Foto1 Rumlar Tarafından Kapatılan Girne Camiinde, 20 Temmuz Barış Harekatına Katılan Bir Bahriyeli Erimiz Tarafından Girne Geri Aldıktan Sonra Okunan İlk Ezan 

40 yıl önce bugün yaşananları tekrar hatırlamakta büyük yarar var. Kıbrıs’ta Rumlar EOKA adında terör örgütü kurarak Türkleri katletmekte ve Kıbrıs’ı Türk’ten arındırma politikasını uygularken tüm dünya sessiz sedasız gelişmeleri izlemekle yetinmekteydi. Kıbrıs’ta yaşayan Türklerin acıları 20 Temmuz 1974 sabahı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kıbrıs’a denizden çıkartma, havadan ise helikopter ile indirme ve paraşütçülerimiz atlayışları ile son bulmuştur. Mehmetçik, Kıbrıslı Türklerin direniş teşkilatı TMT ile omuz omuza verip Türkleri kurtarmıştır. 20 Temmuz 1974 tarihinden beri yani tam 40 yıldır Kıbrıs’ta hiçbir Türk’e Rumlar tarafından saldırı yapılamamıştır. Bunu sağlayan tek bir somut gerçek vardır. Mehmetçiğin KKTC’de dimdik duran süngüsü! Evet Mehmetçik KKTC’de bulunmaya devam ettikçe Kıbrıs’ta asla bir Türk’e bile Rumlar zarar veremeyecektir. Bu durumu yani Türk Askerinin KKTC’yi korumaya devam etmesini, her ne kadar ABD Başkan Yardımcısı siyasi kariyerinin en büyük hayal kırıklıklarından biri olduğunu itiraf etse dahi[1], Türk Milletinin sağ duyusu hem Türkiye’deki iktidara hem de KKTC’deki iktidara yansıdıkça, Türk Askeri Mehmetçik Kıbrısta Türk Milletini korumaya devam edecektir. Bu sayede Türkler, TMT mücahidi büyük Türk devlet adamı rahmetli Rauf Denktaş’ın kurduğu KKTC’de özgür olarak yaşayacaktır.

Foto2- Helikopterle Uçar Birlik Harekatı ile Adaya İndirme Yapan Bolu Komando Tugayının Mehmetçikleri (Taşıdıkları Geri Tepmesi Top Mühimmatı ile Beraber)

Siyasi politikalar ekseninde sözde “çözüm” adı altında KKTC ve Rum yönetimi arasında devam eden ve Kıbrıs’ta tek devlet kurmayı amaçlayan görüşmeler yapılmaktadır. Bu görüşmelerde Rum tarafının 2 temel hedefi vardır. Bunlardan ilki adadan Türk askerinin ayrılmasıdır. Diğeri ise KKTC’nin kendini tasfiye etmesi, Türk Milletinin adadaki varlığının inkar edilerek Rum’un içinde eritilmesi ile adanın tamamında tek egemen gücün Rumlar olmasıdır. Bu gerçekler gün gibi meydanda iken KKTC’yi siyasi olarak tanımayan Rum Yönetimi ile siyasi birliktelik olamayacağı aşikardır. 40 yılda bu tür sözde “çözüm” görüşmelerinden hiçbir sonuç çıkmamıştır. Rumların kabul edilemeyecek bu 2 temel isteği oldukça durum değişemeyecektir. KKTC’nin bağımsız devlet olarak özgürce yaşaması için önündeki başka fırsatları teker teker kullanmaya başlaması ve KKTC ile Rumlar arasında kesin ve kalıcı sınırların çizilmesi en rasyonel siyasi seçenektir. Bunun kullanılması gerekmektedir.

Foto3- Harekâtı İdare Eden Komutanlarımız Şehitlerin Huzurunda (Önden 2.sıra sağ baştaki Kurmay Albay Eşref Bitlis’tir. Yıllar sonra uçağı düşerek kendisi de şehadet rütbesine erişmiştir)

Kıbrıs Barış Harekâtı’na katılan tüm Mehmetçiklerimizden, şehit ve gazi olanlardan Allah razı olsun. Türk Milleti onlara minnettardır. Kıbrıs Barış Harekatı’na karar veren Türk Siyasi iradesi Türk tarihinin en şanlı sayfalarından birine adlarını yazdırmıştır. Türkiye’nin önüne Kıbrıslı Türkleri kurtarmanın cezalandırıcı acı faturaları konulmuştur. Türkiye’ye uygulanan ambargolar ile ekonomik kriz yaşanmış ve Türkiye yokluklar ülkesi yapılarak Türk Milletinin pes etmesi istenmiştir. Türkiye’ye karşı vekalet savaşı başlatılmış ve desteklenmiştir. Bunlardan ilki 1980li yıllar ortasında bitirdiğimiz ASALA Ermeni terörü, diğeri ise halen devam eden PKK terörüdür.

Foto 4- Kayseri Hava İndirme Komando Tugayı Kıbrıs'a İniyor 

Türk Milleti Kıbrıs Barış Harekatına candan destek vermiştir.Tüm Türkiye’de askerlik şubeleri önünde gönüllü Mehmetçik olmak için kuyruklar oluşmuştur. Bunlar Türk Milletinin olağanüstü günlerde destan yazma karekterinin bir tezahürüdür. Kıbrıs Barış Harekatı tüm yönleri ile değerlendirildiğinde elbette kazançlı olan taraf Türk Milletidir. Türk’ün KKTC adında bağımsız bir devletleri olmuştur. Şehit ve gazilerin mirası olan bu devleti korumak ve geliştirmek bizlerin temel görevidir.[2]