ABD-Romanya Stratejik Ortaklığı; ABD Artık Sürekli Karadeniz'de

Yazan  25 Kasım 2013

"Romanya NATO içinde değişmez bir stratejik ortağımızdır. Afganistan ve Kosova'da askeri birlik, teçhizat ve diğer alanlarda çok önemli katkılar sağlamıştır. Romanya'nın savunma, kanun uygulamaları, enerji, ekonomik gelişme ve çevre alanlarında Karadeniz bölgesindeki komşularıyla daha geniş kapsamlı işbirliği geliştirilmesine yönelik çabaları bu çok hassas ve önemli bölgede istikrarın geliştirilmesine yönelik Amerikan hedefini tamamlar niteliktedir. Ayrıca ABD ile Romanya arasında özgürlükler, barış, kamu düzeni ve insan haklarının desteklenmesini öngören ikili taahhütler de vardır...........Romanya NATO ve çok uluslu operasyonlara yönelik yeteneklerini geliştirmeye devam etmektedir ve ortak ulusal güvenlik çıkarlarının desteklemesi bağlamında kuvvet ve kaynak tahsisinde istekli olduğunu defalarca göstermiştir."  Bu tanımlamalar ABD-Romanya ilişkilerinin durumunu açıklamak üzere Amerikan Dışişleri Bakanlığının İnternet sayfasının Romanya ile ilgili bölümündeki temel veriler kısmında yer almaktadır.[i]

Bu ifadeler özelikle Romanya'nın NATO'ya üye olmasından sonra ABD'nin Romanya'ya biçtiği rolün kapsamını da çizmektedir. Buna göre ABD'nin Romanya'dan temel beklentisi ABD'nin Karadeniz'e açılımını sağlayacak ortamı sunması,  ayrıca Afganistan'a kadar olan Avrasya bölgesinde ABD'nin yapacağı operasyon ya da girişimlere askeri ve lojistik üs kolaylıkları sağlamasıdır. Nitekim gelişmeler de bunun böyle olduğunu göstermektedir. Şimdi ABD'nin Romanya'yı stratejik ortak olarak görmesini sağlayan önemli gelişmelere göz atalım.

ABD-Romanya İlişkileri

ABD ile Romanya arasındaki ilişkilerin başlama tarihi 1880 yılına yani Romanya'nın Osmanlı İmparatorluğu'ndan bağımsızlığını elde etmesine kadar gitmektedir. İkinci Dünya Savaşı döneminde 1941 yılında Romanya'nın ABD'ye savaş ilan etmesiyle ilişkiler kopmuş, 1946'da yeniden tesis edilmiştir. Ancak 1947'de Romanya'da komünist rejimin kurulmasıyla ilişkiler soğuk kalmıştır. Komünist rejimin 1989'da yıkılması ve Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle birlikte ABD-Romanya ilişkileri yeniden gelişmeye başlamış, ABD'nin Doğu Avrupa ülkelerine yönelik projeleri Romanya'da da etkisini göstermiştir. Nitekim Romanya 2007'de Avrupa Birliği'ne katılımından önce ABD ile ikili bir yatırım anlaşması imzalamış ve ABD ile ekonomik ilişkilerini derinleştirmiştir.[ii]

ABD'nin Romanya'yla ekonomik ilişkilerinin yanısıra askeri anlamda yeteneklerinin iyileştirilmesi yönündeki yardımları dikkat çekicidir. Özellikle Romanya'nın 02 Nisan 2004'de[iii] resmen NATO'ya katılmasından sonra Romen Silahlı Kuvvetlerinin gerek Amerikan gerekse NATO kuvvetleriyle birlikte çalışabilirliğini geliştirecek, NATO operasyonlarını destekleyebilecek modernizasyon projelerinin gerçekleştirilmesinde ABD'nin öne çıktığı görülmektedir.

Eski Varşova Paktı'ndaki İlk Amerikan Üssü

Romanya'nın NATO'ya üye olmasından sonra ABD ile ilişkileri derinleşti, işbirliği alanları genişledi. Zamanın Romanya Cumhurbaşkanı Basescu 2005 ve 2006 yılında Vaşington'a  resmi ziyaretlerde bulundu. Görüşmelerin ana konuları Karadeniz Bölgesi, Romanya'nın Irak ve Afganistan'daki operasyonlara katkısı ve vize sorunuydu. Basescu Romanya'nın ABD ile "çok özel ilişkiler" geliştirmek istediğini söylerken ABD de dış politik hedefler ve güvenlik politikalarının hayata geçirilmesinde Romanya'nın kritik bir konuma sahip olduğunu düşünüyordu.[iv]Dış politika ve savunma analistlerine göre Romanya Karadeniz bölgesinde bulunmasının yanısıra Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu ve Körfez bölgesine yakınlığı nedeniyle stratejik bir konumdaydı ve Amerikan yönetimi bu nedenle Romanya'ya ağırlık vermişti.[v] Nitekim bu görüşmeler Romanya'nın topraklarını, hava sahası ile hava limanlarını ve deniz limanlarını ABD'ye açmasıyla sonuçlanacaktı.

Bu sonuca ulaşılmasında en önemli basamaklardan bir tanesi de zamanın ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın Aralık 2005'te Bükreş'e yaptığı ziyarette Romen mevkidaşı Razvan Ungureanu ile imzaladığı anlaşmayla ABD'nin 10 yıl süreyle Romanya'da askeri üs bulundurmasına izin verilmesidir. Bu gelişme Amerikan Ordusunun küresel bazda yeniden konumlanma girişiminin de bir parçasıydı. Anlaşmaya göre üsler çok büyük ölçekte olmayacak, Amerikan kuvvetlerine standart kolaylıklar (lojman vb gibi) sağlanacak, askeri unsurlar esnek bir yapıda olacak, rutin rotasyonlarla değişimler yapılacak ve krizlere müdahale edebilecek yeterlilikte nispeten az sayıda birlik bulundurulacaktı. Bu kapsamda ayrıca bir düzineden fazla Amerikan savaş uçağının da Romanya'da konuşlanması mümkün olabilecekti. Bu kapsamdaki bir üs anlaşması şüphesiz Rusya Devlet Başkanı Putin'in tepkisini almıştı.[vi]

Bu anlaşma ABD'nin Karadeniz'e açılan kapısı olmuştu. Çünkü ABD Türk Boğazlarından yani denizden olmasa da Romanya üzerinden Karadeniz bölgesine çıkmış oluyordu.  Böylece ABD Genişletilmiş Karadeniz Bölgesi (Greater Black Sea Region) olarak adlandırdığı bölgedeki ülkelere ulaşabilme imkanını da kazanıyordu. Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türkiye Karadeniz'e yabancı güçlerin girmesini tehlikeli bulmuş, Karadeniz'in barış ve istikrarını bozabileceğini düşünmüştür. Bu nedenle bölge ülkeleriyle geliştirilen bölgesel teşkilatlar (Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı gibi) veya Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerle oluşturulan BLACKSEAFOR (Karadeniz Deniz İşbirliği Görev Grubu), BLACKSEAHARMONY (Karadeniz Uyum Harekatı) ve BCSF (Karadeniz'e Sahildar Devletler Sınır/Sahil Güvenlik Teşkilatları Forumu) gibi askeri/güvenlik mekanizmalarının kurulmasında öncülük yaparak yabancı güçlerin denizden Karadeniz'e girmesine ve müdahil olmalarına set çekilmiştir. Bahsedilen gelişmelerin yaşandığı dönemlerdeki görevim gereği katıldığım toplantıların birinde Amerikalı bir Orgeneral'in dünya haritası üzeriden ABD'nin pozisyonu anlatırken "dünya barışına ve güvenlik sorunlarının çözümüne katkı kapsamında dünyanın bütün denizlerin varlık gösteren ABD'nin sadece Karadeniz'de bulunamadığını, bunun kabul edilir olmadığını dolayısıyla ABD'nin mutlaka Karadeniz'e girmesi gerektiğini" söylemesi bu durumun ABD'yi memnun etmediğinin bir göstergesidir. 

 

Müşterek Görev Kuvveti - Doğu (JTF-East)

ABD'nin Doğu Avrupa ülkeleriyle ilişkilerini geliştirme girişimleri ("shift east" olarak adlandırılmakta ve ABD'nin yeni NATO ülkeleriyle ve NATO'nun doğusundaki ülkeleri ilişkilerini derinleştirme ve ortaklıklar oluşturma yaklaşımı olarak bilinmektedir)  Romanya'dan sağlanan üs imkanıyla yeni bir ivme kazanmıştır.

ABD Avrupa Komutanlığı (USEUCOM) tarafından JTF-East (Joint Task Force-East) (Müşterek Görev Kuvveti - Doğu) adında oluşturulacak tugay seviyesindeki kuvvetle Romen Silahlı Kuvvetleriyle birlikte eğitimler yaparak Romen Ordusunun kapasite ve yeteneklerinin yanında birlikte çalışabilirliğinin geliştirilmesi hedeflenmiştir. ABD Avrupa Kara Kuvvetleri Komutanlığı sorumluğunda oluşturulan kuvvette Amerikan Kara ve Hava Kuvvetlerinden personel bulunması ve müşterek faaliyetler icra etmeleri planlanmıştır.[vii]

Bu kapsamda Romanya Savunma Bakanı Corneliu Dobritoiu ile ABD Avrupa Komutanlığından Tümgeneral William D. Catto 20 Temmuz 2007 tarihinde 8 adet uygulama protokolü imzaladılar. Buna göre Amerikan askerlerinin Romen Hava Kuvvetlerine ait Mihail Kogălniceanu Hava Üssü ile Romen Kara Kuvvetlerine ait Babadag Eğitim Merkezinde konuşlanmaları ve Amerikan Silahlı Kuvvetleri emir komuta zinciri içinde kalmaları karara bağlandı. 2007-2010 yılları arasında rotasyonel olarak yılda 1400 civarında Amerikan askeri söz konusu üs ve birliklerde görev aldı.

İnternetten tarama yapıldığında söz konusu kuvvetin faaliyetlerinin Romanya ve Bulgaristan ile sınırlı kalmadığı gibi sadece Kara ve Hava kuvvetleriyle de sınırlı kalmadığı, Genişletilmiş Karadeniz Bölgesindeki diğer ülkelerden de JTF-East'in  eğitim ve tatbikatlarına katıldıkları, JTF-East'in faaliyetlerinin  denizden de desteklendiği görülmektedir. Örneğin Eylül 2007'de Amerikan 6. Filosuna bağlı savaş gemisi USS Mount Whitney İstanbul Boğazı'ndan geçerek 5 günlük bir "Karadeniz Ortaklık Seyri" için Karadeniz'e açıldı. Romanya'nın Köstence limanı merkezli icra edilen seyir ve liman eğitimlerine Azerbaycan, Bulgaristan, Gürcistan, Romanya ve Ukrayna'dan 59 askeri personel katıldı.[viii]

Gerek bu gelişmeler gerekse Amerikan Ordusunun ihtiyaçları ABD Avrupa Komutanlığını bu rotasyonel kuvveti 2010 yılından itibaren yeniden yapılandırmaya yönlendirdi.

 

Karadeniz Rotasyonel Kuvveti (BRSF)

CTF-East kapsamında Amerikan Kara ve Hava Kuvvetleri unsurlarının Romanya ve Bulgaristan'daki başarılı faaliyetleri Amerikan Ordusunu cesaretlendirmiş ve bölgeye yönelik hedeflerine ulaşılmasını desteklemek üzere CTF-East benzeri faaliyetler gerçekleştirmek üzere kuvveti yeniden yapılandırarak bu sefer Deniz Piyade-Hava-Kara unsurlarını görevlendirmiştir. Bu kapsamda 2010 yılında CTF BSRF (Black Sea Rotational Force) (Karadeniz Rotasyonel Kuvveti) oluşturmuştur. Adında da anlaşılacağı üzere rotasyon usulüyle görevlendirilen  Amerikan deniz piyade askerleri (350 civarında daimi personelden oluşuyor) de CTF-East gibi Romanya'daki Mihail Kogălniceanu Hava Üssü'nde konuşlandırıldılar.

"Karadeniz Rotasyonel Kuvveti (BSRF)'nin kullandığı arma ve tanıtıcı fotoğraflar"

 

Nitekim CTF-East'in Romanya ve Bulgaristan ile başlayıp bölgedeki diğer ülkelerle de ilişkilerini geliştirme potansiyelinin de test edilmiş olmasıyla BSRF daha başlangıçta hedef ülke sayısını geniş tutmuş ve Karadeniz, Kafkas, Balkan, Baltık ülkelerinin hepsine yönelmiştir. Kuvvetin armasına bakıldığında 14 ülke (Romanya, Bulgaristan, Sırbistan, Hırvatistan, Macaristan, Moldova, Ukrayna, Estonya, Letonya, Litvanya, Gürcistan, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan) görülürken 2013 yılına gelindiğinde işbirliği yapılan ülke sayısının İsrail dahil 21'e çıktığı görülmektir.

Ayrıca görev kuvvetinin adına Karadeniz ifadesinin eklenmesiyle bu faaliyetlerle hedef bölgenin ne olduğu net olarak ortaya konulmuş oluyordu. Ayrıca söz konusu kuvvetin İnternet sayfası (http://www.marines.mil/unit/marforeur/Pages/BSRF.aspx) ve sosyal medya sayfasında (https://www.facebook.com/BSRFMarines) kuvvetin kuruluş maksadı ve görev sahası "Karadeniz, Balkanlar, Kafkaslar bölgelerindeki ülkelerle ortaklıklar geliştirmek, askeri yetenekleri artırmak, askeri güvenlik işbirliğini iyileştirmek" şeklinde tanımlanmakta, kuvvetin yapısı da 350 kişilik Amerikan deniz piyade askerleri ve yedek statüdeki Amerikan deniz kuvvetleri personelinden oluşan Özel Maksatlı Deniz Piyade-Hava-Kara Görev Kuvveti" olarak belirtilmektedir.

Söz konusu kuvvet görev bölgesindeki ülkelerle birlikte bazen ikili, bazen çok uluslu konferanslar, eğitimler, tatbikatlar icra etmekte, ayrıca söz konusu ülkelerde sivil-asker işbirliği projeleri, halkla ilişkiler faaliyetleri, okul/hastane gibi temel ihtiyaçların karşılanmasına yönelik inşa faaliyetleri de gerçekleştirmektedir.

Türk Silahlı Kuvvetleri Amerikan Ordusunun Karadeniz'deki bu faaliyetlerine sıcak bakmamış, eğitim ve tatbikatlara iştirak etmemiştir. Ancak CTF-East ve BSRF'nin bağlı olduğu ABD Avrupa Komutanlığının planlayıp anılan görev kuvvetlerince icra edilen bazı konferans ve seminerlere Türkiye'den de katılım olduğu ancak fiili eğitim ve tatbikatlara iştirak edilmediği anılan komutanlığının İnternet sayfasındaki haber arşivlerinde görülmektedir.

 

Füze Kalkanı Projesindeki Amerikan Füzeleri Romanya'ya

2011 yılına geldiğimizde ABD-Romanya ilişkilerinin belki de tarihinin en üst seviyesine çıktığını söyleyebiliriz. 13 Eylül 2011 tarihinde Romanya Dışişleri Bakanı Teodor Baconschi ile ABD Dışişleri Bakanı Rodham Clinton arasında Vaşington'da imzalanan anlaşmayla NATO Füze Kalkanı Projesi kapsamında "EPAA__Avrupa Aşamalı Uyarlanabilir Yaklaşımı" çerçevesinde Amerikan SM-3 (karaya konuşlu versiyonu) füzesavar füzelerinin Romanya'ya konuşlandırılması karara bağlanmıştır.[ix] 

Anlaşma, ABD’nin Romanya'nın güneyindeki Deveselu Hava Üssü'nde bir tesis inşa etmesini, füzelerin buraya konuşlandırılmasını, tesisin 2015 yılında faal hale getirilmesini öngörüyordu.[x]

Nitekim sürecin planlandığı şekilde yürüdüğü görülmektedir. 18 Ekim 2013 tarihinde Deveselu Üssünde yapılan törenle füzelerin konuşlandıracağı tesislerin temeli atıldı. Törende Romanya Cumhurbaşkanı seviyesinde temsil edilirken ABD tarafı Savunma Bakan yardımcılarından James Miller ile temsil edildi.[xi]

Füze Kalkanı projesi özellikle Türk kamuoyunda bir NATO projesi olarak lanse edilmesine rağmen Amerikan füze ve radarlarının yerleştirileceği ülkelerle NATO'nun değil ABD'nin ikili anlaşma ve mutabakat zaptı imzalaması, Amerikan dokümanlarında "Amerikan füzesi veya Amerikan radarı" şeklinde ifade edilmesi, son olarak Romanya'da icra edilen törenlerde sadece Amerikan ve Romen bayraklarının yer alması projenin komuta ve kontrolünün tamamen ABD'de olacağını, söz konusu füzeler ve radarla ABD'nin söz konusu ülkelerde (Romanya, Polonya, Türkiye) yeni üsler elde ettiğinin göstergesidir.

 

ABD ve Romanya Stratejik Ortak Oluyor

Amerikan ve Romen Dışişleri Bakanlarının Amerikan füzelerinin Romanya'ya konuşlandırmasına ilişkin anlaşmayı imzaladıkları gün başka bir gelişme daha oldu. Aynı gün yani 13 Eylül 2011 tarihinde yayınlanan ortak deklarasyonla iki ülkenin "stratejik ortak" olduğu ilan ediliyordu.[xii] Buna göre iki ülke arasında uzun yıllara dayalı tarihi ilişkiler mevcut olup kültürel, ekonomik ve bilimsel ilişkiler yoluyla iki ülke halkı arasında  derin ilişkiler kurulmuş, ilan edilen stratejik ortaklık iki ülke arasında güvenlik, demokrasi, serbest piyasa ve kültürel değişimin geliştirilmesine yönelik mükemmel ve daha da genişleyen işbirliğini göstermektedir.

Ortak deklarasyona göre iki ülke arasındaki stratejik ortaklık her iki ülkenin olduğu kadar Avrupa-Atlantik bölgesinin güvenliğine de önemli katkılar sunacaktır. Bu bağlamdaki işbirliğinin temelini de NATO anlaşmasının beşinci maddesindeki anlayış oluşturmaktadır.

 

Romanya'dan ABD'ye lojistik üs; ABD Afganistan'ı Romanya üzerinden terk edecek

Romanya ABD ile stratejik ortak olduktan sonra da kapılarını ABD'ye açmaya devam edecektir. Amerikan füzelerinin konuşlandırılması için Deveselu Üssünde temel atma törenin yapıldığı gün Romanya Savunma Bakanı Mircea Duşa Pentagon'da Amerikan Savunma Bakanı Chuck Hagel ile bir araya gelmiş ve görüşmeden sonra yapılan açıklamada iki ülke arasında yeni bir takım anlaşmaların imzalandığı bunlardan birinin de Romanya'daki Mihail Kogălniceanu hava üssünde bir Amerikan ileri harekat noktasının teşkil edilmesi olduğu, ABD'nin Kırgızistan'ın Manas Üssündeki operasyon merkezini burada konuşlandırcağı belirtiliyordu.[xiii]

Bilindiği üzere Kırgızistan Rusya'nın da baskısıyla ABD'nin Manas'taki Üssü kullanım süresini uzatmamış ve kira süresinin dolacağı 2014 yılı ortasında üssün boşaltmasını istemişti. ABD Manas'taki üssü Afganistan'da sürdürdüğü harekatın personel ve lojistik desteği için kullanıyordu. ABD'nin 2014 yılı sonuna kadar Afganistan'dan çekileceği düşünüldüğünde Manas üssü kritik bir rol üstlenecekti. Ancak şimdi bu rol Romanya'daki  Mihail Kogălniceanu Üssüne geçmiş oluyordu.

ABD'nin halen Afganistan'da 50.000 askerinin olduğu düşünüldüğünde, askerlerin ve harekat sahasındaki çok sayıdaki askeri ekipmanın ABD'ye geri götürülmesinin yanısıra 2014 yılı sonuna kadar ABD'den Afganistan'a yönelik personel / malzeme değişimine ilişkin intikaller de düşünüldüğünde Romanya'daki üssün faaliyetinin yoğun olacağı anlaşılmaktadır. Böyle yoğunluktaki bir üssün Amerikan ordusunun operasyonel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için ABD'nin üste iyileştirmeler yapması, yerel halka yeni iş imkanları sunması da beklenmektedir. 

Bu gelişmeyle ABD'nin sadece Romanya'daki değil Karadeniz'deki askeri varlığı daha da artmış olmaktadır. Detayları kamuoyuyla henüz paylaşılmamış olan anlaşmanın ne zaman ve nasıl sonuçlanacağı, CTF-East'in BSRF'ye dönüşmesi gibi bir süreç izleyip izlemeyeceği bilinmemektedir.

 

Romanya 12 Adet F-16 Alıyor

Aynı günlerde kamuoyuna yansıyan bir haberle Romanya'nın Portekiz'den Amerikan Lockheed Martin şirketinin üretimi 12 Adet F-16AM/BM savaş uçağı almaya karar verdiği ve Savunma Bakanı Mircea Duşa'nın 600 milyon Avro'luk sözleşmeyi imzaladığı  bildiriliyordu.

Buna göre alınacak 12 uçaktan dokuzunu halen Portekiz Hava Kuvvetlerinin envanterindeki uçaklar oluştururken, diğer üçü ABD'nin "savunma fazlası programı" kapsamında ABD'den alınarak Portekiz'e getirilecek ve burada modernizasyona tabi tutularak F-16AM/BM standartlarında Romanya'ya teslim edilecek. 12 uçağın dokuzu F-16AM tek koltuklu, diğer üçü ise F-16BM çift koltuklu olacak. Sözleşme ilk dokuz uçağın pilotlarının ve 69 teknisyenin çoğunluğu ABD'de verilecek eğitimlerini de kapsamaktadır.[xiv]

Uçakların 2015 yılından itibaren teslim edilmeye başlanması ve 2017'de teslimatın tamamlanması öngörülüyor. Romanya'nın söz konusu 12 uçaklık filo haricinde yine F-16 uçaklarından olmak üzere ikinci bir filo almak üzere hazırlık yaptığı bildirilmektedir.

Romanya'nın ülkesinde ABD üslerinin açılmasına izin vermesi ve Amerikan kuvvetleriyle ikili ilişkilerini artırmasının doğal sonucu olarak Romen Silahlı Kuvvetlerindeki silah sistem ve teçhizatlarının NATO standartlarıyla uyumlu hale getirilmesi süreci de hız kazanmış durumdadır. Ancak ABD ile kurulan yakın ilişkiler doğal olarak Amerikan üretimi silah ve sistemlerin tercih edilmesine yol açmaktadır. Böylece ABD hem ticari anlamda kazançlı bir durma gelmekte hem de Karadeniz gibi sürekli varlık göstermek istediği bir denizde ve bölgede kıyı başını ele geçirmiş gözükmektedir.

 

Sonuç

Süper güç ABD bugüne kadar hiç bir dünya gücünün olmadığı şekilde dünyanın bütün denizlerinde (Karadeniz hariç) sürekli bayrak gösterebilmekte ve askeri varlık bulundurabilmektedir. Bu kapsamda dünyayı askeri anlamda komutanlıklara ayırarak silahlı kuvvetlerini Amerikan dış politikasını destekleyecek şekilde konuşlandırmıştır.

İşte bu nedenledir ki ABD Karadeniz'e büyük önem vermiş, sürekli varlık gösterebilmenin yollarını aramıştır. Montrö Boğazlar Sözleşmesi ABD'nin bu denizdeki ve Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerdeki faaliyetlerini sınırlandırmaktadır. Türkiye'nin Montrö Boğazlar Sözleşmesini uygulayıcısı olmaktan  kaynaklanan tutumu, kıyısı olmayan ülkelerin Karadeniz'e müdahil olarak suni sorunlar yaratmasına engel olmak üzere bizzat inisiyatif alarak Karadeniz ülkelerinin deniz kuvvetleri unsurlarının katılımıyla oluşturulan güvenlik teşkilatları ABD'nin Karadeniz'e bulunmak için ileri sürdüğü gerekçeleri ortadan kaldırmıştır.

Bu gelişmeler ABD'yi Karadeniz'e yönelik yeni politikalar üretmeye yöneltmiştir. Romanya'nın NATO üyeliği ve Romen politikacıların ABD ile "çok özel ilişkiler kurma istekleri" ABD için yeni fırsatlar yaratmıştır. Her iki ülkenin de çıkarlarının örtüşmesi nedeniyle  geçici üs, ikili işbirliği, NATO çerçevesinde ikili ve çok uluslu ilişkiler derinleştirilmiş ve ABD'nin Karadeniz'deki varlığı hem artmış hem de süreklilik kazanmıştır. Bir amfibi harekatta önce kıyı başının ele geçirilmesinde olduğu gibi ABD Romanya'da elde ettiği geniş üs imkanlarıyla Karadeniz'de adeta kıyı başını ele geçirmiş, Romanya merkezli askeri ilişkilerini Genişletilmiş Karadeniz Bölgesindeki diğer ülkeleri de içine alarak yaygınlaştırmış ve yoğunlaştırmıştır. ABD bu bölgede sadece kurs/konferans/eğitim/tatbikat yöntemleriyle askeri ilişkileri geliştirmekle kalmıyor Rusya ve Türkiye hariç bölgedeki diğer ülkelerde sivil-asker işbirliği projeleriyle anılan ülkelerin halklarıyla da ilişkilerini geliştirmekte, sert güç olarak bilinen silahlı kuvvetleri yumuşak bir güç olarak da kullanarak bölgede ABD'nin olumlu imajını güçlendirmektedir.

Bu durum Türkiye'nin ve tabii ki Rusya'nın Karadeniz'e yönelik beklentilerine ve politikalarına ters bir durum yaratmaktadır. Rusya ABD'nin özellikle NATO şemsiyesi altına sakladığı ve Rusya'nın sınırlarının hemen dibinde gerçekleştirdiği bu girişimleri dikkatle izlemektedir. Bu durum zaman zaman iki ülke arasında gerginliklere yol açmaktadır. Diğer taraftan ABD'nin Romanya'yı stratejik olarak kabul etmesi, Romanya'nın konumunu Ortadoğu, Orta Asya, Kafkaslar ve Balkanlara yakın kritik bir ülke olarak tanımlaması Romanya'yı Türkiye'ye alternatif göstererek Türkiye'ye "alternatifsiz olmadığı" şeklinde mesaj vermekte olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bununla birlikte ABD'nin Karadeniz'e çıkmaya çalışması Türkiye tarafından hep soğuk karşılanmakla birlikte son yıllarda Türkiye'nin iç ve dış politikasındaki değişiklikler Karadeniz'de artan Amerikan varlığının sorgulanmasını gündemden düşürmüştür.

 


[i]  "U.S. Relations With Romania", Fact Sheet, 17 April 2013, http://www.state.gov/r/pa/ei/bgn/35722.htm (Erişim tarihi 03 Kasım 2013).

[ii]  A.g.e.

[iii] "NATO welcomes seven new members", 02 April 2004, http://www.nato.int/docu/ update/2004/04-april/e0402a.htm (Erişim tarihi 03 Kasım 2013).

[iv] "Romania: Background and Current Issues", CRS Reports for Congress, 12 July 2007, http://wikileaks.org/wiki/CRS-RS22577 (Erişim tarihi 03 Kasım 2013).

[v]  Yazarın Notu: Aynı analistler ve Amerikan karar vericilerin Türkiye'ye ilişkin değerlendirmelerinde de hemen hemen aynı konuları öne plana çıkarması dikkat çekicidir. Böylece Romanya hem Türkiye'nin bir alternatifi oluyor hem de Türkiye'ye "eğer ABD'nin politikalarını destekler pozisyon alınmazsa ABD  kendi çözümünü uygulayacaktır" şeklinde gözdağı verilmiş oluyordu.

[vi] "Romania: Background and Current Issues", CRS Reports for Congress, 12 July 2007, http://wikileaks.org/wiki/CRS-RS22577 (Erişim tarihi 03 Kasım 2013).

[vii]  CTF-East kapsamında Bulgaristan'da Amerikan askerlerinin görevlendirilmesi için ABD ile Bulgaristan arasında benzer protokoller imzalanmış ve Bulgaristan'ın Novo Selo Eğitim Merkezi Amerikan askerlerinin kullanımına tahsis edilmiştir.

[viii] "USS Mount Whitney charts new territory in maritime partnerships", http://www.eucom.mil/article/ 20801/uss-mount-whitney-charts-new-territory-maritime (Erişim tarihi 03 Kasım 2013).

[ix]"Ballistic Missile Defense Agreement Between the United States of America and Romania", 13 September 2011, http://www.state.gov/r/pa/prs/ps/2011/09/172258.htm (Erişim tarihi 01 Kasım 2013)

[x]  NATO’nun 19-20 Kasım 2010 tarihlerinde Lizbon’da yapılan Devlet ve Hükümet Başkanları zirvesinde kabul edilen Yeni Stratejik Konsept çerçevesinde ilk uygulama olarak, bir adet seyyar erken uyarı radarının Türkiye’ye yerleştirileceği, 12 Eylül 2011 günü Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Selçuk Ünal tarafından açıklandı. ABD ve Türkiye arasındaki mutabakat zaptı ise Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve Amerikan Büyükelçisi Ricciardione tarafından 14 Eylül 2011'de imzalandığı basında ("Radar Kürecik'e, Acı Romanya'ya", 15 Eylül 2011, http://www.hurriyet.com.tr/planet/18735418.asp)yer aldı. Türk Dışişleri Müsteşarı Sinirlioğlu ve Amerikan’ın Türkiye Büyükelçisi Ricciardione arasında imzalanan bu mutabakat zaptıyla füze kalkanı radarının yeri belirlendi. Buna göre radar Malatya, Kürecik’e yerleştirilecek. Pentagon'dan yapılan açıklamada, "Türkiye'de kurulacak erken uyarı sisteminin 2011 sonunda hizmete gireceği" belirtildi. Burada dikkat çekici olan ABD Romanya ile Bakan seviyesinde imzalanıp anlaşma metni kamuoyuna açıklanırken, Türkiye ile Türk Dışişleri Bakanlığı Müsteşarıyla Amerikan Büyükelçisi arasında mutabakat zaptı şeklinde gerçekleşti ve metin kamuoyuna açıklanmadı.

[xi]"Construction starts on US base in Romania", 18 October 2013,  http://www.khon2.com/news/international/ construction-starts-on-us-base-in-romania_46246569 (Erişim tarihi 01 Kasım 2013).

[xii]"Joint Declaration on Strategic Partnership for the 21st Century Between the United States of America and Romania", 13 September 2011,http://www.state.gov/p/eur/rls/or/172241.htm (Erişim tarihi 01 Kasım 2013).

[xiii]"Pentagon to Close Manas Transit Center in Kyrgyzstan", 24 October 2013, http://thephilanews.com /pentagon-to-close-manas-transit-center-in-kyrgyzstan-42451.htm (Erişim tarihi 01 Kasım 2013).

[xiv] "Romania Finally Settles On Portuguese F-16s", 18 October 2013,  http://www.ainonline.com/aviation-news/ain-defense-perspective/2013-10-18/romania-finally-settles-portuguese-f-16s (Erişim tarihi 07 Kasım 2013)

 

 

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display