KORONAVİRÜS KRİZİ SONRASI GELİŞMELER: TÜRKİYE AÇISINDAN FIRSATLAR


KORONAVİRÜS KRİZİ SONRASI GELİŞMELER: TÜRKİYE AÇISINDAN FIRSATLAR

Yazan  27 Nisan 2020

Küresel dünya bugüne kadar ya finans veya reel ekonominin kendisini çevirememesi sonucu krize girerdi. Bu defa alışık olunmayan bir durumla yüz yüze kalınmış ve bizatihi insanların kendi varlığına karşı yapılan bir saldırı ile karşı karşıya gelinmiştir. Bu yeni durum insanlık için küresel boyutta bir ilki oluşturmaktadır.

Saldırıya karşı insanlığın hafızasında bundan önce böyle bir şey olmadığı için saldırganın ne yapacağı nasıl davranacağı hususunda bir fikri olmadığından özellikle gelişmiş ülkeler konuyu başlangıçta önemsememişlerdir. Saldırganın acımasız olduğu geçen zaman içinde anlaşılmış ancak tecrübenin bedeli ağır olduğu görülmüştür.

Yaşanan krizin büyüklüğü insanın kendi varlığına karşı yapılması nedeniyle ekonomideki finans sektörü, reel ekonomi ve ulaştırma sektörü olmak üzere bütün tedarik zincirlerinin durmasına ve daha ileri giderek hayatın tüm faaliyetlerine müdahale etmesine sebep olmuştur.

İnsanlık karşılaştığı bu ciddi saldırının bilinmezliği içinde saldırgana karşı kendi varlığını korumak için el yordamıyla çare bulmaya çalışıyor. Problemin çözülmesinde yine insanın bugüne kadar ki birikimi kendisine yol gösterecektir.

 

Kriz Sonrası Gelişmeler

Bulaşıcı hastalık nedeniyle yaşanan bu büyük kriz döneminde toplumlar çok önemli tecrübeler elde etmiştir. Bilimin önemi bu dönemde hiç olmadığı kadar anlaşılır olmuştur. Bu nedenle araştırma ve geliştirme faaliyetleri artarken yetişmiş insanın istihdamına ihtiyaç beklenenden fazla olacaktır. Eğitim ve öğretimin nicelik ve niteliği özellikle ülkemizde sorgulanmaya başlanacaktır.

Çağımızın robot teknolojisinde sağlanan başarılı gelişmeler ve uygulamadaki verimlilik artışı katma değer artışını sağlarken üretimde sıfır hata imkanlarını da sunmaktadır. Önümüzdeki dönemde fabrikalarda akıllı makinelerin istihdamı artarak devam etmesi beklenmektedir. Gelişen hızlı teknolojiler ve üretim organizasyonları araştırma ve geliştirme bazlı çalışmalara yönelim beşeri sermayenin etkin kullanılmasıyla küresel rekabette çabalar daha da artacaktır.

Robotlar akıllı zeka ile fabrikalarda üretim araçları olarak işçilerin yerini alırken, evlerde hizmetçilerin, hastanelerde hemşire ve hasta bakıcıların yanında otellerde oda servislerinin görevlerini önümüzdeki süreçte artan oranda robotların devralacağı bir dönemin başlangıcını dünya yaşayacaktır.

Yeni çalışma prensipleri gelişirken sanal toplantılar, yeni iş disiplini ortaya çıkacak. Evde çalışma evde çalışma ile birlikte yeni bir iş ahlakı gündeme gelecektir.

Değişimin motoru teknolojidir. Teknolojinin ticarileşmesidir. Bulaşıcı hastalık sürecinde toplantılar dahi iletişim teknolojisinin sağladığı imkanlarla sanal ortamda yapılmaya başlanmıştır. Bunun da bir ekonomisi oluşuyor. Belki bundan sonra ev mimarisi yeni çalışma şartlarına uygun olarak evin bir odası uzaktan görüntülü çalışmalara uygun bir şekilde tasarımlanacaktır.

Bilim ve teknolojideki gelişmeler şehirleşmenin mimarisinde değişikliklere gitmesini sağlayacaktır. Yeni organizasyon ihtiyaçlarına uygun yeni yapılanmalar ortaya çıkacaktır. Sosyal yapılardaki davranış değişiklerine uygun fiziki yapıların da ortaya çıkmasına ortam hazırlayacaktır,

Değişimde geçiş dönemleri sıkıntılıdır.Turizmden geçinen insanların yeni döneme alışması gerekecektir. Bir çok sektörde çok ciddi değişimler olacaktır. Turizm sektöründe olduğu gibi sektör çalışanları içinde sıkıntılı bir dönem yaşanacaktır. İnsanların yaşadığı travma belli bir süre onların davranış biçimlerinde eski alışkanlıklarının yerine gelmesini engelleyecektir.

İstihdam tartışmalarında devre dışı kalan işler ve issizler hususu önümüzdeki süreçte tartışılırken diğer taraftan yeni iş imkanları ortaya çıkacaktır.

Tüm bu gelişmeler sosyal hayatta yerini alırken bunların hayata uyarlamasında yeni bir uyum hukukunun gündemde yer alması gerekecektir.

Virüs ile küresel dünyada bozulan tedarik zincirinin yeniden işlemesinin ülkeler açısından desteklenmesinin önemi büyük olacaktır. Burada uluslar üstü organizasyonlara büyük görevler düşecektir. Dünya Ticaret Örgütü gibi organizasyonlara.

Bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler ve yeni organizasyonel yapılar yanında sosyo-ekonomik yapılardaki hızlı değişim  tartışmaları da beraberinde gündeme gelecektir. Teknolojideki hızlı gelişim ve sağlayacağı sosyo-ekonomik gelişmeler önümüzdeki süreçte ülkeler vatandaşlarına vatandaşlık parası verilmesi hususunu tartışmaya açacaklardır. Yeni dönemde ekonomik ve sosyal yapılar farklı boyutlara evrilecektir.

Makineler çalışıp üretecek ancak, makineler tüketmeyeceği için insanların tüketebileceği bir gelirlerinin olması gerekecektir. Bunun için her bireyin ülkenin GSYİH çerçevesinde temel ihtiyaçlarını karşılayacağı bir gelire sahip olması gerekmektedir. Bu gelire bireyin ulaşması devlet tarafından sağlanacaktır.

Blockchain teknolojisi dijital dünyanın yönetim sistemlerinin önemli aracı olacak. Yeni sistemin omurgasını oluşturacak. Blockchain bugüne kadar bilinen her şeyin değişeceğini de gösterecek. Yeni bir döneme geçişin altyapısını oluşturacak.

Uygulamaya konulan elektronik kartlar, dokunmadan para ödeme, internet üzerinden ödeme gibi işlemler paranın el değmeden mübadele aracı olmasını sağlamaktadır. Küreselleşen dünyanın ihtiyaçlarını karşılayacak sistemin kurulması tartışmaları önümüzdeki süreçte olgunlaştırılacaktır. Şeffaflık bu dönemde çok büyük önem taşıyacak.

Küreselleşen dünyada tartışılması gereken önemli bir başka konu beşeri sermaye konusudur. Yetişmiş insan meselesidir. Bilgi, çağın en büyük gücüdür. Bu nedenle yetişmiş insan ülkelerin en önemli kaynağıdır.

Gelişmiş ülkelerin başarısı beşeri sermayeye önem vermelerinden kaynaklanmaktadır. Yetişmiş insanlarını ülkelerinde temel bilimlerde ve uygulamalı bilimlerde çalışma ortamı hazırlarken yenilikçilik üzerinde yoğunlaşılarak araştırma ve geliştirme faaliyetlerini bir rekabet alanı olarak kullanmaktadırlar. Bu ülkeler kendi yetişmiş insanlarını etkin kullandıkları gibi bir de diğer ülkelerin yetişmiş insan gücünü ülkelerine çekmek için bu insanlara çeşitli cazip teklifler sunmaktadırlar.

Gelişmekte olan ülkelerin beşeri sermayesini gelişmiş ülkeler transfer etmeye devam ederlerse gelişmekte olan ülkeler teknolojinin kendi ülkelerinde üretilmesi değil üretilmiş teknolojiyi de bir süre sonra bu ülkeler kullanamaz hale geleceklerdir, Bunun sonucunda daha fazla fakirleşecek olan bu ülkeler insanlarının iyi beslenememeleri sonucunu doğuracaktır. İyi beslenemeyen insan toplulukları küresel toplum için bulaşıcı hastalık üretme alanları olarak görülebilir.

İyi eğitilmemiş ve fakirleşen ülkelerin insanları daha gelişmiş ülkelere doğru kitlesel göç etmeleri meseleleri önümüzdeki süreçte kamuoyunda gündem taşıyan konular arasında yer alacaktır.

Koronoravirüs salgını esnasında küresel dünyanın farklı ülkeleri krize karşı farklı tepkiler verdiği gözlenmiştir. AB ülkeleri içerisinde İtalya ve İspanya en derin şekilde bulaşıcı hastalıktan muzdarip olurken diğer birlik ülkeleri sınırları kapatıp uzaktan seyrettiği gözlenmiştir. Kaosu yaşayan bu ülkelerin travma sonrasında birliğe karşı nasıl davranış sergileyecekleri şu anda bilinmemektedir.

AB ülkeleri birlik anlaşması imzalandıktan sonra yine ilk defa kendi ülke sınırlarını birbirlerine karşı bu süreçte kapatarak Schengen serbest dolaşım sözleşmesini Koronavirus nedeniyle askıya alma gerçeğiyle yüz yüze kalmışlardır.

Küresel dünyanın üretim üssü olarak organize edilen Çin’in, virüs ile birlikte hammadde ve sanayi ürünlerinin diğer ülkelere ulaştırılması süreci kesintiye uğramıştır. Çin’e bağımlı hale gelen bu ülkelerin sanayileri zor duruma düşmüştür.  Dünya için bu gelişme yeni bir dönemin habercisi olarak görülmektedir. Bu yeni durumu tüm ülkeler değerlendirerek yeni dünya düzenine uyumlu yeni politikalar üretmeleri beklenir.

Çin’in 1,4 milyar nüfusunun 120 milyonu zenginleri oluşturuyor. Gelir dağılımı birçok ülkede oluğu gibi çok farklılık gösteriyor. Aynı zamanda dünyanın üretim merkezi durumunda olan Çin’in bundan sonra üretim ve ulaştırma zincirinin kopması nedeniyle ithalatçı ülkelerin talebi azaltmaları beklenmektedir. Ancak bu durum ülkede üretim fazlası olmasına neden olacaktır. Ülkede oluşacak arz fazlası kapasitenin ne olacağı hususunda tartışma konu olacaktır. Dünya da bu yeni durumdan bir şekilde etkilenecektir.

Çağımızın bilim ve teknoloji ürünlerinin zaman ve mekan kavramını değiştirip küresel dünyayı bir köy büyüklüğüne indirdiği bir zamanda görme ve haberdar olma fırsatlarının sınır ve zaman tanımayan imkanları bireylerin ve toplumların taleplerini tüm boyutlarıyla artırmaktadır.

Refah, bilgi edinme, serbesti, hürriyet, hukuk, adalet ve çevre gibi insan ihtiyaçlarının asgari ölçülerde karşılanması talepleri önümüzdeki süreçte çözülmesi gerekenler listesinin önündeki sıralarda yer aldığını gözlemleyeceğiz. Küresel istikrar sözcüğü önümüzdeki süreçte fazlaca duyup telaffuz ettiğimiz kelimelerden oluşacak.

Demokrasi, sivil toplum güçlenerek refah toplumunun gelişmesini sağlama amacına hizmet etmek olmalıdır. Bilim ve teknolojinin gelişmesiyle sağlanan çok büyük imkanlarla devletlerin sağlığımız ve özel bilgilerimiz hakkında çok fazla bilgi sahibi olmaları insan hak ve hürriyetleriyle devletlerin toplum üzerindeki otoritenin dengelenmesi hususundaki terazinin kantarını demokrasinin zaafa uğratılmasının önüne geçmek için toplumun güçlü organizasyonlar geliştirmesi bu süreçte önem kazanacaktır.

Büyük kriz dönemlerinden geçişte devletin rolünün iyi belirlenmesinde entelektüel kesimlere büyük görev düşmektedir. Bunun yanında uluslararası kurumların güçlendirilmesi tartışılmaya açılacak konulardan olarak değerlendirilebilir. Uluslararası dayanışmanın öne çıkartılması yeni dönemin daha az sancılı geçişinin sağlanmasında anlamlı olacaktır.

Koronavirüs salgını sürecinde kamunun öncülüğünde gönüllü olarak halk kendisini korumak için evlere kapanarak izole etmiştir. Yaşanan olağan üstü durumun ortadan kalkmasıyla toplum bilgi birikim ve donanımı çerçevesinde yeni değerlendirmeler yapılacaktır.

Bulaşıcı hastalık nedeniyle küresel dünyada duran ekonomiler nedeniyle petrol talebinin de inanılmaz ölçüde düşmesine neden olmuştur. Küresel petrol talebi düşünce fiyatlarda düşmüştür. Ekonomileri petrole dayalı  petrol üreticisi ülkeler varil fiyatı 70 ABD Dolarından 20’li ABD Dolarına fiyatların inmesiyle Rusya, Suudi Arabistan, Irak ve petrol üreticisi Afrika’nın bir çok ülkelerini önümüzdeki dönemde acılı bir ekonomik sürecin beklediği görülmektedir.

Diğer taraftan ABD’de kaya gazı üreticisi bir çok firmanın petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle iflası beklenmektedir. Bu durum ABD başkanlık seçiminin yapılacağı 2020 yılında nasıl bir siyasi etki yapacak bunları dünya olarak gözlemleyeceğiz.

 

Türkiye Açısından Fırsatlar

Türkiye’nin bulunduğu jeopolitik coğrafya bu dönemde bilim, akıl ve tecrübe ile ortak aklın ön planda tutulmasıyla büyük fırsatlarla karşılaşabilir. Doğru ve etkin kararların alınabilmesi için mutlaka ortak aklın ön planda tutulması gerekmektedir. Ülke varlıklarının etkin kullanımı sağlanma yöntemleri ortaya konulmalı ve bunun için öncelikle varlıkların neler olduğu ve bunlarla neler yapılabilirin bilinmesi gerekir.

Ülkenin en değerli varlığı beşeri sermayesidir. Bunları verimliliğin artırılması ve amaçlanan sonuca ulaşılması için hangi organizasyonlarda kullanılacak ayrıntılarıyla acilen belirlenmesi yoluna gidilirken diğer varlıkların neler olduğu ortaya konulmalıdır. Neyinizin olduğunu bilmeden ne yapacağınızı bilemezsiniz. Yol haritası ciddi çalışmalarla belirlenmelidir.

Plan ve program bu kritik dönemin en önemli yol göstericisi olacaktır. Kıt kaynakları en etkin bir şekilde kullanma ihtiyacı vardır. Günlük politikalarla başarıya ulaşılamaz. Bu kritik süreçte konular küresel boyutta ele alınmalıdır.

Ülkenin ekonomik, sosyal ve siyasi etkinliğinin artırılmasının esasını yüksek teknolojiye sahip olmakta yatmaktadır. Yüksek teknolojiyi hiç kimse size vermez çünkü stratejiktir. Mutlaka kendinizin üretmesi gerekir. Bunun yolu da iyi bir organizasyondur. Beşeri sermaye, araştırma altyapısı, mali kaynak ve iklim ister ileri teknoloji geliştirme işi. Bir başka önemli gereklilik kararlı olmak ister. Teknolojiye sahip olmak kolay değildir. Sonuçta teknoloji üretim bilgisidir ve ülkenin küresel dünyadaki yerini belirler.

Koronavirüs Türkiye’de bilimin ve teknolojinin öneminin zihinlere yerleşmesinde önemli bir katalizör görevi üslenmiştir. Bulaşıcı hastalığın ortadan kalkması için herkes bilim insanlarının aşı veya ilaç üretip üretmediği hususunda hastalık sürecinde pür dikkat kesildiği gözlenmiştir. Bu Türkiye için önemli bir gelişmedir.

Yüksek teknolojiye sahip olmak için araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin bir program dahilinde güdümlü projelere geçilmesiyle başlar. Ülkenin ihtiyaçlarına uygun olarak bu alanın kısa, orta ve uzun planlamalarının yapılması gerekmektedir. Esas olan yeni ve ileri teknolojik ürünün geliştirilip üretilmesi ve küresel pazarlara sürülmesidir.

Türkiye ekonomisini hızla bu kriz ortamından çıkartarak küresel tedarik zincirinin bir parçası haline getirmek gelecekteki fırsatları yakalamak açışından önemli görülmektedir. Bunun için sanayi envanteri içerisinde üretime geçebilecek olan ürün ve teknolojik üretim bilgilerinin sonuçlanmasına ve ürüne dönüşmesini sağlayacak organizasyonların önceliklendirilmesi aciliyet taşımaktadır. Diğer taraftan teknolojik desteklerle ürünün iyileştirilmesi hususları öncelikle değerlendirilmeye alınmalıdır. Tüm bu çalışmalar yeni ürünlerle küresel pazardan daha fazla pay alma başarısı sağlamak için olmalıdır.  

Türkiye’nin ileri teknoloji meselesini çözebilmesi için  kısa vadede doğru politikaların izlenmesi, bilime önem verilmesi, üniversitelerin güçlendirilmesi ve özel sektörün desteklenip üretkenliğinin artırılması gerekmektedir. Diğer taraftan şeffaflığın ve denetlenebilirliğin öncelikli çözülmesi gereken alanların başında yer alması gerektiği göz ardı edilmemelidir. Kritik zamanlarda oluşturulacak güven çok önemlidir.

Bu yeni dönemde üretmeden tüketme alışkanlığını Türkiye bir kenara bırakabilirse ki bırakmak durumunda bir daha borçla yaşamaktan ve sürekli cari açık vermekten kurtulacaktır.  Kronik cari açık problemini aşan bir Türkiye ekonomik, sosyal ve siyasi olarak yeni bir döneme geçecektir.

AB ve komşu ülkeler ile diğer dünya ülkelerinin ihtiyaçlarının üretici diğer ülkelerden önce harekete geçerek bu ülkelerin pazar ihtiyaçlarını karşılayarak küresel tedarik zincirinin içerisinde etkin bir şekilde yer alabilmelidir. Bunun için zamanın çok verimli ve etkin kullanılması gerekmektedir.

Küresel tedarik zincirinin merkezinde yer alan Çin’in bundan sonra tekrar piyasalarda vergileri düşürerek pazarlardan aldığı payı korumaya çalışacaktır. Bu nedenle ürün fiyatlarının düşmesi beklenebilir. Bu ürünler Çin’de ucuz oradan almaya devam edelim oyununa gelmeden yaşanan tecrübelerden yararlanarak politikaları ona göre geliştirmek gerekmektedir.

Tarım vazgeçilmez bir alandır. Sürdürülebilir gıda güvenliği sağlık ve güvenlik kadar ötelenemeyecek bir alandır. Onun için tarım ve hayvancılık sektörü ülke içinde kesintisiz bir şekilde üretilme politikalarına sahip olmalıdır.

Büyük tarım potansiyeline sahip olan Türkiye coğrafyası projelendirilerek etkin tarım teknolojileri kullanılarak yüksek verimlilikte sağlıklı ürünlerin üretilmesi politikalarıyla desteklenmelidir. İnsanımız yanında körfez ülkeleri ve Rusya gibi gıda talebi olan ülkelere ihracat boyutlu programlamak önem taşımaktadır. Türkiye’nin tarım topraklarının ve uygun iklim yapısının kendi halkını besleyebileceği gibi komşu ülkeleri de besleyecek üstünlüklere sahip bulunmaktadır. Küresel çevre ve iklim değişimleri gıdanın önümüzdeki süreçlerde daha stratejik bir alan olarak gündeme geleceği beklenmektedir.

Tarımın stratejik bir alan olarak belirlenmesinin önemi ortadadır. Bunun için tarımda kullanılan yerli tohumun geliştirilmesine öncelik verilmelidir. Diğer taraftan hayvancılık konusu yerli ırkın geliştirilmesi ve ülkenin iklim ve bitki örtüsüne uygun bir hayvancılık politikasının geliştirilmesi ve hayata geçirilmesi önem taşımaktadır.

Koronavirüs sonrasında duran ekonomiler nedeniyle işsizler ordusuna katılanların sayısındaki artış hususu çözülmesi gereken konular arasında yer almaktadır.  İstihdamın hızla düşmesiyle işsiz kalan insanların hayatiyetlerini devam ettirebilmeleri için söz konusu bu kesime acil yardım yapılması gerekmektedir.

Diğer taraftan işsiz kalan kesim dışında işyerleri kapatılan küçük esnafın zaruri ihtiyaçlarını karşılayacak programların hazırlanıp hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Ekonomik sistemin kendisini yeniden çalışır hale getirene kadar tüm ihtiyaç sahiplerinin desteklenmesi bu dönemde önem taşımaktadır. Devlet tarafından yardıma muhtaç duruma düşen insanlara yardım edilmesi bu sürecin tahribatının minimuma indirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

Kriz nedeniyle zor durumda kalan vatandaşların desteklenerek ayakta tutulması sosyo-psikolojik açıdan kriz sonrası yeni bir hayata geçildiğinde Türkiye’ye psikolojik üstünlük sağlayacaktır.

Kriz sürecinde ekonomik sıkıntıya bir şekilde düşen kritik firmalara kamu ortak olmalıdır. Türkiye bu kriz sürecinde hadiselere küresel boyutta bakabilmeli ve kendi oyununu kendisi kurmalıdır.

Bulaşıcı hastalık sonrası küresel pazarlarda üstünlük sağlamak için teknolojide yeterlilik ve gelecek vadeden KOBİ mahiyetindeki özellikli firmalar tespit edilerek devlet bu firmalara işletme sermayesi vererek ortaklık kurmalıdır.

 Bugünün teknolojik şartları hangi firmalar ne durumda kamuya bu bilgiyi verme şansına sahip bulunmaktadır. Bu firmalar küresel rekabet gücüne sahip olunca firmadaki kamu payı İstanbul Borsasında piyasaya açılabilir. Bu organizasyon ülkeye ekonomik olarak bir üste sıçrama fırsatı verebilir.

Küresel Koronavirüs salgını mücadelesinde Türkiye’nin dış politikada bölgesel meselelerde rahatlama ihtimali yüksek görülmektedir. Konjonktürel olarak bu süreçte ülkelerin kendi sağlık meseleleriyle uğraşmak mecburiyetinde kalmaları küresel meselelerde bir gevşemeye yol açabilir.

Türkiye Suriye meselesinde biraz rahatlama yaşarken Doğu Akdeniz’de yeraltı kaynakları bölüşümü hususunda bölge ülkeleriyle ortak payda da buluşulamayan hususlarda biraz gevşeme görülebilir. Diğer taraftan Libya konusunda da imkanlar ortaya çıkabilir. Bunda küresel dünyadaki gelişmeler nedeniyle petrol fiyatlarındaki çok hızlı düşme etkin olabilir.

Bölgesel ülkeler ve onların destekçileri ortaya çıkartılması beklenen petrol ve doğal gazın tüketiciye ulaştırılmasında meydana gelecek fayda/maliyet analizi sonrasında sonucun bundan negatif etkilenmesi muhtemeldir. Kar/zarar analizinde meydana gelecek olumsuzluk projenin fzibl olmayan yapısını etkileyecektir. Böyle bir kararın Türkiye’ye karşı küresel güçlerin siyasi baskı isteklerinin azalmasına neden olacaktır. Bu durum da Türkiye’ye zaman kazandıracaktır.

Türkiye’nin elde edeceği başarının sırrı krizde süreçleri iyi bir organizasyon ile sürdürüp dinamik bir üretim ve üretici kesimiyle krizden psikolojik üstünlükle çıkmasına bağlıdır. Türkiye’nin bilgi, birikim ve tarihi tecrübeleri bunu başarmasına imkan sağlayacak güçtedir.

 

Sonuç

Yaşanan küresel boyuttaki krizden yeni tecrübelerle daha güçlü ve hakkaniyet ölçülerinde işbirliği yapabilen yeni bir dünyanın inşası; planlı, program, akıl, bilgi ve tecrübeyi bir araya getiren iyi bir organizasyonla sağlanabilir.

  

Kaynaklar:

İsmail Hakkı Yücel, Sanayide Robot Teknolojisi, uygulaması Ve Önemi, DPT yayınları, 1991.

İsmail hakkı Yücel, Bilim-Teknoloji Politikaları Ve 21. Yüzyılın Toplumu, DPT yayınları, 1997.

İsmail Hakkı Yücel, Türkiye’de Bilim Teknoloji Politikaları Ve İktisadi Gelişmenin Yönü, DPT yayınları, 2006.

İsmail Hakkı Yücel

21. Yüzyıl Türkiye Enstitisü
Misafir Yazar

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display