Bu sayfayı yazdır

ŞANGAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ İKİNCİ KEZ GENİŞLİYOR

Yazan  18 Temmuz 2022

Bu yılın Eylül ayında Özbekistan’ın Semerkant şehrinde gerçekleştirilecek olan Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesinde, ilk memorandumun imzalanmasıyla birlikte İran’ın örgüte başlayacak olan tam üyelik sürecinin Nisan 2023’de tamamlanması bekleniyor.

Konu ile ilgili bilgiler 12 Temmuz 2022’de Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) yekililerince Global Times’a verilen demeçlerde ortaya çıktı. Habere göre, ŞİÖ Üye Devletleri Dışişleri Bakanları Konseyi’nin kararına dayanarak, 15-16 Eylül 2022 tarihinde Semarkant’daki ŞİÖ zirvesinde, örgütün Genel Sekreteri’ne bir muhtıra imzalaması için talimat verilecek. İran’ın örgüte üye devlet statüsünü elde etmek için üstleneceği yükümlülüklerin belirneceği yükümlülük muhtırası imzalamasından sonra, sürecin Nisan 2023’de tamamlanması öngörülüyor. Diğer taraftan Özbekistan Dışişleri Bakanı Vladimir Norov, Moskova’da örgütün, İran’ın ŞİÖ’ye katılım başvurusunu aldığını ve Minsk’in kabul prosedürlerinin Eylül ayında Semerkant’daki zirvede başlayabileceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) liderliğindeki batılı ülklerin uzun zamandır yaptırımlar uyguladığı ve uluslararası sistemden izole etmeye çalıştıkları bir ülke konumunda olan İran’ın, dünya nüfüsunun yaklaşık olarak % 40’ını ve gayri safi yurt içi hasıla (GSYH)’nın % 28’ini oluşturan ve uluslarararsı arenada ağırlığı ve etkisi gittikçe artan ŞİÖ’ne üye olması İran için jeopolitik ve jeoekonomik statüsünde iyileşmeler sağlayabilecek önemli bir adımdır. Örgüte üyelik İran’ın, ŞİÖ’nün en önemli iki ülkesi olan Rusya ve Çin ile işbirliği imkanlarını kolaylaştırabileceği gibi “Doğu’ya Bak” politikası çerçevesinde Orta ve Güney Asya’da etkisini de artırabilir. Bu bölgelerde İran’ın enerji kartını oynayabileceği ve böylece başta Çin olmak üzere bölge ülkeleriyle ekonomik ve ticari ilişkilerini derinleştirebileceği beklenmelidir. Bu durum da İran’ın bölgede hissettiği izole ve yalnız durumun kırılmasına önemli ölçüde katkı sağlayacaktır.

İran’ın Ekonomik Diplomasi Dışişleri Bakan Yardımcısı Mehdi Safari’nin Haziran ayında bildirdiğine göre, İran iki ay önce (Nisan) ŞİÖ’ye ŞİÖ üyeleri arasında ticaret yapmak için yeni bir tek para yaratma önerisinde bulundu. Buna göre İran, batılı ülkeleirn içinde yer almadığı ŞİÖ’nün sürekli değişen jeopolitik manzaraya yanıt vereceğini ve teklifini zamanında kabul edeceğini umuyor. Çin Sosyal Bilimler Akademisi kapsamında Rus, Doğu Avrupa ve Orta Asya Araştırmaları Enstitüsü’nde bir uzman olan Zhao Huirong “Mali işbirliği ŞİÖ işbirliğinin önemli bir alanı. Geçmişte, esas olarak yerel para birimi yerleşimlerini ve para takaslarını teşvik etmek için bazı ilerlemeler kaydedildi. Tek bir para birimi henüz gündemde değil. Üye ülkelerin mali işbirlği açısından ihtiyaçlarını dikkate alarak, ŞİÖ gelecekte yerel para birimi yerleşimlerinin ve para takaslarının ölçeğini genişletbilir ve bağımsız bir ödeme sistemi kurma olasılığını inceleyebilir” dedi. Bu minvalde gelecekte örgüt üyesi ülkeler arasında ticari işlemlerde yerel para birimlerinin karşılıklı değiş tokuşu şeklinde bir ödeme yapılabileceği gibi, örgüt üyesi bir veya iki ülkenin para birimlerinin ödeme işlemlerinde kullanılması da gündeme gelebilir. Ancak ülkelerin uluslararası ticaretteki ağırlıkları, politik ve ekonomik güçleri ve para birimlerinin değerleri arasındaki orantısızlık, birinci seçenekten ziyade ikinci seçeneğin olma olasılığını kuvvetlendirmektedir. Dolayısıyla ortak bir para birimi ile ticaretin yürütülmesi üzerine anlaşılması durumunda ön plana Çin Yuan’ı ve Rus Rublesi’nın çıkacağını tahmin etmek zor değildir. Yuan’ı ön plana çıkaran Çin’in ticari ilişkilerdeki ağırlığı olsa da, Rusble’yi öne çıkarabilecek faktör de Rusya’nın güçlü enerji kartıdır. Dolayısıyla gelecekte örgüt üyeleri arasında ticari ilişkilerde tek bir para birimi yaratmaktansa, Yuan ve Ruble’nin kullanılma ihtimali daha gerçekçi görünmektedir.

İran’ın örgüte ilk üyelik başvursu 2007 yılında gerçekleşmiştir. Ancak ülkenin örgüte adaylığının onayı geçtiğimiz yıl Eylül ayında Tacikistan’ın başkenti Duşanbe’de düzenlenen zirve toplantısında gündeme geldi. Zirvede İran Cumhurbaşkanı Ebrahim Raisi, “Dünyanın hegemonya ve tek taraflılığın azaldığı yeni bir döneme girdiğini” söyledi. ŞİÖ ve onun karşılıklı güven, eşitlik, karşılıklı danışma, kültürel çeşitliliğe saygı ve ortak kalkınmaya saygı duyduğunu da sözlerine ekleyen Raisi “Uluslararası düzen çok taraflılığa ve gücün bağımsız devletler lehine yeniden dağıtılmasına doğru değişiyor” dedi.

İran’ın komşuları ve Asya ülkeleriyle ilişkilerinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi Raisi hükümetinin dış politikasının temel öncelikleri arasında yer almaktadır. ŞİÖ üyeliği vasıtasıyla İran’ın Asya güçleri Rusya, Orta Asya ülkeleri, Çin, Hindistan ve Pakistan ile ilişkileri bir ölçüde kurumsallaşacaktir. ŞİÖ vasıtasıyla İran çeşitli zirvelerde diğer ülkelerle düzenli diyalog fırsatı kazanacaktır. Dahası, İran için ŞİÖ üyeliği yeni bir nükleer görüşme turu için kaldıraç işlevi görebilecektir. Örgüte katılarak İran, nükleer görüşmelerde ve Uluslararası Atom Enerji Ajansı ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Koseyi’nde iki kilit oyuncu olan Çin ve Rusya ile yakın bağlarını daha da güçlendirmek istemektedir. Çünkü Tahran için bu iki büyük ve önemli güç ile daha yakın bağlar önümüzdeki zorlu müzakerelerde İran için yardımcı olabilir. 

İran’ın örgüte üye olması, ŞİÖ’nün sınırlarının Batı Asya’ya ve Ortadoğu’ya uzanması anlamına geldiği gibi, ŞİÖ’nün üye ülkelerinin İran ile işbirliğini geliştitrmeye istekli olduklarını da göstermektedir. Ancak burada örgütün Ortadoğu meselelerine ve krizlerine ve çözüm süreçlerine dahil olmaya istekli olduğu düşünülmemelidir. Mevcut koşullarda batının yaptırımları ile karşı karşıya kalan İran’dan petrol ve doğalgaz alımlarında avantajlı fiyat ve iç pazara erişimde daha elverişli koşulların üye ülkeler için sağlanması mümkün olabilir. Bu durum hem İran için hem de ŞİÖ üyesi devletler için bir tür karşılıklı olarak kazan-kazan durumu yaratabilir. 

ŞİÖ bir kıtalaraarası siyasi, ekonomik ve güvenlik örgütüdür. Ancak bir ittifak örgütü, yani üçüncü bir ülke veya ülkeler grubunu hedef alan ve bir ittifak antlaşması üzerine oturtulmuş bir güvenlik örgütü değildir. Daha çok işbirlikçi güvenlik yaklaşımını benimsemiş ve geleneksel olmayan güvenlik tehditleri üzerine yoğunlaşmış bir yapıya sahiptir. Örgüt 2001 yılı Haziran ayında Çin, Rusya, Kırgızistan, Kazakistan, Tacikistan ve Özbekistan’ın katıldığı Şangay zirvesinde kurulmuştur. Ek olarak 2017 yılında Pakistan ve Hindistan’ın aynı anda örgüte tam üye olmalarıyla örgüt ilk genişleme sürecini yaşamıştır. Iran, Türkiye, Afganistan, Belarus ve Moğolistan ise mevcutta gözlemci devlet statüsündedirler. Katar, Mısır ve Suudi Arabistan ise son yıllarda örgüte diyalog partnerleri olarak eklemlenmişlerdirr. Iran’ın üyelik süreci tamamlandığında örgüt ikinci genişleme sürecini yaşamış olacak ve aslına bakılırsa bu süpriz bir gelişme de değildir. Iran’ın geçtiğimiz yıl Mart ayında Çin ile imzaladığı kapsamlı stratejik ortaklık anlaşması ve ardından Rusya ile de benzer nitelikte imzalanan anlaşmanın ardından İran’ın ŞİÖ’ye tam üyeliğinin kaçınılmaz bir süreç olduğu ortadaydı. Iran’ın da örgüte tam üye olarak eklenmesinden sonra ŞİÖ güvenlik, bağlantı ve ekonomik kalkınma arasında değişen bölgesel sorunları ele almak için tüm ilgili bölgesel aktörlere sahip olacak ve örgüt kendi coğrafyasındaki sorunların çözümünde ilgili tüm aktörleri bir masaya toplama gücüne sahip olacaktır.

Oktay Küçükdeğirmenci

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışman