Bu sayfayı yazdır

Suriye'de Kriz Derinleşiyor

Yazan  01 Mayıs 2020

Suriye'nin İnsan Hakları Gözlemevi'ne göre, Suriye'nin en büyük ve en önemlilerinden biri olarak kabul edilen örgüt Hayat Tahrir al-Sham (HTŞ), Suriye ordusunun Halep'teki Dara Izza'ya girmesini engelledi.

Gözlemevi, Al-Katoura kontrol noktasında devriye gezen HTŞ'nin Türk askeri araçlarının bölgeye girmesini engellediğini aktardı. Gözlemevi’nin aktardığına göre, HTŞ Suriye hükümetinin kontrolündeki bölgelerle bir ticaret geçişi açmak istiyor.

Gözlemevi, HTŞ kamyonlarının Ma'ara al-Na'asan kasabası yakınlarındaki Suriye hükümet güçleri tarafından kontrol edilen bölgelere girmesini önlemek için Katian kasabasının kesiştiği yerde güçlü Türk kuvvetlerinin bulunduğunu belirtti. HTŞ üyeleri, Pazar günü Al-Nayrab köyünde tanksavar füzesi olan bir Türk zırhlı aracı hedef almasının ardından, Türk savaş uçakları ayrıca, ilk kez Pazar günü El-Nayrab yakınlarındaki HTŞ mevzilerini hedef alarak iki kişiyi öldürürken üç kişiyi de yaraladı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, iki tarafın çatıştığını ve tüm olasılıkların açık olduğunu yönünde açıklamalar yapıyor. Bu açıklamaya göre, HTŞ, Türkiye'nin M4 otoyolu planlarına ve Rusya ile olan anlaşmasına tepki gösteriyor.

Öte yandan, ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, ülkesinin Idlib'in Suriye hükümetinde ve oradaki Türk askeri operasyonlarında ateşkes için güçlü desteğini yineledi. Jeffrey, "Türk askeri harekatını kuvvetle destekliyoruz. Ateşkesi de şiddetle destekliyoruz. Türklerin orada terör örgütleri üzerinde baskı kurmaya devam etmesini umuyoruz" ifadelerini kullandı. Ancak ABD Türkiye'nin varlığını desteklerken, Suriye hükümeti sürekli olarak Washington ve Ankara'yı güçlerini ülkeden derhal çekmeye çağırdı. ABD ve Türkiye’nin terörle mücadele etmek için Suriye'de olduklarını, Washington'un ülkenin petrolünün kontrolünü ele geçirdiğini ve "aşırılık yanlılarının eline geçmeyeceğini" belirtti.

Son olarak geçtiğimiz gün, (30 Nisan) Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, BMGK üyelerine video konferans aracılığıyla seslendi. Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, BM Güvenlik Konseyi (BMGK) üyelerini Suriye’de kapsamlı bir ateşkes çağrısına destek vermeye çağırdı. Pedersen, 10 yıllık savaşın ardından gelecek bir kapsamlı ateşkesi kimin gözeteceği konusunda ABD-Rusya çekişmesine dikkat çekti. Covid-19 salgınıyla mücadelede tüm Suriyelilerin gerekli ekipman, ilaç, tedavi ve kaynaklara erişmesinin sağlanması gerektiğini vurguladı. Aynı zamanda tedarik konusunda daha kapsamlı bir çaba gösterilmesi talebinde bulunarak bu hususta hükümet, muhalefet ve diğer aktörlerle çalışmaya hazır olduğunu vurguladı.
Pedersen, siyasi yolda ilerlemeyi kolaylaştırmak ve ateşkes düzenlemelerini sürdürmek için Arap Birliği ile Avrupa Birliği’nin yanı sıra Türkiye, Rusya, İran ve ABD gibi ülkedeki aktörlerin dışişleri bakanlarıyla görüştüğünü de bildirdi. Pedersen, “Rusya, Türkiye ve ABD arasında ülkenin kuzeydoğusu hakkında varılacak olan ateşkes düzenlemelerinde kararlılık sürdürüyor. Ancak bu, hem kuzeybatı hem de kuzeydoğu Suriye'de kırılgan ve dengesiz bir sakinlik. Nitekim Suriye'de sürekli bir gerilim riski mevcut” dedi.

Değerlendirme:

Türkiye, 911 km’lik kara sınırı bulunan ve kuzeyinde çok fazla terör örgütünü barındığı ve bölgenin herhangi bir terör örgütü tarafından kontrol edilmesi, doğrudan Türk topraklarına tehdit oluşturduğu için Suriye’de etkin role sahiptir. Türkiye, çeşitli aktörlerle birlikte hareket ederek ateşkes, dolayısıyla barış ve güveni tesis etmek ve terör olaylarının önüne geçmek için çaba göstermektedir. Rusya ile birlikte yaptığı ortak devriyelerin de temel amacı da budur.
Fakat son birkaç yılda faaliyetlerini güçlendiren HTŞ, eski adıyla El Nusra terör örgütü, Türkiye’nin barışı tesis etmesini engelleme çabasında ve bu durum ise Türkiye’nin işini zorlaştırmaktadır. Rejim güçleri korunmaya çalışılan ateşkesi baltalamak için faaliyetler yürütürken, YPG/PKK’nın terör saldırıları da durmuş değil. Son olarak örnek vermek gerekirse geçtiğimiz günlerde YPG/PKK’nın Afrin’de gerçekleştirdiği terör saldırısında 40’ın üzerinde sivil hayatını kaybetti. Bölgede var olan insani kriz, Covid-19 sorunu da göz önüne alındığında her geçen gün daha da derinleşmekte.

Birleşmiş Milletlerin son yaptığı görüşmede ateşkes çağrısında bulunması, bölge için önemli bir adım fakat yapılan görüşmelerde Esad ile doğrudan diplomatik bir ilişki kurulmaması sorunun çözümünü tıkayan bir faktör olarak önümüze çıkmaktadır.

Kübra Ünlü

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü 
Suriye ve Göç Araştırmaları Uzmanı