Bu sayfayı yazdır

Dünyanın Olmayan Çivisi bu defa Afganistan’da mı Çıktı?

Yazan  24 Ağustos 2021

Bilirsiniz İstanbul boğazında, bağdadi[1] yalılar vardır.  Ya akıntının hızından, sisin yoğunluğundan;ya kaptanların beceriksizliğinden veya kılavuz almayan yabancı gemilerin bilgisizliğinden bu yalılar hep büyük tehlike altındadır.

Yıllar önce bir sabah Boğaz’ın eski bağdadi yalılarından birinin bağrına yine bir şehir hatları vapuru saplanmış, vapurun kaptanı ve saat erken olduğu için az sayıdaki yolcu, evin beyini,  gövdesini yardığı yalının üst katında gazete okurken yakalamıştı. Bir anda şaşkına dönen dostumuzun, neyse ki kendini çabuk toparlayıp,yapının bağdadi olduğunu ve kaptanın geri manevra yapması halinde yalının anında tamamen çökeceğini haykırdığını anlatışını hiç unutmam. Birileri yine dünyanın çivisinin çıktığını düşünüyor olabilir. Oysa ben bu deyimi duydukçahepo kazayı hatırlar ve dünyanın aslında kocaman ve köhne bir “bağdadi”yapı olduğunu düşünürüm. Savaş ve çatışmalarla tarih boyunca yıpranan çivisiz yapı, şimdi sıklığı ve şiddeti artan doğal afetlerle de perişan. Ama asıl tehlike kötü yönetimler, çaresiz ülkelere yapılan yabancı müdahaleler, hesapsızca atılan geri adımlar ve köklerinden kopup savrulan insanlar.

Afganistan’dan Çekilirken Merd-i Kıpti’nin Söylediği Sirkat

ABD de 9/11 in yarattığı moral yıpranmayı ne Afganistan’a birlik gönderme, ne de Irak’ta Saddam’ı devirme tedavi edebildi. Milyarlarca dolar Amerikan vergi mükellefinin cebinden,terörün kaynağı olarak işaret edilen ülkelere akıtıldı. Ama sonunda, kaynaklar krizlerle suyunu çekmeye başladığında barış havarisi Barak Obama  “bir gün zaten çıkmamız gerekir. Zaman şimdi o zaman” diyerek, kendi komutanları ile bile ters düşme pahasına 2014 de Afganistan’dan askeri birliklerini çekme kararı aldı. Obama görevi 2017 yılı başında, Donald Trump’a devrettiğinde, o bilgisiz, basiretsiz kaptanın Doha’da Taliban ile müzakere masasına oturacağını herhalde öngöremedi. Şimdi Biden yönetimi zaten Trump döneminde tarihi bile saptanmış bir kararın gecikmeyle uygulamaya sokulduğunu açıklarken, neden ayrıntıda gizli şeytanı farketmediğini açıklamaktan aciz. Şeytanlaştırdığı Taliban’ın gücünü ABD neden kestiremedi? Bugüne kadar kurtarılması gerekeni kurtarmak için,geri çektiği birlikleri yeniden Afganistan’a göndermek mecburiyetinde kalacağını neden hesaplayamadı? Dün akşam CNN International’a konuşan Obama dönemi eski savunma bakanlarından Chuck Hagen, “biz Afganistan’ı hiçtanımadık” dedi. Bu ABD gibi bir süper güç için kabul edilebilir bir mazeret olabilir mi? Kaldı ki, 1970 li yıllarda Sovyet birlikleri ve danışmanları Afganistan’dayken, askeri olmasa bile, ABD de de istihbarat teşkilatı birimleri ve kalkınma örgütü USAID[2]ile oradaydı. 1970'li yıllarda akademik çevrelerde rastladığım bazı USAID mensupları, “ Montana eyaleti gibi dağlık ve vahşi güzellikleri olan Afganistan’da biz Amerika olarak, yolları ve köprüleri yapıyoruz. Ülkenin dört yakası birleşsin istiyoruz. Ama Sovyetler Rus yapımı otobüsleri oraya getirdiğinde, onlarhalkın gözünde bizden daha makbul oluyor” der ve Babrak Karmal’ın Sovyet yanlısı yönetiminin dünya için yarattığı tehlikeye dikkat çekmeye çalışırlardı. Bu tür raporlar, Amerikan arşivlerinde yok mu ki şimdi bir “biz Afganistan’ı tanımadık” tır gidiyor. Affedilir gibi bir koordinasyon bozukluğu değil bu. Şimdi bana göre ABD, bağdadi yalıya giren, şehir hatları vapuru kaptanından farksız. Ama tek fark umursamazca geri manevra yapması ve yapıyı tamamen çökertmesi.

Kuralsız Düzendeki Bağdadi Yapı

Bana Afganistan bağdadi bir yapı mı diye sorabilirsiniz. Kendine göre bir toplumsal dokusu ve bağımsızlık iddiası olmasaydı, Afganistan Mücahidin veya Taliban’la 1970 li yıllardan bu yana önce Sovyetler Birliği,sonra Amerika’ya karşı böylesine kararlı bir direniş gösterebilir miydi?Evet, Afganistan dil, din ve etnik köken farkı kadar, engebesi nedeniyle bölünmüş bir aşiret düzeni. Ama kabul edelim kaybedecek hiçbir şeyi olmayanlar, vatan bildikleri bir coğrafyayı, yabancı işgaline karşı savunuyor. Ancak acıklı tarafı, nasıl Amerika, Irak’ta, Libya’da, Suriye’de ve şimdi Afganistan’da yıktığının yerine ne koyacağını bilemediyse, Taliban da, yabancıyı kovduktan sonra yerliyi nasıl yöneteceğini, fakir ülkeyi nasıl yaşanabilir hale getireceğini bilmiyor. Hangi kökenden olursa olsun insanlarını nasıl bağrına basabileceğini, özellikle kadınlarını çağdışı yaşatmanın ülkesinin geleceği açısından nelere mal olabileceğini kestiremiyor.

Zengin Doğal Kaynakların Laneti hala Orada

Fakir bir ülkeden söz ediyoruz. Kişi başına GSYH sı 2020 rakamları ile sadece 507 dolar. Eğer satın alma gücü paritesine göre bu aynı yıl 2294 dolar olarak açıklanmış[3]. Sürekli kuraklıkla kavrulan topraklarında verimlilik düşük. Yine de buğday, badem, pamuk ve safran gibi tarım ürünleri üretiliyor. 1970 li yıllarda Afganistan’ı dünyanın afyon üretimi nedeni ile yerden yere vurduğu bir ülkeydi. Şimdi afyonun adı yok. Ama kendisi var mı? Bununla birlikte verimsiz topraklarının altındaki nadir mineral ve madenlerde Amerika’nın olduğu kadar, Rusya’nın, raylı sistemlerini şimdi dağlardan, Hayber geçidinden nasıl dolaştıracağını düşünen Çin’in, belki Almanya’nın ve İngiltere’nin gözü var. Evet, Bağdadi yapı çöktü. Ama temelindeki hazineye, şimdi Taliban yönetimini ilk tanıyanlar talip olacak.  Doğal gaz, petrol, kömür, lityum, bakır, krom, kurşun, çinko, barit, talk, demir ve mermer, yeni gelenlerin elinin değeceği sınai madenler. Dağların arasındaki yollardan biri Lapis Lazuli koridoru olunca ister istemez dünya mücevher üreticileri de Afganistan’a yeniden göz atacak. Ama bütün bu kaynaklar, çöken yapının yeniden inşa edilmesine yardımcı olacak mı? Bu Taliban yönetimini tanıyan ülkelerin ne hızla ve nasıl projelerle bu ülkeye geleceğine olduğu kadar, Taliban’ın yaygın yolsuzluk sorununu çözüp çözemeyeceğine veya kendi payını alıp almayacağına bağlı olacak. Ama hala kaos devam ediyor. Bir süre daha devam edecek ve üstelik şimdi ABD ve Rusya, Çin’in hamlelerini daha dikkatle izleyecek.

Türkiye’nin Taliban Yönetimi ile İlişkisinin Geleceği

Kabil havaalanının denetimi bilmecesi sürüyorsa da şimdilik ABD ve Türk birlikleri işbirliği ile korunacağı açıklandı. Bizi en çok “Taliban ile olan ortak yönlerimiz” açıklaması düşündürmüştü. Sonra kambur üstüne kambur Afgan mültecileri sorunu ile sarsıldık. THY nin tarifeli, tarifesiz İstanbul tariki ile Toronto ve başka yerlere yapmakta olduğu kurtarma seferlerini izlerken taşıdığı yolculardan kaçının İstanbul’da kaldığını tahmin etmeye çalışıyoruz.THY nin diğer hava yollarına göre Kabil’e çok daha rahat inip kalktığını duydukça, gurur mu duyalım, endişe mi edelim şaşırdık. Ama beni bir de Taliban sözcüsünün, Türkiye ile mali işlemler konusunda işbirliği yapabilecekleri açıklaması kara kara düşündürdü. İran ile yapılan ve sarrafiye ilişkisine şimdi Afganistan ile mi girilecek? Kim veya kimler bu işi yapacak? Bildiğim kadarı ile Afganistan’da bulunan bir Türk bankası yok. Şimdi bir devlet bankası hemen Kabil’de bir banka açmaya mı kalkacak?Açıkçası Taliban’ın Türkiye’den beklentisi kadar, gözü pek Türk girişimcilerin niyetlerinin ve henüz Suriye ve Libya batağından çıkamamışken Ankara’nın Taliban yönetimi ile ilgili ne gibi planları olduğunun kamuoyu tarafından bilinmesi gerekir.

 

 

[1]Çivisiz ve birbirine geçmeli olarak inşa edilmiş ahşap yapı

[2] United States Agency for International Development

[3] Afghanistan, https://www.heritage.org/index/country/afghanistan

Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Misafir Yazar