Bu sayfayı yazdır

G7 Zirvesi’nde Neler Yaşandı?

Yazan  17 Haziran 2021

Yazan: Berkay Acir

G7 Zirvesi

G7 (Yedi Grubu), dünyanın “en gelişmiş ve etkili” yedi ekonomisinin bir organizasyonunu ifade ediyor. Bu 7 ülke Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri'nden oluşuyor. Avrupa Birliği’nden de temsilciler zirveye düzenli olarak katılırken bu yıl İngiltere’nin ev sahipliğinde 11-13 Haziran tarihlerinde yapılan G7 zirvesine Boris Johnson’ın davetiyle birlikte ayrıca G7 üyesi olmayan Güney Kore, Avustralya, Hindistan ve Güney Afrika liderleri de katılım gösterdi. G7 zirvesi, pandemiyle geçen 1.5 yıldan sonra liderlerin yüz yüze gerçekleştirdiği ilk önemli diplomatik toplantı oldu. Bu 11 lider, demokrasi altında yaşayan dünya nüfusunun %60’ını, toplam dünya nüfusunun %10’unu ve küresel ekonominin %40’ını temsil ediyor. Eski İngiltere Başbakanı Gordon Brown zirve öncesinde CNN’e verdiği demeçte, görüşmenin ABD ve dünya için çok önemli olduğunu aktararak, "Uluslararası iş birliği yeniden kurulacak mı yoksa hala milliyetçiliğin, korumacılığın ve bir dereceye kadar izolasyonun egemen olduğu bu dünyada mıyız?" sorusunu yöneltmişti.

G7’nin tarihi

G7’nin kökeni,1973 yılında Beyaz Saray’ın kütüphanesinde ABD, Batı Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık Maliye Bakanları arasında yapılan özel bir amaca yönelik (ad hoc) gayri resmi görüşmelere dayanıyor.Bu sebeple bu ilk grup “Kütüphane Grubu” olarak da biliniyor. Esasında G4 olarak başlayan gruba sonrasında Japonya ve İtalya da katıldı ve 1975 yılında Fransa ve Batı Almanya’nın bu altı ulusun devlet başkanlarını buluşmak için davet etmesi üzerine G6 olarak resmileşti. Sonraki yıl olan 1976’da Kanada’nın da katılımıyla birlikte bugün bildiğimiz G7 oluştu. Grup başta 1970’lerin makroekonomik sorunlarına cevap olarak oluşturulmuştu. Bunlar 1970’lerin enerji krizi ve enflasyon problemleri, 1973 Petrol Krizi ve ekonomik gerilemeydi.Ancak çok geçmeden G7’nin ajandası dış politika ve güvenliği de içerecek şekilde genişledi ve o yılın koşullarına göre gündemini güncelledi.1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Rusya düzenli olarak G7’ye katıldı ve 1998’de resmi üye olmasıyla birlikte G8 oluşturuldu ancak bu uzun ömürlü olmadı. 2014'te Rusya’nın Kırım'ı ilhakı ile birlikte üyeliği askıya alındı ve o zamandan beri zirve G7 olarak devam ediyor. Çin, büyük ekonomisine ve dünyanın en büyük nüfusuna sahip olmasına rağmen hiçbir zaman üye olmadı. Kişi başına düşen görece düşük refah düzeyi, G7 üyeleri gibi gelişmiş bir ekonomi olarak görülmediği anlamına geliyor.

Ancak G7 aynı zamanda “modası geçmiş ülkeler grubu” olmakla da eleştiriliyor, bunun önemli nedenlerinden birisi dünyanın en büyük iki ülkesi olan Çin ve Hindistan’ı içermemesi. Geçen yıl mayıs ayında ABD Başkanı Donald Trump’da gruba Rusya, Hindistan, Güney Kore ve Avustralya'nın da eklenmesini istediğini ifade ederek, "G7'nin, dünyada olanları düzgün bir şekilde temsil ettiğini hissetmiyorum. Bu ülkeler grubu miadını doldurdu." ifadelerini kullanmıştı. Rusya ve G7 arasındaki gerilim bir gün biter ve Rusya gruba yeniden dahil olur mu bilinmez, ancak gelecekte başka ülkelerin katılımıyla karşılaşabiliriz. Ayrıca, G7 bu endişeleri kısmen karşılamak için 1999’da Türkiye’nin de dahil olduğu G20’yi kurdu. G20 bugün dünya nüfusunun %60’ını ve küresel ekonominin %80’ini temsil ediyor.G7 bir avuç ülke tarafından küresel kararlar alındığı için eleştiriliyor, ancak G20’de de 19 ülke ve AB’nin bir araya gelmesiyirmi farklı çıkar anlamına geldiği için verimlilik ve koordinasyonsorunu yaşanıyor. G20 30-31 Ekim 2021 tarihinde Roma’da gerçekleşecek.

G7 Zirvesi Güvenlik Konseyi gibi yasal herhangi bir güce sahip değil ancak burada alınacak kararların küresel etkileri olabiliyor. G7 resmi bir anlaşmaya dayanmıyor ve daimî sekreterliği veya ofisi yok; başkanlığı, üyeler arasında yıllık olarak değişiyor ve başkanlık eden ulus grubun önceliklerini belirleyip, ev sahipliği ve organizasyon konularını üstleniyor. 1975'ten beri grup, ekonomik politikaları ve güncel konuları tartışmak için her yıl ev sahibi ülkede toplanıyor. 1987'den bu yana ise, G7 Maliye Bakanları en az altı ayda bir olmak üzere, yılda dört defaya kadar bir araya geliyor. Yasal veya kurumsal bir temelden yoksun olsa bile, G7 önemli bir uluslararası etkiye sahip. Örneğin, 1996’da G7 yüklü borcu olan 42 ülkeye yönelik HIPC girişimini başlattı. 2002'de sıtma ve AIDS ile mücadele için küresel bir fon oluşturulmasında çok önemli bir rol oynadı. 2008’de finansal krizle mücadele için iki kez Washington’da toplandı. Gelişmekte olan ülkelerde anne ve çocuk ölümlerini azaltmayı amaçlayan Muskoka Girişimini ve iklim sorunlarıyla ilgili taahhütler getiren Paris İklim Anlaşmasını desteklemesi de diğer örneklerden. Her buluşmanın sonunda grup ortak taahhütlerini içeren bir sonuç bildirgesi imzalıyor. Öyleyse, dünyanın geleceğinde ciddi rol oynayan ve böylesine önemli ülkelerden oluşan bu grubun açılımlarına ve oluşturdukları sonuç bildirgesine bakmanın faydası vardır.

Bu yıl zirvede neler oldu?

Bu yıl 11-13 Haziran tarihleri arasında, Galler’de bulunan Cornwall kentindeki sahil beldesi Carbis Koyu’nda G7 Zirvesi’nin 47’ncisi gerçekleştirildi. ABD Başkanı Joe Biden ve Japonya Başbakanı YoshihideSuga, bu yıl ilk kez, Almanya Başbakanı Angela Merkel ise görevinden ayrılmadan önce son kez G7 Zirvesi'ne katıldı. Zirve pek çok açıdan sembolik anlamlar taşıyordu. Liderler pandemi sebebiyle uzun bir aradan sonra ilk kez bir araya geldiler. Ayrıca bu, Biden’ın göreve geldiği tarihten bu yana ilk denizaşırı resmi seyahatiydi. Joe Biden’dan önceki ABD Başkanı Donald Trump G7 ve benzeri uluslararası oluşumlara mesafeli tutumuyla biliniyordu. Biden ise Trump’ın aksine G7, NATO gibi uluslararası birlikteliklere ve transatlantik ittifaklara özel önem atfediyor ve ilişkileri ikiliden ziyade kurumsal temelde yürütmeye çalışıyor. Biden seyahatine başlamadan önce Washington Post’a yazdığı makalesinde ‘‘Bu küresel belirsizlik anında, dünya hala yüzyılda bir görülen bir salgınla boğuşuyorken, bu gezi Amerika'nın müttefiklerimize ve ortaklarımıza yenilenen bağlılığını gerçekleştirmekle ilgili’’ yazmıştı. Ayrıca "İster her yerde Covid-19 pandemisini bitirmek, ister yükselen iklim krizinin gerekliliklerini yerine getirmek ya da Çin ve Rusya hükûmetlerinin zarar veren adımlarına karşı durmak olsun, ABD dünyaya güçlü bir pozisyondan liderlik etmeli." diyerek ABD’nin izolasyonu bırakıp eski politikalarına geri döneceğinin güçlü bir sinyalini vermişti.

11 Haziran’da Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel’in de dediği gibi dünyanın dört bir yanından benzer düşünen ortaklar bir araya geldi. Biden zirveyi “diplomasi geri geldi” diyerek sosyal medya hesabından duyurdu. ABD geri döndü söylemi de Biden tarafından sık sık tekrarlanıyor.Trump ile yaşanan sorunların geri kalmasından diğer liderlerdememnun gözüküyor. Ev sahibi İngiltere'nin Başbakanı Boris Johnson toplantının açılış konuşmasında Covid-19 salgınına değindi. Pandemiden dersler çıkarılması ve son 18 aylık süreçte yapılan hataların yeniden tekrarlanmaması gerektiğinin altını çizerek ekonomik iyileşmede eşitlik vurgusu yaptı. "Bence potansiyel olarak çok güçlü şekilde yeniden toparlanacağız ve iyimser olmak için her türlü sebebimiz var. Ancak son büyük krizde toplumun bütün kesimlerinin eşit şekilde kalkınmadığı 2008 ekonomik durgunluğun hatalarını tekrarlamamamız hayati önem taşıyor ve bence bu pandemide yanlış giden, ya da uzun vadeli yara açma riski taşıyan, eşitsizliklerin derinleşmesidir" diye konuştu. Fransa Cumhurbaşkanı EmmanuelMacron da sosyal medyadan paylaştığı mesajda "Zamanımızın zorluklarıyla baş etmek için açık hedefler belirme ve somut vaatlerde bulunma sorumluluğumuz var. G7 iş başında olmalı. Değerli ortaklar, dostlar sizi yeniden gördüğüme sevindim. Haydi birlikte çalışmaya" diye yazdı.

Carbis Bay Sonuç Bildirgesi

G7 Zirvesi’nin sonunda 70 maddeden oluşan 25 sayfalık bir sonuç bildirgesi yayımlandı.Bildirgenin ismi zirvenin yapıldığı lokasyon olan Carbis Koyu’ndan geliyor. Alt başlık “Daha İyisini İnşa Etmek için Küresel Eylem için Ortak Gündemimiz” şeklinde. Bildirgenin açılış cümlesi G7 liderleri olarak COVID-19’la mücadele etmek ve dünyayı daha iyi inşa etmek için bir araya geldik diyerek başlıyor. Özgür-açık toplumlar ve demokrasiler olarak kalıcı ideallerimiz ve çok taraflılığa adanmışlığımız neticesinde küresel eylem için ortak bir G7 gündemi üzerine anlaştık diyerek devam ediyor. Özet bildirgede belirlenen 6 prensip şu şekilde: Salgını sonlandırmak ve geleceğe hazırlanmak, ekonomilerimizi canlandırmak, gelecekteki refahımızı güven altına almak, gezegenimizi korumak, ortaklıklarımızı güçlendirmek ve değerlerimizi kucaklamak. Bu açık gündemi diğer ülkelerle iş birliği içinde ve çok taraflı kurallara dayalı sistem içinde ilerletmeye çalışacaklarını belirttikten sonra insanlarımız ve gezegenimiz için daha temiz, daha yeşil, daha özgür, daha adil ve daha güvenli bir gelecek için özellikle G20 ve diğer ilgili uluslararası örgütlerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediklerini söylüyorlar. Aşağıda sonuç bildirgesinde önemli gördüğümkısımları alt başlıklar ve maddeler halinde gruplandırdım. Bildirgenin tamamını da kaynakçaya ekledim.

  • Açık toplumlar ve ekonomiler olarak birleştik ve demokrasi, özgürlük, eşitlik, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı gibi ortak değerlerimizin rehberliğinde COVID-19'u her yerde yenmeyi ve herkes için “daha iyi bir şekilde yeniden inşa etmeyi” taahhüt ediyoruz. Bu değerlerin tüm insanlığın sosyal ve ekonomik ilerlemesi için en iyi temel olduğuna kesinlikle inanıyoruz.
  • Küresel eylem gündemimiz uluslararası iş birliğine olan bağlılığımız, çok taraflılık ve açık, esnek, kurallara dayalı bir dünya düzeni üzerine kurulmuştur.

Küresel sağlığın korunması ve koronavirüs üzerine

G7 zirvesinde bu yıl, devam eden salgın, küresel jeopolitik riskler ve iklim değişikliği gibi başlıkların ele alınması beklenirken, uluslararası yardım kuruluşu Oxfamzirve sırasında dikkat çeken bir protesto düzenledi. Aktivistler, G7 liderlerinin karikatürize edilen maskelerini takarak küresel aşı eşitsizliğine dikkat çekti. Oxfam geçen yıl yayınladığı raporda, potansiyel corona virüs aşı adaylarının yarısından fazlasının zengin ülkeler tarafından satın alındığı açıklamıştı. Raporda, AstraZeneca, Gamaleya/Sputnik, Moderna, Pfizer/BioNtech ve Sinovac’ın aşı stoğunun yüzde 51’inin dünya nüfusunun yalnızca yüzde 13’üne sahip olan zengin ülkeler tarafından satın alındığını belirtilmişti.

  • 2022'de pandeminin sona erdirilmesinin dünya nüfusunun en az yüzde 60'ının aşılanmasını gerektireceğini kabul ederek, hayat kurtarmak için eylemlerimizi yoğunlaştıracağız.
  • Uluslararası önceliğimiz, en yoksul ülkeler için güvenli ve etkili, erişilebilir ve uygun fiyatlı aşıların yaygınlaştırılmasını hızlandırmak.
  • Teslimatı hızlandırmak için acil ihtiyacın farkında olarak önümüzdeki yıl boyunca doğrudan en az 870 milyon dozu paylaşmayı taahhüt ediyoruz. Bu dozları mümkün olan en kısa sürede kullanıma sunmaya ve en az yarısını 2021’in sonuna kadar COVAX aracılığıyla en çok ihtiyacı olanlara iletmeyi hedefleyeceğiz.
  • Küresel sağlık risklerine karşı iş birliğinin güçlendirilmesi, koordinasyonun artırılması, (sağlık ürünleri sektöründe) imalat kapasitesinin artırılması, erken uyarı sistemlerinin oluşturulması konularında anlaştık.
  • “Tek Sağlık” yaklaşımını pandemi önleme ve pandemiye hazırlığın tüm yönleriyle güçlendirerek, hayvan ve insan sağlığı ve çevre arasındaki tüm kritik bağları tanımak anlamında entegrasyonu geliştireceğiz.
  • Şeffaflığı ve hesap verilebilirliği güçlendirmek. Bu, bilinmeyen kökenli salgınların araştırılmasını, raporlanmasını ve bunlara müdahale edilmesini içeriyor. Aynı zamanda Kovid-19’un kökenlerinin incelenmesi amacıyla Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yürütülecek, uzmanların liderliğinde, Çin’de şeffaf ve bilimsel tam bir soruşturma yapılması çağrısını yapıyoruz.
  • Bu pandemiye cevap olarak olarak gördüğümüz olağanüstü yenilik, bilimsel güç ve iş birliğini sürdürmemiz ve üzerine daha fazla inşa etmemiz önemlidir, buna 300 günden biraz fazla sürede COVID-19 aşısını geliştirmemizde dahil. Güvenli ve etkili aşıların ve tedavilerin geliştirilmesi, test edilmesi için gerekli sürenin 300 günden 100 güne kadar düşürebilmesini hedefleyen bilimsel çalışmaları destekleyeceğiz. Bu yüzden gelecekteki pandemilere hızlı cevap verebilmek için “100 Gün Misyonu” başlıyor.

G7 ülkelerin yapacağı bağışın yaklaşık yarısını karşılayacaklarını söyleyen ABD Başkanı Biden, ülkesinin 1 milyar doz daha katkıda bulunabileceğini söyledi.İngiltere Başbakanı Johnson, vaat edilen aşı dozlarının hem doğrudan hem de uluslararası COVAX programı aracılığıyla geleceğini söyledi. Ancak taahhüt, Dünya Sağlık Örgütü'nün dünya nüfusunun en az yüzde 70'ini aşılamak ve pandemiyi sona erdirmek için gerekli olduğunu söylediği 11 milyar dozun çok altında kalıyor.Oxfam yetkilisi AnnaMarriott, "Mevcut krizin sona erdirilmesi için alınması gereken acil tedbirler kaçınılmaz" diye konuştu. Marriott, bazı Afrika ülkelerindeki enfeksiyon rakamlarının hızla arttığına da dikkat çekerek, insanlığın büyük bir kesiminin halen aşıya ulaşamadığını veG7 ülkelerinin bir milyar doz aşı bağışının çok geciktiğini belirtti. Devlet ve hükümet başkanlarının gelecekteki pandemilerle mücadele için mutabakat sağlamakla meşgul olduğunu dile getiren Marriott, bir milyar doz aşı bağışının yeterli olmayacağını, kendi hesaplarına göre pandemiyle mücadele için bir değil 11 milyar doz aşıya ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Ekonomik toparlanma ve istihdam

  • Salgının etkisini azaltmak için vatandaşlara ve firmalara işleri korumak, gelirleri desteklemek ve işletmeleri ayakta tutmak dahil olmak üzere -toplam mali destek ve likidite önlemleri dahil 12 trilyon doların üzerinde- eşi benzeri görülmemiş bir destek sağladık. Ekonomilerimizi gerektiği kadar desteklemeye devam edeceğiz ve desteğimizin odağını kriz müdahalesinden geleceğe güçlü, dayanıklı, sürdürülebilir, dengeli ve kapsayıcı büyümeyi teşvik etmeye kaydıracağız. Toparlanma sağlam bir şekilde sağlandıktan sonra, gelecek krizlere yanıt vermemiz ve uzun vadeli yapısal zorluklarla ilgili konuşmamız için kamu maliyesinin uzun vadeli sürdürülebilirliğini sağlamamız gerekiyor.
  • 2050’de 0 karbon emisyonunu hedeflerken ekonomik büyüme ve toparlanma gündemimizin merkezinde üretkenliği arttıracak, yeni kaliteli işler yaratacak, sera gazı emisyonlarını azaltacak, dayanıklılığımızı arttıracak, insanımızı ve gezegenimizi koruyacak yeşil ve dijital bir dönüşüm var.
  • Dünya çapında adil bir vergi sistemine ihtiyacımız var. G7'nin 5 Haziran'da verdiği tarihi taahhüdü onaylıyoruz. Vergilendirme haklarının tahsisinde adil bir çözüme ulaşmada ve ülke bazında en az yüzde 15'lik iddialı bir küresel asgari vergi oranına varmada küresel bir anlaşmayaulaşmak için G20/OECD aracılığıyla tartışmaya devam edeceğiz ve G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanlarının temmuz ayı toplantısında bir anlaşmaya varmayı dört gözle bekliyoruz. İşbirliğimiz daha güçlü bir ortam yaratacak ve yatırımı desteklemek için daha fazla vergi geliri elde edilmesine yardımcı olacaktır ve aynı zamanda vergiden kaçınmayı ortadan kaldıracak.
  • Pandemi sırasındaki desteğimiz milyonlarca insanın istihdamda kalmasına yardımcı olurken, kriz gençler, kadınlar ve dezavantajlı grupların yanı sıra düşük vasıflı işçilerde dahil olmak üzere pek çok kişinin işini kaybetmesi ve etkinin eşit olarak hissedilmemesi anlamına geldi. Kriz, sosyal koruma sistemlerinin önemini de gösterdi.

Uluslararası şirketlerin faaliyette bulundukları her ülkede en az yüzde 15 vergi ödemesi gerektiği yönünde ortaklaşa karar alan G7 ülkelerinde hali hazırda farklı kurumsal vergi seviyeleri uygulanıyor.Kurumlar vergisi İngiltere’de yüzde 19, Kanada’da yüzde 15, Fransa’da yüzde 32, Almanya’da yüzde 15,8, İtalya’da yüzde 24, Japonya’da yüzde 23,2, ABD’de ise yüzde 21 seviyesinde.

Serbest ve adil ticaret

  • Temel ilkeler olarak ve kurallara dayalı çok taraflı sistemin amaçları açısından serbest ve adil ticaret taahhüdümüzde birleşmiş durumdayız. Dünyaya liderlik eden demokratik milletlerin çok taraflı ticaret sisteminin ıslah edilmesini sağlamak amacıyla ortak bir vizyon altında toplanması gerektiğinde karar kıldık. Herkes için daha özgür ve adil, daha sürdürülebilir, esnek ve dünya vatandaşlarının ihtiyaçlarına duyarlı olması için modernize edilmiş kurallar kitabı (ticaret alanında) ve merkezinde reform edilmiş bir Dünya Ticaret Örgütü olacak. Gelecekte refahın korunabilmesi amacıyla, daha serbest, daha adil ve yeniden şekillendirilmiş bir ticaret sistemini savunmaya devam edeceğiz.
  • Küresel tedarik zincirlerinde her türlü zorla çalıştırmanın kullanılmasından endişe duyuyoruz, buna tarım ve hazır giyim sektörü dahil olmak üzere savunmasız grupların ve azınlıkların devlet destekli zorla çalıştırılması da dahil.
  • İnsan haklarının ve uluslararası çalışma standartlarının korunmasının önemi konusunda hemfikiriz, buna Uluslararası Çalışma Örgütü üyeliğinden çıkanlar da dahil. Bireyleri zorla çalıştırmadan korumak ve küresel arz zincirlerinin zorla çalıştırmadan uzak olmasını sağlamak için kendi mevcut imkanlarımız ve uluslararası örgütlerde de dahil olmak üzere birlikte çalışmaya devam etmeyi taahhüt ediyoruz.

İklim ve çevre

İklim değişikliği meselesi, dünyanın en gelişmiş ülkelerinin oluşturduğu G7 liderler zirvesinde ana temalarından biri. Pazar günkü toplantı ünlü İngiliz çevreci ve belgesel yapımcısı Sir David Attenborough’ın görüntülü mesajıyla başladı. Attenborough, Cornwall'da karbon emisyonlarını azaltma ve biyoçeşitliliği iyileştirme planları hazırlamak için bir araya gelen G7 liderlerine seslenerek, onlara harekete geçmeleri çağrısında bulundu. Attenborough, "İklimimiz de şüphesiz hızla ısınıyor. Toplumlarımız ve uluslarımız ise eşit değil ve bu da ne yazık ki apaçık ortada. Ancak bilimin bizi özellikle 2021'de ele almaya zorladığı soru, bu iç içe geçmiş gerçeklerin bir sonucu olarak tüm gezegeni istikrarsızlaştırmanın eşiğinde olup olmadığımızdır.” dedi. Ayrıca, "Bu on yılda verdiğimiz kararlar insanlık tarihindeki en önemli kararlar. İklim değişikliğini zamanında ele alacak becerilere sahibiz. İhtiyacımız olan tek şey bunu yapacak küresel irade." diye de ekledi.Biden ise, iklim değişikliğinin insanlığın karşı karşıya olduğu "varoluşsal tehdit" olduğunun altını çizdi.

  • Eşi benzeri görülmemiş ve birbirine bağlı olan iklim değişikliği ve biyoçeşitlilik kaybı krizleri insanlar, refah, güvenlik ve doğa için varoluşsal bir tehdit oluşturuyor. Küresel eylem ve uyumlu liderlik çerçevesinde, çevreci bir dönüşüme söz verdiğimiz için 2021 gezegenimiz için bir dönüm noktası olmalı. Sera gazı emisyonlarını azaltma çabalarını hızlandırmayı ve 1,5°C küresel ısınma eşiğini ulaşılabilir tutmayı taahhüt ediyoruz.
  • G7 üyeleri olarak hepimiz Paris Anlaşmasına olan bağlılığımızı ve güçlü ulusal politikalar ve önlemler ve büyütülmüş uluslararası işbirliği yoluyla anlaşmanın uygulanmasıhızlandırmayı tekrar teyit ediyoruz. Bu amaçla hep birlikte, mümkün olan en kısa sürede ve en geç 2050’ye kadar,iddialı ve hızlandırılmış net sıfır sera gazı emisyonu çabalarını taahhüt ediyoruz. Önümüzdeki 10 yıldaki eylemlerin öneminin de farkındayız.
  • 5 derecelik sıcaklık yükselişini ulaşılabilir bir sınır olarak tutma çabalarımızı arttıracağız ve Net Sıfır ekonomilere doğru bir G7 yolu çizeceğiz. Bütün ülkelere, özellikle en büyük emisyonu salan ekonomilere, küresel bir çaba olarak bu hedefleri gerçekleştirmek için bize katılmaları çağrısını yapıyoruz.
  • Enerji sektörlerimizde enerji verimliliğini arttıracağız, yenilenebilir ve diğersıfır emisyonlu enerji dağıtımlarını hızlandıracağız, savurgan tüketimi azaltacağız ve enerji güvenliğini sağlarken tüm yeniliklerden yararlanacağız. Yurtiçinde, 2030’larda büyük ölçüde karbondan arındırılmış bir enerji sistemi elde etmeyi ve bu doğrultudaki eylemleri hızlandırmayı taahhüt ediyoruz. Uluslararası olarak, 2050'den önce net sıfır GHG emisyonuna ulaşılmasını ve 2020’lerde yüksek oranda emisyonları azaltmayı taahhüt ediyoruz.
  • Kömür santrallerinin sera gazı salınımlarının en büyük sebebi olduğunu biliyoruz ve bütün bu bakış açılarıyla uygun şekilde 2030’da hedeflerine ve 0 emisyon hedefine uygun şekilde hız kesmeden teknolojilerimizi yükseltmeyi ve kömürden uzaklaşmayı taahhüt ediyoruz. İklim Yatırım Fonları’nın (CIFs) çalışmalarını memnuniyetle karşılıyoruz ve bağışçılar fonun “Kömür Geçişini Hızlandırmak ve Yenilenebilir Enerji Entegrasyon” programlarına önümüzdeki yıl 2 milyar dolara kadar taahhüt etmeyi planlıyor. Bu ayrıcalıklı kaynakların gelişen ve gelişmekte olan ekonomilerin yenilenebilir enerjiye geçişini desteklemek için özel sektöründe ortak finansmanı ile 10 milyar dolara kadar yükselmesi bekleniyor. Diğer büyük ekonomileri de benzer taahhütlerde bulunmaya ve çevreye en çok zarar veren enerji kaynaklarından uzaklaşmaya davet ediyoruz. 2025 yılına kadar ortaklaşa bir biçimde kamu ve özel kaynaklardan yoksul ülkelere emisyonları azaltmaları için yılda 100 milyar dolar yardım yapılacak. 
  • Taşımacılık sektörlerimizdeotobüsler, trenler, denizcilik ve havacılık dahil olmak üzere sürdürülebilir, karbondan arındırılmış hareketlilik ve 0 emisyona varan araç teknolojileri taahhüt ediyoruz. Bunun, 2020’ler boyunca ve sonrasında karayolu taşımacılığı sektörünün karbondan arındırılması hızını dramatik ölçüde arttırmayı gerektireceğinin farkındayız. Yeni dizel ve benzinli araç satışlarından 0 emisyonlu araçlara geçişi hızlandırmayı taahhüt ediyoruz.
  • Biyoçeşitlilik kaybını 2030'da durdurup tersine çevirmeyi hedefliyoruz. Küresel arazinin ve okyanusların en az 30’unu 2030’a kadar korumayı taahhüt ediyoruz. Kendi arazimizin en az 30’unu 2030’a kadar korumayı taahhüt ediyoruz. Bu eylemler yok olma krizini azaltmaya, su ve gıda kaynaklarını korumaya, karbon kirliliğini azaltmaya ve gelecek pandemi risklerini azaltmaya yardımcı olacak. Okyanuslarda artan plastik kirliliği seviyesini ele almak için eyleme geçiyoruz.

İklim değişikliği ile mücadele mesajlarının damgasını vurduğu zirvenin sonuç bildirgesinde, G7 ülkelerinin, karbon emisyonlarını 2030 yılına kadar yarıya indirmeyi, en geç 2050 yılına kadar ise tamamen sıfırlamayı hedefledikleri, küresel ısınmanın +1,5 derece sınırının atlında tutulması amacıyla gerekli her adımın atılacağı kaydedildi.Küresel karbon emisyonunda İngiltere’nin payı yüzde 1, Kanada’nın yüzde 2, Fransa’nın yüzde 1, İtalya’nın yüzde 1, Japonya’nın yüzde 3, ABD’nin ise yüzde 15 seviyesinde seyrediyor. Zirvede bulunmayan Çin’in payı ise yüzde 27.Zirvede gelişmekte olan ülkelerin kömür tüketiminden vazgeçmeleri için de yardım sözü verdi. Buna göre G7 ülkeleri, gelişmekte olan ülkelere kömür santrallerinden vazgeçmeleri için 2,8 milyar dolara kadar finansman sağlayacak. G7 liderleri daha fakir ülkelerin karbon emisyonlarını azaltmalarına ve küresel ısınmayla başa çıkmalarına yardımcı olmak için yılda 100 milyar dolarlık gecikmiş bir harcama taahhüdünü yerine getirmek için katkılarını artırma konusunda anlaştı. İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın bir sözcüsü, ülkelerin taahhütleri "zamanı gelince" yapacaklarını söyledi. Almanya, katkısını en geç 2025 yılına kadar yılda 2 milyar ila 6 milyar euro artıracağını duyurdu. Hem karada hem de denizde G7 ülkeleri gelecek yılın sonuna kadar kömür projeleri için uluslararası finansmanı sonra erdirmeyi ve on yılın sonuna kadar dominant bir şekilde karbondan arındırılmış olarak elektrik sektörüne ulaşmayı kabul etti.

Ancak kömür yakmayı durduracakları bir tarihte de anlaşamadılar. Almanya ve Kanada iklim değişikliğiyle mücadele için gelişmekte olan ülkelere destek sözü verirken, eleştirmenler büyük ülkelerin 2020 yılına kadar 100 milyar dolar sağlama gibi gecikmiş bir hedefe ulaşmaktan hala çok uzak olduğuna dikkat çekti. Ayrıca verilen bu vaadin ayrıntılarının sonuç bildirgesinde yer almaması çevre aktivistlerinin tepkisine neden oldu. İklim grupları, zirvenin nihai bildirisinde verilen sözün ayrıntıdan yoksun olduğunu kaydetti. Uluslararası yardım örgütü olan Action Aid'den Teresa Anderson, G7 kararının, krizin aciliyetine ve ölçeğine hitap etmeyeceği görüşünü savundu.İklim Eylem Ağı direktörü CatherinePettengell, Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada, "Dünyanın en zengin ülkelerinin liderlerinin bu hafta kesenin ağzını açacağını ummuştuk" dedi.Bu minvalde, özellikle enerji üretim ve tüketimine yönelik yaptırımların artırılması, fosil yakıt desteklerinin sonlandırılması, yeşil politikalara verilen desteklerin artırılması gibi yalnızca sözde kalan kararların tekrarlanması öfke ile karşılandı.

İklim aktivisti GretaThunbergtweet atarak G7 Zirvesi’nde iklim ve çevreyle ilgili alınan yetersiz kararları eleştirdi. Thunberg, “G7 Resort”unda süren bonfile ve ıstakoz şölenleri, mangal partileri ve gökyüzünde akrobasi yapan jetleri eleştirdi, “G7 liderleri, boş iklim taahhütlerini sunarken ve yerine getirilmemiş eski sözleri tekrarlarken gerçekten iyi vakit geçiriyor gibi görünüyorlar” dedi.İklim Eylemi Uluslararası Direktörü Tasneem Essop, “G7 liderleri iyi bir iş çıkarmadı. Dışarıdan anlaşma iyi görünüyor; ancak içerisinde çok az ayrıntı var. 100 milyar doları BM Genel Kurulu tarafından gerçeğe dönüştürmek için ayrıntılı bir plana ihtiyacımız var. İklim diplomasisi için büyük bir yıl ve G7 üyelerinin Kasım ayında Glasgow’a gelmeden önce Temmuz’daki G20 finans toplantısında, Eylül’deki BM Genel Kurulu’nda, Eylül’de Kunming’deki COP15’te, IMF/Dünya Bankası yıllık toplantılarında ve Ekim ayındaki G20 zirvesinde seslerini yükseltmeleri gerekecek.” dedi.

Cinsiyet Eşitliği

  • Cinsiyet eşitliği açık, kapsayıcı ve adil bir toplumun kalbinde yer alır. Cinsiyet eşitliğindeki kalıcı uçurum insana yakışır iş, eşit ücret, sosyal koruma, eğitim, teknoloji ve diğer birçok alan gibi temel hizmetlere erişimi de etkiler.
  • Evdeki ücretsiz iş olan sorumlulukların eşit olmayan dağılımı ve ücretli iş karşılığında da düşük ücret kadınların güçlendirilmesini, sosyal ve ekonomik katılımını ve liderliğini sınırlar. Cinsiyet eşitliği başka özelliklerle de kesişir ve buna her türlü ırkçılıkla mücadele ve LGBTQ popülasyonlarına karşı şiddet ve ayrımcılık da dahil.
  • Cinsiyet eşitliği ve eşitliğinin geliştirilmesi, “daha iyi inşa etme” planlarımızın ve politikalarımızın temel direğidir ve üç temel önceliği vardır: kızları eğitmek, kadınları güçlendirmek ve kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddeti sona erdirmek.
  • Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti kınıyor ve çatışma durumlarında cinsel şiddet kullanımını kınıyoruz bu tür eylemlerin “insanlığa karşı suçlar” veya “savaş suçları” oluşturabileceğinin altını çiziyoruz.
  • COVID-19, altta yatan eşitsizlikleri şiddetlendirerek dünyadaki çocuklar için tarihteki en kötü eğitim krizlerinden birine yol açtı, ama özellikle en marjinal olanlar ve kızlar için. İlkokuldan ortaokula kadar yaklaşık 11 milyon kız çocuğu okula geri dönememe riskiyle karşı karşıya.
  • Kız çocuklarına yönelik iki yeni küresel dönüm noktası olan eğitim hedefini taahhüt ediyoruz: 2026 yılına kadar düşük ve düşük orta gelirli ülkelerde 40 milyon daha kız çocuğu için eğitim ve 2026’ya kadar 10 yaşına kadar veya ilkokulun sonuna kadar okuyan 20 milyon daha fazla kız çocuğu. Bu hedefler sürdürülebilir finansman ile desteklenmelidir ve bu yüzden bugün G7 üyeleri önümüzdeki 5 yıl içinde Küresel Eğitim Ortaklığı’na (GPE) en az 2,7 milyar dolarlık toplam fon taahhüt ediyor.

Küresel sorumluluk ve uluslararası eylem

  • Demokrasiyi desteklemek için iş birliğini arttırmayı, buna dezenformasyon da dahil olmak üzere demokrasiye yönelik dış tehditlere karşı koymak dahil; medya özgürlüğünü güçlendirmeyi ve gazetecilerin korunduğundan emin olmayı; din ve inanç özgürlüğünü desteklemeyi; ırkçılığın her türünü kınamayı; insan hakları ihlallerini duyurmayı, buna çatışmalarda sivil ölümlerini önlemeyi başaramama da dahil; keyfi gözaltı uygulamasına karşı çıkmayı; yolsuzluğa karşı eyleme geçmeyi, buna yasa dışı finansal faaliyetler hakkında bilgi paylaşımı da dahil; paravan şirketlerin kötüye kullanımıyla mücadeleyi; yasadışı aktörlerin servetlerini saklama kabiliyetlerini kısıtlamayı buna emlak da dahil olmak üzere, taahhüt ediyoruz.
  • Değişen dünyada demokrasi, özgürlük, eşitlik, hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı gibi değerleri savunmaya devam edeceğiz.
  • Çin ve küresel ekonomideki rekabet konusunda, küresel ekonominin adil ve şeffaf işleyişini baltalayan piyasa dışı politikalara ve uygulamalara meydan okumak için kolektif yaklaşımlara danışmaya devam edeceğiz. Aynı zamanda Çin'i insan haklarına ve temel haklara saygı duymaya çağırmak dahil olmak üzere değerlerimizi destekleyeceğiz. Özellikle Sincan ve oradaki haklar, Hong Kong için özgürlükler ve yüksek derecede otonomi Çin-İngiliz Ortak Deklarasyonu’nda ve Temel Kanunlarda kutsaldır.

Sonuç bildirisinde liderler Çin'i, Hong Kong'ta ve Uygur azınlığın yaşadığı Sincan'da insan haklarına saygı duymaya çağırdı. Bildiride Çin'in ekonomi politikası eleştirilirken, "küresel ekonominin adil ve şeffaf işleyişini baltalayan piyasa dışı politikalara ve uygulamalara meydan okumak için kolektif yaklaşımlara danışmaya devam edileceği" ifade edildi.

  • Rusya ile istikrarlı ve öngörülebilir ilişkilere olan ilgimizi yineliyoruz ve karşılıklı ilgi alanlarının olduğu yerlerde ilişki kurmaya devam edeceğiz. Rusya'ya diğer ülkelerin demokratik sistemlerine müdahaleleri de dahil olmak üzere istikrarı bozucu davranışlarını ve kötü niyetli faaliyetlerini durdurmave uluslararası insan hakları yükümlülüklerini ve taahhütlerini yerine getirme çağrımızı yineliyoruz. Özellikle Rusya'yı, kendi topraklarında kimyasal madde kullanımını acilen araştırmaya ve inandırıcı bir şekilde açıklamaya, bağımsız sivil toplum ve medya üzerindeki sistematik baskısını sona erdirmeye, sınırları içinde fidye yazılımı saldırısı yürütenleri, fidye aklama ve diğer suçlar için sanal para birimini kötüye kullananları belirlemeye, engellemeye ve hesap sormaya çağırıyoruz.
  • Ukrayna'nın uluslararası olarak tanınmış olan bağımsızlığı, egemenliği ve toprak bütünlüğüne desteğimizi yineliyoruz.Rusya'yı tansiyonu düşürmeye, uluslararası yükümlülüklerine uygun hareket etmeye ve Ukrayna'nın doğu sınırındaki ve Kırım yarımadasındaki Rus askeri birliklerini ve malzemelerini geri çekmeye çağırıyoruz. Rusya'nın Doğu Ukrayna'daki ihtilafın bir arabulucusu değil, tarafı olduğu görüşüne sıkı sıkıya bağlıyız.Ukrayna'nın demokrasisini ve kurumlarını güçlendirmeye ve reformda ilerlemeye yönelik çabalarımızı yeniden teyit ediyoruz.
  • Belarus makamlarının insan haklarına, temel özgürlüklere ve uluslararası hukuka yönelik devam eden saldırılarından derin endişe duyuyoruz. Ambargolar uygulamak da dahil olmak üzere hesap vermekle yükümlü olanları sorumlu tutmaya devam edeceğiz ve Belarus’ta sivil toplum, bağımsız medya ve insan haklarını destekleyeceğiz.
  • Sagel’de artan uluslararası seferberliği ve terörle mücadeledeki ilerlemeyi kabul ederken, sivil nüfusu hedeflemeye devam eden ve insani krizi derinleştiren saldırılarla ilgili endişelerimizi ifade ediyoruz. Mali ve Çad’da demokratik, anayasal yönetime zamanında sivil geçişler için koşulların yaratılması gerekliliğini yineliyoruz.
  • Libya liderliğindeki geçiş yürütme otoritesine ve Berlin Süreci çerçevesinde BM tarafından kolaylaştırılan Libya'nın sahip olduğu istikrara tam desteğimizi teyit ediyoruz. 24 Aralık'ta yapılacak özgür, adil ve kapsayıcı seçimlerin önemini bir kez daha teyit ediyoruz. Libya’daki tüm paralı askerlerin ve yabancı savaşçıların çekilmesi de dahil olmak üzere 23 Ekim ateşkes anlaşmasının tam olarak uygulanmasına yönelik acil ihtiyacı yineliyoruz. Tüm devletler uymak 2570 ve 2571 Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararlarına uymak zorundadır.
  • Tüm Afgan taraflarını şiddeti azaltmaya, kalıcı ve kapsamlı bir ateşkesin başarılı şekilde uygulanmasını sağlayacak adımlar üzerinde anlaşmaya ve barış sürecine tam olarak dahil olmaya çağırıyoruz.
  • Kore yarımadasının tamamen nükleer silahlardan arındırılması çağrısında bulunuyoruz.
  • Myanmar'daki askeri darbeyi ve Myanmar güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen şiddeti en sert şekilde kınıyoruz ve keyfi gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. İstikrarlı ve kapsayıcı bir demokrasiyi barışçıl bir şekilde savunanlara desteğimizi taahhüt ediyoruz.
  • Kapsayıcı olan ve hukukun üstünlüğüne dayanan, özgür ve açık bir Hint Pasifik’i korumanın önemini yineliyoruz. Tayvan Boğazı'nda barış ve istikrarın öneminin altını çiziyoruz ve Boğazlar arası sorunların barışçıl çözümünü teşvik ediyoruz. Doğu ve Güney Çin Denizlerindeki durum hakkında ciddi olarak endişeli kalmaya devam ediyoruz herhangi bir tek taraflı olarak statükoyu değiştirme ve gerilimi arttırma girişimlerine şiddetle karşı çıkıyoruz.
  • İran'ın asla nükleer silah geliştiremeyeceğinden emin olmaya kararlıyız. İran'ı şeffaflığı azaltan tüm önlemleri durdurmaya ve geri almaya ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile tam ve zamanında iş birliğini sağlamaya çağırıyoruz. İran'ın vekil güçlere ve devlet dışı silahlı aktörlere, finansman, eğitim ve füze teknolojisini yaygınlaştırma yolları dahil olmak üzere, desteğini kınıyoruz.
  • Kürt Peşmerge ve Irak Hükümeti’de dahil olmak üzere Irak Güvenlik Güçleri’ni, DAEŞ’e karşı başarılarında takdir ediyoruz ve kurtarılmış alanlarda istikrar sağlamak dahil bu çabalar için destek vermeye devam edeceğiz. Irak’ın egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne desteğimizi de teyit ediyoruz.
  • Yeni stratejik yaklaşımımızın odak noktalarından biri Afrika'da sürdürülebilir büyümeyi desteklemek olacaktır.

Bildirgenin sonuç kısmı

  • Cornwall'da G7 ortaklığımızı canlandırdık. “Küresel Eylem için Ortak Gündemimiz”,bu yıl ve gelecek başkanlıklar altında iş birliği yapmaya devam edecekken ki ortak vizyonumuzun ve hırsımızın ifadesi. Bunu yaparken, yeniden inşa ettiğimizden emin olmak için başkalarına katılmayı dört gözle bekliyoruz, özellikle G20 Zirvesi, COP26, CBD15 ve BM Genel Kurulu’nda.

Değerlendirme

70 maddenin içinde Çin 3 kere geçiyor. Bunlar Çin’de bilim insanları tarafından COVID-19’un kökeninin araştırılması; Çin’in küresel ekonomi kurallarını ve rekabeti baltalaması; Sincan’da ve Hong Kong’ta insan haklarına saygı duymaması. “Zorla çalıştırmadan” bahsedilmesi ise Çin’e üstü kapalı bir mesajdı. Rusya ise 7 kere geçiyor. Bunlar Rusya’nın istikrarsızlaştırıcı davranışları bırakması; diğer ülkelerin demokratik değerlerine saygı duyması ve müdahale etmemesi; ülkesindeki bağımsız medyaya ve sivil topluma müdahale etmemesi; siber saldırıların kaynağını bulması ve durdurması; topraklarındaki kimyasal silah denemelerini araştırması; Kırım’daki ve Ukrayna’nın doğusundaki askerlerini geri çekmesi üzerine.Rusya ve Çin’in G7 grubundan dışlanması ve onların aleyhinde maddelerin olması dünyanın giderek ikiye bölündüğünün işareti. Biden dönemiyle birlikte büyük bir değişimin başlangıç sinyalleri var. G7 kendisini demokratik, özgür ve açık toplumlar olarak görürken karşı tarafı ise otokratik olarak damgalıyor ve hedef alıyor.

Ayrıca Irak’ın toprak bütünlüğü üzerine ve Libya’daki yabancı askerlerin çekilmesi üzerine olan maddelerde Türkiye’yi ilgilendiriyor. Koronavirüs ve iklimle ilgili olan bölümler doğru yönde adımlar olsa da şimdiden yetersizliği açısından oldukça eleştiri aldı. Bütçeleri ve imkanları bakımından dünyanın en büyük ülkeleri olan G-7 grubunun dünyanın iyiliği için daha keskin adımlar atması gerektiği çok açık. Aksi halde özellikle iklim krizi açısından gelecek karamsar gözüküyor. İklim gerçekliği ile G7 gerçekliği arasında hala ciddi bir fark var gibi. G7 ülkeleri kömür için net bir bitiş tarihi belirleyemedi, dizel ve benzinli araçların üretimini durdurma teklifini reddettiler ve gelişmekte olan ülkelerin kendi emisyonlarını azaltmak için ödemesi gereken milyarlarca dolarlık faturaya zar zor dokundular. Bu konuda da net ayrıntıların verilmemesi eleştirilere sebep oldu. Pekin’in Kuşak ve Yol girişimiyle rekabet için yeni bir projeden bahsediliyordu ve bu konuda özellikle Afrika olmak üzere gelişmekte olan ülkelerde 100 milyar dolarlık bir altyapı inşa etme hedefinden bahsettiler. Gelecekte bu konuda daha somut adımlar atılabilir.Dünyanın en zengin ülkeleri, Çin Devlet BaşkanıXiJinping'inÇin'in Kuşak ve Yol Girişimi'ne böylesine doğrudan bir meydan okumayı ilk kez tartıştı. Ancak Beyaz Saray hiçbir finansal taahhütte bulunmadı ve ABD ile müttefikleri arasında Çin'in yükselen gücüne nasıl yanıt verileceği konusunda bir anlaşmazlık var gibi gözüküyor.

G7 Zirve’sinin ardından bu ülkelerin günümüzün problemleriyle daha çok mücadele etmesi ve aksiyon almakta yetersiz kaldıklarıyla ilgili haklı argümanlar var ve olacaktır. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki geçen yıl ABD Başkanı DonaldTrump, sağlık konusunda küresel işbirliğini öfkeyle reddetmiş, ABD'yi Dünya Sağlık Örgütü'nden çıkarmış ve koronavirüspandemisi ve diğer küresel sağlık sorunlarına karşılık “Önce Amerika” yaklaşımını öne sürmüştü. Artık durum değişiyor. Biden’ın ilk eylemlerinden birisi Dünya Sağlık Örgütü’ne geri girmekti. G7 Zirvesi’nde Biden, pandemi ile mücadelede birlikteliği vurguladı ve meslektaşlarını gelecekteki acil durumlara daha hızlı yanıt verebilmek için dünyanın sağlık altyapısını oluşturmayı amaçlayan iş birliğini benimsemeye çağırdı. Dolayısıyla, G7 perspektifinden bu zirvede 4 yıllık Donald Trump macerasından sonra başarılı bir geri dönüş yapıldı. Her konuda anlaşamasalar bile Joe Biden ile birlikte müttefiklik ilişkilerine verilen hasarın tamiri artık başlayabilir.

Zirve sonrası açıklamalar

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursulavon der Layen “G7 Zirvesi’nde güven geri geldi. Görüşlerimiz, değerlerimiz ve çıkarlarımız uyumlu. Yeşil ve dijital dönüşüm önceliğimiz ve her şeyden önce sorumluluğumuz.” dedi.Almanya Başbakanı Angela Merkel'den zirveye dair olumlu açıklamalar geldi.Merkel kendi başbakanlık döneminin son, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden'ın ise başkan sıfatıyla katıldığı ilk G7 Zirvesi için olumlu çıkarımlarda bulundu. Merkel, "Joe Biden'ın ABD başkanı seçilmiş olması dünyanın bütün sorunlarının çözüldüğü anlamına gelmiyor ancak yeni ABD yönetimi ile bu sorunların çözümü konusunda çalışabiliyoruz" ifadesini kullandı. G7 ülkelerinin bugün karşı karşıya olunan büyük konularla ilgili girişimlerde bulunmaya istekli olduğunu belirten Merkel, öncelikli konunun ise koronavirüspandemisi ile mücadele olduğunu vurgulayarak, "Daha iyi bir dünya için çalışmak istiyoruz" dedi. G7 Grubu'nun hedeflerini daha somut bir şekilde ortaya koymaya başladığını ifade eden Almanya Başbakanı, "Çin'in başarılı bir altyapı politikası uyguladığı gerçeğini göz önünde bulundurmak durumundayız ve buna seyirci kalamayız" diye konuştu.  Merkel, G7 ülkelerinin kalkınma ile ilgili çalışmalarda "önemli ve başarılı bir faktör olduklarını ortaya koymaları gerektiğini" ifade etti. İnsan hakları konusuna da değinen Almanya Başbakanı, özellikle Çin'deki zorla çalıştırma uygulamalarını eleştirdi. Merkel, "Herkesin davetli olduğu kurallara dayalı, çok uluslu iş birliklerimiz olduğunda demokrasinin en iyi şekilde yerleşeceğine inanıyoruz" dedi.

ABD Başkanı Joe Biden G7 zirvesinin kapanışında basın toplantısı düzenledi.

  • Önceki ABD Başkanı (Donald Trump) küresel ısınma diye bir sorun olmadığını düşünüyordu. Küresel ısınma bir varoluş sorunudur.
  • Yolsuzlukla mücadele konusunda anlaştık. Yolsuzluk hükümetlere zarar veriyor. Paravan şirketler ve kara para aklama sorunlarına el atacağız.
  • G7 demokratik değerlerin işletilmesi gereğini teyit etti.
  • G7 liderlerine ABD'nin üstüne düşeni yapacağını aktardım: Masaya geri döndük. Amerika geri döndü.
  • G7’den çıkan sonuçtan çok memnun kaldım. Mevkidaşlarımın birbiriyle nasıl iyi geçindiğine dair epey haber gördüm ki, bu doğrudur. Amerika'nın masaya geri dönüşüne ilişkin içten bir coşku olduğunu hissettim.
  • Amerika'nın güvenliğini koruma becerimiz açısından NATO'yu yaşamsal önemde görüyoruz... 11 Eylül saldırılarının ardından NATO derhal ABD'nin yardımına koştu... NATO Anlaşması'nın 5. maddesinin sapasağlam yerinde olduğunu G7 liderlerine söyledim. 5. maddenin kutsal bir yükümlülük olduğuna inanıyoruz. (5. maddeye göre NATO’ya üye herhangi bir ülkeye saldırı olduğu takdirde, bu saldırı, tüm NATO üyesi ülkelere yapılmış sayılıyor.)
  • Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD-Rusya ilişkilerinin dibe vurduğunu söylemekte haklı ve gidişat onun uluslararası normlara uygun davranmaya nasıl tepki verdiğine bağlı ki, çoğu durumda Putin uluslararası normlara uymadı.
  • Seçilmeden önce Putin'e ABD seçimlerine müdahale çabalarına karışıp karışmadığına bakacağımı söylemiştim. Kontrol ettim, dolayısıyla tüm istihbarata eriştim, o, bu faaliyetlerle iştigal ediyordu, karşılık verdim ve yine karşılık vereceğimi açıklıkla belirttim.
  • Rusya uluslararası normlara aykırı olduğunu düşündüğümüz faaliyetlere girerken boyundan büyük bazı gerçek sorunlara da daldı ki, bunların Suriye gibi bazısını çiğneyip yutmakta zorluk çekecek.
  • G7'nin ihlallerini belirlediği Çin'in insan hakları konusunda daha sorumlu davranması gerek.
  • Kovid-19'un kökenleriyle ilgili bir sonuca varmadım. Sonuca varmak için laboratuvarlara erişim gerek ve buna sahip değiliz. Yeni bir tür pandemi çıkmamasını garantiye almak için Çin'deki laboratuvarlara erişime ihtiyacımız var. Doğal mı yoksa laboratuvarda ters giden bir deneyin sonucu mu, bunu belirlemek için Çin laboratuvarlarına erişime sahip olmak zorundayız.
  • Çin, Kuşak ve Yol projesini yürütüyor. Bizce ülkelerin ihtiyaçlarını karşılamanın daha adil yolları var.
  • Bir yarış içindeyiz, ama teke tek Çin'le değil. Hızla değişen 21. yüzyılda demokrasilerin onlarla rekabet edip edemeyeceği konusunda dünyanın dört bir yanındaki otokratlarla, otokratik hükümetlerle bir yarış içindeyiz. Bence en doğrudan yolla Çin'le başa çıkmayı göreceksiniz.
  • Çin Devlet Başkanı ŞiCinping'e şahsen söylediğim gibi, çatışma peşinde değilim. İşbirliği yapacağımız yerde işbirliği yapacağız, anlaşmazlık içinde olduğumuz yerde, bunu açıkça belirteceğim ve tutarsız eylemlere karşılık vereceğiz.

Çin'den "Dünyanın kaderine küçük bir grup ülkenin karar verdiği günler çok geride kaldı" açıklaması geldi. Reuters haber ajansına konuşan Çin'in Londra Büyükelçiliği'nden bir sözcü, "Biz her zaman büyük ya da küçük, güçlü ya da zayıf, zengin ya da fakir tüm ülkelerin eşit olduğuna ve global ilişkilerin tüm ülkelere danışarak ele alınması gerektiğine inanıyoruz." dedi. Ayrıca açıklamada, sonuç bildirgesinde yer alan Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde insan hakları ihlalleri ve zorla çalıştırmayla ilgili iddiaların, gerçekleri çarpıttığı savunuldu. Sincan bölgesinde "yaşam kalitesinin yıllar içinde arttığı" kaydedilen açıklamada, bölgede "3 milyondan fazla kişinin yoksulluktan kurtarıldığı ve ortalama yaşam beklentisinin son 60 yılda 30'dan 72'ye kadar çıktığı" anımsatıldı. Sonuç bildirgesinde "Çin'in ekonomide piyasa dışı pratiklere başvurduğu" yönündeki eleştirinin de haksız olduğu belirtilerek "Küresel ekonomik büyümeye üçte birden fazla katkı sağlayan Çin, yabancı girişimler için en uygun ve adil iş ortamını sağlamak için çaba göstermektedir." ifadesine yer verildi. Açıklamada, Çin'in virüsün kökenine ilişkin araştırmaları engellediğine ilişkin kanıların yanlış olduğu, Çin'in DSÖ uzmanlarını iki kez ülkeye davet ettiği ve bundan sonra da uluslararası toplumla iş birliğini sürdürmeye hazır olduğu ifade edildi.

G7 ülkelerinin açıklamasını değerlendiren Rusya Dışişleri Sözcüsü MariyaZaharova, Rusya ile ‘istikrarlı ve öngörülebilir’ ilişkilere ilgi duyulduğu şeklindeki açıklaması karşısında şaşkınlığını ifade etti.“G7 ülkelerinin kabul ettikleri ortak bildiride, Rusya’nın istikrarsızlaştırıcı davranışlarını sona erdirmesi gerektiği şeklindeki geleneksel çağrının yanı sıra ilginç bir açı daha var” diyen Zaharova, açıklamasını şöyle sürdürdü:“G7 Rusya ile ‘istikrarlı ve öngörülebilir’ ilişkilere olan ilgiyi dile getirdi. Daha önce ise Rusya’nın daha istikrarlı ve öngörülebilir olması gerektiğini ifade ediyorlardı. Şimdi bu görev karşılıklı ilişkilerin alanı, yani tüm taraflara bağlı bir görev olarak kabul ediliyor. Bizim öngörülebilirliğimiz yıllar ve çalışmalar ile doğrulandığı dikkate alınınca, demek ki bu alanda pek de iyi olmayan G7’ye iş düşüyor.”

 

 

Kaynakça:

https://www.consilium.europa.eu/media/50361/carbis-bay-g7-summit-communique.pdf (G7 Sonuç Bildirgesi)

https://www.whitehouse.gov/briefing-room/statements-releases/2021/06/12/fact-sheet-president-biden-and-g7-leaders-launch-build-back-better-world-b3w-partnership/

https://www.whitehouse.gov/briefing-room/statements-releases/2021/06/13/carbis-bay-g7-summit-communique/

https://www.telegraph.co.uk/news/worldnews/europe/russia/10720297/G8-suspends-Russia-for-annexation-of-Crimea.html

https://www.politico.eu/article/5-takeaways-from-britain-g7-summit-cornwall-boris-johnson-coronavirus-china-trade-coal-brexit/

https://www.nytimes.com/live/2021/06/12/world/g7summit

https://www.dw.com/tr/oxfam-g7nin-pandemiyle-m%C3%BCcadele-%C3%A7abalar%C4%B1-yetersiz/a-57865997

https://www.dw.com/tr/merkel-kat%C4%B1ld%C4%B1%C4%9F%C4%B1-son-g7den-memnun-ayr%C4%B1l%C4%B1yor/a-57872386

https://www.dw.com/tr/g7-%C3%BClkelerinden-%C3%A7inin-ipek-yoluna-alternatif-proje/a-57867619

https://www.dw.com/en/g7-final-communique-calls-for-new-covid-origin-probe-pledges-1-billion-vaccines-as-it-happened/a-57871205

https://www.dunya.com/kose-yazisi/g7-liderleri-yine-tarihi-bir-firsati-geri-tepti/624713

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-57463416

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-57455022

https://www.bbc.com/news/world-49434667

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/g7-ulkeleri-1-milyar-doz-asi-hibe-edecek/2272390

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/cin-g7-zirvesi-sonuc-bildirgesindeki-insan-haklari-ve-ekonomik-pratikleriyle-ilgili-elestirilere-tepki-gosterdi/2273197

https://twitter.com/vonderleyen/status/1404099449668898818

https://twitter.com/vonderleyen/status/1404050388911804421

https://twitter.com/G7/status/1404050956204101640

https://twitter.com/G7/status/1404030822613667841

https://twitter.com/G7/status/1350739432291364867

https://tr.sputniknews.com/rusya/202106131044724396-g7-ulkelerinin-ortak-aciklamasindaki-rusyaya-yonelik-ifadeler-disisleri-bakanligi-sozcusu/

https://tr.sputniknews.com/avrupa/202106111044712333-ingilterenin-ev-sahipligindeki-g7-zirvesi-basladi/

https://tr.sputniknews.com/abd/202106131044721888-g7-zirvesinin-kapanisinda-bidendan-basin-toplantisi-natonun-5-maddesi-kutsal-bir-yukumluluktur/

https://tr.euronews.com/2021/06/14/g7-den-cin-in-yol-ve-kusak-projesine-rakip-daha-iyi-bir-dunyay-yeniden-insa-et-girisim-ned

https://tr.euronews.com/2021/06/13/von-der-leyen-cin-in-aksine-bizim-yard-mlar-m-z-sartlara-bagl-degil-euronews-ozel

https://tr.euronews.com/2021/06/13/g-7-de-liderler-cin-i-sincan-bolgesindeki-insan-haklar-na-sayg-duymaya-cag-rd

https://tr.euronews.com/2021/06/11/g7-zirvesi-ingiltere-de-baslad-yoksul-ulkelere-1-milyar-doz-covid-19-as-s-bag-slanmas-bekl