Bu sayfayı yazdır

RECEP ve Başarı Şansı

Yazan  16 Kasım 2020

Başkanlık süresi boyunca, dünyaya kapsamlı bir barış projesi sunma iddiasında olduğunu göstermeye çalışan Obama, Trans Pasifik Ortaklık (TPP) projesini dünyaya bu çabasının tamamlayıcı bir cüzü olarak takdim etmişti[1].

Bunun o tarihte, kısmen Orta Doğu’daki ABD basiretsizliğinin, Pasifik’teki iyi niyetli girişim ile telafi edilmeye çalışılması olduğunu düşünmüştüm. Aslında beklenenden çok daha az ülkenin katıldığı bir tasarım olarak TPP’nin zaten Trump çekilmeseydi de fazla şansı olamazdı. Çünkü Güney Kore katılmamış, daha da önemlisi Çin tamamen dışlanmıştı. O tarihte verilen izlenim sanki TPP nin muhtemel bir Çin tehlikesine karşı kurulan ve daha çok siyasi içeriğe sahip bir ittifak olmasıydı. Obama’nın tezgâhladığı çok taraflı ittifak, Trump tarafından Çin’e karşı açılan açık bir ticaret savaşına dönünce,  dünya ticaretinin yüzde kırkına hükmeden on iki ülkenin, aralarında 18.000 münferit gümrük tarifesini kaldırarak, Çin’e karşı bir ticari blok oluşturma hesabı da suya düştü.

Şimdi Trump’ın 3 Kasım seçimlerindeki bıçak sırtı hezimeti ve bir şekilde 20 Ocak 2021 itibarı ile Biden’ın iktidarı devir alacak olması,Asya Pasifik ülkeleri arasında yeni bir ittifak platformuna hayat vermiş gibi görünüyor. 15 Kasım 2020 günü, Vietnam’ın ev sahipliliğinde, zoom ile bir araya gelen on bir ASEAN[2] ülkesine katılan Avustralya, Çin, Yeni Zelanda ve Güney Kore’nin başkan, başbakan ve ilgili bakanları aralarında dünyanın en büyük ticaret anlaşmasını imzaladılar. Büyüklüğü sadece nüfus değil, aynı zamanda GSYİH ve ticaret hacminden kaynaklanan yeni serbest ticaret anlaşmasının kısaltılmışı RECEP. RECEP( Regional Comprehensive Economic Partnership)’in anlamlı bir misyonu var: Korona virüsünün kan kaybettirdiği dünyanın ekonomik büyümesine lokomotif olmak.

RECEP “Dünyanın Yarısı”[3]  Gibi

RECEP aslında Barack Obama yıllarında tamamlanmış bir müzakere sürecinin Biden yönetimi öncesi gündeme getirilen kopyası. 2.2 milyon nüfuslu bir bölgenin, dünya ekonomisine yeniden şekil verme iddiası, bu nedenle sıra dışı ve TPP den farklı olmayacak.RECEP, sadece TPP nin daha kapsamlı bir tam ikamesi. RECEP ile 15 üyeli blokta gümrük tarifelerinin indirilmesi, hizmet ticareti önündeki tarife ve tarife dışı engellerin kaldırılması, ortak ticaret ve gümrük kurallarının oluşturulması, e-ticaretin ortak kurallarla yönetilmesi, yatırım, telekomünikasyon ve telif hakları açısından ortak düzenlemelerin yapılması öngörülüyor. Şimdilik, çalışma hayatı, emek piyasası ve çevre koruma RECEP dışında tutulmuş. Herhalde Çin en çok bu üç konuda karnının çok yumuşak olduğunun farkında.

Çin başbakanı imza töreninde anlaşmayı, uzlaşma başarısının dönüm noktası(landmark), çok taraflılığın ve serbest ticaretin zaferi olarak ilan etti[4]. ASEAN liderleri ise, Hindistan’ın da gruba katılmasını bir denge unsuru olarak gördükleri için, “serbest ve adil bir ekonomik bölge” nin ancak Hindistan’ın da katılımı ile amacına ulaşabileceği kanaatinde olduklarını açıklamakta beis görmediler. Oysa Hindistan da, Çin gibi bendini aşıp, taşan bir ülke. O da RECEP’in yatırım kolaylaştırma işlevinden yararlanmayı isteyebilir, hatta bölge içinde yatırım yapmayı, kendi geniş coğrafyasında kalmaya tercih edebilir.

Biden’a Seçim Armağanı mı? Zeytin Dalı mı?

Kendini,kendi seddinin içinde patlayan virüsün pençesinden kurtarmayı başarıp, 2020 yılını yüzde 1.8 pozitif büyüme ile tamamlamayı uman Çin, Asya Pasifik’in on dört yeni ticaret havarisine önderlik iddiasında değil. Takındığı tavır siyasi olarak “eşitler arasında birinci” olma tevazuu gibi. Ama Timor-Leste gibi ufacık tefecik ülkelerinde bulunduğu bölgede, Çin’in bir imalat devi, ticaret öncü gücü ve lojistik hegemonu olduğu su götürmez bir gerçek. Sadece etrafını ürkütmemek için bunu söz konusu dahi etmiyor. Üstelik açık uçlu ticaret bloğuna ilerde Kanada, Meksika ve ABD başta olmak üzere, TPP ye taraf olmuş diğer Pasifik ülkelerinin de katılmaları için davetiye gönderiyor. Hatta geçen yıl, tarım ve imalat sektörlerini rekabete açmaya hazır olmadığı gerekçesi ile müzakerelerden çekilen Hindistan’a bile göz kırpıyor, kapının her zaman, Güney Asya’nın bu dev ülkesine de açık olduğunu ima ediyor. Tabii teklif var, ısrar yok.Zaten Çin’e karşı kendi pazarını koruyamayacağı endişesi, şimdilik Hindistan’ı bu büyük bloğa uzak tutacağa benzer.

Açıkçası bazıları çok taraflılık konusunda Asya-Pasifik Biden’a bir gol attı diye düşünebilir. Gerçekten de Çin, RECEP ile küreselleşme ve çok taraflılık şampiyonu unvanına layık hale gelmiş durumda. Ama ben bunun, kural, kurum ve çok taraflılığa fevkalade önem veren Joe Biden’a bir seçim armağanı ve hatta ticaret savaşlarını sonlandırmak için bir zeytin dalı olduğunu düşünmekteyim. O nasıl görür bilemem. İşinin kolaylaştığını mı düşünür? Yoksa “bir AB vardı, şimdi bir de başıma RECEP mi çıktı der”? Bunu zamanla göreceğiz.

Artık Başarı On iki değil, on beş Havariyi Su Üzerinde Yürütmek Olacak

Oniki havari Hazreti İsa’nın peşinden, Celile (Galile)gölünün üzerinde yürümeye başladığında, kuşkucu Tomas, ikide bir Petros’a suların hızla yükseldiğini, böyle devam ederse boğulabileceğini söylermiş. Buna karşılık Petros’dan her seferinde aldığı “inan ve ilerle”cevabı ile bir noktada göğsüne kadar suya batan Tomas, bir kez daha tehlikenin yakın olduğunu Petros’a hatırlatınca, yine “inan ve yürü” cevabını almış almasına. Ama bu defa Petros, Tomas’ın kulağına eğilip, “tanrı aşkına sen neden hepimizin yaptığı gibi kayalara basarak ilerlemiyorsun ki?” demiş. Zor işi başarmak için yöntem göstermek gerekir. Yoksa bırakın koskoca Pasifik’i, RECEP, başta Çin birkaç yanlış adım atarsa on iki değil, bu defa on beş havarisi ile bir avuç suda bile boğulabilir. Öte yandan inanarak yürümeleri için, 15 yürekli serbest ticaret havarisinin bazı şeyleri kestirebilmesi gerek.Açıkçası, ortaklığa doğru,  üzerinde yürünecek kayalıklar bulunsa bile,  bence Çin’in adımları hep dikkat ve kuşku ile izlenecektir. Çin en azından Japonya’yı Pasifik kayalıklarında(Senkaku veya Diaoyu) taciz etmeyeceğini, Çin denizinde Tayvan’ı ürkütmekten vaz geçeceğini ve şimdi yaldızlı davetiye yolladığı Hindistan’a Tibet restinde bulunmayacağını, Keşmir’de Pakistan ile olan hesaplarına karışmayacağını vaat etmesi gerekir ki RECEP, Pasifik’te yol alabilsin.

Daha önce Pasifik’te serbest ticaretin, 2025 yılına kadar dünya ekonomisine 223 milyar Dolar’lık bir itici güç sağlayacağı söyleniyordu.  Şimdi,pandemi nedeni ile telaffuz edilen kesin bir rakam yok. RECEP’in ilk hedefi dünyayı uçurumun eşiğinden döndürmek. Ama bloğun büyük üyelerinin büyük aslan payı beklentisi mutlaka vardır. Bu paylaşım konusunda da şimdiden bir uzlaşmazlık çözüm mekanizması(dispute settlement mechanism) tasarlamaları fena olmaz.  Aksi takdirde, ilerleyen zaman içinde on beş havari arasında kuşkucu “Tomas”ların sayısı artma eğilimi içine girebilir ve bu da ölü doğan bir başka ittifak girişimi örneği olarak tarihe geçer.

 

 

 

[1] Trans-Pasifik Ortaklık Anlaşması(TPP), Avustralya, Bruney, Kanada, Şili, Japonya, Malezya, Meksika, Yeni Zelanda, Peru, Singapur, Vietnam ve ABD arasında 4 Şubat 2016 da imzalanmış, ancak Donald Trump, Ocak 2017 de anlaşmadan çekilmişti.

[2] Bruney Sultanlığı,  Myanmar, Kamboçya, Timor-Leste, Endonezya, Laos, Malezya, Filipinler, Singapur, Tayland ve Vietnam.

[3] Bu sıfat aslında İsfahan için kullanılır. Ama herhalde RECEP için haydi haydi söylenebilir.

[4] “Asia-Pacific countries form world's largest trading bloc” (15 November, 2020). BBC News, https://www.bbc.com/news/world-asia-54949260#:~:text=The%20Regional%20Comprehensive%20Economic%20Partnership,Pacific%20trade%20pact%20in%202017.

Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Misafir Yazar