Bu sayfayı yazdır

Doğu Türkistan da Çin’in Gizemli Altın Ordusunun Sırrı Nedir?

Yazan  09 Mart 2018

Çin'in merkez bankası siyasi olarak bağımsız değildir. Büyük kararlar almadan önce, en üst düzey hükümetten veya Komünist Parti'den ve bazen de her ikisinden de onay alınması gerekir.

Başlangıçta, Çin'in yerel madencilik endüstrisini geliştirmek için Altın Silahlı Polis teşkilatı kuruldu. Çin Altın Birliği'ne göre, Çin'in yerel madencilik üretimi, 1976'dan 2014 yılına kadar % 2,964 oranında büyüdü ve bu kısmen Gold Armed Polis'in altın araştırması nedeniyle oldu.

Altın arama birimi, ülkenin altın rezervlerini hızla arttırması gerektiğinde Çin'in reformunun başlangıcında ve açılmasıyla kuruldu. Birim, şu ana kadar Çin'in dünyanın en büyük altın üreten ülkesi olmasına yardım ederek 1800 tondan fazla altın buldu.

ABD'nin altın standardı terk etmesinden ve Çin Deng Xiaoping'in rehberliğinde açılmasından sekiz yıl sonra bu ordunun 1979'da ortaya çıkması tesadüf değil. Çin 1970’den 2008’e kadar ağır şartlarda çok çalışarak yaklaşık 40 yıl çalışıp 2 trilyon dolar civarında para biriktirmişti. ABD 2008 Krizinden sonra ise 1-2 yılda bu parayı bastı. Çin’in para politikası bu andan sonra tümden değişecekti. Şu an Çinliler yavaş yavaş ekonomilerini değiştirmeye başladılar ve altın piyasasında ilk hazırlıkları yaptılar. Küresel dolar standardının sonsuza dek sürmeyeceğini biliyorlardı. Artık Çin ordusunda kara, hava, deniz vb. kuvvetlerin yanında bir de altın kuvvetleri var. Aynı zamanda Çin Merkez Bankası dünya piyasasından sürekli altın topluyor.

Dünyanın önde gelen emniyetli lojistik firmalarından G4S'nin üst düzey yöneticisi kısa bir süre önce Halkın Kurtuluş Ordusu Zırhlı taşıma tanklarının Orta Asya dağ geçit kara yoluyla Çin'e altın naklettiğini açıkladı. Bu altın, normal kanallardan ithal edilen ve perakende yatırımcıların tercih ettiği küçük, 1 kilo barlar yerine, merkez bankalarının tercih ettiği 400 ons barlar biçimindeydi. Xinjiang yani Doğu Türkistan’ın zengin topraklarından sonuna kadar yararlanan Çin bu verimli toprakları sömürürken Uygur halkının yaşadığı insanlığa sığmayan zulüm baskı karşısında insanın vicdanın sızlamaması mümkün değildir. Çin bu zengin topraklardan bu denli beslenirken, yerli halkın acısının her geçen gün artmasını ise mantıkla açıklamamız mümkün değildir.

Nesibe Flora Kurt

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışmanı