Bu sayfayı yazdır

Korona Sonrası Dünya: Yeni Çatışmalarla Şekillenecek (3)

Yazan  14 Mayıs 2020

Çatışma Alanları Genişleyecek

Korona sonrası yeni ihtiyaçlar dünyasının ortaya çıkması, buna bağlı yeni siyasi ve ekonomik süreçlerin yaşanması gibi olası faktörler, ülkelerin tüm güvenlik sistemini de doğrudan etkileyeceğinden, korona sonrasında; çatışmaların, kavgaların, anlaşmazlıkların ve yeni ittifakların iç içe girdiği bir süreç yaşanacaktır.

Toplumlar, salgın döneminin yaratacağı ekonomik-ticari etkinin; insanlar üzerinde yaratabileceği fakirleştirme sonucuna, toplumun kendi devletini ve dünyanın var olan mekanizmalarının ne kadar güvenilir ve gelecek vaad ettiğine bakacaktır. Kendilerini yanlız ve çaresiz bırakan sistemi daha yakından teşhis ederek, insanı boyunduruğu altına alan ama bu tarz çöküş dönemlerinde fayda sağlamayan düzenlere karşı toplumsal refleksler gelişebilecektir.

Diğer taraftan, ülke yönetimleri; ekonomik sistemi ayakta tutma arzusu nedeniyle, öncelikle büyük sermaye sahiplerini destekleme girişimlerinde bulunabilecekleri, diğer kesimlerin ise her ne kadar devletin ekonomik desteklerinden istifade etseler dahi, krizin olası büyüklüğü karşısında yetersiz kalabileceği ve büyük sermaye sahiplerine veya tanınan ayrıcalığa karşı ciddi tepkiler yaşanabilecektir.

Dünya üzerinde salgın, ekonomik kriz, siber saldırı vs. insanlığı ortak mücadeleye zorlayan tehditlerin takibi ve tetbiri noktasında, ortak güvenlik, takip ve uygulama merkezlerinin kurulması, ortak algoritmanın oluşturulması ve paylaşılması bir zorunluluk olacaktır. İnsanoğlu tüm bu tedbirler manzumesinde, güvenlik-özgürlük dengesinin bozulmasını, demokratik hakların yitirilmesini istemeyecek ve bu nokta önemli bir çatışma alanı olacaktır.

Yüzyılardır dünyadaki değişimleri; belirli ülkeler veya toplumlar ani veya tedrici geliştirdikleri değişim hamleleriyle, dünyanın birçok noktasını etki altına alarak yön verirlerken, korona sonrasında ise tüm dünya toplumları; belirli çevreleri kapsayan bu tarz dayatıcı değişimleri red ederek, başta; sosyal haklar, sosyal güvenlik ve sağlık güvencesi gibi tüm insanlığın ortak hizmetine şamil olacak taleplerin öne sürüldüğü yüksek sesli hareketlilikler yaşanabilecektir.

Özellikle geri kalmış ülkelerde veya bazı ülkelerde; salgının yarattığı fırsattan istifadeyle toplum üzerinde kurulmak istenilen sosyal baskı ve boyun eğdirme gibi girişimler, salgın sonrası kin ve nefretin körükleyicisi olarak mevcut yönetimlere karşı; özgürlük, refah ve koruyucu sosyal devlet anlayışını haykıran kitleleri harekete geçirebilir.

Dünyanın birçok noktasında, korona öncesi varlıklarını sürdürdükleri yerlerden / coğrafyalardan ayrılarak kendi ana karalarına dönecek ülkelerin / güçlerin meydana getireceği boşluğun doldurulması için, harekete geçecek olan ülkeler / güçler arasında bölgesel çatışmalara kadar varan yeni güç mücadeleleri yaşanacaktır.

Özellikle büyük güçler; artan maliyetler nedeniyle küresel anlamda her yerde bulunamaz hale gelirken, maliyetleri nedeniyle bölgeleri şekillendirme siyasetini, bölgesel güçlerle / bölge dışı ve devlet dışı aktörlerle daha yakın iş birliği ile ortaklaşma şeklinde konumlanmaya ağırlık vereceklerdir.

Salgın sürecinde tüm devletler; enerjilerini toplum sağlığına ve mücadelesine odaklanmaları nedeniyle, terör örgütleri bu süreçte devletin gözetiminden uzak durarak bazı yapılanma, düzenlenme ilişkileri geliştirmiş olabileceği gibi, korona sonrasında artan bir tehdit olarak önümüze çıkabilecektir.

Ülkelerin güvenliğinde önemli rol oynayan istihbarat örgütleri, bundan böyle ekonomik istihbarattan tıbbi istihbarata, tarımsal istihbarattan teknolojik istihbarata kadar hayatın tüm alanlarında istihbaratın organizesi ve işlevselliği yeniden kurgulanacaktır. Ayrıca, küresel tehditlerin önceden önlenmesi, ortak mücadelenin derhal uygulamaya konulabilmesi için, küresel anlamda müşterek yeni istihbarat sistemleri geliştirilecektir.

Ayrıca, göçmenler / mülteciler bu süreçte, zor koşullarda edindikleri gelirlerini kaybedebileceklerdir. Bu durum, göçmenlerin saldırgan hale gelmesinini sağlayabilecek, bunun sonucu olarak ülkelerin ekonomik koşullarının daha da derinleşmesine hizmet edecek ve önümüze ciddi bir güvenlik sorunu olarak çıkabilecektir. Göçmenlerin yaşam mücadelesi için, devletler bu kesimlere yönelik ilave mali külfet getiren yeni ulusal / uluslararası programlar yapmak durumunda kalacaklardır.

Ekonomik ve Sosyal Hayatta Yapısal Değişiklikler Yaşanacak

Bu tür salgınlar, ekonomik krizler, hatta bilgisayar ağlarını tehdit eden virüslerin küresel ölçekte etkileri hissedilmekte, diğer bir ifadeyle bu ve benzeri tehditler, sonuçları gereği küresel özelikte olmaktadır. Bu nedenle, olası bir krizin etkisinden devletler / ülkeler doğal olarak tek başlarına ayağa kalkmakta zorlanacaklardır. Devletler ve toplumlar arasında bağların kurumsal mekanizmalarla güçlendirilmesine ihtiyaç daha da artacak, yani bazı yapısal değişikliklere yönelinecektir.

Dünyada var olan eşitsizlik ve adaletsizliğin korona ile birlikte sosyal ve ekonomik hayata vurduğu darbe, bu eşitsizliği ve ekonomik uçurumu daha da derinleştirecek ve bu durum toplumsal hareketlenmelere yol açarken, güvenliğin yanı sıra sosyal ve ekonomik hayata dair acil çareler aranması kaçınılmaz olacaktır.

Başta sanayi dünyası gibi ana üretim sistemleri; bundan sonra gelecekteki kriz dönemlerini atlatacak ve dayanışmayı sağlayacak tarzda, sektörler kendi aralarında ortak finas havuzları oluşturacak ve hatta küresel düzeyde acil durumlarda kullanabilecekleri ortak oluşturdukları finans kurumlarına kadar varan kuruluşlar / sistemler geliştirilecektir.

Salgın süreci içerisinde ekonomileri büyük zarar gören ülkelerin bir kısmı kendilerini yeniden toparlamak amacıyla; başka ülkeler ile yeni ekonomik ortaklıklara gitmek zorunda kalacaklar ve daha da ileriye, yani siyasal birlikteliğe kadar giden yolu açacaklardır. Buna mukabil, bu süreçte küçük veya büyük ekonomik güçlerini koruyanlardan motor rolü üstlenebilecek kabiliyetleri olanlar ise yeni aktörler olarak saha da yerlerini alacaklardır.

 

[[1]] 3 Bölüm Halinde Yayımlanmıştır.

Ünal Atabay

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Terörizm ve Terörizmle Mücadele Araştırmaları Merkezi Başkanı