Gürcistan’ın Geleceği

Rusya’nın desteğini çekmesi, ABD’nin bölgeye yerleşmesi ve Saakaşvili kabinesine büyük destek vermesi neticesinde Acaristan’da Abaşitze yönetiminin tasfiye edilmesi ile Gürcistan’ın gündemi yeniden şekillenecektir.

Gürcistan'ın Acarsitan sorununa benzer üç sorunu daha vardır. Bunlar Abhazya sorunu, Güney Osetya sorunu ve Cavaheti sorunudur. Bu üç bölgede de merkez kaç güçler senelerden bu yana kontrolü ele geçirmiş durumdadırlar. Tiflis'in anılan bölgelerde hemen hemen hiçbir etkisi yoktur. Bu bölgelerde de Tiflis'e rağmen Tiflis'den kopma hareketinin arkasında Moskova vardır.

Abhazya'da Gürcülerin yenilmesinin arkasındaki gerçek, Abhazların ve müttefikleri olan Kafkas kabileleri değil Rus ordusu olmuştur. Şevardnatze'den nefret eden ve onu SSCB'nin dağılmasından sorumlu tutan Rus generalleri o Gürcistan devlet başkanı olduktan sonra Abhaz ayrılıkçılara asker dahil olmak üzere her türlü desteği vererek Abhazya'dan Gürcüleri çıkarmışlardır.

Güney Osetya'da da Rusların Tiflis aleyhine izledikleri politikalar sonuç vermiştir. Keza Cavaheti bölgesinde Ermeniler bölgedeki Rus askeri üstünden aldıkları askeri ve ekonomik destek sayesinde Gürcistan'ın bölgedeki filli kontrolünü sona erdirmişlerdir. Şimdi, bu bölgelere yönelik olarak Gürcistan Acaristan'daki politikalara benzer bir politika başlatacak mıdır? Acaristan'daki etnik doku ile anılan bölgelerdeki etnik doku benzerlik göstermediğinden Cavaheti, Abhazya ve Güney Osetya'da halk isyanları ile mevcut iktidarların devrilmesi ve Tiflis'in kontrolü ele alması mümkün görünmemektedir. Ancak her şeyin ayni kalması da mümkün değildir.

Rusya'nın Güney Kafkasya politikasını Acaristan'dan başlayarak değiştirmesi durumunda ki, bu şu ana kadar Tiflis ile yapılan anlaşmaya rağmen kapatmayı reddettiği Batum'daki Rus askeri üstünün kapatılması ile bu politika değişikliği netleşecektir, Cavaheti, Güney Osetya ve Abhazya Moskova'nın desteğinin olmadığı bir ortamda bir süre direnseler de sonunda Tiflis'in kontrolü altına gireceklerdir. Bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini önümüzdeki günlerde Moskova'nın izleyeceği politikalar belirleyecektir.

Acarsitan ile ilgili ve ülkemizi yakından ilgilendiren gelişmelerde beklenmelidir. Acaristan özerk bir bölgedir ve bu özerklik Acaristan halkının Müslüman olmasından kaynaklanmaktadır. Kars anlaşması bu özerkliğin hukuki temelini oluşturmaktadır. Ancak son yıllarda bölgede gerçekleşen misyonerlik çalışmaları sonucunda Hristiyanlık büyük ölçüde yayılmıştır. Daha Şevardantze'ye karşı darbe gerçekleşmeden önce bölgede yapılan araştırmalarda bölgenin değişen dini dokusundan dolayı özerkliğinin kaldırılması gerektiği fikri ileri sürülmeye başlamıştır.

Acaristan'ın özerkliğinin kaldırılması Kars Anlaşması'nın da ihlali anlamına gelmektedir. Üstelik Kars Anlaşması'nın ihlal edilmesi Kars Anlaşmasına itirazları olan Ermenistan'ın elini güçlendireceği için Türkiye'nin aleyhine ikinci bir sonuç doğuracaktır.

ABD'nin Kafkasya'ya Gürcistan ve Azerbaycan üzerinden yerleşmesinin Afganistan ve Orta Asya'daki operasyonlar ve askeri üstler politikası ile yakından ilgisi vardır. Bu politika Hazar petrolleri ve Türkmen doğalgazının denetim altına alınmasını hedeflemektedir. Washington, Gürcistan'a gerçekleştirdiği yığınak ile Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattına da şimdiye kadar hiç vermediği kadar bir önem vermektedir. Çünkü, ABD Hazar petrol rezervlerinin önümüzdeki 15 yıl içinde dünya petrol rezervlerinin % 20'sine doğru tırmanacağını bilmekte ve bu rezervlerin dünya piyasalarına eklemlenmesi için geçiş coğrafyası üzerinde önlemler alma politikası izlemektedir.

Ancak, ABD'nin Kafkasya'da izlediği politikalara büyük bir pasiflikle bakan Ankara ortaya çıkacak sonuçları kendi lehinde etkileyecek girişimlerin tamamen dışında kalmakta sadece seyirci olarak izlemektedir. Türkiye'nin derhal etkin bir Kafkasya politkasına ihtiyacı vardır. Çünkü bu alanda etkin olmamak yarın Ermenistan meselesi ile karşı karşıya kalmayı ve Türk-Azerbaycan ilişkilerinin bozulmasını beraberinde getirecektir.

Son ekleyen 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Editörü

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display