< < ABD ve Küba İlişkilerinde Yeni Dönem


ABD ve Küba İlişkilerinde Yeni Dönem

Yazan  19 Aralık 2014

ABD ve Küba liderleri, neredeyse eş zamanlı olarak 17 Aralık 2014 tarihinde iki ülke ilişkilerindeki tarihsel değişimi haber veren açıklamalarda bulundular. Bu bağlamda 1960 yılında ABD tarafından Küba’ya uygulanmaya başlayan ambargonun hafifletilmesi ve iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin yeniden tesis edilmesi ilk planda öne çıkan konulardı. Ayrıca Küba’da tutuklu bulunan iki ABD vatandaşının ve ABD’de cezaevinde bulunan üç Kübalının serbest bırakılmaları, iki ülke arasında başlayan üst düzey diyalogun ilk getirileri olarak dikkat çekiyordu.

ABD tarafından uygulanan ambargonun Küba üzerinde işe yaramadığına dair değerlendirmeler ve buna yönelik eleştiriler sadece uluslararası alanda değil özellikle Obama döneminde ABD’de de artış göstermişti.Bu değerlendirmelere ABD’nin eski Dışişleri Hillary Clinton da katılmış, Başkan Obama ise 2013 yılının Kasım ayında “Küba politikasında değişime gidilmesine” yönelik açıklamalar yapmıştı. Tarihsel süreç dikkate alındığında, iki ülke arasındaki son gelişme ile ortaya çıkan durum mevut haliyle bile bir dönüm noktası niteliğindedir. Ancak bu gelişmenin bölgesel ve küresel etkileri olacaktır. Bu bağlamda ABD’nin geleneksel Latin Amerika politikalarında daha kapsayıcı bir değişime gitmesi, bir dönem “arka bahçesi” olarak gördüğü bu bölge ile olan sorunlarını azaltacak pragmatik yaklaşımlar benimsemesi ve bu bölgeden tasarruf edeceği gayretleriyle Asya-Pasifik politikalarına daha fazla ağırlık vermesi beklenebilir.

Yaklaşık bir yıl önce 21. Yüzyıl Dergisinin Ocak 2014 tarihli 61. sayısında yayımlanan aşağıdaki makalede de, iki ülke liderlerinin, Mandela’nın cenaze töreninde selamlaşmaları ile görünür hale gelen ve ABD-Küba ilişkilerindeki değişimi hızlandıran süreç ele alınmıştır.

Mandela'nın Son Mucizesi[1]

ABD Başkanı Obama ve Küba Devlet Başkanı Raúl Castro’nun Johannesburg’da Nelson Mandela’nın cenaze töreninde selamlaşmaları uluslararası çevrelerde ilgi ile karşılanmıştır.Fidel Castro liderliğinde gerçekleştirilen Küba Devrimi’nin ardından 1961yılında diplomatik ilişkilerine son vermiş olan iki ülkenin devlet başkanlarınca verilen bu görüntü, Fidel Castro’nun geçmişte çeşitli vesilelerle ABD Başkanları ile bir araya gelmesinden daha fazla dikkat çekerken ABD ile Küba arasındaki ilişkilerde yarım asır sonra bir değişim yaşanabileceği beklentisini de ortaya çıkarmıştır.

Günümüzde ABD’nin resmi Küba politikası ekonomik ambargo ve diplomatik izolasyon temelinde devam etmekte ve teorik olarak iki ülke arasındaki ilişkiler yok sayılmaktadır. Bununla birlikte 2000 yılında ABD Kongresinin yaptığı bir düzenlemenin ardından ABD’den Küba’ya tarım ürünleri ihracatının önü açılmış ve bu bağlamda iki ülke arasında belirli oranda ticaret yapılmaya başlamıştır. Ancak ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı adına çalışan Alan Gross adlı bir ABD vatandaşının 2009 yılında Küba makamları tarafından tutuklanması iki ülke arasındaki tansiyonun yükselmesine neden olmuştur.[2] Barack Obama ve Raúl Castro yönetimleri iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesine hazır olduklarına dair mesajlar vermelerine rağmen 2009-2012 döneminde bu bağlamda mesafe kat edilememiştir. Zira bu dönemin,yarım asır önce yaşanan Küba Devrimi, diplomatik ilişkilerin kesilmesi, füzeler krizi gibi iki ülkenin politikalarını şekillendiren bazı önemli olayların ellinci yıldönümlerine denk gelmesi normalleşme yönünde atılabilecek adımlara engel teşkil etmiştir.[3]

2013 yılına gelindiğinde ise bazı olumlu gelişmelerin gerçekleştiği görülmektedir. Eylül ayında taraflar, ABD ve Küba arasında posta sisteminin yeniden tesis edilmesi amacıyla görüşmelere başlamışlardır. Edward Snowden’in Küba’da sığınma aradığı dönemde ABD’li diplomatlar bu girişimi engellemek için Kübalı meslektaşlarıyla bir araya gelmişlerdir.[4]Bu arada üçüncü ülkelerden de süreci cesaretlendirmeye çalışanlar olmuştur. Kolombiya Devlet Başkanı Santos, Aralık ayı başında yaptığı bir açıklamada ABD’nin Küba’ya yönelik politikasını değiştirmesinin zamanı geldiğini ifade etmiştir.[5]

ABD’nin Eisenhower döneminde Küba’ya karşı başlattığı ve diplomatik olarak bu ülkeyi dünyada yalnızlaştırmayı amaçlayan politika başarılı olmamış, Küba SSCB gibi alternatiflerle bunu aşmayı başarmıştır.[6] Öte yandan ABD uzun süredir Küba’ya uygulanan ambargo nedeniyle birçok ülke tarafından eleştirilmekte ve Birleşmiş Milletler zemininde zor durumda kalmaktadır.[7] Ambargoya rağmen Castro rejimi yarım asrı aşkın bir süredir ayaktadır. Obama kendisi de Castro rejimi muhalifi Kübalılarla yaptığı bir görüşmede bu durumu açık bir şekilde ifade etmiştir. Soğuk Savaş döneminde 1961 yılında başlatılan politikaların internet çağında artık anlamsız hale geldiğini söyleyen Obama, ülkeleri meşgul eden sorunları cesaretle konuşmayı sağlayacak yeni mekanizmalara ihtiyaç duyulduğunun altını çizmiştir.[8]

Beyaz Saray kaynakları Barack Obama-Raúl Castro selamlaşmasının daha önceden planlanmadığını açıklamışlardır. Öte yandan Obama’nın törende yaptığı konuşmada,“görünüşte birçok liderin Mandela ile dayanışma sergilemelerine rağmen kendi ülkelerinde muhaliflere hoşgörüyle yaklaşmadıkları ve kronikleşen fakirlik ile artan eşitsizliğe çözüm olacak mütevazı reformlara dahi direnç gösterildiği” gibi eleştirilerinin hedeflerinden birinin Küba ve çok yakınında konuşmayı dinleyen Raúl Castro olduğu yorumları da yapılmıştır.[9]Ancak bütün bunlara rağmen Johannesburg’daki karşılaşma, Obama’nın 2013 Kasım ayında yapmış olduğu “ABD’nin Küba politikasında değişime gidilmesi” yönündeki açıklamasına paralel bir gelişme olarak algılanmıştır. Liderlerin verdiği görüntü,iki ülke arasında gelişecek bir yakınlaşma sürecinin başlangıcı olarak değerlendirilmekle birlikte bu selamlaşmanın Küba ile ABD arasındaki sorunları ve jeopolitik çatışmayı kısa sürede çözüme kavuşturmayacağına dair farklı görüşler de ortaya çıkmıştır.[10] Öte yandan bu gelişmenin ABD topraklarında, özellikle Miami’de yaşayan Kübalı sürgünleri ve ABD Kongresinin Küba kökenli üyelerini öfkelendirmesi de dikkat çekmiştir. Bu bağlamda, Raúl Castro’ya elini uzatması nedeniyle Başkan Obama eleştirilerin hedefi olmuştur.[11]

Ancak Obama Küba ile ilişkiler konusunda seleflerine göre daha pragmatik bir yaklaşımı esas almıştır. ABD yönetimi Küba’ya yönelik geleneksel politikasını değiştirmekle kazanacağının bu politikayı sürdürmekle kazanacağından daha fazla olduğunun farkındadır. Küba Soğuk Savaş döneminden itibaren Latin Amerika kıtasındaki ABD karşıtlığının bayraktarı ve sembol ülkesi haline gelmiştir. Son yıllarda Venezuela bu konuda öne çıkmış olsa da dinamik kişiliği ile ülkesini ve Latin Amerika’da ABD karşıtı yeni akımı yönetmiş olan Hugo Chavez için Castro ve Küba’nın daima özel bir yeri olmuştur. Bu bağlamda, Küba’nın İran ile yaşanan yakınlaşmaya benzer -belki daha uzun- bir sürecin ardından “kazanılması” Latin Amerika dinamiklerini etkileyebilecektir.

ABD ve Küba’nın bir yakınlaşma sürecine girmesi artık imkânsız değil, ihtimal olarak görülmektedir.ABD’nin 1980yılından beri diplomatik ilişkilerinin olmadığı İran ile Hasan Ruhani’nin cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından hızla gelişen ilişkiler süreci, geçtiğimiz Kasım ayında P5+1 (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya) ülkelerinin katılımıyla Cenevre’de İran’ın nükleer programı merkezinde bir uzlaşmayla sonuçlanmıştır. Suriye’de iç savaşın yoğunlaştığı ve Beşar Esad’ın bugün yarın iktidardan düşürüleceği beklentilerinin arttığı, özellikle bu ülkedeki rejimin kimyasal silahlar kullandığı ve cezalandırılmayı hak ettiği algısının yaratıldığı dönemde Suriye’den sonra sıranın İran’a geleceği yorumları fazlasıyla ilgi görüyordu. Buna rağmen, ABD ve İran’ın tarihsel olayların şekillendirdiği ön yargılar ve Ortadoğu’daki dinamik konjonktürün hilafına kısa süre içerisinde bir uzlaşma zemini bulmaları ABD ile Küba arasında da benzer bir sürecin gelişebileceğini düşündürmektedir. Ancak bu sürecin İran örneğinin aksine uzun zaman alacağı beklentisi de yüksektir.

Küba cephesinden bakıldığında, önümüzdeki süreçte ABD’nin Küba’ya yönelik yaklaşımının ekonomik ya da politik olmaktan ziyade ideolojik ve kültürel zeminde gerçekleşeceği algısı göze çarpmaktadır. Bu bağlamda ABD toplumunun değerleri, yaşam tarzı ve alışkanlıklarının Küba toplumuna benimsetilmeye çalışılacağı yönündeki endişeler 1990’lı yıllardan itibaren başta Fidel Castro olmak üzere sıklıkla dile getirilmiş ve hala güncelliğini korumaktadır.[12] Bu tür algılar ve tüm ABD kamuoyu olmasa bile bu ülkede yaşayan muhalif Kübalıların Castro rejimine karşı besledikleri öfke iki ülke arasındaki yakınlaşmanın psikolojik duvarlarını yükseltmeye devam etmektedir.


[1] Bu yazı 21. Yüzyıl Dergisi’nin Ocak 2014 tarihli 61. sayısında yayımlanmıştır.

[2]Stephanie Hanson, Brianna Lee, U.S.- Cuba Relations, 31.01.2013, http://www.cfr.org/cuba/us-cuba-relations/p11113, Erişim Tarihi: 15.12.2013

[3] Carlos Alzugaray, Las (inexistentes) relaciones Cuba-Estados Unidos en tiempos de Cambio, Nueva Sociedad, No. 242, Noviembre-Diciembre 2012, s. 140.

[4]Helen Aguirre, Obama Aboga por Cambio de político hacia Cuba, 27.11.2013, http://www.diariolasamericas.com/blogs/obama-aboga-cambio-politica-hacia.html, Erişim Tarihi: 15.12.2013

[5]Juan Manuel Santos pide a Obama que cambie la política hacia Cuba, http://www.diariodecuba.com/cuba/1386192189_6209.html, Erişim Tarihi: 15.12.2013

[6] Carlos Alzugaray, a.g.m., s. 142.

[8]Barack Obama dice que EEUU debe revisar politica hacia Cuba, http://www.eltiempo.com/mundo/estados-unidos/ARTICULO-WEB-NEW_NOTA_INTERIOR-13172695.html

[9]Stella Mapenzauswa, Steve Holland, Obama and Castro shake hands, Zuma humiliated at Mandela memorial, 10.12.2013,http://www.reuters.com/article/2013/12/10/us-mandela-death-idUSBRE9B417U20131210Erişim Tarihi: 17.12.2013

[10]Carlos Siula, ¿Cuál será el alcance del apretón de manos entre Obama y Raúl Castro?, 11.12.2013, http://www.oem.com.mx/elsoldetlaxcala/notas/n3221839.htm, Erişim Tarihi: 15.12.2013; Ruben Navarrette, Don't misread Obama's handshake with Raul Castro, 12.12.2013, http://edition.cnn.com/2013/12/12/opinion/navarrette-obama-raul-castro/, Erişim Tarihi: 15.12.2013

[11]Rui Ferreira, El apretón de manos de Obama y Raúl Castro indigna a los exiliados en Miami11.12.2013, http://www.elmundo.es/internacional/2013/12/11/52a79d4463fd3d36578b4577.html, Erişim Tarihi: 15.12.2013

Dr. Kubilayhan Erman

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışmanı

 

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display