Yemen’de Türk Karşıtlığından BM'nin Barış Çağrısına Son 24 Saat

Yazan  24 Haziran 2020

Yemen Milli Kurtuluş Hükümeti (YMKH) Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin al-Azizi Cumartesi günü paylaştığı tweet ile "Ülkemize yönelik herhangi bir Türk askeri müdahalesine karşı çıkacağız.

Anadolu Mezarlığı'nı ve büyük atalarımızın önderlik ettiği ve savaştığı korkunç savaşları hatırlayacağız" ifadelerini kullandı.[1]BAE'nin Dış İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Karkaş da Twitter üzerinden yayınladığı mesajda şu iddialara yer verdi: “Türkiye'nin mevcut stratejik ortamı tarihi hayallerinin tahakkuk bulması yönünde kullanması, hikmetten uzaktır. İzlenen politika, gelecekte Türkiye'nin çıkarlarını sağlamayacaktır.”[2]

Bu esnada uluslararası sulardaki Türk savaş gemilerinin Sokotra eyaletinin kıyılarına yaklaştığı iddia ediliyor.[3]

Öte yandan son iki ayda Birleşik Arap Emirlikleri’ne bağlı Güney Geçiş Konseyi ve Suudi Arabistan desteğindeki Mansur Hadi Hükümet güçleri arasında artan çatışmalar sonucu Yemen Güney Geçiş Konseyi, müstafi Mansur Hadi hükümet güçlerinin elinde bulunan bölgelere doğru harekete geçti.

Pratikte ülkenin Güneyinde bulunan Aden eyaletinde tam olarak kontrol sağlayan Yemen Güney Geçiş Konseyi, şimdi de Şebve, Ebyin ve Sokotra eyaletlerini ele geçirmeye ve bu bölgelerde de kontrolü sağlamaya çalışmaktadır. Yemen Güney Geçiş Konseyi daha önce de Aden bölgesinde müstafi Mansur Hadi hükümetine bağlı güçlere ait kurum ve kuruluşları ele geçirerek Yemen Güneyinde özerk bölge istediklerini belirtti.

Başka bir ifadeyle Yemen Güney Geçiş Konseyi, müstafi Mansur Hadi hükümetini iktidar rekabetinden devre dışı bırakmak ve ülkenin güneyinde yönetimi ve iktidarı tamamen elinde bulundurmak istiyor.

Bu çerçevede Yemen Güney Geçiş Konseyi son hareketlenmeleri kapsamında stratejik Sokotra adasında devlet kurum ve kuruluşları ayrıca garnizonların kontrolünü eline geçirmesinin ardından bu adanın merkezi sayılan Hadibu şehrine de saldırarak Sokotra adasını neredeyse tamamen eline geçirdi.

Görünen o ki Yemen Güney Geçiş Konseyi bir sonraki adımında Yemen’in Güneyinde bulunan Şebve eyaletini ele geçirmek isteyecektir. Çünkü bu eyalet petrol ve doğalgaz kaynakları açısından zengin bir bölge denebilir.

Güney Geçiş Konseyi Sokotra ve Şebve gibi doğal zenginliklere sahip bölgeleri ele geçirerek pratikte müstafi Mansur Hadi hükümetini de ekonomik açıdan daha fazla sorunlar ile karşı karşıya bırakmak ve iflasa sürüklemek istiyor. Son dönemde de görüldüğü gibi Yemen’in istifa etmiş hükümeti birkaç aydır devlet çalışanları ve askerlerinin maaşlarını bile ödeyemez hale geldi.

Burada önemli olan nokta ise Güney Geçiş Konseyi liderlerinin Suudi Arabistan başkenti Riyad’da bulunduğu sırada bu konseyin güçlerinin Mansur Hadi hükümet güçlerinin elinde bulunan bölgelere saldırması idi. Bu husus ise Güney Geçiş Konseyi’nin Birleşik Arap Emirlikleri’nin yanında Suudi Arabistan’ın desteğini de aldığını gösteriyor.

Bu doğrultuda Yemen’in Sokotra adası valisi Remzi Ahmed Said Mahrus ise Suudi Arabistan’ın öncülüğündeki Suudi Koalisyonu sert bir şekilde eleştirerek bu eyaletin tam da destek beklediği taraflarca ihanete uğradığını söyledi.

El Arabi El Cedid haber sitesi ise “Riyad’ın Yönettiği Yeni Ayaklanma” isimli yazısında ise bu hususta şu ifadelere yer vermiştir: “Artık Yemen’in istifa etmiş hükümetine karşı baş kaldıran ayrılıkçıların destekçisi sırf Abu Dabi değildir. Çünkü yeni silahlı baş kaldırış ve ayaklanma Riyad tarafından yönetilmektedir.”

Bu yüzden Yemen’in güneyinde müstafi Cumhurbaşkanı Mansur Hadi’nin rekabeti, Güney Geçiş Konseyine kaybettiği söylenebilir. Suudi Arabistan ise Birleşik Arap Emirlikleri ile arası açıldıktan sonra Mansur Hadi’ye desteklerini azaltıp Güneyde bulunan ayrılıkçılar ile Yemen’in parçalanması yönünde hareket etmeye başlamıştır. Nitekim Sokotra valisi de Suudi Arabistan’ın umursamazlığını bir ihanet sayıp bu eyaletin yakın zamanda kurtarılacağına vurgu yaptı. Ayrıca Al Masirah TV kanalının internet sitesinde yer alan bilgiye göre, Yemen Ulusal Kurtuluş Hükümeti Enformasyon Bakanı Zeyfullah eş-Şami, "Siyonist düşman stratejik konumundan ötürü Yemen'i bir tehdit olarak görüyor ve BAE kanalıyla kendisine burada ayak basacak bir yer bulmaya çalışıyor" dedi.

Şami, "İstifa eden Yemen hükümetinin unsurları ve Güney Geçiş Konseyi ile İsrail arasında irtibat kurulduğunu görüyoruz" ifadesini kullandı.[4]

Öte yandan El-Mesire TV kanalının bildirdiğine göre Sana'da Yemen Milli Kurtuluş Hükümeti dün yayınladığı bildiri ile Suudi koalisyon güçleri tarafından 15 yakıt tanker gemisine el konulması ve gemilerin Hudeyde limanına ulaşmasını engellemesinin ülkede insani facianın yaşanmasına sebep olacağını bildirdi.
Yapılan açıklamaya göre Yemen'de benzin ve dizel stokunun kriz aşamasına geldiği, mevcut yakıtın en hayati ihtiyaçları da karşılayamayacak düzeyde olduğu ve bu yüzden bazı sektörlerin kapanmasına sebep olabileceği ifade edildi.
Yemen petrol firması da yaptığı açıklamada mevcut durumdan Birleşmiş Milletler ve Suudi koalisyonun sorumlu olduğunu belirtti.[5]
Suudi güçler 90 günden beri Birleşmiş Milletler'den izin belgesi almasına rağmen 240 bin ton benzin ve dizel taşıyan 15 gemiye Cibuti açıklarında el koymuştur.
Cibuti'de Birleşmiş Milletler, Yemen Milli Kurtuluş Hükümeti'nin kontrolündeki limanlara giden yükleri kontrol ve onaylamak için büro açarak, böylece Yemen'e silah yaptırımının ihlal edilmemesini denetliyor.

Bunu takiben Yemen Silahlı Kuvvetleri Sözcüsü Seri, ordu ve gönüllü halktan oluşan güçlerin Suudi Arabistan topraklarında geniş çaplı bir operasyon düzenlediğini duyurdu. Seri, "Bu operasyonun detayları yakında açıklanacaktır" dedi.[6]

Ancak Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths, Yemen’de devam eden çatışmalara dikkati çekerek, taraflara şiddeti ve savaşı durdurma çağrısı yaptı.

BM Yemen Özel Temsilcisi Griffiths, Yemen’deki son duruma ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, devam eden çatışmaların Yemen halkının yaşam koşullarını daha da zorlaştırdığını vurguladı.

Çatışmaların taraflar arasında barışı sağlamayı amaçlayan BM destekli barış görüşmelerine ters olduğunu belirten Griffiths, “Bir kez daha tarafları çatışmayı durdurmak için ciddi adımlar atmaya, yapılan görüşmeler doğrultusunda BM ile iletişim kurmaya ve barışı sağlamaya çağırıyorum. Umarım ki Yemen’deki şiddeti ve acıyı fazlasıyla artıracak toprak kazanımı arayışlarından vazgeçerler.” ifadelerini kullandı.[7]

Griffiths, çatışmaların Yemen halkının umutlarını tükettiğini vurgulayarak, günlük yaşam mücadelesinin, ülkede büyük bir felakete yol açan COVID-19 salgınıyla mücadeleyi de zorlaştırdığına işaret etti.

Bu bağlamda Yemen Sağlık Bakanı Taha Mütevekkil yaptığı açıklamada, son haftalarda koronavirüsün yayıldığı bir sırada Suudi koalisyonun Yemen'de 300'den fazla hastane ve sağlık merkezini hedef aldığını kaydetti. Yemen Sağlık Bakanı, aynı sürede Suudi koalisyonun yüzlerce ambulansı da hedef aldığını, bu saldırılarda çok sayıda sivilin öldüğünü belirtti.[8] El Mütevekkil, Suudi koalisyon tarafından işgal edilen bölgelerde sağlık durumunu çok kötü ve korkunç olarak niteleyerek, bu bölgede yaşayan Yemenliler'in uygun sağlık hizmetleri alamadıklarını ifade etti.
Yemen Sağlık Bakanı, BM'nin oluşturduğu "Sağlık Hava Köprüsü"nun büyük bir yalandan ibaret olduğunu, şimdiye kadar Yemen'den sadece 50 hastanın yurt dışına götürüldüğünü sözlerine ekledi.

BM’ye göre, dünyanın en büyük insani krizlerinden birinin yaşandığı Yemen’de nüfusun yüzde 80’i insani yardım ve korumaya ihtiyaç duyuyor. Ancak Yemen'de barış yaratmak açısından İran ve Suudi Arabistan arasında bir anlaşmaya varmak önemlidir. Ayrıca anlaşmaya varmanın önünde pek çok engel olmasına rağmen, petrol fiyatlarındaki düşüş, geçici barış olasılığını güçlendiriyor. Bu hususta dün İran Lideri Ali Hamenei askeri danışmanı Tuğgeneral Hüseyin Dehgan Riyad'ın onaylaması durumunda, Suudi Arabistan'la önkoşulsuz müzakere ve görüşmeye hazır olduklarını belirtti.[9]Fakat bütün bunlara rağmen halihazırda görünen o ki Yemen’in Güneyindeki çatışmalar artacaktır.

 

 

[1]https://adengd.net/news/471052/

[2]https://middle-east-online.com/%D8%A7%D9%84%D8%A7%D9%85%D8%A7%D8%B1%D8%A7%D8%AA-%D8%AA%D8%AD%D8%B0%D8%B1-%D9%85%D9%86-%D8%A3%D8%B7%D9%85%D8%A7%D8%B9-%D8%AA%D8%B1%D9%83%D9%8A%D8%A7-%D8%A7%D9%84%D8%AA%D9%88%D8%B3%D8%B9%D9%8A%D8%A9-%D9%81%D9%8A-%D8%A7%D9%84%D8%B9%D8%A7%D9%84%D9%85-%D8%A7%D9%84%D8%B9%D8%B1%D8%A8%D9%8A

[3]www.irna.ir/news/83828009

[4]https://almawqeapost.net/news/51537

[5]https://www.jpnews-sy.com/ar/news.php?id=187681

[6]https://bawabaa.org/news/386470

[7]http://www.rasthaber.com/tr/haber/dunya/bm-den-yemen-deki-taraflara-ateskes-cagrisi-81297

[8]http://shiawaves.com/arabic/islam/22887-300-23

[9]http://boursepress.ir/news/154875

Köksal Taşkent

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
İran Araştırmaları Uzmanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display