Türkiye Menbiç ve Tel Abyad Düğümünü Aşabilecek mi?

Yazan  24 Temmuz 2019

Türkiye'nin Rus S-400 sisteminin ilk partisini teslim almasıyla eş zamanlı olarak 2018 Haziran ayından bu yana donmuş Menbiç anlaşması ve Tel Abyad stratejik beldesi ve Tel Rıf'at a ilişkin askıdaki dosyaları sona erdirmek için Fırat'ın doğusunda yeni süreç için hazır olduğunu duyurdu.

Güvenli bölge dosyasında son ABD-Türk temaslarını dönmesinden sonra Türkiye askeri olarak harekete geçti ve Rakka kenti kuzeyine Tel Abyad ve Ra's Al-Ayn'a bitişik bölgelere yeni takviye güçler gönderdi. Türk topçusu kuzey Halep kırsalında Pyd'ye ait mevzilere saldırdı. Bombardıman kuzey Halep kırsalında Mınnak beldesi ve Tel Rıf'at nahiyesinde Ayn Dakna köyü eksenleri üzerinde yoğunlaştı. Bu, uluslararası koalisyonu Menbiç kenti çevresinde ve Al-Sacur nehri boyunca yoğun devriyeler yürütmeye itti.
Türkiye, Rakka kentine bağlı en önemli beldelerden birisi olduğu için Tel Abyad'a büyük bir ilgi gösteriyor. Tel Abyad, Kobani ve Al-Cezire bölgesini ortalamasının yanı sıra Irak, Suriye ve Türkiye'yi birbirine bağlıyor ve muhalefet gruplarının bulunduğu bölgeler ile ayırıcı bir hat oluşturuyor. Bunun için SDG Özerk yönetim bölgelerini birleştirme amacıyla oraya sıkı sıkıya bağlı. Aynı nedenden ötürü Türkiye Menbiç'e ek olarak oradan SDG'yi kovma konusunda ısrar ediyor. Zira bu Suriye'nin kuzeyinde ve Irak'ta Kürt partileri arasında ilişkileri ve bağlantıyı kesme anlamına geliyor. Bunun gerçekleşmesi karşısında Türkiye Suriye ile Güney sınırından 20 mil derinlikte bir alana sahip olacak.

TÜRKİYE'NİN HAREKETİNİN NEDENLERİ?

Türkiye herhangi diğer bir oyuncudan önce Fırat'ın doğusunun düzenlemesi konusunda aşılması mümkün olmayan zor bir sayı olarak kendisini dikte ettirmek istiyor. Özellikle İran, ABD, rejim ve Rusya çıkarlarını ele geçirmek ve gerçekleştirmek için bölge evlatlarını kendi taraflarına çekmek için rekabet ediyorlar. Türkiye
İran'ın nüfuzunun küçültülmesi bahanesiyle köklü değişikliklerin yaklaşmasında konunun hassasiyetini ve bunun milli güvenliğini korumada özel beklentileri ile uygun düşmeyen yeni bir durumun dayatılması ile sonuçlanabileceğini hissettikten sonra
coğrafi yakınlık nedeniyle diğerlerinden daha fazla hakkı olduğunu düşünüyor.

HEDEF VE SONUÇLAR:

Türkiye, birkaç yabancı ülkenin bulunduğu bölgede bireysel bir askeri hareket yapamayacağını tamamen biliyor zira bu Tuğgeneral Ahmet Rahhal'ın söylediğine göre bölgenin tutuşmasına ve sonu olmayan savaşlara girmeye yol açabilir. Rahhal, Suriye'nin kuzey ve doğu bölgesinin nüfuz mücadelesine tabi olduğunu, bölge hakkında Hama ve İdlip'te Türk-Rus anlaşmazlığı, Tel Rıf'at'ta Türk-Rus çekişmesi bulunduğunu, Türkiye'nin önceden Tel Rıf'at istikametinde hareket etmek istediği zaman Moskova'nın da hareket ettiğini, Kürtleri desteklemek için üç gözlem noktası koyduğunu ve Türkiye'nin önünü kestiğini sözlerine ekledi. Güvenli bölgeye gelince, oranın ABD-Türkiye-Rusya çekişmesine tabi olduğunu bunun için yığma operasyonunun savaş olacağı anlamına gelmediğini ya belirli cepheleri desteklemek yada karşı tarafa belirli baskılar yapmak için geldiğini, Türkiye'nin gerek Tel Rıf'at ta olsun gerek Menbiç'te olsun gerekse de Fırat'ın doğusunda olsun savaşlar düzenlenmekte kendisini engelleyen askeri zayıflık pozisyonunda olmadığını sandığını ancak Türkiye'nin güç dengelerini dikkate alması gerektiğini, herhangi bir askeri harekatın uzlaşıyla olması gerektiğini, Tel Rıf'at ın kaderinin gerek askeri gerekse de siyasi çalışma ile olsun Rusya ve Türkiye arasındaki anlaşma ile sınırlı olduğunu, Fırat'ın doğusuna gelince: Türk-ABD uzlaşılarına tabi olduğunu, Türkiye'nin Hama çatışmaların da ABD'nin ÖSO gruplarına destek sunma da Türkiye'ye yeşil ışık yaktığında olduğu gibi ancak ortak uzlaşı ve yeşil ışıkla askeri bir harekat düzenlemeye kalkışabileceğini belirtti. Sonuç olarak, uzlaşıların askeri güçlerden daha yüksekte olduğunu, Fırat'ın doğusunda askeri harekatın ancak ABD ve Rusya'nın Türkiye ile uzlaşısı ile olacağını, işlerin Suriye dosyasının son sürece ulaşması nedeniyle tırmandırma değil yatıştırma yönünde gittiğini, şimdi herkesin bölgede yeni savaşların fitilini ateşleme aşamasında olmadığını belirtti.

 

Çeviri Yapılan Kaynak: https://geiroon.net/archives/157441

Turgut Adsız

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışmanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display