Barzani’nin Washington ve Ankara ziyaretlerinin Yansımaları

Yazan  30 Nisan 2012
Irak Bölgesel Yönetim Başkanı Mesut Barzani’nin işler yolunda gitmezse, bağımsızlık için referanduma gideceğini duyurması üzerine gözler Irak’taki siyasi krize çevrilmiştir.

ABD'nin 2010 seçimlerinden bu yana Irak'taki gerilim ve çatışma ortamına fazla karışmaması, tepkisinin sadece itidal çağrısıyla sınırlı kalması, 2011 sonunda da Irak'taki askeri varlığını sona erdirmesi karşısındaki Irak'ta parçalanmaya giden yolu aralamış gibi gözükmektedir. Irak Bölgesel Yönetim Başkanı Mesut Barzani'nin işler yolunda gitmezse, bağımsızlık için referanduma gideceğini duyurması üzerine gözler Irak'taki siyasi krize çevrilmiştir.

Türkiye'nin sürece dahil olması ise yeni bir gelişme olmasa, I. Körfez Savaşından bu yana bölgede gerçekleşen olaylarla yakından ilgili olsa da CIA başkanının David Patraeus'un Mart ayındaki Türkiye ziyaretine bazı kaynaklar önem atfetmektedir. KYB'ye bağlı bir internet sitesinde Türk istihbarat kaynaklarına dayanılarak David Patraeus'un Mart ayındaki Türkiye ziyaretinde Erdoğan'aIrak'ta bir Kürt devleti kurulmasına onayını ifade etmesini tavsiye ettiği yer almıştır. Patraeus'un Türkiye'ye Kürtlerin hamisi olmasını ve güvenlerini kazanmasının önerdiği zira ne Bağdat hükümetinin ne de Suriye ve İran'ın Kürt bağımsızlığını desteklemeyeceğini söylemiştir.[1]

Mesud Barzani'nin Washington Ziyareti

Batılı ülkeler özellikle ticari ekonomik ilişkilerde Kürt Bölgesel Yönetimini Bağdat'taki merkezi hükümete tercih ettiğini görmekteyiz.[2] Bunu Barzani'nin Washington ziyaretinden önce de görmekteyiz. Örneğin bu ziyaretten önce Foreign Policy dergisinde yer alan bir yazıda ABD'nin Kürt Bölgesel Yönetimi ile ilişkilerini geliştirmesi gerektiğine, özellikle bölgedeki ticari-ekonomik fırsatlara dikkat çekilerek yer verilmekte hatta Kürt bölgesindeki ABD konsolosluğunun vize vermeye başlaması ve ABD uçaklarının Erbil'e direk uçuşlarının başlamasını önermekteydi.[3] Bu adımlar Kürt yönetiminin Bağdat yönetimine olan bağlılığını azaltmada önemli rol oynayacaktır.

Nisan 2012 başında gerçekleşen Barzani ziyaretinde görüşmenin ABD Başkan yardımcısı Joe Biden ile Mesud Barzani arasında yapılması planlanmıştır. Ancak ABD Başkanı Barack Obama da bu görüşmeye katılmıştır. Bu sürpriz gelişme ABD'nin bu ziyarete verdiği öneme işaret etmektedir.Obama-Barzani görüşmesinde geçen diyaloglarda, Barzani Maliki'yi Obama'ya şikayet etmiş, "Nuri El-Maliki kendi başına kararlar alıyor ve aldığı kararlarda diğer grupları, etnik yapıları dikkate almıyor. Güvenlik kurumlarını elinde tutarak Sünniler ve Şiiler üzerinde sıkıntı yaratabileceği endişesi hakim. Sünnilerin siyasi süreçten uzaklaştırılması Irak'ın bütünlüğünü sarsacak boyutta. Biz tüm grupları bir araya getirme çabası içinde olduk. Sayın Talabani ile birlikte Irak'lı siyasi grupları bir masada toplamak istedik. Ülkedeki tüm gruplar buna hazır ama Maliki hazır olduğunu beyan etmesine rağmen, sürece katkı sunmuyor"[4] ifadelerini kullanmıştır.

Obama, " Siz ve sayın Talabani taraflar arasındaki önemli rolünüzü yerine getirmeye gayret edin. Irak'ta iç savaş kimsenin arzu edeceği bir durum olmayacak şeklinde" cevap vermiştir.

Obama'nın görüşme sırasında Türkiye konusunda Barzani'ye, "PKK'nın ilişkilerinizi zedelemesine izin vermeyin. Kürtler için önemli bir siyasi lidersiniz. Kürtler silahtan vazgeçmeli, siyasetin ve demokrasinin ne kadar önemli bir role sahip olduğunu görmeliler." ifadesini kullandığı belirtilmiştir.

Barzani'nin Amerika gezisi sırasında Amerikan-Kürdistan İş Konseyi kurulmuştur. [5] Bu Türkiye'de bazı yazarlar tarafından Kürt bölgesel yönetimin bağımsızlık belgesi olarak nitelendirilmiştir.[6] Sık rastlanan bir yapılanma olmaması ve "Kürdistan" adının kullanılması açısından böyle bir konseyin kurulması oldukça önemlidir.

Barzani Washington'da ExxonMobil CEO'su Rex Tillerson ile de bir araya gelmiştir. Barzani ayrıca ABD Savunma Bakanı Leon Panetta ve Dışişleri Bakan Yardımcısı William Burns-bu görüşme sırasında Hillary Clinton da Barzani'ye hoş geldin demek içi uğramıştır- ve bazı önemli düşünce kuruluşları ile görüşmüştür. Başkan Yardımcısı Joe Biden Barzani için bir öğle yemeği vermiştir.

Washington'dan dönmesinin ardından Barzani'nin Maliki'ye karşı olan söylemi fark edilir ölçüdesertleşmiştir. Londra'da yayımlanan El-Hayat gazetesine açıklama yapan Barzani, "Irak diktatörlüğe doğru sürükleniyor. Devletin bütün kurumlarında tekleşme var. Başka herkes ötekileştiriliyor. Bu kabul edilebilir bir durum değil"[7] demiştir. Erbil'e döndüğünde Irak liderlerini bir toplantı yapmaya ve Irak'ı Maliki'den kurtarmaya çağıracağını söyleyen Maliki bunun için radikal çözümler arayacağını [8] ifade etmiştir. Barzani ayrıca Haşimi'yi de Bağdat'a teslim etmeyeceğini ifade etmiştir.

Barzani'nin ABD teması sırasında, Kürt yönetiminin 7. hükümet kabinesinin Neçirvan Barzani tarafından kurulduğu açıklanmıştır. Barzani'nin ABD temasları süresince her fırsatta Bağdat ve Maliki ile yolların ayrılabileceği yönündeki sinyallerin hemen sonrasında, Neçirvan Barzani, kabinesinin güvenoyu almasından dolayı Kürt Parlamentosunda yaptığı teşekkür konuşmasında, toplumun tüm kesimlerini kucaklayan, demokratik, insan haklarını ön planda tutan bir Kürt Anayasası hazırlayacaklarını belirtmiştir.[9]

Petrol Anlaşmaları

Maliki ve Barzani arasındaki anlaşmazlığın önemli bir boyutunun Irak'ın petrol zenginliğinin bölüşümü sorunu olduğu ortadadır. Zira Türk, Amerikan, İngiliz ve diğer yabancı şirketler arasında imzalanan petrol anlaşmaları Ankara-Washington-Barzani arasındaki etkileşimin en önemli unsuru olarak öne çıkmaktadır. Henüz bu anlaşma ve pazarlıkların içeriği bilinmese de Barzani'nin hem Türkiye hem de ABD ve Avrupa ülkeleri ile ticari çıkarlarının olduğu ortadadır.

Erbil ile Bağdat arasında, Kerkük dahil tartışmalı bölgeler sorunu ile petrol üretimi ve paylaşımı konusundaki kriz, Irak Devlet Başkanı Yardımcısı Tarık Haşimi hakkında, Aralık ayında çıkarılan tutuklama kararıyla daha da derinleşmiştir. Barzani, Irak'taki gerginliği Erbil'in daha bağımsız davranması yönünde ustaca kullanmaktadır. Exxon ile yapılan petrol anlaşması bunun en önemli örneğidir.

Irak Bölgesel Kürt Yönetimi, bugüne kadar 11 petrol şirketi ile petrol arama ve çıkarma konusunda anlaşma imzalamıştır. 8 Şubat'ta ABD'li petrol devi ExxonMobil ile yapılan anlaşmayla Bölgesel Kürt Yönetimi'nde büyük bir petrol tekeli oluşturulmuştur. Bu durum, Bağdat'la Erbil arasındaki gerilimin giderek derinleşmesine yol açmıştır. Petrol Bakanı Hüseyin Şehristani, yaptığı açıklamada, Kürt yönetiminin yaptığı anlaşmanın geçersiz olduğunu ifade etmişti. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Bağdat ve Erbil'i ziyaretlerinde konuyu gündeme getirerek Bağdat'ın, Exxon Mobil'in faaliyetlerine destek vermesini istemişti. Bağdat yönetimi, konuya sıcak bakmadığını açık bir dille belirtmişti. Kürt yönetiminin Exxon Mobil ile yaptığı anlaşmanın akibeti belirsizliğini korumaktadır. Barzani, Exxon Mobil yönetim kurulu üyeleri Washington'da bir toplantı yaparak şirkete, her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirtmiş anlaşmanın kendileri için hala geçerli olduğunun önemle altını çizmiştir.

Exxon Mobil'in, 1 Mayıs'tan itibaren bölgede sismik çalışma yapması öngörülmektedir. Kürt yönetimi bu anlamda dünyanın ikinci büyük petrol devi olan Fransız Total'le de görüşmeler yapmaktadır. ExxonMobil ile yapılan ve Total'le yapılması beklenen anlaşmalar, bağımsız bir "Kürdistan" kurulması halinde önemli bir güvence olacaktır. "

Ancak Maliki yönetimi Irak hükümetinin 30-31 Mayıs'ta gerçekleştirilecek petrol ihalesine katılacak şirketleri gösteren 47 firma içine Exxon Mobil'i almaması önemli bir hamledir.

Bunun yanında Barzani, Bağdat'ın karşı çıkmasına rağmen Erbil yönetimiyle anlaşma yapan ExxonMobil'in bölgeyi koruma altına alabileceğini düşünmektedir. Barzani, Nuri El Maliki başbakanken ABD'nin Irak'a F-16 satmasına karşı çıkarken "Eğer ExxonMobil gelirse, 10 Amerikan tümeni yerine geçer... Çıkarı olursa bölgeyi de korur"[10] ifadelerini kullanmıştır.

E-kurd internet sitesinin iddilaarına göre Türk Petrol Şirketi Genel Enerji[11] Kürt Bölgesel Yönetimini Türkiye'ye bağlayacak olan ve Irak ihraç hatlarını baypas eden bir boru hattıinşa etmektedir.[12] Bu Kürdistan Bölgesel Yönetiminin bağımsızlık ilan etmesi halinde kaynaklarını satması, hayatta kalmasını sağlayacak çok önemli bir gelişmedir.

Suriye Faktörü

Suriye'deki Kürt partileri, yaklaşık üç ay önce (Şubat 2012'de) Erbil'de biraraya gelmiş ve Barzani onlara önemli mesajlar vermiştir. Bu toplantının Suriye'de faaliyet gösteren PKK ve ona yakın partileri ciddi ölçüde rahatsız etmiştir. Suriye'de Esad yönetiminin bir an önce ortadan kalkmasını isteyenler Suriye'deki Kürtlerin ön plana çıkması ve süreçte belirleyici olmalarını beklemektedir.

Ancak Suriye'de Kürt partileri iki farklı çizgide gruplaşmış durumdadır. Birinci çizgide, Suriye Kürtleri içerisinde en güçlü tabana ve örgüte sahip olan Demokratik Birlik Partisi (PYD) yer almaktadır. PYD Terör örgütü PKK'ya yakınlığıyla da bilinmektedir.

İkinci çizgide, Esad yönetimine mesafeli duran Kürt Ulusal Konseyi çatısı altında toplanan partiler bulunmaktadır. Suriye-Kürt Demokratik Parti KUK içindeki en önemli partilerden birisidir. Suriye-Kürt Demokratik Parti başkanı Dr. Abdulhekim Beşar tarafından yakın zamana kadar KUK liderliği de yapmıştır. Beşar'ın, Mesut Barzani ile de çok yakın ilişkileri bulunmaktadır. Hatta Beşar'ın başında bulunduğu Suriye-Kürt Demokratik Partisi'nin, Barzani'nin Kuzay Irak'taki Kürt Demokratik Partisinin bir kolu olarak kabul edilebilir. [13]

Mesut Barzani liderliğindeki Irak Kürt yönetimi, Suriye Kürtlerinin kendi etki alanında kalmasını tercih etmekte ve PKK'nın etki alanına daha fazla girmemesi için çaba göstermektedir. Barzani'nin bir diğer endişesi ise, Kürt grupların muhalefetle birleşmesi halinde Esad yönetimiyle çatışması halinde Suriye ordusuna direnecek yeterli güce sahip olmadığından endişelenmektedir. Bu nedenle Barzani, Ocak ayında Suriyeli Kürtlerle öncelikle Kürtlerin kendi iç birlikteliklerini sağlamalarını, kendisinin de silah yardımı dışında her türlü desteği vereceğini söylemiştir. Barzani, Suriye Kürt muhalefetinin Suriye Ulusal Konseyi bünyesine girmesini istemekle beraber Kürtlerin öne sürdüğü kendi kaderleri tayin gibi taleplerin yerine getirilmesini de desteklemektedir. Suriye Ulusal Konseyi yetkililerinin zaman zaman Mesut Barzani ile de görüş alışverişinde bulunduğu söylenmektedir.[14]

 

Erdoğan-Barzani görüşmesi

Barzani'nin Washington ziyaretinin arkasından gerçekleşen Barzani ile Erdoğan görüşmesinde bir dizi konuda karşılıklı mutabakat zemini oluşturulmuştur. Görüşmeler sonrasında Haziran ayında Erbil'de düzenlenmesi planlanan Kürt Konferansı'nda Barzani'nin Kürt temsilciler önünde PKK'ya silah bırakma çağrısı yapacağı ve siyaset yolunu tercih etmelerini önereceği sonucu çıkarılmaktadır. Başbakan Erdoğan ise hem Suriye konusunda hem de PKK'nın etkisizleştirilmesi konusunda Barzani ile aynı çizgide olduğunu açıklamıştır. Barzani, Erdoğan ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada Kürt sorununun silahla çözülemeyeceğini aktarmış, PKK ile mücadelede Türkiye'nin yanında olduğunu söyleyerek[15] PKK'ya bir nevi silah bırakma çağrısında bulunmuştur.

Aksiyon dergisinden Haşim Söylemez'in yaptığı değerlendirmeye göre, Irak Başbakanı Maliki'den memnun olmayan Mesud Barzani Irak'ta denge sağlanmazsa bağımsız Kürdistan'ı ilan edeceklerini Başbakan Erdoğan'a bildirmiştir. Bunun yanında PKK'nın bitirilmesi için Türkiye'ye her şartta destek vereceğini ve Türkiye ile ortak hareket edeceğini ifade etmiştir. Söylemez'e göre Barzani, Kürdistan'ın ilan edilmesi durumunda Kerkük'ün de Kürdistan sınırları içine alınacağını da Başbakan Erdoğan'a iletmiştir. Ayrıca Barzani, Kerkük'ün Kürdistan sınırlarına katıldığı zaman Türkiye ile Kerkük'ü ortak yönetebileceklerini ve Kerkük'te Türkiye'nin menfaatine olacak bütün şartların kabul edileceğini Başbakan Erdoğan'a söylemiştir. Söylemez, Barzani'nin ilettiği bu taleplerin Başbakan Erdoğan tarafından kabul gördüğü ifade etmektedir. Ancak Irak'taki durumun düzelmesi hâlinde bütün isteklerin rafa kaldırılması, PKK konusu hariç bütün meselelerin yeniden müzakere edilmesi söz konusudur. Barzani'nin söz konusu talepleri Amerika'daki görüşmelerinde de dile getirdiği, ABD yönetiminin de bu isteklere olumlu yaklaştığı ifade edilmektedir.[16]

Barzani'nin Edoğan'a Kerkük'ü birlikte yönetmeyi teklif ettiği iddiası, Söylemez'in geçen sonbaharda gerçekleşen Barzani-Erdoğan görüşmesinin ardından dile getirdiği bir başka iddiayla birleştirilince daha inandırıcı hale geliyor. Söylemez, kasım ayında yapılan görüşmede Barzani'nin Erdoğan'dan Kuzey Irak için "garantörlük" istediğini yazmıştı. Şimdi Washington ve İstanbul'da açıkça bağımsızlık ilan etmek üzere olduğunu duyuran Barzani'nin, Maliki'ye karşı ses tonunu iyice yükselten Erdoğan'a "garantörlük" için daha somut bir formül getirmiş olması tutarlı bir gelişme gibi görünmektedir.

Ortadoğu'da Sünni Ekseni Oluşturma Çabaları

Bir başka Aksiyon yazarı, Selim Savaş Genç ise "Barzani'nin Kürdistan'ı Ankara'nın nesi olur?" başlıklı yazısında Kuzey Irak yönetiminin bağımsızlığını ilan etmesinin Türkiye için yaratacağı "olanaklara" değiniyor. Genç, İran'da 30 milyonu aşkın Azeri olmasına ve yanı başında bağımsız bir Azeri devleti bulunmasının Tahran'ı endişelendirmediği İran'ın bir "bölünme paranoyası" yaşamadığını ifade etmektedir. İran bunun yerine Azerileri Şiilik üzerinden kendi sosyolojik yapısına entegre etmeye çalışmaktadır. Genç'e göre Türkiye de "İran kadar cesur olup Kürt bölgesi ile ilişkileri farklı bir düzlemde" değerlendirmelidir.[17]

Bu tarz değerlendirmeler Ortadoğu'da Türkiye merkezli Sünni bir eksen oluşturma idealine bir fikri altyapı sunmaktadır.

Saflaşmalar

Irak içinde Sünni ve Kürtlerin Bağdat'a karşı ortak tavır almaları, Türkiye'nin Maliki yönetimi ile yaşadığı huzursuzluk, Bağdat ve Ankara arasında giderek artan gerilim ve söz düelloları, Bağdat'ın, Ankara'ya nota verilmesi ve daha bir çok gelişme, Irak konusundaki saflaşmalara işaret etmektedir.

Irak'ta birinci grup Irak'ın birliğini savunmakta, Irak merkezi hükümetini güçlenmesinden yana olan, Kerkük'ün Bağdat'a bağlı kalmasını isteyen cephedir. Burada Maliki hükümeti, Sadr ve Hekim grupları, Irak Türkmen Cephesi yer almakta. İran, Suriye, Lübnan ve Rusya gibi ülkeler bu grubu desteklemektedir.

Diğer grup Irak'ta bir Sünni blok oluşturmak, Maliki yönetimini devirmek isteyen gruptur. BunlarBarzani, İyad Allavi ve Tarık Haşimi'nin Irakiye gruplarından oluşmaktadır. Bunlar Suriye'de de Esad karşıtı cephede yer almaktadırlar. Kürt bölgesinin Musul ve Kerkük'ü içine alacak şekilde genişlemesini ister gibi görünmekteler. Dış destekçileri AKP hükümeti, Suudi Arabistan, Katar, ABD ve bazı Batılı ülkelerdir.

Irak Türkmen Cephesinde Son Durum

Irak Türkmenlerinin en önemli örgütlenmesi olan Irak Türkmen Cephesi liderliği Kerkük'ün Barzani'ye teslim edilmesine şiddetle karşı çıkmaktadır. Bu nedenle ITC Başkanı Erşat Salihi Ankara'ya çağırılmıştır. Türkmen çevreleri Salihi üzerinde "istifa" baskısı olduğunu ifade etmektedirler. Kazancı AKP'ye oldukça yakın bir isim olarak bilinen ITC'nin Türkiye temsilcisi Hicran Kazancı'nın Salihi'nin yerine ITC başkanlığına getirileceği dillendirilmektedir.[18]

 

Sonuç

Barzani ve Talabani Irak'taki siyasi grupları bir araya getirmek ve ülkedeki siyasi gerginlikleri çözüme ulaştırmak için 7 Mayıs tarihinde bir toplantı gerçekleştirmeyi planlamaktadır. Bu toplantıdan bir sonuç çıkmazsa Irak'ta etnik ve mezhep grupları arasındaki gerginliklerin daha da derinleşmesi beklenmelidir. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Lideri Barzani'nin, Bağdat yönetiminin yetki paylaşımına yanaşmaması halinde, eylülde bağımsızlık referandumuna gidebileceklerini söylemesi Kuzey Irak'ta bağımsızlık seslerinin yükselmesine yol açmıştır.

Türkiye ile Barzani arasında, bu sene yaz ya da sonbahar aylarında yapılması planlanan Kürt ulusal konferansına PKK'nin çağrılmaması konusunda da müzakereler yapıldığı belirtilmektedir. Şu anda konferansa çağrılan Kürt örgütleri arasında BDP'nin yer aldığı ama PKK'nin olmadığı iddia ediliyor. Uzunca bir zamandır gerçekleştirilmesi beklenen Kürt konferansından 'silahlı değil siyasal mücadele' kararı ile PKK'ya 'silahını bırak' çağrısının çıkması beklenebilir. Mesud Barzani'nin PKK'ya karşı 'yapıcı bir rol' ifadelerini bağımsızlık senaryosu gündeme geldiğinde Türkiye'yi yumuşatmakadına kullanıldığı akıllara gelmektedir..[19]

Bağımsız bir Kürdistan'ın hala ABD çıkarlarına zarar verdiği ve Barzani'nin bağımsızlık söyleminin Maliki sonrası Irak'taki çıkarlarını sağlama almak için yapılan bir blöf olarak yorumlanmaktadır.[20] ABD'nin Kürt Bölgesinin bağımsızlığı fikrine uzak durduğunu, henüz böyle bir adımı desteklemeyeceği çıkarımını yapmak mümkündür. Ancak önümüzdeki dönemde Barzani'nin bağımsızlık konusunda adımlar atması beklenebilir. Dolayısıyla petrol anlaşmaları ve tartışmalı bölgeler Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi için oldukça önem taşımaktadır. Bu bağlamda Barzani'nin Ankara'ya daha fazla yakınlaşmak için adımlar atması beklenebilir. Bunun için de PKK konusunda işbirliği söylemleri artacaktır. Ancak PKK konusunda Barzani'nin güvenilir bir ortak olmadığını daha önce de gören Ankara'nın oldukça dikkatli olması gerekmektedir.

.

 

 


 

[1] "U.S. pushes Turkey to support Kurdish state in Iraq", 26 Mart 2012, http://pukmedia.co/english/77/kurdistan/282-u-s-pushes-turkey-to-support-kurdish-state-in-iraq

 

 

[2] Bu konuda bir yazı için bknz. French companies prefer Erbil to Baghdad, Intelligence Online, 25.04.2012, http://www.intelligenceonline.com/corporate-intelligence/2012/04/26/french-companies-prefer-erbil-to-baghdad,101188632-EVE-HOM

 

 

[3] John Hannah, "What Obama should say when Kurdistan's President Masoud Barzani visits", Foreign Policy, 2 Nisan 2012,http://shadow.foreignpolicy.com/posts/2012/04/02/advancing_us_kurdish_relations_deliverables_for_the_barzani_visit

 

 

[4] Çetiner Çetin, "Kürtlerden 'ellerin tetikten çekilmesini' isteyeceğiz", Yeni Şafak, 6 Nisan 2012, http://yenisafak.com.tr/Dunya/?t=06.04.2012&i=376564&k=d8

 

 

[5] "President Barzani launches US-Kurdistan trade association", Ak News, 4 Nisan 2012, http://www.aknews.com/en/aknews/2/299686/

 

 

[6] Yalçın Doğan, "Yeni kutsal hat Kürdistan'a çıkıyor", Hürriyet, 26 Nisan 2012, http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20422330.asp

 

 

[7] Barzani'den Maliki'ye diktatörlük suçlaması, Radikal Gazetesi, 9 Nisan 2004, http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1084403&CategoryID=81&Rdkref=6

 

 

[8] "Iraqi Kurdish leader accuses country's PM of 'dictatorship again '", Al Arabiya, 8 Nisan 2012, http://www.alarabiya.net/articles/2012/04/08/206289.html

 

 

[9] Ayrıntılı bilgi için bknz. Çetiner Çetin, "Erbil Bağımsızlık Yolunda mı?: Yeni Anayasa Çalışmaları", ORSAM, 16 Nisan 2012, http://www.orsam.org.tr/tr/yazigoster.aspx?ID=3417

 

 

[10] "Barzani: Irak'a F-16 satmayın", Hürriyet, 23 Nisan 2012, http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/printnews.aspx?DocID=20403445

 

 

[11] Genel Enerji Kuzey Irak'taki Tak Tak petrol sahasında önemli imtiyazlar elde etmesinin ardından 2011 sonlarında dünyanın en zengin ailelerinden Rothschield'lerin ve eski BP CEO'su Tony Hayward'ın şirketi Vallares ile ortak olmuştur.

 

 

[12] Alan Rawand, "Why is USA supporting a Kurdish state in Iraq's Kurdistan region ?" E-Kurd, 27.03.2012, http://www.ekurd.net/mismas/articles/misc2012/3/state6034.

 

 

[13] Suriye Kürtleri hakkında ayrıntılı bilgi için bknz. "ORSAM Rapor 111: SURİYE KÜRT MUHALEFETİNE ELEŞTİREL BİR BAKIŞ", ORSAM, 26 Mart 2012,http://www.orsam.org.tr/tr/raporgoster.aspx?ID=3364

 

 

[14] "Suriye Kürtleri Yol Ayrımında", Anadolu Ajansı, 25 Nisan 2012

 

 

[15] "Barzani Kerkük'ü resmen istedi", Milliyet Gazetesi, 25 Nisan 2012, http://dunya.milliyet.com.tr/barzani-kerkuk-u-resmen-istedi/dunya/dunyadetay/25.04.2012/1532698/default.htm

 

 

[16] Haşim Söylemez, "Barzani inisiyatif alıyor", Aksiyon Dergisi, 23 Nisan 2012,http://www.aksiyon.com.tr/aksiyon/haber-32400-barzani-inisiyatif-aliyor.html

 

 

[17]Selim Savaş Genç, "Barzani'nin Kürdistan'ı Ankara'nın nesi olur?", Aksiyon Dergisi, 23 Nisan 2012, http://www.aksiyon.com.tr/aksiyon/yazar-32392-barzaninin-kurdistani-ankaranin--nesi-olur.html

 

 

[18] Bknz. "Türkmelerden Kazancı'ya Büyük Tepki", Erbil Gazetesi, 23 Nisan 2012, http://www.erbilgazetesi.com/index.php?option=com_content&view=article&id=2117:tuerkmelerden-kazancya-bueyuek-tepki&catid=179:tuerkmeneli&Itemid=50

 

 

[19] İhsan Dağı, "PKK, Barzani'yi dinler mi?", Zaman Gazetesi, 24 Nisan 2012, http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1277974&title=pkk-barzaniyi-dinler-mi

 

 

[20] Emre Uslu, "Can Barzani declare Kurdistan's independence?", Today's Zaman, 25 Nisan 2012, http://www.todayszaman.com/columnist-278593-can-barzani-declare-kurdistans-independence.html

 

 

Sibel Kalemdaroğlu

sibelkalemdaroglu@gmail.com

Uzmanlık Alanları

Ortadoğu, Ortadoğu siyasi tarihi, Körfez ülkeleri

Biyografi

Sibel Kalemdaroğlu 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nde Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi’nde Araştırmacı olarak görev yapmaktadır.

İlköğretimin Arı Koleji, orta ve lise eğitimini TED Ankara Koleji’nde tamamladıktan sonra 1998 senesinde Bilkent Üniversitesi’ndeki lisans eğitimine başlamıştır. Uluslararası İlişkiler alanında lisans diplomasını 2003 senesinde aldıktan sonra Marka ve Patent vekili olarak çalışan Kalemdaroğlu 2010 yılından bu yana düşünce kuruluşlarında çalışmaktadır. 2012 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden yüksek lisans diplomasını aldıktan sonra yine aynı sene içinde Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde doktora çalışmalarına başlamıştır.

2011 Haziran ayından bu yana 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’ndeki görevine başlamıştır. Kalemdaroğlu’nun bazı makaleleri 21. Yüzyıl internet sitesi ve Dergisi’nde yer almaktadır.

Yabancı Diller

İngilizce KPDS : 90

Almanca (Başlangıc seviyesi)

İtalyanca (Başlangıç seviyesi)

Arapça (Başlangıç Seviyesi)

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display