Teknoloji, Korona Sonrası Hayata Ne Getirecek?

Yazan  01 Temmuz 2020

2020’ye girerken yazdığımız bir öngörü raporunda, teknolojiye 2 farklı yönden bakıyorduk; birincisi “gelişmeler”, ikincisi “sınırlamalar”[1]. Korona salgını bu tartışmaları teknoloji, hemen şimdi” haline sokarken, bir yandan da —zaten var olan— kişisel takip, gözetim endişeleri”ni daha yukarıya taşıdı.

2000’i dönmeden az önce başlayan teknolojik gelişmeler, 20 yılda hayatlarımızda daha önce düşünemediğimiz olanakları mümkün hale getirdi. Korona ise bu düzeylere geçişteki durma / tembellik / yenilikten korku”yu aşmak gerektiğine işaret etti. Bu nedenle daha önce internetten alışveriş etmeyi düşünemeyenler bile bugün sanal pazarları tercih ediyorlar. Ya da eğitimde fazla kullanılmayan uzaktan eğitimin aslında ne kadar da verimli olduğu farkına varıldı [2].

İş Süreçleri Zaten Değişiyordu, Şimdi Hızlanacak

İnternet iletişimi kolaylaştırarak ortak akıl” ve paylaşım ekonomisine”ne yol vermesi sayesinde, 21ci yüzyılın ilk çeyreğinde yaşadığımız bugünlerde teknolojik patlama ve kırılma (disruption) görüyoruz.

Bu, globalde sayısal (dijital) ekonominin yükselmesi anlamına geliyor. Geleneksel endüstri sınırları yok oluyor. Kırılma (disruption) ile oluşan yeni ekonomilere katılmak için, yöneticilerin bir yandan kendi şirketlerini dönüştürmeleri, diğer yandan kendi endüstrilerinin ve pazarlarının, diğer endüstrilerle nasıl bağlantılı olduğunu daha iyi anlamaları gerekiyor. İnsanların içinde olduğu iş süreçleri, hızla makineleşiyor. Ama yeni iş alanları da doğuyor.

Korona ise buna katalizör olarak katkı yapacak. Şimdiye kadar dijital devrimden uzak kalan endüstri ya da şirketler, internet ve dijital ortamda yer almadıklarında yok olacaklarını yani kendi alanlarındaki kırılma”nın anlamını şimdi daha net görebildiler.

Dijital Devrime Kim Liderlik Yapıyor? Kim Üstün gelecek?

20. yüzyılda inovasyonun çoğunluğu batıda yaratılırken, 21. Yüzyılda doğunun payı yükseldi ve hatta öne geçti. Bu da Ticaret savaşlarını başlattı. Bilişimle casusluk ve dezenformasyon daha yüksek sesle konuşulur oldu [3].

Teknolojiyle para kazanırken, bir yandan da istihbarat elde etmeye alışmış ABD, yerini bırakmaya hazır değil. Bu yüzden, 2019 yılını suçlamalar, Huawei patronunun —adeta rehin alınmak yoluyla— tutuklanan kızı, Trump’ın Çin’e karşı engelleme girişimleri ile geçirdik.

Engelleme demişken, dijital sektörde ilk defa ambargogörmeye başladık. Venezuela, İran, Suriye, Kuzey Kore’ye karşı uygulanan Adobe, GitHub gibi “yazılım” ya da “platform” kısıtlamaları söz konusu. Yani teknolojiler artık paylaşılmaya değil, saklanılmaya çalışılıyor. Patlamanın motoru “ortak akıl” bir kenara itilerek, fiziksel duvarların yanında İran, Suriye, Venezuela’ya yarın bilmiyoruz hangi ülkeye karşı “İnternet Duvarları“ yükseliyor [4].

Korona krizinde, “biyolojik saldırı mı?” düşüncesini tetikleyen bir konu, salgının başlangıç noktası olan Wuhan şehrinin ABD ve diğer ülkelerdeki teknolojik üretim ya da operasyonlarda kullanılan parçaların üretim üssü olmasıydı [5]. Arkasından da “tedarik zincirinde kopmalar ya da aksamalar”görülmeye başlandı. Sadece salgın nedeniyle üretimin düşmesinden ötürü değil, yanısıra ülkelerin başka ülkelerden gelecek tedarikler (bu sadece teknolojik değil, tarım bazlı ürünlerde de daha fazla öngörüldü) için “bulaşma riski”ni düşünmesiydi.

Gözetim, Takip Artıyor mu? Bireysel Özgürlükler Endişesi Çok Yüksek

Korona Salgınının hızının yavaşlatılmasında, dünyanın pek çok ülkesinde evlere kapanarak dijital olanakları kullandık ve “bulaş riski”ni azalttık. 1918’deki İspanyol Gribi ile yapılan bir karşılaştırmaya göre, eve kapanmasaydık bu salgında ölen sayısı 220-430 milyon arası kişi olabilirdi [6].

Ancak eve kapanma, ülkelerin ekonomilerine büyük zararlar verdi. Bir takım ülkeler bunu vatandaşlarına ve şirketlere destek vererek aşsa da, ABD, İngiltere, Brezilya gibi bazı ülkeler —en azından başta— hiç kapanmamayı, sürü bağışıklığı geliştirmeyi” tercih ettiler. Gerçi onlar da bir yandan finansal destek vermiyor değillerdi.

Karantina uygulayan ülkeler bir süre kapalı kaldılar. Sonunda açılmak zorunda kaldılar. Çünkü ekonominin ve çalışan/emekli insanların bu şekilde uzun süre kapalı kalması sürdürülebilir değil. İşte bu noktada da hayatımıza, gözetim ve takip uygulamalarının daha fazla girmeye başladığını gördük[7]. Çin’de zaten salgın başlamadan var olan sosyal puan” uygulaması ile ilgili endişe varken [8], salgın sonrası uygulamalar çılgın bir hale dönüştü izlenimi veriyor [9].

Bu arada dijitalin öneminin arttığını gören komplo teoriciler, 2000’lerden beri gündemde olan “deri altına gömülen çipler” konusunu gündeme getirdiler[10].

2000’lere 11 eylül saldırı ile başlamıştık ve mahremiyet mi, güvenlik mi?” sorusu ile karşılamıştık. Edward Snowden, Anoynmous, Wikileaks ve mahremiyet savunucuları bu konuda savaş veriyorlar [11]. 2020’ye ise, sağlığımız mı, mahremiyet mi?” ile girdik. Burada sorun şu; sağlık için getirilen bazı mobil uygulamalar —siz yüklememiş olsanız bile— zaman içinde özgürlüğünüzü engelleyecek hale gelir mi? Sizin şuraya ya da buraya gitmenizi engeller mi? Ya da nereye gittiğinizi takip eder hale gelir mi?

Dezenformasyon Günümüzün Trendi

Dezenformasyon yeni bir kavram değil. Eğer M.Ö.500’lü yıllarda San Tzu tarafından yazılan “Savaş Sanatı” [12] isimli kitaba ya da İsviçreli yazar ve avukat Harro von Senger tarafından yazılan ve antik zaman Çin hilelerinin anlatıldığı “Strategem” kitaplarına bakarsanız [13], dezenformasyonun M.Ö. bile çok yoğun kullanıldığını görebilirsiniz.

Ancak Donald Trump’ın başkan olduğu 2016 Amerikan seçimlerinde Cambridge Analyticanın ve Rus trollerinin Facebook üzerinden gerçekleştirdikleri operasyonlar, bu konunun daha çok konuşulmasına neden oldu [14].

Gerçi, ondan önce 2010 yılında başlayan Arap Baharı”nın [15] yaratılmasına bakarsanız, geçmişte bir çok ülkede fiziksel olarak yaratılan karmaşanın artık dijital çıkarılmaya başlandığını görürsünüz. Örneğin 1953’te CIA’in İran petrollerini devletleştiren başbakan Muhammed Musaddık’ın devrilmesinde “fiziksel” olarak uygulanan yöntemlerin [16], Arap baharına “dijital“ olarak uygulandığı bir gerçektir. Önceleri bir devrim olarak alkışlanan bu hareketlerin bugünkü sonuçları çerçevesinde artık birer kaos oldukları düşünülüyor.

Benzer şekilde Twitter’ın 2020 haziranında uyguladığı —“devlet destekli troller”olarak tanımlanan-- 7.340 hesabın engellemesinde de —Stanford Üniversitesi araştırması olarak sunulsa ve AKP karşıtı kullanıcıları memnun eden bir yön olsa da—tam anlamıyla demokrasi hareketi gibi gözükmüyor. Çünkü AKP’nin de haklı olarak dile getirdiği PKK ya da FETÖ bazlı trollerin engellenmemesi yanında bir kaç farklı detay daha rapora şüphe ile bakmamıza neden oldu. Zaten daha önce yazmıştık, bunlar ticari şirketler ve dertleri sizin, onun, diğerinin demokrasisi filan değil [18].

Sahte haberler yetmiyormuş gibi, şimdi bir de deep fake teknolojileri var. Özellikle seçim güvenliği açısından hassas bir konu olacak [19].

Bilişim - Telekom Sektörünün Yükü Artıyor..

Bütün bu konuştuklarımızın arka planı ise bu hizmeti verenlerin yükünün artmasıdır. Bunlar şirketlerdeki bilişim departmanları, telekom işleticileri, yazılım firmaları, güvenlik firmaları, bilişim hukukçuları gibi çok sayıda bilişim sektörü içinde kalan alanlardır.

Korona öncesi Ekonomi” ve Rekabet” nedeniyle, bilişim departmanlarında buluta ve dış kaynak kullanımına yöneliş artarak devam edecek diyorduk. Bulut servisleri ya da yazılımlarda SaaS, PaaS ya da IaaS modellerin yaygınlaşmasını göreceğiz diye düşünüyorduk. Ancak Korona bize aynı zamanda iç IT kaynaklarının önemli olduğunu öğretti.

Bilişim departmanlarının yükünü daha fazla arttıran şey; uzaktan çalışmada dışarıdaki elemanların getireceği güvenlik riski ya da e-ticaret gibi şirketlerde artan hacmin yükü. Aynı şekilde bilişim hukukuna da daha çok iş düşüyor olacak.

Artık yapay zekasız düşünülemeyecek olan yazılımda, Python, Java, JavaScript ağırlıklı görülüyor.Büyük veri” depolanması açısından bir bilişim işi olduğu halde, şimdiye kadar pazarlama kavramı olarak incelendi. Buna karşın büyük verinin toplandığını ama pek kullanılmadığını gördük. Henüz yolunda başında olan yapay zeka, makina öğrenmesi, derin düşünme, robot ve otonom araçlar, 2020 ve sonrasında güçlerini büyük veriden alacak. Analitikin yükseldiği ve kullanımının arttığını göreceğiz.

Bireysel ve kurumsal güvenlik önemini her yıl arttırıyor. İşletmeler açısından APT denilen ileri saldırı tehditleri sürüyor. Ama 2-3 yıldır fidye saldırıları” önde. 2019’da ABD’de belediyelerin, hastanelerin, Türkiye’de ise KOBİ’lerin fidye saldırısına uğradığını gördük. Üstelik evrimleşti, sadece asıl veriler değil, şimdi yedekler de hedefleniyor.

Ülke ve kritik altyapılar için siber güvenlik ve siber ordular ihmal edilmemesi gereken konular.

Çin’in uydu temelli Kuantum kriptolojisi dinlemeyi engelleyecek önemli bir adım [20]. Http3 teknolojisi de web güvenliği açısından önemli gelişmeler olacak.

İleri Teknoloji

2019’de sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik, yapay zeka, makine öğrenmesi, chatbot’lar, edge hesaplama, blockchain, kuantum bilgisayar, 5G gibi teknolojileri konuştuk.

Bilişim sektörünü yarım asır yöneten Intel artık geride kaldı. Masaüstünde AMD, mobilde ARM teknolojileri, savunma sanayiinde Risc V var. İşlemciler de artık açık kaynak.

Önce yazılımlar sonra işletim sistemi ve veri tabanları açık kaynağa dönüyor. Container teknolojileri de bilişimi değiştiriyor.

Firmalar 5G adıyla bir takım ürünler satsa da, 5G’nin asıl bileşenleri olan gecikme süresi (latency) ve çoklu kullanım hedefleri henüz yakalanamadı. 2020 ve ötesi bu teknolojilerin olgunlaşma yılları olacak.

4 ekim 1957’de uzaya fırlatılan Rus Sputnik-1’den sonra Amerikalıların 1969’daki Aya İnişine kadar çok heyecanlı bir uzay çalışmaları dönemi vardı. Ama bunun hem rekabetin azalması, hem patlayan Challenger gibi olaylarla gitgide yavaşladığını gördük. ABD 2010’da son uzaya fırlatmasını yapmıştı. Ama şimdilerde olaya Çin’in dahil olmasıyla yeni bir yarış başlamış gözüküyor. Çin adeta maharetini göstermek üzere, ayın karanlık yüzüne indi. Mars çalışmaları yapıyor. Yanısıra GPS yerine geçen kendi BeiDau navigasyon uydularını planladı [21].

Buna karşılık Nasa ve Elon Musk’ın enteresan çalışmalarını görüyoruz[22]. 2020 ve sonrasında, internet erişiminin uydulardan yapılacağı ve IoT bazlı askeri ya da sivil projelerin hayata geçirileceğini göreceğiz.

Belki Korona da buna katkıda bulunuyor. Çünkü uzmanlar habire, erimekte olan buzulların içinden bazı hiç bilinmedik virüslerin çıkacağına dair yorumlar yapıyorlar. Anlaşılan Korona önümüzdeki yıllarda göreceğimiz tek salgın olmayacak.

Bitcoin - Kripto Paralar - BlockChain

2019’da önceki yıllara nazaran fazla konuşmadığımız “Bitcoin” önemini kaybetti sanmayın. Kurulu finans düzenine karşı kripto paralar “low profile” hayatını sürdürüyor. ABD bu konuda o kadar hassas ki, Kuzey Kore’de bir konferansta Ethereum teknolojisini anlatan yazılımcıyı tutukladı, 20 yılla suçluyor[23].

BlockChain ise henüz bir kaç fırın ekmek yemek zorunda olsa da, yoluna devam ediyor ve Maersk Line’da konteyner takibi gibi bir kaç konuda uygulamaları görüyoruz. Türkiye’de de 1 Gr Altın’dan ismini alan BiGA projesi ile TakasBank, 5 banka arasında bir nevi Altın EFT’si gerçekleştirmeye başlıyor [24].

Koronada Kazanan Teknoloji Sektörleri

Korona’da kazanan teknoloji sektörlerini, “Oyun”, “Canlı Akış Medya”, “e-Ticaret ve Kurye Servisleri”, “Uzaktan Eğitim” olarak sıralayabiliriz.

Oyun sektörü zaten teknoloji içinde en çok para kazanan 2 alandan birisidir (diğeri seks). Bu dönemde evde kalan çocuklar ve hatta büyükler, oyun oynamayı hızlandırdılar. Oyun kullanımının ve oyun bilgisayarları satışının % 75-100 aralığında arttığı kaydediliyor [25].

Streaming medya (VOD) çok uzun yıllardır biliniyordu. Teknolojinin gelişmesi ve kullanımın artması, 2019’da yeni platformların mesela Disney+’in hayata başlamasına neden oldu. Bu çeyrekte Netflix beklenen abone sayısı % 100 katladığını raporladı [26].

e-Ticaret açılımını sürdürüyordu. Ancak özellikle market alışverişleri patladı. Bu sene fiziksel alışverişe nazaran daha büyük bir büyüme görüyor olacağız [27][28] .

Uzaktan eğitim konusu, hem normal eğitimini sürdüren çocuk ve gençler, hem de yeni bir şey öğrenmek isteyen (mesela fotoğrafçılık ya da yeni bir dil) insanlar için mevcuttu. Ancak korona bunun daha faydalı olduğunu da gösterdi. World Economic Forum araştırması, okuldaki öğrencilerin video ile öğrenmesinde daha çok bilgiyi öğrenebildiğini gösteriyor[2].

Türkiyede Durum

Türkiye’de maalesef bilişim ve telekom sektörüne özen ve farkındalık, siyasette ve özellikle hükümette zayıf. Örneğin korona döneminde teknolojinin ve özellikle yazılımın önemi arttı diyoruz ama bilişim ve yazılım firmaları İstikrar Koruma Kalkanına alınmadılar ve KDV ile diğer vergi ötelemelerine de dahil edilmediler. Bu nedenle 44 bilişim sivil toplum kuruluşu bir de yazı yayınladılar[29] .

Geçtiğimiz yıllarda çok şikayet ettiğimiz “fiber optik” kablolar konusunda hafif bir gelişme olmakla birlikte bu sadece “transmisyon” alanında oldu. Yani uçlar hala eksik. Bu nedenle 3-4 milyon km yerine toplamda da hala 380 bin km’deyiz [30].

Bunun yansımasını korona sırasında eve kapanmada da gördük. Türkiye’de internet trafiği sadece % 16 arttı. Oysa Avrupa’da bu rakam toplamda % 40 ama İtalya gibi bazı ülkelerde % 75 oldu. Bizde ise uzaktan eğitim alan öğrencilerin büyük bir kısmı hem bilgisayarları olmadığı, hem de internet hattına sahip olamadıkları için kullanamadılar. Yani internet hatlarına yansıyan bir kullanımları olamadı.

Oysa, ABD’de FCC sektörden her yıl topladığı “Evrensel Hizmet Fonu”nu bir yandan zorda kalan operatörler, bir yandan hizmet götürülemeyen insan ve bölgeler için kullanırken, 3cü seçenek olarak da internet alamayacak öğrencilere bedava internet sağlıyor. 2007'den bu yanan toplanan nominal yaklaşık 10,5 milyar TL’nin büyük bir kısmı kullanılmadı [31] . Keşke bir kısmı da olsa öğrenciler için kullanılsaydı.

Aynı şekilde uzaktan çalışan insanlar da bulundukları bölgelerde fiber olmadığı için zorlandılar ya da hiç kullanamadılar. Bunun için de, BTK’nın her yıl telekom sektöründen aldığı ve kendi dışındaki 9 üst kurulun toplam bütçesinin 2,5 katına ulaşan bütçesini düşürmesi ve telekom firmalarına yatırım yapmaları için bırakması uygun olurdu. Ama olamadı.

Bu nedenle de kullanım ancak % 16 arttı.

Bu dönemde Peak Games isimli oyun firmamızın 1,8 milyar $ gibi bir fiyatla satılmış olması heyecan yaratmakla birlikte, bu alanda da devletin desteğinin zayıf olduğunu, yatırımcı ortamının olgunlaşmadığını ve bu firmanın büyümesinin Avrupalı bir yatırım firması sayesinde olduğunu da kaydedelim.

 

[1] T24 Yıllık 2020 çıktı: 180 sayfa, 57 yazar, uzman, çizer ve sanatçı...

[2] The COVID-19 pandemic has changed education forever. This is how

[3] 2019 Aralık Dosyası - Ticaret Savaşları, ABD, Çin ve Diğer

[4] 2019 Ekim Dosyası : Bilişim ve Telekomünikasyonda Ambargo ve Yaptırım

[5] Ticaret Savaşları Nereye Evriliyor, KoronaVirüs Bir Biyolojik Saldırı mı?

[6] The Single Most Important Lesson From the 1918 Influenza

[7] Korona Sonrası Kitlesel Takip Zirve Yapıyor

[8] Çin Sosyal Kredi Sistemi Başka Ülkeleri de Özendiriyor

[9] Çin Korona ile Mücadelede Yapay Zekayı Nasıl Kullanıyor

[10] Dövme Out, Deri Altına Chip In

[11] Gözetliyor, Kullanıyor, Unutmuyorlar, Kitlesel Takip, Edward Snowden'in Gözünden

[12] San Tzu : Savaş Sanatı

[13] 36 Strategem

[14] Trump Cambridge Analytica Seçiminde Hatalı mı Davrandı? big Data Trump'ın Olası Rus Ortaklığını Deşifre Etmiş Olabilir

[15] Wiki-Turk : Arap Baharı/a>

[16] Şahın Bütün Adamları

[17] Twitter, Çin, Rusya ve Türkiye'den Binlerce Trol Hesabı Kapattığını Açıkladı

[18] Netflix, Twitter, Google, Facebook, Sansüre Karşı Durur mu?

[19] Deep Fake Videoları Kanunlara Girmeye devap Ediyor

[20] Çin Kunatum Uydusu Uzaydan Kırılmaz Şifre Gönderdi

[21] Coğrafi Konumlama Savaşlarına Bir Bakış

[22] İnternet Battaniyesi Projesi Starlink için Dün gece Uzaya 60 Uydu Yerleştirildi

[23] Bir Araştırmacı, Kuzey Kore'ye Ethereum'u Öğrettiği İddiasıyla Tutuklandı

[24] Takasbank : Biga projesi

[25] Herkes Eve Kapandı, Dijital Oyun Satışları Patladı

[26] Netflix Abone Sayısı 15,8 milyon Artarak 182 milyona Ulaştı

[27] Inveon ve Similarweb, e-Ticaret Raporu Hazırladı

[28] KoronaVirüs Döneminde Online Market Alışverişi 7 Kat Arttı

[29] Bilişim Sivil Toplum Kurulkuşları İstikrar Kalkanı Fonuna Dahil Edilmelerini İstiyor

[30] Telefonlar Neden Kesiliyor, Hep Kesilecek mi?

[31] Haberleşme Ayakta Tutulmalı ve Evrensel Hizmet Fonu Şimdi Kullanılmalıdır

Füsun Sarp Nebil

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışmanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display