Dışişleri Bakanlığının yaptığı açıklamada, Türkiye-Mısır arasında 5 Mayıs 2021’de Mısır’ın başkenti Kahire’de başlayan siyasi istişarelerin ikinci turu 7-8 Eylül 2021 tarihlerinde Ankara’da gerçekleşecek. Görüşme dışişleri bakan yardımcıları temsil seviyesinde olacak. Türk heyetine Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal, Mısır tarafına da Dışişleri Bakan Yardımcısı Hamdi Sanad Loza başkanlık edecek.
Siyasi istişarenin ilk turunda genel olarak ikili ilişkilerin geliştirilmesi konularıyla birlikte Libya, Suriye ve Irak'taki son durum başta olmak üzere bölgesel konulara değinilmiş, Doğu Akdeniz'de barış ve güvenliğin sağlanması üzerinde yoğunlaşılmıştı.
İkinci tur görüşmelerinde de ikili ilişkiler ve bölgesel konular üzerinde durulacağı öngörülüyor.
Görüşmelerin genel hatlarına bakıldığında, Türkiye ve Mısır için yeni bir dönemin başlayacağı açık. Özellikle geçmişten beri iyi ilişkilere sahip olan iki ülke, 2013 yılında Abdülfettah Sisi’nin askeri darbe sonucunda yönetimi ele geçirmesinden sonra ilişkiler askıya alınmıştı. Bunun nedeni, Türkiye’nin darbe hükümetlerine karşı diplomatik ilişkileri askıya alma politikası idi.
Normalleşmenin ilk etkilerinin Doğu Akdeniz meselesini etkileyeceği ortada. Türkiye ve Mısır arasında olası işbirliği durumunda Yunanistan’ı ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni (GKRY) zor koşullar bekliyor gibi gözüküyor.. Çünkü öncesinde Yunanistan ve Mısır Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) konusunda uzlaşıya varmış ve bu anlaşma GKRY’nin de çıkarlarına uymuştu. İki ülkenin bu konuda el sıkışması hem Türkiye’nin MEB politikasını olumlu etkileyecek hem de Mısır’ın Yunanistan ile imzaladığı anlaşmaya göre hidrokarbon bakımından zengin 12 bin kilometrekarelik bir alanın GKRY’den Mısır lehine alınması sağlanacak.
İkinci etki ise iki devletin ekonomik olarak ilişkilerinin gelişmesidir. Geçmişten beri iki devlet ticari anlamda doğal müttefik olmuşlardır. Özellikle Türkiye birçok müteahitini Mısır’daki inşaat ihalelerine katılmaları ve bu işleri üstlenmeleri için göndermiştir. Son olarak da Türkiye-Mısır görüşmelerinin, Türkiye’nin değerli yalnızlık politikasını terk ederek öncesinde sorunlu olduğu İsrail ve Suriye gibi bölge devletleriyle ilişkilerini yeniden normalleştirmeye çalışacak mı sorusunu akıllara getirebilir. Dahası Mısır’ın bölgedeki başat güçlerle olan ilişkilerindeki gerilimin azalması şansı da gözden kaçmamalıdır.
Özetle, bu görüşmeler iki devlet için de birçok anlamda kazanımlar fırsatı yaratmaktadır. Doğu Akdeniz çıkarları, ekonomik işbirlikleri ve bölgedeki ilişkilerin düzenlenmesi gibi örnekler mevzubahis kazanımları açıklamaktadır. Bu yüzden görüşmelerde normalleşme seviyesinin de üstüne çıkacak adımlar atılmalı ve ilişkilerin tekrardan başkanlık seviyesine gelmesi için gayret edilmelidir.
