Snowden’den Malumun İlanı: Kremlin’den İhtiyat


Snowden’den Malumun İlanı: Kremlin’den İhtiyat

Yazan  21 Temmuz 2013

Amerika Birleşik Devletleri istihbarat servislerinin telefon ve internet haberleşmesini izleme programını basına sızdıran Edward Snowden’in durumu kamuoyunun dikkatini çekmeyi sürdürüyor.  ABD makamlarınca hakkında Casusluk Yasası  kapsamında dava açılan Snowden, kamu malının çalınması, ulusal savunmaya ilişkin bilgilere yetkisiz erişim ve gizli istihbari bilgilerin kasten yetkisiz kişilere verdiği suçlarından yargılanacak.[1]

Washington’un iadesini istediği Snowden halen Moskova Şeremetyevo havaalanının transit yolcu salonunda beklemekte, henüz yasal olarak Rus topraklarına ayak basmış değil. ABD’de Rus ajan şebekesine üye olduğu gerekçesiyle tutuklandıktan sonra takas edilen “kızıl ajan” lakaplı Anna Chapman’ın  Rusya’da ikamet iznine yardımcı olmak üzere Snowden’e evlenme teklif etmesi[2] olaya magazin boyutu katarak renklenmesini sağladı.

Snowden kendisine kucak açacak bir ülkeden sığınma talep ediyor. Amerikan makamları Snowden hakkında iade dosyası hazırlayıp,  sığınma hakkı verebilecek ülkelerle siyasi ve diplomatik müzakerelere başladı.[3] Rusya devlet başkanı Vladimir Putin, iki ülke arasında suçluların iadesi anlaşması olmadığını belirterek, dolaylı yoldan ABD’nin taleplerini reddediyor.[4]

Washington’un Snowden konusundaki girişimleri zaman zaman diplomatik teamüllerin ötesine geçti. Moskova’da Doğalgaz İhraç Eden Ülkeler Forumu’na  katıldıktan sonra ülkesine dönmekte olan Bolivya lideri Evo Morales’in uçağına Fransa, İtalya, İspanya ve Portekiz hava sahaları kapatıldı. Bunun üzerine Viyana’nın Schwechat havaalanına inen uçakta pasaport kontrolü yapıldı. Uçakta Snowden’in olmadığı teyit edilince hava sahaları trafiğe açıldı, böylece Morales ülkesinin yolunu tuttu.[5] Kuşkusuz bu tedbir ABD’nin Snowden’i ülkelerine kabul etmeye eğilimli Latin Amerika liderlerine bir ders vermenin yanında, Rusya’nın liderliğinde doğalgaz piyasa yapıcılarına karşı da uyarı olarak görülebilir.

Bu arada Snowden’in Rus avukatı Anatoliy Kuçerena, müvekkilinin  Federal Göçmen Bürosuna geçici sığınma başvurusunda bulunduğunu, talebin uygun görülmesi halinde yaklaşık bir hafta sürecek işlemlerin ardından müvekkilinin ülkede serbest dolaşmasının önünün açılacağını belirtti.[6] Kremlin İdaresi sözcüsü ise Snowden’in başvurusunu müspet veya menfi cevaplayacak makamın Federal Göçmen Bürosu olduğunu bildirdi.

Kremlin’in İhtiyatlı Yaklaşımı

Rus yetkililer Snowden konusunda ihtiyatlı bir tavır sergilemekteler.  Putin, Rusya-ABD ilişkilerinin önemine değinerek, Snowden’in açıklamalarının ilişkileri bozmasına izin vermeyeceklerini belirtti. Putin, genç bir insanın nasıl böyle bir yola başvurduğunu anlamadığını da söyledi.[7] Snowden’in işlemleriyle İnsan Hakları avukatı olan Anatoliy Kuçerena’nın ilgilenmesi Moskova’yı konuyu “taraf değiştirme” ya da “muhbir” operasyonu olarak değil insan hakları sorunu biçiminde sunduğunu gösteriyor. Böylece Rusya’nın demokrasi ve insan hakları siciliyle sürekli uğraşan Batılı ülkeler uluslararası kamuoyu önünde tartışmalı konumda kalıyorlar.

Moskova’nın ihtiyatlı tutumunun arkasında devlet geleneğinin yanısıra Putin’in kişiliğiyle özdeşleşen istihbarat kültürü yatmaktadır. Öncelikle Rus servisleri Snowden’in gerçek durumunu açıklığa kavuşturmak istemekteler. Uluslararası toplumun tavrı, ABD’nin gerçek niyeti dikkat edilecek unsurlardır.  Snowden olayı Amerikan servislerinin özellikle planladığı bir operasyon olabilir mi?  Bunun, Obama yönetimini zor durumda bırakmaya dönük yeni muhafazakar emellere hizmet eden bir plan olup olmadığı kuşkusuz  irdelenecektir. Snowden’in bilgi sızdırması sonucunda ortaya çıkan güvensizlik ortamının BM ve diğer uluslararası örgütlere nasıl yansıdığı, üye ülke yönetimlerini ve kamuoylarını nasıl etkilediği dikkate alınacaktır?  

Rus servisleri içinde, bu olayı son yıllarda Kanada’da, ABD’de, İngiltere’de, Almanya’da yakalanan “Rus ajanları” skandallarını her yönüyle kavramak amacıyla bir fırsat olarak gören kesimler de olabilir.  Moskova dünyanın değişik ülkelerinde farklı kimliklerle yaşayıp Yasenova’ya[8] kriptolu bilgi gönderen ajanların haberleşme kanallarına hulul edilip edilmediği yönünde hasım bir servisin personeli elbette fayda sağlayabilecektir. Son dönemde yurtdışında farklı kimliklerle çok sayıda Rus ajanının deşifre edilmesi, Rus servislerinin yıllardır başarılı oldukları bu operasyonları gözden geçirmeleri gereğine işaret ediyor.

Öte yandan Rusya ve ABD arasından çok çeşitli konularda işbirliği yapılmaktadır. Rusya petrol ve doğalgaz gelirlerinden elde ettiği ihtiyat payını Amerikan tahvillerine, bonolarına yatırmaktadır. İki ülke arasında önemli oranda ticari ve ekonomik işbirliği bulunmaktadır. Terörle mücadelede pek çok gündem maddesinde ortak hareket etmektedir.[9] Rusya’nın stratejik çıkarları açısından bakıldığında, Putin’in de açıkça ortaya koyduğu üzere, Kremlin’in Washington ile ilişkileri germek istemeyeceği düşünülmektedir.

İstihbarat/Güvenlik Servisleri’nin Vazgeçilmez Yöntemi “Dinlemeler”

İngiliz Guardian gazetesi Snowden’in sızdırdığı iddia edilen belgeleri yayınladı. Bu belgelerde Amerikan istihbarat servislerinin, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 38 yabancı misyonu dinlediği bilgilerine yer verildi.  Konuyla ilgili yabancı muhataplarının endişelerine yanıt veren ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, her ülkenin ulusal güvenlik hedeflerine  ulaşmak için değişik çalışmalar yaptığını, bunun garip olmadığını[10] dile getirerek, dinleme işlemini zımnen kabul etti.

İstihbarat, güvenlik ve savunma alanında çalışanlar gizli dinlemelerin servislerin rutin bilgi toplama yöntemi olduğunu bilirler. Türkiye’de mahkeme kararıyla adli delil elde etmek ya da istihbari bilgi toplamak amacıyla dinleme faaliyetlerine başvurulduğu bilinmektedir. Bir günlük gazetenin önde gelen yazarlarının uluslararası terör örgütü üyeleri gibi gösterilerek sahte isimlere alınan  mahkeme kararıyla dinlendikleri medyada yer buldu.[11] Kurum ise dava konusu olan işlem hakkında uygulamanın mevzuata aykırı olmadığı ileri sürerek kendisini savundu.[12]

Uluslararası Hukuk ve Dinlemeler

Resmi Gazetede 24 Aralık 1984 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 1961 tarihli Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesi’nin 27. Maddesi, kabul eden (ev sahibi) devlete, misyonun her türlü resmi amaç için haberleşmesine izin vermesini ve bunu korumakla mükellef olması[13]yükümlülüğünü getirmiştir. Bu sözleşme bir devletin yurtdışına gönderdiği resmi görevli/diplomatik statülü personeline, misyon ve temsilcilik binalarına yönelik dokunulmazlık sağlamakta, kabul eden devlet tarafından her türlü dinleme, takip, sansür gibi işlemlerini yasaklamaktadır.

Bununla birlikte, kabul eden devlet ise ülkesinde bulunan diplomatik misyonların nelerle uğraştığını, misyon personelinin görevleriyle bağdaşmayan faaliyetler yürütüp  yürütmediklerini tespit etmek ya da bu tür tespitlerde bulundukları takdirde ilave bilgi ve belgeyle delillendirmek üzere gizli faaliyet yürütebilmektedir. Zira diplomatik bağışıklığa sahip kişi ve binaları mahkeme kararıyla dinlemek mümkün değildir. Buna en başta Türkiye’nin taraf olduğu ve usulüne uygun olarak yürürlüğe giren anlaşmaların iç hukuktaki önceliği ilkesi izin vermemektedir. Dolayısıyla devletin ulusal güvenlik ihtiyaçları, tıpkı Kerry’nin vurguladığı gibi devletler tarafından her halükarda karşılanmaktadır. Bu tür gizli bilgi toplama faaliyetlerine yapısal ve yasal açılardan uyumlu kurumlar ise istihbarat ve güvenlik servisleridir.

Uluslararası Gündemde Yeralan Dinleme Faaliyetleri

Medyada yer alan bir haber NSA’nin 2001 yılından itibaren Amerikan halkının telefon ve internet haberleşmesine sızdığını ortaya koymaktadır. NSA’nin görüşme ve haberleşme kayıtlarını da toplu olarak servis sağlayıcılarından ve telefon şirketlerinden temin ettikleri vurgulanmaktadır. Bu nedenle kurum aleyhine çeşitli davalar açılmıştır.[14]

ABD’nin küresel dinleme sistemi  Echelon ile dünya genelinde bir günde ortalama bir milyar telefon görüşmesini dinlediği, bunları daha önceden telefon numaraları, sim kartları ya da cep telefonlarının IP numaraları üzerinden, uydular, santraller üzerinden gerçekleştirdiği vurgulanmaktadır.[15] Echelon sistemini NSA kontrol etmektedir. Bununla birlikte İngiltere, Avustralya, Kanada ve Yeni Zelanda sistemin yer istasyonlarına ev sahipliği yapmaktadır. Echelon Dinleme Sistem ile siyasi casusluk ve ticari espiyonaj yapılmaktadır.

Batılı ülkelerin yasadışı dinleme konusunda bir çok sabıkası mevcuttur. 2003 yılında Britanya ve ABD’nin gerçekleştirdiği ortak operayonel çalışma sonucunda Angola, Bulgaristan, Kamerun, Şili, Gine ve Pakistan’ın BM ofislerine dinleme cihazı yerleştirdiği ortaya çıkmıştır.[16]

2006 yılında BM’nin Cenevre’deki binasında silahsızlanma konularında hassas görüşmelerin yapıldığı toplantı odasında İsrail’e ait muhtelif dinleme cihazlarının bulunduğu bildirilmiştir. İsviçreli K/Entelijans uzmanları, dinleme skandalında Kuzey Kore, Britanya, Çin, Rusya, Fransa ve ABD’nin de olası şüpheliler arasında yeraldığını belirtmiştir.[17]

Rusya da sözkonusu yarıştan geri kalmamaktadır. 2008 yılında Azerbaycan’ın Bakü havaalanında, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in seyahatleri öncesinde danışmanlarıyla görüşme yaptığı VIP salonunda dinleme cihazları bulundu. Havaalanının Güvenlik Müdürü Emil Suleymanov Rusya Federasyonu adına casusluk suçundan derhal tutuklandı.[18]

Dolayısıyla istihbarat ve güvenlik servislerinin hedef olarak gördükleri kişileri, kurumları, binaları dinledikleri, internet, elektronik ileti dahil her türlü haberleşmeyi izleyebildikleri, gerektiğinde ortam dinlemesi/izlemesi yaptıkları, kişilerin temas ve faaliyetlerini sadece ses ile değil görüntü ile de kayıt altına aldıkları bilinmektedir.

Bu çerçevede, Snowden’in açıklamaları ve sızdırdığı bilgi ve belgeler aslında bu alanda çalışan kişiler açısından malumun ilanından öte bir anlam ifade etmemektedir. Rusya’nın yaptığı ise Washington ile ilişkileri gerginleştirmeden konuyu insan hakları sorunu olarak gösterip, dünyanın insan hakları ihlallerini her yıl raporlayan buna karşın hukuk tanımazlığını müttefiklerini bile dinlemekle bir kez daha gösteren ABD’ye uluslararası toplumun önünde sıkı bir ders vermektir.

 


*Dr., 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Rusya Slav Araştırmaları Merkezi Bilimsel Danışman

[1]Spencer Ackerman, “Edward Snowden is a whistleblower, not a spy-but do our leaders care? http://www.guardian.co.uk/world/2013/jul/05/edward-snowden-nsa-whistleblower-spy

[3]“U.S. Begins Contacting Latin America Countries to Get Snowden Extradited” Latin American Herald Tribune, http://www.laht.com/article.asp?ArticleId=817471&CategoryId=12394

[5]Seyit Arslan, “Snowden şüphesi, Bolivya liderinin uçağını indirtti”, Viyana, http://www.zaman.com.tr/dunya_snowden-suphesi-bolivya-liderinin-ucagini-indirtti_2107064.html

[7] ‘US-Russian relations above Snowden case’-Putin, http://rt.com/news/putin-snowden-us-relations-196/

[8]Moskova’da Dış İstihbarat Servisi (SVR)’nin karargahının olduğu semtin adı.

[9]FSB Ups Cooperation with Foreign Partners-Bortnikov, http://en.rian.ru/military_news/20121004/176408303.htm. FSB Direktörü Aleksandr Bortnikov, 6 Haziran 2013’de Rusya/Kazan’da düzenlenen Uluslararası Terörle Mücadele Toplantısında FSB’nin Boston’daki terör saldırıyla ilgili soruşturma kapsamında Amerikan FBI ve CIA kuruluşlarıyla işbirliği yaptığını dile getirmiştir. http://www.interfax.com/newsinf.asp?pg=5&id=421969

[11]Mehmet Baransu, MİT Yeniği, Taraf Gazetesi, http://www.taraf.com.tr/mehmet-baransu/makale-mit-yenigi.htm

[12]“Gazetecileri sahte isimle dinleyen MİT:Kamu yararına yaptık”, http://t24.com.tr/haber/gazetecileri-sahte-isimle-dinleyen-mit-kamu-yararina-yaptik/217518

[16]“Israeli listening bugs found in UN meeting room: Swiss paper”, http://intelnews.org/2009/12/02/01-323/

[17]“Israeli listening bugs found in UN meeting room: Swiss paper”, http://intelnews.org/2009/12/02/01-323/

[18]Azer Karimov, Handling of Russian Spy Scandal in Baku Reflects Foreign Policy Priorities, The Central Asia –Caucasus Analyst, http://cacianalyst.org/publications/field-reports/item/11565-field-reports-caci-analyst-2008-2-6-art-11565.html

Dr. Erhan Canikoğlu

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Rusya Slav Araştırmaları Merkezi Başkanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display