Rusya Federasyonu Devlet Duma seçimleri 19 Eylül itibariyle sonuçlandı. Sandıktan, bir önceki seçime nazaran oy oranı düşen Vladimir Putin liderliğindeki Birleşik Rusya Partisi %49,85 ile yine birinci parti olarak çıktı. Seçimler, 2014 yılında Rusya tarafından ilhak edilen Kırım ve Sivastopol’da da düzenlendi. Seçimlerin uluslararası boyutlarda yankı bulmasının nedeni de seçimlerin bu bölgede de yapılması ve bunun sonucu bölgedeki seçimlerin tanınmama durumudur.
Konuyla alakalı ilk tepki Ukrayna’dan geldi. İlk olarak Ukrayna parlamentosunda bölgede düzenlenen yasa dışı seçimler kınandı. Bununla birlikte 318 milletvekili tarafından uluslararası kamuoyuna, uluslararası hukuku ihlal etmesinden dolayı, “Kırım’da ve Donbas Topraklarında Yapılacak Olan Rusya Devlet Duması Seçimlerini Tanımama Çağrısı” yapıldı. Ayrıca bölgede seçime katılım oranın %49.75 olması da Ukraynalı uzmanlarca Kırım Tatarları’nın sandığa güvenmemesi olarak yorumlandı.
Avrupa Birliği de bu seçimlerde Rusya’ya karşı tavır sergiledi. Yapılan açıklamada “Rusya'nın, Ukrayna'da hükümet tarafından kontrol edilmeyen Kırım, Donetsk ve Luhansk bölgelerini seçimlere dahil etme kararı, Minsk anlaşmalarının ruhu ve hedeflerine aykırıdır. AB, Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve bölgedeki egemenliğini desteklemeye devam ediyor.” ifadeleri yer aldı. Böylece Avrupa Birliği, bölgedeki Rusya hegemonyasına karşı Ukrayna ile ilişkilerini güvende tutma sürecini devam ettireceği beyan etmiş oldu.
Türk Dışişleri Bakanlığı da konuya ilişkin yaptığı açıklamada “ Rusya Federasyonu Devlet Duma seçimlerinin Kırım’daki sonuçlarının Türkiye açısından hukuki geçerliliğinin olmadığı” vurgulandı. Bu açıklamalardan sonra Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov bu açıklamalardan dolayı üzgün olduklarını ama görüş ayrılığı yaşanılan konularda durumlarını açıklayarak ilişkilerde yakınlaşma sağlayacaklarını ve Türk tarafı ile çalışmaya devam edeceklerine inançlarının tam olduğunu aktardı.
Konuya ilişkin genel tutumlar Rusya’nın aleyhine gözükmekte. Çünkü günümüzde bir devletin toprak bütünlüğünün bir başka devlet tarafında fiili olarak bozulduğu ve bu durumun diğer devletlerce tanınmadığı Kırım’da seçim yapmak uluslararası hukuka aykırıdır. Birleşmiş Milletler Antlaşması Madde 2/4 de bu konuda gerekli hükmü ilan etmektedir. Konuya bir başka açıdan bakıldığında da Kırım Tatarları’nın referandum onayıyla (ilan edilen oranlar esas alındığında) 2014 yılından beri ilhak altındadır. Lakin resmi referandum katılım oranı ve bölgedeki resmi seçime katılım oranına bakıldığında Kırım Tatarları’nın umduklarını bulamadıklarını anlamak zor değil. Özellikle son yıllarda Rus karşıtı gösteri yapan ve hatta karşı fikir beyan eden Kırımlıların tutuklanması gibi olaylar da bu oranı etkilemiş olabilir. Konuya ilişkin uluslararası kurumların da görüşleri ve bu aleyhteki duruşun Rusya tarafından nasıl karşılanacağı da merak konusudur.
Kaynak: Anadolu Ajansı, Euronews, Kırım Haber Ajansı
