Türkiye 2018 yılı dış ticaretinin % 89’nu deniz yoluyla, ihracatının %39,2’sini, ithalatının %28,8’ini Akdeniz, ihracatının %20’sini ve ithalatının %18’inin Adalar Denizi (Ege Denizi) yoluyla gerçekleştirdiği, 1980 yılında 22,9 milyon ton olan deniz dış ticaret yükünün 2016’da 311,6 milyon tona yükseldiği, yılda yaklaşık 40.000 geminin İstanbul Boğazı’ndan geçtiği, Akdeniz’de her gün 4.000 adet geminin dolaştığı ve deniz ticaretinin %30’unun bu denizden yapıldığı denizlerimizle acaba ne kadar ilgiliyiz?
2018 yılı itibariyle dünya GSYH’sı 84,7 trilyon dolar olup Türkiye’nin payı %1,7, ihracatın payı %1, (GSYH payı satın alma paritesine göre hesaplanmıştır, M. Eğilmez) enflasyon %20,30, işsizlik oranı %13,5 büyüme %2,6, üretim ekonomisinin uygulanmadığı, ithalatın son 16 yılda %500 arttığı, çiftçiye verilmesi gereken desteğin ithalata yani yabancı ülkelerin çiftçilerine verildiği adeta iğneden ipliğe her şeyin ithal edildiği, Türk parasının bir yıl içinde %46 değer kaybettiği, nisan 2019 itibariyle açlık sınırının 2.107 TL, yoksulluk sınırının 6.863 TL olduğu, iftira ve kumpaslarla milletin göz bebeği olan Türk Ordusu’nun parçalandığı, yargının inisiyatif kullanma hürriyetinin askıya alındığı, ülkenin güneyinde, Suriye ve Irak’ta nelerin olacağının yıllardır belli olmadığı ve de 2018 İslami kriterlere uygunluk endeksinde 95. olan Türkiye’de bu duruma nasıl gelindi? Muhafazakâr bir toplum meydana getirme yolunda Cumhuriyet ilkelerinin ve Türk Töresi’nin unutturulmak istendiği ayan beyan ortadır. Bu meseleyi incelerken felsefe, bilim ve siyasetin ne olduğunu ve ne kadar etkili olduğuna kısaca değindikten sonra konuyu açmaya çalışalım.
Türkiye son dönemde, satın almak istediği silah sistemleri ile ilgili olarak, hiç olmadığı kadar dünya gündeminde yer almaktadır.
Basra Körfezinde yaşanan son gelişmeler medyada ABD-İran gerginliği veya krizi olarak verilse de aslında bu iki ülkeyi de aşan küresel bir krize dönüşmüş durumda.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Yunanistan'ın yeni Başbakanı Miçotakis'i daha ilk gayri seçim sonuçları medyaya yansır yansımaz kutlamıştı.
BP 2018 Haziran ayı raporunda 2017 yılı sonu verilerine göre dünyada üretilen petrol miktarı 4.387,1 milyar ton, üretilen doğalgaz miktarı 3.680,4 trilyon m3’tür. LNG miktarı da 393,4 milyar m3 olarak gerçekleşmiştir.
Fosil kaynakların kullanımı sonucu ortaya çıkan küresel ısınmanın önlenmesi ve bu kaynakların sınırlı oluşu bakımından endüstriyel olarak nükleer fisyon enerjisi ön plana çıkmaktadır.
Konu hakkında ayrıntılı bilgilere geçmeden önce dünya enerji kaynakları hakkında kısa açıklamalarda bulunalım.
Türkiye’nin elektrik kurulu gücü 2018 yılı Haziran ayı sonunda 87.138,7 MW iken 2019 yılı Haziran ayı sonunda %3.76 artarak 90.420,9 MW’a yükselmiştir.
Bu makale 400 Milyar TL Batık Kredi Yapılandırılması ile Türk Özel Sektörünün Yabancı Sermayenin Eline Geçmesinin Süreci Anlatılmaktadır.
Prof.Dr. Alaeddin Yalçınkaya - 18-05-2022
Rusya-Ukrayna Savaşı üzerinden derin stratejiler, büyük gıda krizi endişelerini gündeme getirmiştir. Hemen her kesimin kenarından köşesinden tehlikeye temas etmesi olumlu bir gelişmedir.
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü - 17 Mayıs 2022
Araştırmacı Yazar Duhan Alptürk İNCE
Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu - 16 Mayıs 2022
Jan Sibelius,en meşhur Fin bestecilerinden. Onun 1902 de tamamladığı ikinci senfonisi Finlandiya’nın kültürel uyanışına ivme vermiş, baskıcı Çarlık rejimine karşı isyanın yankısı olmuş ve yüreklerdeki bağımsızlık ateşini körüklemiştir.
Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu - 13 Mayıs 2022
Küresel ekonomide son bir yıldır enflasyon riskinde önemli bir yükseliş ortaya çıktı. Bunda salgın dolayısı ile hammadde, ara mal, sermaye teçhizatı ve nihayet tüketim mallarının sevkiyat, dağıtım ve tedarik süreçlerindeki…
Prof.Dr. Alaeddin Yalçınkaya - 09 Mayıs 2022
Rusya-Ukrayna çatışmasına odaklanmışken Çin'de tuhaf gelişmeler yaşanmaktadır. Cinping dönemiyle hızlanan, pandemi sürecinde olgunlaştırılan hazırlıkların hangi hedefe yöneldiği ciddi tahlil konusudur:Hızla silahlanma, enerji ve gıda stoklamaları, yeniden kapanma, yasaklar... Bir adım…