Kırgızistan Demokratikleşirken Kırgız Olmak

Yazan  26 Eylül 2011
Sovyetler Birliğinin dağılması sonucunda Ağustos 1991’de bağımsızlığına kavuşan ve bu yıl bağımsız olmanın 20. yılını kutlayan Kırgızistan’da, 31 Ekim 2011’de Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak.

Cumhurbaşkanlığına aday olanlar arasında Başbakan Almazbek Atambayev(Kırgızistan Sosyal Demokrat Partisi), Bütün Kırgızistan Partisi lideri AdahanMadumarov, Ata Meken Partisi lideri ÖmürbekTekebayev ve Ata Curt Partisi lideri KamçıbekTaşıyev isimleri dikkat çekiyor.

Nisan 2010'dan itibaren siyasi olarak oldukça çalkantılı bir döneme giren Kırgızistan, muhalif partiler ve grupların; ülkeyi kötü yönettiği ve adının birçok yolsuzluğa karıştığı, ülke yönetiminde ailesi ve yakın çevresini kayırmakla suçladıkları Devlet Başkanı Kurmanbek Bakiyev'e karşı ayaklanmışlardır.6-7 Nisan olayları sonucunda Başkan Bakiyev iktidarını tasfiye etmişlerdi. Bakiyev iktidarının tasfiyesinin ardından 6 aylık bir süre için 4 bakanlı geçici bir hükümet kurulmuş, başına da Roza Otunbayeva getirilmiştir. Roza Otunbayeva 15 Nisan'da Bakiyev'den boşalan başkanlık koltuğuna vekâleten oturmuş 27 Haziran Referandumu ile 31 Ekim 2011 seçimlerine kadar Cumhurbaşkanı seçilmiştir.

Ülke siyasi olarak dar bir boğazdan geçerken kuzey bölgelerindeki siyasal gerginlik güneye sıçramış ve Haziran 2010 ortalarına gelindiğinde güneyde yaşayan etnik Özbekler ile Kırgızlar arasında bir iç savaş patlak vermiştir. İç savaş sonucunda iki bine insan ölmüştür. Binlerce mülteci, Özbekistan sınırına sığınmıştır. Geride yanmış ve yıkılmış şehirler kalmıştır. İç savaş esnasında dikkati çeken en önemli şey ise güvenlik birimlerinin olayları yatıştırmada ve asayişi sağlamada yetersiz kalmasıydı. Bunu devlet teşkilatının tam olarak yerleşmemiş yapısına ve hantallığına bağlamak herhalde yanlış olmayacaktır.

Bütün bu olumsuzlukların yaşanmış olmasına rağmen 31 Ağustos 2010'da ülke yeni bir anayasa kabul etmiş ve başkanlık sisteminden parlamenter sisteme geçmişti. Ekim 2010 parlamento seçimleri sonucunda sandıktan beş parti çıkmış ancak, koalisyon aralık ayına gelindiğinde kurulabilmişti.

Bu bağlamda bakacak olursak Kırgızistan'ın 19 yıllık başkanlık sistemi deneyimi ne ülke halkına ne de ülke siyasetine bir yarar sağlamıştır. Başa gelen iktidarlar ve devlet kadroları, devletin imkânlarını kendi çıkarları doğrultusunda kullanmış, yolsuzluklara bulaşmış; zaten kötü durumda olan ekonomi iyice zayıflamış bütün bunların acısını Kırgız halkı çekmiştir.

20 yıl önce komünist sisteme bağlı bir yönetim tarzından bağımsız bir devlete dönüşen ve açık pazar ekonomisini benimseyen Kırgızistan, genel hatları ile bakılacak olursa hep bir geçiş dönemi sürecini yaşamaktadır. 20 yıl gibi kısa bir sürede iki defa yönetim sistemi değiştirmek - bir üçüncü dünya ülkesi için- hiç de kolay değildir. Sistemin geçirdiği her değişimi kabul etmek, alışmak ve buna göre yaşam sürdürmenin zorluğu; akraba- klan ilişkilerinin güçlü olduğu, demokrasi bilincinin yeterli düzeye erişemediği, dışa bağımlı bir ekonominin hüküm sürdüğü de göz önüne alınırsa Kırgız toplumundan ve Kırgız siyasetçilerden uyum süreci içinde olağanüstü bir performans beklemek yanlış olur. 31 Ekim'de yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerini de yukarıda saydığımız etkenler ışığında değerlendirmek daha doğru olacaktır.

Seçimlerle ilgili bir diğer husus, geçtiğimiz hafta içinde Cumhurbaşkanı Roza Otunbayeva'nın yabancı misyon temsilcileri ile görüşmeleri sırasında ortaya çıkmıştır. Hem AGİT hem de IMF yetkilileri; Otunbayeva'ya seçimlerin açıklık ve şeffaflık ilkeleri doğrultusunda gerçekleşmesi gerektiğini iletmişlerdir. Ayrıca seçimlerin güvenli bir ortamda yapılmasının da ülkenin gelecekteki istikrarı için önemli bir gösterge olarak algıladıklarını belirtmişlerdir.

Hatırlanacak olursa, ülkenin ilk başkanı Askar Akayev'in 15 yıllık iktidarının 2005 yılında devrilmesinin nedenleri arasında seçimlere hile karışmış olması iddiaları da vardı. Önümüzdeki bu süreç içerisinde seçimlerin açıklığına ve meşruluğuna gölge düşürebilecek hareketler olması halinde ülke tekrar bir kaos ortamına doğru sürüklenebilir. Böylesi bir ihtimalin ortaya çıkmaması için özellikle Kırgız siyasetçilerinin çok dikkatli olması gerekmektedir. Çünkü Kırgız halkı önceki tecrübelerin de gösterdiği gibi isyan ve ayaklanma eğilimi yüksek bir halktır.

Sonuç olarak:

Kırgızistan, Asya'nın ortasında; komşuları Özbekistan, Kazakistan gibi ülkelerden farklı olarak parlamenter yönetim biçimine geçmiş ve demokrasi ile yönetilmeye çalışılan tek Türk Cumhuriyeti'dir. Her ne kadar parlamento seçimleri sonucunda hükümet gecikmeyle kurulmuş olsa da demokratikleşme adına yapılan bütün bu hareketler içinde bulunduğu konum gereği değerlidir. Orta Asya'nın kalbinde demokrasi ile yönetilen ve siyasi-iktisadi istikrarını sağlamış bir ülkenin bölgedeki uluslararası aktörler için stratejik önemi büyük olacaktır. Ayrıca komşu devletlerin halklarına da örnek teşkil edecektir.

Kırgızistan sadece parlamenter demokrasiyi değil aynı zamanda Kırgız milli devletini de kurmak için büyük çaba sarf etmektedir. SSCB döneminde özellikle Kırgız kentleri ve şehirlerde yaşayan eğitimli Kırgızlar kültürel anlamda büyük ölçüde Ruslaşmışlardır. Kırgız aydınlarının büyük bölümü ana dilleri olan Kırgızcayı hiç öğrenmeden büyümüşlerdir. Şimdi süreci tersine çevirmeye çalışan Kırgız siyasal ve kültürel eliti bu çabanın bir parçası olarak seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olacakların Kırgızca dil sınavına girmesini ve bu sınavı kazanmalarını şart koşmuşlardır.Yani Kırgızistan'da demokratikleşme süreci ile eş zamanlı olarak Kırgız olma çalışmaları sürmektedir.

Ülkede demokratik bir düzenin kurulması hem iç hem de dış politikanın belirlenmesinde önemli rol oynayacağı gibi ekonomiyi istikrara kavuşturup Kırgız halkının refah düzeyini de arttıracaktır. Bunun için cumhurbaşkanlığı seçimleri demokratik devlet sürecine geçişin son ayağını oluşturuyor diyebiliriz. Ancak bu geçiş sürecinin görünürde mi yoksa gerçekçi mi olduğunu anlamamız için zaman gerekmektedir.

 

Serhat Süleyman Kot

E-Posta                                  : sserhatkot@hotmail.com

Eğitim Durumu                       : Yüksek Lisans          

 

Yüksek Lisans                       Atılım Üniversitesi - Uluslararası İlişkiler

 

Lisans                                   İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi

                                            Türk Dünyası Celal-Abad İşletme Fakültesi 

                                             Kırgızistan - Uluslararası ilişkiler                       

Lise                                       Antalya Lisesi

 

Yabancı Dil                               Kırgız Türkçesi [ İyi ] 

                                               Karaçay Türkçesi [ İyi ]                                              

                                               Rusça     [ Orta ]

                                               İngilizce [ Başlangıç Seviyesi ]

                                              

Yayınlanan Analizler           Kırgızistan Demokratikleşirken Kırgız Olmak

                                         www.21yyte.org, 26.09.2011

                                              

                                         Millileştirmek Mi, Hükümet Darbesi Mi?

                                         www.21yyte.org, 14.10.2012

Son ekleyen Serhat Süleyman Kot

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display