Video konferans ile gerçekleştirilen oturuma katılan Yunan bakanlar Avrupa Birliği'nin sınırlarını korumaya çalıştıklarını, dünya basınında yer alan şiddet olaylarının 'Türklerin ortaya attığı iddialardan' ibaret olduğunu ifade etti.
Araştırmacı gazetecilerin elinde kanıtların olduğunu ifade eden bazı parlamenterler ise Avrupa Komisyonu'nu göreve çağırarak olayın araştırılmasını ve kınanmasını talep etti.
Öte yandan, Yunan bakanlar, Türkiye'ye geri dönüşlerin hızlandırılacağını belirtti. Halkı korumadan sorumlu Yunan Bakan Michalis Chrisochoidis, "Bizler Türkiye'den, Yunanistan'da iltica talebi kabul edilmeyen göçmenleri geri almasını istiyoruz. Bunun Avrupa Birliği yasaları doğrultusunda yapılmasını istiyoruz. Türkiye'ye bu soruyu yönelttik ancak cevap alamadık" ifadeleri ile durumu aktardı. Fakat bunun hukuk dışı olduğunu belirtmek gerekir. Zira “Sığınma, sınırlar ve göç ile ilgili Avrupa hukuku” belgesinde yer alan açıklamalardan anlaşılacağı üzere Yunanistan’ın bu tavrı insan haklarına aykırı olmanın yanı sıra AB hukukuna da aykırıdır.
“AB Sığınma Prosedürü Yönetmeliği göre sığınma mevzuatı kişinin karasuları ve transit bölgeler dahil, sınıra vardığı andan itibaren geçerlidir. Bu talepler için, tüzüğün 6. maddesinde, sığınma prosedürüne erişime dair detaylar sunulmaktadır. 6 (2). maddesi, devletlerin bireylere mümkün olan en kısa sürede başvuru yapabilmeleri için etkili bir imkân sağlamalarını zorunlu kılmaktadır. Yönetmelikteki güvenceler prosedüre ulaşılabildiği takdirde uygulanabilirler.
Açık denizlerdeki faaliyetler, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin yanı sıra Denizde Can Güvenliği (SOLAS) ve Arama ve Kurtarma (SAR) Sözleşmeleri ile düzenlenmektedir. Bu belgeler, denizde tehlikede olan insanlara yardım etme ve onları kurtarma vazifesi yüklemektedir. Bir gemi kaptanı, denizde kurtarılanları “güvenli bir yere” teslim etme yükümlülüğü taşır.”
Mart ayının başında Yunanistan ve Türkiye sınırında yaşanan gerginlik Covid-19 nedeniyle askıya alınmıştı ve bu konunun yeniden gündeme geleceği aşikar görünüyordu.
Avrupa Birliği Sınır Koruma Ajansı Frontex yetkilisi Fabrice Leggeri, Frontex'in geri dönüşler için Yunanistan'a yardımcı olacağını ifade etti.
Mart ayı başında yaşanan krizde Yunanistan sınırında insan hakları ihlal edilmiş, şiddet uygulanmış hatta ölümler meydana gelmişti. Oturuma katılan Yunan bakanlar ise şiddet olaylarına yönelik suçlamaları reddetti. Halkı korumadan sorumlu Yunan Bakan Michalis Chrisochoidis, "Sınırda şiddet olaylarının yaşandığı söylentileri Türklerin iddiasından ibaret, kimin bu haberleri yaydığı belli değil" diye konuştu.
AP üyeleri, Avrupa Komisyonu'nu insan hakları konusunda uyardı
Avrupa Parlamenteri Sophie İn't Veld, komisyonun şiddet olaylarını soruşturmasını istedi. Sophie İn't Veld, 'Sürekli bu soruyu tartışıyoruz, bu durumun kabul edilemez olduğunu defalarca tekrarladık. Komisyon harekete geçmeli zira bu AB'nin sorunudur. Genel anlamda sınırlarımızı korumak için yeni bir göç mekanizmasına ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı. Ayrıca, Türkiye-Yunanistan sınırında mart ayında yaralanan kişilerin isimlerini sayarak birçok mağdurun hala sessiz kaldığının altı çizildi. Araştırmacı gazetecilerin bu konuya değindiğini ve kanıt elde edildiği belirtildi.
Son olarak, Yunanistan’ın sığınmacıları Türkiye’ye gönderilmesi hızlandırma çabası, sorumluluktan kaçma isteğinin sonucudur. En başından beri yükü Türkiye’nin omuzlarında bırakma ve Türkiye’yi bu konuda hem ekonomik hem siyasi açıdan yalnızlaştırma çabası, hız kesmeden devam etmektedir.
Bilindiği üzre BM’nin Yunanistan’a sığınmacıları anakaraya yerleştirmesi konusundaki baskısının bu konu üzerinde etkisi olduğunu söylemek mümkündür. Adaların kapasitelerini aşan derecede sığınmacı barındırmasının ve sığınmacıların içinde bulundukları yaşam koşullarının kötü olması nedeniyle yapılan bu çağrı, Yunanistan’ı rahatsız etmiş olarak görünmektedir.
Kaynak: Euronews, Sığınma Sınırlar ve Göç ile ilgili Avrupa Hukuku El Kitabı, ss. 43-91, https://fra.europa.eu/sites/default/files/fra_uploads/handbook-law-asylum-migration-borders_tr.pdf
