< < Suriye'nin Kuzeyinde ABD-YPG İttifakı
 Bu sayfayı yazdır

Suriye'nin Kuzeyinde ABD-YPG İttifakı

Yazan  15 Haziran 2015

PKK’ya bağlı YPG’nin ÖSO’nun bir kolu olarak faaliyet gösteren Burkan El Fırat ile birlikte yürüttüğü Tel Abyad Operasyonu 40. Gününde en stratejik noktaya ulaştı. Ayn El Arap ile Ras Al Ayn’dan eş zamanlı olarak batı ve doğu istikametine doğru gerçekleştirilen operasyon Tel Abya’da YPG’nin girmesiyle sonuçlanıyor. Bölgeden gelen haberler YPG’nin şehrin bazı mahallelerini ele geçirdiğini ve kısa süre içinde tamamını kontrol edeceğini gösteriyor. Bu şehirde yaşayan insanların bir kısmının Türkiye sınırına yöneldiği ve yeni bir mülteci akımına uğradığı görülüyor. Fakat halkın ve bölgedeki IŞİD militanlarının büyük bir kısmı güneydeki Rakka şehir merkezine doğru çekildi. Çatışmalarda ölenlerin sayısına bakıldığında IŞİD’in büyük bir insan ve silah kaybına uğramadığı, ağır ABD bombardımanında büyük kayıp vermemek için güneydeki Rakka merkezine çekildiği gözlemleniyor. Dolayısıyla IŞİD’in bu süreçteki kaybı sınır bölgesini yitirmenin çok ötesine geçmedi. Ancak Türkiye’nin 3 nedenle büyük bir stratejik kaybı uğradığı görülmektedir:

1. Her haliyle PKK’nın Suriye kanadı olduğu ortada olan YPG’nin Suriye’nin kuzeyindeki 3 PKK kontrolündeki kantonu birleştirmesi sürecinde en kritik dönüm noktalarından birisi gerçekleşmiştir. 2013’ten itibaren defalarca ve farklı ölçeklerde iki kantonu (Cezire ve Kobani kantonları) birleştirmeye çalışan YPG’nin bu hamleleri yerel güçler tarafından boşa çıkarılmıştı. Ancak IŞİD’in Ayn El Arap’a geçtiğimiz sonbaharda başlattığı saldırı sürecinde başlayan ABD-YPG işbirliği süreci tersine çevirmiş ve Kobani’nin kurtarılmasından kantonların tek çatı altına toplanarak bir “kurtarılmış bölge”ye dönüştürülmesinin ana ekseni olmuştur.

2. ABD’nin bu süreçte oynadığı rol Kürtler ile ABD arasındaki tarihsel ilişkinin doruk noktasıdır. Bir benzerine Irak’ın işgali sürecinde ABD ile Iraklı Kürtler arasındaki ilişkiye rastlanılan askeri-siyasi koordinasyonun şu anda Suriye’de yaşandığı görülmektedir. 2003 yılında Irak’ın işgali evresinde ABD hava kuvvetlerinin Peşmerge'ye sağladığı hava desteği, Peşmerge'nin Kerkük’e girmesini nasıl sağladı ve Irak’ta bir Kürt devletinin geçici sınırlarını çizmeye çalıştıysa; bugün Suriye’de yaşanan sürecin de çok da farklı olduğu söylenemez. Geçmişte de ABD’nin PKK’yla çeştili ilişkiler kurduğu bilinmektedir. Ancak tarihte ilk kez ABD, PKK uzantlı bir örgütün bir çatışma esnasında önünü açmak ve kontrol ettiği alanları genişletmek için yürüttüğü bir operasyona bu denli açık ve kapsamlı bir askeri destek vermektedir. YPG’nin Tel Abyad operasyonun başlangıç noktasından bu yana (son 40 gün) bu örgüte destek olmak hedefiyle 212 hava akını düzenleyen ABD’nin tek hedefinin IŞİD veya El Kaide ile mücadele etmek olmadığı açıktır. ABD IŞİD-YPG çatışmaların gerçekleştiği alana yakın bir bölgede IŞİD ile diğer muhalifler arasında gerçekleşen çatışmalara müdahale etmemektedir. ABD’nin Suriye’de rejime karşı ya da IŞİD'e karşı savaşan diğer gruplara değil sadece YPG’ye destek sağlayan bir askeri operasyon yürütmesi derdinin ne IŞİD, ne El Kaide ne de Esad Yönetimi olmadığını, sadece Irak’takine benzer bir Kürt bölgesi oluşturmak ve bunu tahkim etmek olduğunu ortaya koymaktadır.

3. Bugün Tel Abyad’da bir insanlık dramı yaşanmaktadır. Ancak bu dramın da ötesinde bölgede bir demografik değişim gerçekleşmektedir. Bir Kürt devletinin oluşturulabilmesi için hayati olan bölgeyi Kürtler dışında diğer etnik unsurlardan arındırma süreci başlamıştır. Bölgenin Arap ve Türkmen sakinleri yaşadıkları yerleri terketmek zorunda kalmaktadır. Bunun en temel nedenleri YPG’nin girdiği yerlerin Kürt olmayan sakinlerine yönelik uyguladığı yerinden etme politikası ve ABD’nin YPG’nin önünü açmak için yürüttüğü meskun mahallere yönelik hava operasyonlarıdır. Böylece IŞİD’in şehir çatışması yürütmesinin engellenmesi görüntüsü altında bölge halkının yaşadıkları yerleri terketmesinin altyapısı oluşturulmaktadır.