Çin ve Japonya Çatışmanın Eşiğinde

Yazan  17 Eylül 2012

Çin ve Japonya Çin Denizinde Bulunan Diao Yu Adası nedeniyle çatışma noktasına gelmiştir.

Diao Yu adası[1] (钓鱼岛) ve etrafında bulunan adacıklar Ming Hanedanı (明朝)döneminden itibaren Çinlilerin kontrolünde bulunan bir bölge olmuştur.[2] Birkaç yüzyıllık Çin – Japon mücadelesi Japonya’nın Meiji Reformlarının[3] ardından hızla modernleşmesi sonrası Çin’i savaşlarda mağlup etmesi ile başlamış ikinci dünya savaşında Japonya’nın Çin’İ işgali neticesinde en üst noktaya ulaşmıştır. Çin, Diao Yu adasının Japon sahipleri tarafından Japon Hükümetine satılması yoluyla kamulaştırılmasını toprak bütünlüğü ve egemenliğine bir saldırı olarak görmektedir. [4]
Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun Tepkisi:
Çin için 19. ve 20. yüzyılın en büyük tehdidi Japonya olmuştur. Özellikle 2. Dünya savaşı sırasında Japonya’nın Çini işgali ve bu işgal sırasında yaşananlar Çin Halkının büyük tepkisini çekmektedir ve Japonlarla yaşanmış olan mücadele Çinlilerin Japonlara bakışını büyük oranda etkilemektedir.[5] Japonya’ya karşı yaşanan 200 yıllık yenilgiler Çin Modernleşmesinin önemli itici güçlerinden birisi olarak da görülebilir. Japonya’ya karşı kaybedilen savaşlar Çinlileri derinden etkilemiştir.
Çin Halk Kurtuluş Ordusu Gazetesi (解放军报) 13 Eylül’de yayınlanan yazıda Japon Hükümetinin tarihi yanlış okuduğunu savunarak; Çin’in artık 19. ve 20. Yüzyıldaki Çin olmadığını hatırlatmakta, Japonya’ya karşı Çin’in artık güçsüz olmadığı ve en sert şekilde tepki gösterileceği savunulmaktadır. Çin’in bir karış toprağından bile vazgeçmeyeceğinin altı çizilmektedir.[6]
Sonuç Yerine: 
Söz konusu ada ve etrafında bulunan adacıkların kime ait oldukları sorunu yüzyıllara yayılan bir sorun olarak varlığını devam ettirmektedir. Japonya’nın adanın sahibi olan aileden satın alarak kamulaştırması krizin en önemli dönüm noktası olarak görülmelidir. Japonya bununla birlikte adalar etrafında ve üzerinde yasal haklarını koruyacağını ilan etmiştir. Çin de aynı şekilde bölgeye sahil güvenlik güçlerini ve donanmaya bağlı gemilerini yollamış Japonya’nın adaları kamulaştırmasına karşı Birleşmiş Milletlere adaların statüsü ile ilgili resmi başvuruda bulunmuştur.[7] Bölgede avlanma yasağının 15 Eylül 2012 tarihinde bitmesinin ardından Çinli balıkçıların tekneleri ile adanın bulunduğu bölgeye gideceği ve sayının geçmişten daha fazla olacağı öngörülmektedir. Japonya’nın bölgeye gidecek Çinli balıkçıları tutuklaması veya Çin ve Japon güçleri arasında bir çatışmanın meydana gelmesi muhtemeldir. Çin’in 30 yıllık dışa açılma ve reform politikasının neticesi olarak gücünü askeri alan da olmak üzere artırması başta Japonya ve diğer bölge ülkelerinin endişelerini artırmaktadır. Japonya’nın krizi tırmandırma eğilimi ve Çin’in geri adım atma şansının olmamasını beraberinde getirmektedir. İki taraf söz konusu ada üzerinden bir güç mücadelesine girmiştir. İki taraftan birinin hâlihazırda geri adım atması kendi kamuoylarının büyük baskısı altında olmaları nedeniyle uzak bir ihtimal olarak görülmelidir. Japonya’da devam eden ekonomik durgunluk ve Çin’de yaşanan ekonomik yavaşlama; diğer taraftan Çin’de yeni yönetimin işbaşına geçecek olması krizi derinleştirici unsurlar olarak öne çıkmaktadır. Ada üzerinde hâkimiyet mücadelesinin sıcak bir çatışmaya dönüşme riski giderek artmaktadır.

 


[1] 2010 yılında ada’nın iki ülke arasında potansiyel bir kriz noktası olması ile ilgili analiz için bakınız:http://21yyte.org/tr/yazi5453-Cin_ve_Japonya_arasinda_Cin_Denizinde_Yeni_Gerilim_Asyanin_Kardak_Kayaliklari.html
[2]Ming hanedanı döneminde özellikle Çin’in doğusunu tehdit eden Wo Kou (倭寇) “Japon korsanları” Ming döneminin en önemli sorunlarından biri haline gelmiştir. 16. Yüzyılda Portekizlilerden elde ettikleri ateşli silahlarla dönemin Çin ordusunu çaresiz bırakmışlardır. Bu dönemde yaşamış olan Zhao Shi Zhen’ın yazdığı Shen Qi Pu adlı eserde Ryu Kyu (琉球)’dan ve Japonlara karşı verilen mücadeleden bahsedilmektedir. Çin’e ulaşan Osmanlı Elçisi Duo Si Ma’dan Osmanlı Tüfeğinin üretimini öğrenen Zhao Shi Zhen, Japonlara karşı bu silahın kullanılabilmesi için imparatora bir rapor sunmuştur. Ayrıntılı bilgi için bakınız:Giray Fidan, Kanuni Devrinde Çin’de Osmanlı Tüfeği ve Osmanlılar, Yeditepe Yayınevi.  
[3] Japon modernleşmesi için bakınız: Selçuk Esenbel, “Japon Modernleşmesi ve Osmanlı, Japonya’nın Türk Dünyası ve İslam Politikaları”, İletişim Yayınları, 2012.
[4] Söz konusu ada sorununun bir benzeri Japonya ve Kore arasında da devam etmektedir. Bakınız: 李明杰,丘君, “韩国处理独岛争议措施对我国维护钓鱼岛主权的启示” (Kore’nin Du Dao meselesinde izlediğiyol ve Çin’in Diao Yu Dao’da egemenlik haklarını koruması için oluşturduğu örnek), 海洋开发与管理,10期, s. 58 – 61.
[5] Ayrıntılı bilgi için bakınız: Giray Fidan, “Çin Halk Cumhuriyeti Japonya İlişkileri: İşbirliği Yapan Devletler Düşman Halklar”, 21. Yüzyıl Dergisi, Ekim 2010, Sayı 22, ss. 29-34.
Giray Fidan

 06.04.1980 Ankara Doğumlu

Eğitim:

İlkokul ve Ortaokul eğitimini Özel Yükseliş Kolejinde, Lise eğitimini Gazi Anadolu Lisesi ve Mustafa Kemal Lisesinde tamamlamıştır. 1998-2000 yılları arasında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Klasik Arkeoloji Bölümünde eğitim görmüştür. 2001 – 2005 yılları arasında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Sinoloji Ana Bilim dalında ve 2002 – 2003 yılları arasında Beijing Language and Culture University (北京语言文化大学) lisans eğitimini tamamlamıştır. 2005 – 2007 yılları arasında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Sinoloji Ana Bilim Dalında yüksek lisans eğitimini “Qin Devrimleri: Qin Shi Huang Dönemi Çin’de yapılan Devrimler ” konulu teziyle tamamlamıştır. 2007 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Sinoloji anabilim dalında doktora eğitimine başlamış; 2007 – 2008 tarihleri arasında Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla Min Zu University of China (中央民族大学) Tibetoloji bölümünde araştırma yapmış ve Tibetçe eğitimi almıştır. Doktora çalışmasını 2010 yılında “Çin Kaynaklarına Göre 16. Yüzyılda Osmanlı – Çin İlişkileri ve Çin’de Osmanlı Ateşli Silahları” konulu teziyle tamamlamıştır.

 

Yabancı Diller:

Çince

İngilizce

Tibetçe

 

Yayınlar:

Kitaplar:

Kanuni Devrinde Çin’de Osmanlı Tüfeği ve Osmanlılar, Yeditepe Yayınevi, 2011, İstanbul.

Çin Dili ve Çince Dilbilgisi, Efil Yayınevi, 2011, Ankara.

Makaleler:

Giray Fidan,"Ming Tarih Kayıtlarına Göre 16. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu-Ming Çin'i İlişkileri", Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Sayı 30, Güz 2011, ss. 276-287.

Giray Fidan, "Tibet ve Türk Geleneklerinde Bozkurt Sembolü", Uluslararası Asya ve Kuzey Afrika Çalışmaları Kongresi (ICANAS) konferansı dâhilinde "38. ICANAS Doğubilim Çalışmaları" bildiri kitapçığında s. 151-155, Ankara, 2009.

Giray Fidan, “Ulus Devlet Olma Yolunda Bir Medeniyet: Çin”, 21. Yüzyıl Dergisi, Nisan 2011, Sayı 28, ss. 55-59.

Giray Fidan, “Türk Çin İlişkilerinde 40 Yıl”, 21. Yüzyıl Dergisi, Ocak 2011, Sayı 25, ss. 91-97.

Giray Fidan, “Çin – Arap Dünyası İlişkileri: Eski Köye Yeni Adet”, 21. Yüzyıl Dergisi, Mart 2011, Sayı 27, ss. 53-59.

Giray Fidan, “Irak’ın Yeniden Yapılanmasında Çin’in Politikaları”, 21. Yüzyıl Dergisi, Ağustos 2010, Sayı 20, ss. 69-74.

Giray Fidan, “Pekin’in Yüksek Rakımlı Sorunu: Tibet” 21. Yüzyıl Dergisi, Eylül 2010, Sayı 21, ss. 79-86.

Giray Fidan, “Çin Halk Cumhuriyeti Japonya İlişkileri: İşbirliği Yapan Devletler Düşman Halklar”, 21. Yüzyıl Dergisi, Ekim 2010, Sayı 22, ss. 29-34.

Giray Fidan, “21. Yüzyılda Çin: Büyük gücün büyük sorunları” 21. Yüzyıl Dergisi, Kasım 2010, Sayı 23, ss. 45-50.

Giray Fidan, “Türk Silahlı Kuvvetleri Çin Halk Kurtuluş Ordusu İlişkileri”, 21. Yüzyıl Dergisi, Aralık 2010, Sayı 24, ss. 17-23.

Giray Fidan, “Japonya’da Nükleer Felaket”, 21. Yüzyıl Dergisi, Mayıs 2011, Sayı 29, ss. 63-67.

Giray Fidan, “Pakistan: Çin’in İsrail’i” 21. Yüzyıl Dergisi, Haziran 2011, Sayı 30, ss. 17-23.

Giray Fidan, “Çin’in Orta Asya Enerji Politikası” 21. Yüzyıl Dergisi, Temmuz 2011, Sayı 31, ss. 23-29.

Giray Fidan, “Çin’in ABD Stratejisi: Yeni Bir Soğuk Savaşa Doğru” 21. Yüzyıl Dergisi, Ağustos 2011, Sayı 32, ss. 49-57.

Giray Fidan, “Ejderha Kara Kıta’da: Çin’in Afrika Ajandası” 21. Yüzyıl Dergisi, Eylül 2011, Sayı 33, ss. 83-90.

         2010 yılından itibaren Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Yabancı Diller Bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display