< < Orta Asya'da İlk Kez Sonuçları Tahmin Edilemeyen Seçimler
 Bu sayfayı yazdır

Orta Asya'da İlk Kez Sonuçları Tahmin Edilemeyen Seçimler

Yazan  15 Ekim 2010

 

SSCB dağıldıktan sonra bağımsızlıklarına kavuşan devletlerde seçim yapıldığı zaman önceden seçim sonuçlarını tahmin etmek 10 Ekim 2010 tarihinde Kırgızistan'da yapılan seçimlere kadar mucize değildi. Bu coğrafyada ilk kez sonucu tahmin edilemeyen hatta tahmin edilenin aksine sonuçlar ortaya çıktı. AGİT, BDT, ŞİÖ, TÜRKPAR gibi uluslar arası teşkilatlardan oluşan yerli yabancı 850 gözlemcinin izlediği seçimlerde herhangi şaibeli durum da gündeme gelmedi. Tam tersine seçimlerden önce muhalif partiler Cumhurbaşkanı Roza Otenbayeva ile görüşerek seçimlerin ertelenmesinden endişe duyduklarını dile getirmişlerdi. Bütün endişelerine rağmen seçimden önde çıkan partiler bunlar oldu. Düşük puanda oy alarak kazanamayan 8 parti seçim bölgelerinde oyların tekrar sayılmasını istiyorlar.
Kırgızistan Milli İstihbarat Hizmetleri (GSNB) Bişkek yakınlarında bir araçta 700 bin dolar kayıt dışı paraya el koyduğunu bildirdi. GSNB basın merkezinden yapılan yazılı açıklamada, devrik lider Kurmanbek Bakiyev'in yakınlarının ülkeye kayıt dışı para getirdiği iddiaları üzerine düzenlenen operasyon çerçevesinde Kazakistan'dan Kırgızistan'a gelen bir araçta yapılan aramada, 700 bin dolar kayıt dışı para bulunduğu belirtildi. Yerel basın, kara para akladıkları şüphesiyle gözaltına alınan birinin tutuklandığı belirtmiştir.
Basında, Rus gazetelerinden olan Nezavisimaya Gazeta'da Kırgızistan seçimlerinde oylar para, benzin, sığırlarla satın alınmaya başladı diye haberlerde yapıldı.
Ata Meken partisi lideri Ömürbek Tekebayev'in 2 yıl öncesine ait olduğu iddia edilen bir bayanla uygunsuz görüntüsü ülkeye bomba gibi düştü. Ar Namus partisi lideri Feliks Kulov'un Kremlin ziyaretinden sonra ortaya çıkan görüntüler kafa karıştırdı. Kulov'un Moskova yanlısı söylemleri görüntülerin Rusya'nın desteğiyle servis edilmiş olabileceği söylentilerine yol açtı. Tekebayev parlamenter rejimden yana Kulov ise Rusya Federasyonu bağlı, Medvedev'in parlamenter sisteminin ülke için uygun olmadığı yönündeki fikrine katıldığını vurgulamıştı.

Kırgız dilini kullanmakta bile zorluk çeken Kulov'un Moskova ziyareti ile Rus vatandaşlarının oylarını almaya yönelik bir hamle olduğu da belirtilmişti .
Bütün bu iddialar en ileri demokrasiye sahip olduğu iddia edilen ülkelerde de seçim zamanı yaşanan olaylardır. Önemli olan seçimlerin olaysız bir şekilde gerçekleşmiş olmasıdır. George Soros 2004 yılında yayınlanan kitabında 2000 yılında Kırgızistan'da yapılacak seçimler için bakın nasıl bir kara tablo çizmiş: "Kırgızistan'da başkanlık seçimleri Ekim 2000'de yapılacak ve önemli muhalefet bekleniyor. Her yönden baskılar altında, yönetim gittikçe artan baskıcı önlemlere başvuruyor, medyaya gözdağı veriyor ve potansiyel başkan adaylarını tutukluyor. Bu adayların görevli olandan daha demokratik olacağına inanmak için hiçbir neden yok. Manzara iç karartıyor." Bu yorumların hepsine katılmak mümkün olmasa bile doğruluk payı olduğunu kabul etmek gerekir. Ama bir başka açıdan baktığımız zamanda Kırgızistan'ın bu konuda on sene içinde ne kadar mesafe kat ettiğini göstermesi bakımından çok önem taşımaktadır.
Her şey geride kalmış ve Kırgızistan'da 10 Ekim'de yapılan seçimlerle parlamenter rejime geçiş sayfası açılmıştır. Böylece SSCB'nin dağılmasından beri o coğrafyada ilk defa bir ülke parlamenter rejime geçmiştir. Bunu isteyen/ istemeyen kişiler ve devletler olsa da ortaya çıkan durum bunu göstermektedir. Bundan sonra kurulacak hükümet önemlidir. Seçim sonuçları en az üç partili bir koalisyonu işaret ediyor. Meclise giren partileri iktidar muhalefet yanlısı olarak değerlendirmekten çok Rus yanlısı ya da ulusal çıkarlarını düşünen partiler olarak gruplayabiliriz. Bu şekilde düşünen partileri ikişerli olarak grupladığımızda da (Ata Yurt Partisi ile Ar Namus Partisi bir grup, Sosyal Demokrat Partisi ile Ata Meken Partisi İkinci grubu oluşturuyor) hangi grup hükümeti kurmak isterse istesin üçüncü partinin Cumhuriyet Partisi olması muhtemel görünüyor. Tabii ki her zaman için farklı alternatiflerde ortaya çıkabilir. Erken seçim söylentileri daha hükümet kurulmadan dile getirilse de istikrar adına kısa zamanda bir hükümetin kurulması ülkeyi rahatlatacaktır.
Kurulacak hükümeti ağır sorunlar beklemektedir. Ülkede artarda yaşanan hükümet darbelerinin ardındaki en büyük şikâyet konusu yolsuzluk ve yoksulluk teşkil ediyordu. Onun için öncelikle bu konuların dikkate alınması gerekiyor. Güney bölgesinde güvenliğin mutlaka barışçı bir şekilde sağlanması gerekmektedir.
Ayrıca Rus askeri varlığının Kırgızistan'da kalış süresini 49 yıllığına uzatan Roza Otenbayeva yönetimi, seçimler nedeniyle aynı konuda ABD'den gelecek baskılardan belki kurtuldu ama gelecek iktidar için de büyük bir sorunu masaya bırakmış oldu. Afganistan'a yardım amaçlı kurulan "koalisyon güçlerine ait ABD üssü" Manas'ın görev süresinin uzatılmaması için sürekli baskı yapan Rusya'nın yanı sıra Çin'de bölgedeki Amerikan varlığından rahatsızlığını hatırlatmaktan geri durmuyor.
Kırgızistan'da kurulacak hükümeti bekleyen sorunlar şüphesiz çok ağır ama hayatta hiçbir şey imkânsız değil. Kırgızistan'ın bütün bu sorunları aşarak seçim sonuçları gibi herkesi yanıltmasını ve bölgede parlamenter rejimiyle model olmasını umut ediyoruz.

Doç. Dr. Meşküre Yılmaz

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışmanı