeli ve Türkistan’da Bütünleşme”, Yeni Türkiye, Sayı:53, Temmuz-Ağustos 2013.
  • Özdemir Akbal, Turgay Düğen, Sabir Askeroğlu, “Afganistan’da 2014 Bilmecesi: Türkistan’da Kartlar Yeniden Dağıtılıyor”, 21. Yüzyıl, Aralık 2013.
  • Özdemir Akbal, Turgay Düğen, “ABD Afganistan’dan Çıkarken Geriye Ne Bırakıyor”, 21. Yüzyıl, Şubat 2014.

Tebliğler

Doç. Dr. Soyalp Tamçelik, Turgay Düğen, Fergana Vadisi’nde Çatışmanın Etnisite, Su ve Terör Boyutu ve Bununla İlgili Çözüm Arayışları, II. Uluslararası Davraz Kongresi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Isparta, 29-30-31 Mayıs 2014.

Analizler

·         Kırgızistan’a Destek Sürecinin Önemi, www.21yyte.org, 06.02.2011.

·         Devrilen Domino Taşları ve İran, www.21yyte.org, 08.03.2011.

·         Türkiye’nin Avrasya Birliği’ne Yaklaşımı Ne Olur?, www.21yyte.org, 28.11.2011.

·         Pro-Aktif Dış Politika İlkesi Türkiye’yi Savaşa Sokar Mı?, www.21yyte.org, 05.01.2012.

·         Kazakistan’da Muhalefet ve Demokrasi, www.21yyte.org, 06.02.2012.

·         Alman Dış Politikasında “Turancılık” ve Kazakistan, www.21yyte.org, 07.03.2012.

·         Dar Alanda Büyük Pazarlık: Kırgızistan’da ABD ile Rusya’nın Üs Mücadelesi, www.21yyte.org, 28.03.2012.

·         Türkistan’ın Değişen Jeopolitiği, www.21yyte.org, 30.07.2012.

·         ABD/NATO Afganistan’dan Çekilirken Şanghay İşbirliği Örgütü, www.21yyte.org, 06.08.2012.

·         Türk Konseyi ve Türkistan’da Bütünleşme, www.21yyte.org, 31.08.2012.

·         Kırgızistan’ın Demokrasiye Giden Taşlı Yollarında Bir Hükümet Daha Devrildi, www.21yyte.org, 12.09.2012.

·         Rusya’nın Türkistan Hamleleri, www.21yyte.org, 16.10.2012.

·         Macaristan: Turancı Hunların Ülkesi, www.21yyte.org, 22.10.2012.

·         Rusya’nın Türkistan Hamleleri 2: Özbekistan’ı Kazanmak, www.21yyte.org, 13.06.2013.

·         Türk Konseyi İpekyolu’nu Yeniden İnşa Etmek İstiyor, www.21yyte.org, 20.08.2013.

·         İpekyolu’nda “Ejderha”nın Adımları, www.21yyte.org, 28.09.2013.

·         Avrasya Birliği’nde Türkiye Olsun Mu Olmasın Mı?, www.21yyte.org, 12.11.2013.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display