Tehlikeli Üçgen: Türkiye-Ermenistan-Azerbaycan

Yazan  09 Eylül 2009
Türkiye–Ermenistan ilişkilerinde en önemli gelişme 22 Nisan 2009'da yaşanmıştır.

"24 Nisan" öncesi İsviçre'nin arabuluculuğu ile üzerinde mutabakata varılan yol haritası[1] Obama'nın "Ermenilere verdiği vaadi" yerine getirme çabası izlenimi uyandırırken, Türkiye'yi de "soykırım sendromu" konusunda bir nebze rahatlatmıştı. Fakat bu gelişme Bakü'de büyük rahatsızlık uyandırmış ve sert tepkisiye neden olmuştur. Bir millet, iki devlet zeminindeki ilişkiler bu süreçten büyük yara almıştır. Azerbaycan Rusya ile yakınlaşma yönünde somut adımlar atmıştır.

13 Mayısta Başbakan Erdoğan, ikili ilişkileri onarmak amacıyla Azerbaycan'a ziyaret etmiş ve "Karabağ'ın işgali ortadan kalkmadan Ermenistan'a kapıları açmayız" diyerek güvence vermiştir.[2] Bundan sonraki Türk-Ermeni temasları kamuoyuna kapalı olarak sürdürülmüştür. 1 Eylül 2009'da konu daha somut belgelerle yeniden gündeme gelmiş, "Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti Arasında Diplomatik İlişkilerin Kurulmasına Dair Protokol" ile "Ermenistan Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti Arasında İlişkilerin Geliştirilmesine Dair Protokol" adlanan iki önemli belge parafe edilmiştir.[3]

Bu belgeler Türkiye ve Ermenistan açısından öncelikli önem arz eden bazı hususlara sahiptir. Ayrıca, bu sürecin tarafları Türkiye ve Ermenistan olmasına rağmen Azerbaycan, Rusya ve ABD açısından da büyük önem taşımaktadır.

 

Türk-Ermeni Protokolleri Ne Vaat Ediyor?

 

Protokolde, iki ülkenin, halklarının yararına hizmet etmek amacıyla iyi komşuluk ilişkileri tesis etmeyi, siyasi, ekonomik, kültürel ve diğer alanlarda ikili ilişkileri geliştirmeyi arzuladıkları belirtilmektedir. Ayrıca, iki ülkenin mevcut sınırları karşılıklı olarak tanındığı teyit edilerek ortak sınırın açılması hususunda da karar alındığı vurgulanmıştır. Protokol hükümlerine göre her iki ülke ikili ve uluslararası ilişkilerde eşitlik, egemenlik, diğer ülkelerin iç işlerine müdahale etmeme, toprak bütünlüğü ve sınırların dokunulmazlığı ilkelerine saygılı olacaklarını ve bu ilkelere saygı gösterilmesini sağlayacakları yönündeki taahhütte bulunmaktadırlar. Protokole göre iki ülke arasındaki mevcut sınır uluslararası hukukun ilgili antlaşmalarında tarif edildiği şekliyle karşılıklı olarak tanınmaktadır. Taraflar üç ay içerisinde iki ülkenin uzmanlarının yanı sıra İsviçreli ve diğer uluslararası uzmanların katılımıyla bir tarih alt komisyonu oluşturulmasına ilişkin mutabakata varmışlar. Bu komisyon iki halk arasında karşılıklı güven tesis edilmesi, mevcut sınırların tanımlanması amacıyla tarihsel kaynak ve arşivleri tarafsız ve bilimsel açıdan inceleyecektir.

 

Azerbaycan'ın Tepkisi Neden Farklı?

 

Nisan 2009'da "yol haritası"nın açıklanmasından sonra Azerbaycan'ın tepkisi çok sert olmuştur. İlham Aliyev yaptığı açıklamada dış politika önceliklerini yeniden gözden geçireceklerini beyan ederken, çok sayıda sivil toplum örgütü, siyasi parti ve milletvekilleri de Türkiye'ye gelerek kamuoyu desteği istemişlerdi. Peki, son Protokollerle ilgili Bakü'nün çok ılımlı tepki sergilemesinin nedeni ne?

Birinci neden, önceki süreçten farklı olarak bu defa Ankara ile Bakü arasındaki iletişim sorunu giderilmeğe çalışılmıştır. Mayıs ayından bugüne kadar yaşanmış sürecin Bakü ile iletişim içinde sürdürüldüğü söylenebilir.

İkinci neden, sürecin ABD'nin telkin ve baskıları ile başlatıldığı bir gerçeğinden kaynaklanmaktadır. Rusya-Gürcistan savaşı sonrası Gürcistan'ın BDT üyeliğinden çıkması Ermenistan'ı ekonomik açıdan daha da sıkıntılı duruma düşürmüştür. Bu durum Ermenistan'ı Rusya'nın "kucağından çekip almak" için Washington açısından iyi bir fırsat olacaktır. ABD kendi lehine olan bu durumdan faydalanmak istemektedir. Bu yüzden ABD'nin süreci hızlandırmak için Bakü üzerinde baskısı söz konusudur. Bakü ve Ankara arasındaki diplomasi trafiğinin de ana konusu Ermenistan-Türkiye ilişkileri olmuştur.[4] Son olarak Dışişleri Bakanlığından müsteşar ve müsteşar yardımcısı 29 Ağustos 2009'da Bakü'ye bir ziyarette bulunarak, Cumhurbaşkanı İ.Aliyev'le görüşmüştür.[5] Bu ziyaretin amacı Bakü'nün Ankara'ya verdiği güveni tazelemekti.

Protokollerde Karabağ konusunda değinilmemektedir. Buna rağmen Bakü, Ankara'nın Ermenistan'ı somut adımlar atmağa zorlayacağına inanmak istemektedir. Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Yönetim Biriminin uluslararası ilişkiler şubesi müdürü Novruz Memmedov Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin geliştirilmesine itiraz etmediklerini, Türkiye'nin bu adımının münakaşanın çözümüne önemli ölçüde olumlu etki edebileceğini ifade etmiştir.[6] Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Yönetim Biriminden, Dışişleri Bakanlığından, iktidar partisinden olan milletvekilleri, açıklamalarında Başbakan Erdoğan'ın Azerbaycan'a verdiği güvenceye inandıklarını dile getirilmiştir. Bu yüzden Bakü'de, Türkiye'nin protokolleri parlamentoya sunmadan önce Ermenistan tarafını somut adımlar atmaya zorlayacağı inancı hakimdir. Muhalefet partileri konuyla ilgili açıklamalarında her ne kadar iktidara yönelik eleştiriler yer alsa da bu süreçte Başbakan Erdoğan'ın vaadinin yerine getirilmesine inanmaktadırlar. [7]

Azerbaycan'ın başka bir beklentisi de Ermeni işgalinin BM'nin müzakeresine taşınması ve işgal konusunda beşinci bir kararın alınmasını sağlamaktadır. Bakü Türkiye'nin bu konuyu BM GK gündemine taşımasını istemektedir. Ayrıca Azerbaycan'ın önerisiyle bu konu BM Genel Kurulunun gündeliğine salınmıştır.[8] Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarındaki işgali sona erdirmek isteyen BM GK'nın dört kararı[9] vardır ve bu kararların uygulanmasında bugüne dek her hangi bir ilerleme sağlanmamıştır. Peki, bu dört karar uygulanmazken Bakü beşinci bir karardan beklentisi nedir? ABD Bakü üzerinde baskı uygularken, diğer taraftan Karabağ konusunda ilerleme sağlanacağı yönünde vaatte bulunmaktadır. Bu yüzden Bakü susmakta ve bunun karşılığında Karabağ konusunda sağlam bir güvence arayışı içine girmiş bulunmaktadır.

Bakü, izlenen yol haritasında Karabağ ve Azerbaycan topraklarının işgali sorununda belli ilerleme sağlanabileceğine inanmak ister görünmektedir. İlham Aliyev'in "Dağlık Karabağ sorunuyla ilgili somut ilerlemeler beklenmektedir" yönünde açıklama yapması da bundan ileri gelmektedir.[10]

 

 

Protokoller Türk Dış Politikasının Bir Başarısı mı?

 

Yapılan "iyimser" değerlendirmelere göre bu protokoller Türkiye'nin çıkarları açısından önemli hükümler içermektedir. Bunlar sınırların tanınması ve ortak tarih komisyonunun kurulacağına dair hükümlerdir.

 

a) Ermenistan Türkiye'nin Toprak Bütünlüğünü Tanıyor mu?

 

Protokol metnine göre, "iki ülke arasındaki mevcut sınırlar uluslararası hukukun ilgili antlaşmalarında tarif edildiği şekliyle karşılıklı olarak teyit" edilmiştir. Ayrıca her iki devletin ikili ilişkilerde toprak bütünlüğü ve sınırların dokunulmazlığı ilkelerine saygılı olacakları vurgulanmıştır. Dışişleri Bakanı A.Davutoğlu "Kars antlaşmasıyla ortaya çıkan uluslararası normlar etrafında sınırların tanınmasının temel olduğunu" belirterek, "o olmadığı zaman komşuluk ilişkisinden bahsetmek mümkün olmaz" demiştir.

Birincisi, toprak iddiasından vazgeçmek, Ermenistan'ın belli adımlar atmasını gerektirmektedir. Bu adımlar arasında Ermenistan'ın devlet armasında değişiklik yapmak, Türkiye`ye karşı toprak iddiasının yer aldığı Bağımsızlık Bildirgesine atıfta bulunan Ermenistan Anayasasının başlangıç hükmünde değişikliğe gitmek gibi önemli düzenlemelerin yapılmasını gerektirmektedir.

İkincisi, Edvard Nalbandyan, protokolün "mürekkebi kurumadan" Erivan'da yaptığı basın toplantısında Türkiye ile imzalanmış protokoller Ermenistan'ın Kars Antlaşmasını tanıması anlamına gelmediğini vurgulamıştır.[11]

 

b) Soykırım İddiası Tarih Komisyonunda Görüşülecek mi?

 

Ankara'nın adeta bir zafer olarak nitelediği ortak tarih komisyonu birkaç açıdan değerlendirilebilir.

-Öncelikle böyle bir komisyon oluşsa ve müzakereye başlasa bile, oradan sağlıklı bir kararın çıkması mümkün değildir. Komisyonda her iki tarafı tatmin edebilecek bir karar alma mekanizmasının kabul edilmesi imkansızdır. Çünkü Ermeniler soykırımın tanınmasını vazgeçilmez ulusal bir dava olarak nitelemektedirler. Bu "dava" Ermenistan devletinin kurucu belgelerinde yer almaktadır. Komisyon, tarih mücadelesi açısından diplomatik veya psikolojik olarak Türkiye'de birçok insanın düşündüğünün aksine önemli bir kazanım olmayacaktır. Ermeniler Türklerle tartışmanın bir yararı olmadığını söyleyecekler.[12]

-İkincisi Erivan, ortak tarih alt komisyonunda her hangi bir soykırım konusunun ele alınmayacağını ifade etmiştir. Bu konuda açıklama yapan Nalbandyan şöyle demiştir: "Biz mümkün olan her konunun müzakeresi için, bünyesinde değişik alt komisyonların yer alacağı hükümetler arası komisyonun oluşturulacağını hiçbir zaman saklamadık. Alt komisyonlardan birisi tarihi diyaloga dayanarak iki halk arasında güven tesis etmekle uğraşacak. Biz 1915 yılı veya soykırımla ilgili bir müzakere öngörmüyoruz."[13]

Gerçekten Protokolde "soykırım" kelimesi yer almamaktadır. Metinde "iki halk arasında karşılıklı güven tesis edilmesi amacıyla, mevcut sorunların tanımlanmasına ve tavsiyelerde bulunulmasına yönelik olarak, tarihsel kaynak ve arşivlerin tarafsız bilimsel incelenmesi" öngörülmektedir.

 

c) Ermenistan'la diplomatik ilişkilerin kurulması Karabağ sorununun çözümünü hızlandıracak mı?

Halen Bakü, protokollerin TBMM'nin onayına sunulmasını endişe içinde beklemektedir. Bakü'de Türkiye'nin Erivan'ı somut adımlar atmağa zorlayacağına dair kuşkulu bir ümit hakimdir. Bu konuda da Ankara ve Erivan'ın yorumlarında ciddi çelişkiler vardır. Ankara bu süreçte Azerbaycan'ın menfaatlerini göz ardı etmeyeceğini, Erivan ise sürece Karabağ sorunun şart koşulamayacağını ifade etmektedir. Azerbaycan-Ermenistan görüşmelerinde Erivan, hep "oyunbozan" bir tutum sergilemiştir.

 

SONUÇ

 

Ankara ve Erivan arasında protokol hükümleri konusunda ciddi görüş ayrılıkları vardır. Türkiye'de Ermenistan tarafının sürece ilişkin geliştirdiği söylemler tam algılanmamakta veya Türk kamuoyuna yeteri kadar aktarılmamaktadır. Protokol hükümleri Ankara ve Erivan'da farklı şekillerde yorumlanmaktadır.

Türkiye'nin Ermenistan'la diplomatik ilişkiler kurması Türkiye'ye karşı Ermeni iddialarını sona erdirmeyecektir. Nitekim Erivan açık şekilde soykırım konusunu tartışmayacaklarını ve Kars Antlaşmasını tanımadığını açıklamıştır.

Bundan sonraki sürecin nasıl gelişeceği merakla beklenmektedir. Eğer süreç Protokollerde öngörüldüğü gibi sorunsuz bir şekilde devam ederse, diplomatik ilişkiler kurulmadan önce Karabağ konusunda somut ilerleme sağlanırsa, tarafların bu durumdan memnun kalacakları söylenebilir. Bu aynı zamanda ABD'nin kazanımı ve Rusya'nın kaybetmesi anlamına da gelmektedir.

Türkiye Azerbaycan'la ilişkilerini zedelemek tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bakü Ankara'yı uyarmış ve sessizce beklemektedir. Aynı tutum medyada da hakimdir. İlk günlerde yapılan birkaç yorum hariç artık bu konuya değinilmemektedir. Bu süreçte Ermenistan'la ilişkiler kurulmasına rağmen Karabağ konusunda bir ilerleme sağlanamayacaksa Azerbaycan basınında Türkiye aleyhinde bir kampanya başlayacaktır. Azerbaycan iktidarı sessizliğini bozacak ve Rusya'ya daha fazla yaklaşacaktır. Böylece Azerbaycan-Türkiye ilişkileri belki de bu zamana kadar yaşanmamış boyutta bir yara alacaktır.

Ermenistan'ın bu süreçten beklentisi az tavizle çok şey kazanmaktır. Erivan, kendisi için "hayati öneme haiz" soykırım ve Kars anlaşması gibi konuların gündeme gelmesine müsaade etmeyecektir. Ayrıca, Karabağ'ın Türk-Ermeni ilişkilerinde şart koşulmayacağı isteğini de kabul ettirmiş durumdadır. Türkiye veya ABD'nin baskıları sonucunda sürece paralel olarak Ermenistan bazı küçük tavizlerde bulunabilir. Azerbaycan açısından çok da anlam ifade etmeyen küçük tavizler karşısında Türkiye süreci devam ettirirse, Bakü ile ilişkiler sıkıntılı bir aşamaya girecektir. Türkiye'nin süreci askıya alması ise onu suçlu duruma düşürebilir.

Bugün gelinen nokta çok kritiktir ve bu durum sadece başarılı bir kriz yönetimiyle aşılabilecektir. Fakat bu o kadar da kolay olmayacaktır. Çünkü yaşanan süreçte doğal olarak Türkiye'nin inisiyatifi dışında kalan gelişmeler de yaşanmaktadır. Ermenistan'la diplomatik ilişkiler, sınır sorunun çözümü Türkiye için siyasi ve ekonomik çıkarlar açısından pek anlam ifade etmemektedir. Bu süreçte Karabağ sorunun çözümünde ciddi bir ilerleme sağlanacağı ihtimali de çok düşüktür. O zaman bu süreç sadece "Ermenistan'ı kurtarmak" süreci olacaktır.

 

 


 

[1] Bkz:Alesker Aleskerli, Gergin Gündem: Türkiye-Ermenistan Sınır Kapısı Sorunu, Stratejik Analiz, Sayı 109, Mayıs 2009.

[2]Sabah, 14 Mayıs 2009, Bülent Aydemir, "Erdoğan tam garanti verdi Bakü'nün şüphesi kalmadı"

[3] Protokol metinleri için bkz: Hürriyet gazetesi, 2 Eylül 2009, s. 23.

[4] Bkz: Qəfil səfərlər - Məmmədyarov Istanbula, Çeviköz Bakıya…, Azadlıq 23 iyun 2009. http://azadliq.az/?p=13209

[5] Dışişleri Müsteşarı Sinirlioğlu'ndan Aliyev'e ziyaret, 29 Agustos 2009, http://www.turkishny.com/en/dunyadan-kisa-kisa/14452-disisleri-mustesari-sinirlioglu.html

[6] Novruz Məmmədov: "İnanmaq istəyirəm ki, Türkiyə vədinə əməl edəcək", http://deyerler.org/texts/news/cemiyyet/36633-novruz-mjjmmjjdov-dnanmaq-istjjyirjjm-ki-tgrkiyjj.html

[7] "İsa Qəmbər: Türkiyə-Ermənistan anlaşmasını dəyərləndirir", http://www.mediaforum.az/articles.php?lang=az&page=00&article_id=20090907024902868, Əli Kərimli müavininin istefası, partiyasının planları və Türkiyə-Ermənistan anlaşması haqda, http://www.mediaforum.az/articles.php?lang=az&page=02&article_id=20090907020608117

[8] http://deyerler.org/texts/news/cemiyyet/36633-novruz-mjjmmjjdov-dnanmaq-istjjyirjjm-ki-tgrkiyjj.html

[9] 822, 853, 874, 884 sayılı BM kararları için bkz., http://www.meclis.gov.az/?/az/qarabakh_content/6.

[10] İlham Aliyev bu konuşmayı Ağustos 2009'da Kafkas Müslümanları İdaresinin verdiği iftar yemeğinde yapmıştır.

[11] Карский договор: "рояль в кустах" или "теленок под быком?" (Армения - Турция), http://regnum.ru/news/1202020.html

[12] Şanlı Bahadır Koç, "Ermenistan - Türkiye protokolü ne getirir ne götürür?", http://www.hurriyet.com.tr/dunya/12413468.asp

[13] "Армяно-турецкая подкомиссия будет обсуждать историю, но не Геноцид: МИД Армении", news.am/ru/news/3593.htm

Ali Asker

İlk Öğretim-Lise:: Alpan Köy-Azerbaycan

Üniversite: Azerbaycan Teknik Üniversitesi- Bakü Devlet Üniversitesi Hukuk Fakültesi (2 Üniversite)

Yüksek Lisans: Marmara Üniversitesi SBE Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı Genel Kamu Hukuku

Doktora: Ankara Ü. SBE Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı Genel Kamu Hukuku

 

Uzmanlık Alanı: Rusya, Orta Asya, Kafkaslar. Demokratikleşme ve Rejim Değişimleri. Türk Dünyası çalışmaları.

 

Bildiği Diller:

Rusça

Azerbaycanca

Bugüne Kadar Çalıştığı Yerler:

1993-1996 İmpuls LTD Şirketi, Genel Müdür danışmanı

1998-2000 Millet gezetesi (Azerbaycan, temsilci muhabir)

2007-2010 (Ayna ve Zerkalo gazeteleri Türkiye temsilcisi)

2009 – ASAM

2009- 21. Yüzyıl T.E.

 

Bilimsel Çalışmalar
Kitaplar
a) Telif Eserler
Azərbaycan hüquq tarixi:cinayət hüququ (qədim zamanlardan 1920-ci ilədək), Azərnəşr, Bakı, 1999, (Mehman Dəmirli ilə birlikdə), 200 s.
Kaymakam Adaylığı Sınavına Hazırlık (Editörler: Tezel Öçal ve Zehra Odyakmaz), Savaş Yayınları, Ankara 2004, 1159 sayfa
Konu Anlatımlı –Testli Anayasa Hukuku, İdare Hukuku ve İdari Yargı (Zehra Odyakmaz ve Ümit Kaymakla birlikte), 1. baskı (448 sayfa), 2. baskı (522 sayfa). 2004 (1. baskı), Ankara 2004 (2. baskı)
Soykırımdan fazlası (Kafkaslarda Ermenilerin yaptıkları mezalim ve Hocalı soykırımı üzerine)- belgesel senaryosu, 43 dak. (tamamlanma aşamasında)
 
b) Çeviri, Aktarma, Derleme, Düzenleme ve Editörlük
Yeni Anayasalar: BDT ve Baltık Ülkeleri, (Dr. Abdurrahman Eren’le birlikte), TİKA Yayınları, Ankara 2005, (Rusça, Ukraynaca, Türkmence, Özbekçe ve Azerbaycan Türkçesinden aktarma ve çeviri, düzenleme, açıklama ve Giriş Makalesi)
Mirza Bala Mehmetzade, Azerbaycan Misak-i Millisi, (Elşad Mahmudov’la birlikte), Azerbaycan Kültür Derneği Yayınları, Ankara 2002, , 87 s., (Osmanlıcadan aktarma ve şerhler)
 
Şahidin Xatirələri, AHC maliyyə naziri Əbdüləli Əmircanın xatirələri Ayna gazetesi, 1, 8, 15, 29, aprel 2006. (Türkiye Türkçesinden Azerbaycan Türkçesine aktarma, kitap olarak yayın aşamasında)
Hüseyin İsmayılov, Azerbaycan’da Aşık Sanatı, Alpan Yayınları, Ankara, 2008, (Azerbaycan Türkçesinden Aktarma, Mahire Gayıbova ile birlikde).
Cemil Hasanlı, Soğuk Savaşın Sınav Meydanı: Türkiye-SSCB İlişkileri, Bilgi Yayınları, Ankara, 2010 (Baskı aşamasında)
 
Tezler:
Doktora: Eski Sosyalist Ülkelerde Siyasi Rejim Değişmeleri, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Anabilim Dalı/Genel Kamu Hukuku, (Dnş. Prof.Dr.Anıl Çeçen) Ankara 2007, 391 s.
Yüksek Lisans: Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasasında Devlet Sistemi ve Temel Öğeleri, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Anabilim Dalı/Genel Kamu Hukuku,  (Dnş.: Prof.Dr. Mehmed Akad İstanbul,, 2000, s.137.
 
Makaleler
-       Telif
Auen Kilsə Qanunnaməsində cinayət hüququ normaları (Mehman Demirli ile Birlikte), Qanun, Bakı 1996.
Mədinə şəhər dövlətinin təşəkkülü və konstitusiyasının əsas cəhətləri, Qanun No:8, Bakı 1997.
Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasasına Göre Devlet Organlarının Yapısı ve İşleyişi, Yeni Türkiye Dergisi (Türkoloji ve Türk Tarihi Araştırmaları Özel Sayısı), Ankara 2003, s. 207,
Azerbaycan Cumhuriyetinde Kadın Hakları ve Günümüz Sorunları, Yıl: 1, Sayı: 1, s. 21-23. Türk Dünyası İnsan Hakları Bülteni, Ankara, Eylül 2004.
Erivan’a Yılbaşı Hediyesi: Rusya Ermenistan’ı Saldırı Amaçlı Silahlarla Donatıyor, Stratejik Analiz, Cilt: 9, Sayı:107, Mart 2009, s. 18-20.
Gürcistan ve Azerbaycan Askeri İşbirliğinde, Stratejik Analiz, Cilt: 9, Sayı:108, Nisan 2009, s. 15-17.
Ermenilerin Azerbaycan’da Yaptıkları Soykırımlar ve Devam Eden Çözümsüzlük, Stratejik Analiz, Cilt: 9, Sayı:108, Nisan 2009, s. 28-38.
Gergin Gündem: Türkiye-Ermenistan Sınır Kapısı SorunuStratejik Analiz,Cilt: 10, Sayı 109, Mayıs 2009, s.30-36.
Gürcistan'da Sıcak gelişmeler:  Tamamlan(ma)mış Devrim, Paylaşılamayan Bölge,Stratejik Analiz, Cilt: 10, Sayı:110, Haziran 2009, s. 30-36.
ABD-Rusya Rekabeti Bağlamında Manas Üssü Sorunu, Stratejik Analiz, Cilt: 10, Sayı:111, Temmuz 2009, s. 20-23.
Azerbaycan’da Demografik Gelişmeler Işığında Bazı Tespit ve Tahminler, Stratejik Analiz, Cilt: 10, Sayı:111, Temmuz 2009, s. 64-72.
İç Savaş Eşiğindeki Kuzey Kafkasya, 21.Yüzyıl Dergisi, Ekim 2009, Sayı:10, s.43-52
Rusya’nın Modernizasyonu Mümkün mü? , 21.Yüzyıl Dergisi, Kasım 2009, Sayı:11, s.69-74
Kafkaslarda Barışa Giden Yol Savaştan mı Geçmeli? , 21.Yüzyıl Dergisi, Aralık 2009, Sayı:12, s.65-74
Türkiye Azerbaycan İlişkilerinin Çok Boyutlu Temelleri, 21.Yüzyıl Dergisi, Ocak 2010, Sayı:13, s.37-54 (Arif Keskin ve Kamil Ağacan’la birlikte)
Bakü'de Kuzey’den Esen Rüzgarlar, 21.yüzyıl Dergisi, Şubat 2010, Sayı:14, s.7-10
 ‘’Ermeni Açılımı’’ Sonrası Türkiye-Azerbaycan İlişkileri, 21.Yüzyıl Dergisi, Mart 2010, Sayı:15, s.45-56
Kırgızistan’da Bitmeyen Devrim mi, Fillerin Tepişmesi mi? , 21.Yüzyıl Dergisi, Mayıs 2010, Sayı:17, s.33-40
Ankara’dan Medvedev Geçti: İlişkilerin Değerlendirilmesi, 21.Yüzyıl Dergisi, Haziran 2010, Sayı:18, s.49-56.
Sırat Köprüsü Kadar Zorlu Geçiş, 21.Yüzyıl Dergisi, Temmuz 2010, s. 65-72.
Rusya Federasyonu’nun Yeni Askeri Doktrini Bir Tepki Belgesi mi?MSI, Sayı: 054, Nisan 2010, s. 48-54.
Protokoller, “Soykırım Tasarısı” ve Türkiye-Ermenistan İlişkileri, Türk Yurdu Dergisi,
Kırgızistan Yol Ayrımında: Demokrasiye mi, Otoriterizme mi? 2023 Dergisi, Yıl:9 Sayı:109.
Herkesin Sınıfta Kaldığı Ders: Kırgızistan Olaylarında Okunması Gerekenler, 2023 Dergisi, Temmuz 2010, Sayı: 111, s. 54-58.
Medvedev’in “Eksen Kayması”: Ne Kadar Kayabilir ki? 21.Yüzyıl Dergisi, Ağustos 2010, Sayı:20, s. 39-48.
Rusya’nın Balkanlar Politikasının Bazı Hususları, 2023 Dergisi, Ağustos 2010, Sayı:112, s. 54-59.
Kilise Savaşları: Moskova-Kiev-İstanbul, 21. Yüzyıl Dergisi, Eylül 2010, Sayı: 21, s. 31-38.
Kafkasya’daki Silahlanma Rusya-Türkiye İlişkilerinin Neresinde? 21. Yüzyıl Dergisi, Ekim 2010, Sayı: 22, s. 21-28.
Kırgızistan Seçimleri Demokratikleşmeye Vesile Olabilir mi? 21. Yüzyıl Dergisi, Kasım 2010, Sayı: 23, s. 8-10.
Ermenistan'da Anayasal Dönüşüm Süreci ve Anayasanın Temel Özellikleri, Ermeni Araştırmaları Dergisi, Sayı: 36, Terazi Yayıncılık, Ankara Kasım 2010, s. 191-218. 
Qırğızıstanda demokratik transformasiya cəhdi, Analitik Baxış, Say:4, SAM,  s. 22-28.
Rusya'nın Afganistan Politikasında Belirsizlik, 21. Yüzyıl Dergisi, Ocak 2011, Sayı: 25, s. 39-45.
Gözetlemeye Devam: Gebele Radar Üssü’nün Modernizasyon, EkoAvrasya, Yıl:4, Sayı: 14, Bahar 2011, s.36-37.
Türkiye-Ermenistan İlişkileri ve Rusya’nın Tutumu, 21. Yüzyıl Dergisi, Şubat 2011, Sayı: 26, s. 15-21.
Rusya: Olgular ve Tahminler Işığında, Mart 2011, Sayı: 27, s. 45-51.
Mağrip’ten Esen Rüzgarın Rusya’da ve Güney Kafkasya’da Etkileri, 21. Yüzyıl Dergisi, Nisan 2011, Sayı: 28,  s.39-46.
 
 
 -       Aktarma ve Çeviri
Sergey Yatsenko, Vusunlar, Türkler (Editörler: Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca), Cilt:1, Ankara 2002, s. 776-781. (Rusçadan çeviri)
 Nikolay Bokovenko, Tagar Kültürü, Türkler (Editörler: Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca), Cilt:1., Ankara 2002,s. 518-525. (Rusçadan çeviri)
Sergey G.Skobelev, Vladimir N.Nechiporenko, Stepan V.Pankin, Arkeolojik Kaynaklara Göre Orta Yenisey Kırgızları, Türkler (Editörler: Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca), Cilt:2., Ankara 2002, s. 391-396. (Rusçadan çeviri)
Boris İ.Marşak, Türkler ve Soğdlular, Türkler (Editörler: Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca), Cilt:2., Ankara 2002, s. 170-178. (Rusçadan çeviri)
İrina F.Popova, Orta Asya Türkleri ve Erken Tang Çin Devleti, Türkler (Editörler: Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca), Cilt:2., Ankara 2002, s. 127-132. (Rusçadan çeviri)
Yuriy F.Buryakov, Eski ve Orta Çağ Dönemlerinde Büyük İpek Yolu Üzerinde Orta Asya Türkleri, Türkler (Editörler: Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca), Cilt:3., Ankara 2002, s. 234-242. (Rusçadan çeviri)
Yunus Nesibli, Orta Çağ Gürcü Kaynaklarında Türkler, Türkler (Editörler: Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca), Cilt:4., Ankara 2002, s. 722-730. (Rusçadan çeviri)
Svetlana İ. Valiulina, İdil Bulgarlarında Cam Sanatı, Türkler (Editörler: Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca), Cilt:6., Ankara 2002, s.55-62. (Rusçadan çeviri)
Yuriy F. Buryakov, Timur, Timurlular ve Bozkırın Türk Göçebeleri, Türkler (Editörler: Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca), Cilt:8., Ankara 2002, s. 534-539. (Rusçadan çeviri)
Talaybek Koyçumanov, Temirbek Bobuşev, Sovyet Sonrası Orta Asya Geçiş Ekonomilerinin Sorunları ve Entegrasyonun Geleceği, Türkler (Editörler: Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca), Cilt:19., Ankara 2002, s.15-23. (Rusçadan çeviri)
Kamil Veli Nerimanoğlu, Azerbaycan’ın Devlet Dili Siyaseti, Türkler (Editörler: Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca), Cilt:19., Ankara 2002, s.244-251. (Azerbaycan Türkçesinden aktarma)
Aman Hanberdiyev, Türkmenistan’da Eğitim ve Bilgisayar, Türkler (Editörler: Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca), Cilt:19., Ankara 2002, s. 815-827. (Rusçadan çeviri)
Ovez Gündogdiyev, Türkmenlerde Savaş Sanatı ve Silahlar (VI-XVI. yy.), Türkler (Editörler: Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca), Cilt:19., Ankara 2002, s.828-833. (Rusçadan çeviri)
Rafael Muhammetdinov, Boşevizm, “Milli” Komünizm ve M.Sultan Galiyev Fenomeni, Türkler (Editörler: Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca), Cilt:18., Ankara 2002, s.843-853. (Rusçadan çeviri)
Djenish Djunushaliev, Kırgızistan’da 1916 İsyanı, Türkler (Editörler: Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca), Cilt:18., Ankara 2002, s.627-630. (Rusçadan çeviri)
S.Oboznov, Rusya ve Latin Amerika BM`de: İşbirliği Sorunları ve Geleceği, Avrasya Dosyası, BM Özel, İlkbahar 2002, Cilt:8, Sayı:1, s. 225-237. (Rusçadan ceviri, A.İsayev ile birlikte).
Nursultan Nazarbayev, Krizin Anahtarları, Stratejik Analiz, Cilt:10, Sayı:110 Haziran 2009, s. 89-95.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display