Bu sayfayı yazdır

Rusya-Almanya Yakınlığı Tekrarlanabilir mi?

Yazan  23 Haziran 2021

Yazan: İlayda ALACA

Rusya ile Almanya arasında kraliyet dönemine dayanan köklü ilişkiler vardı. Bu durum milliyetçiliğin yükselişe geçtiği Nasyonal Sosyalizm döneminde iki ulusu birbirine düşman etti. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Almanya ikiye bölündü. Doğu'da "Rus-Alman dostluğunun vurgulandığı bir devlet. Batı'da ise Rusların ilerleyişinden duyulan tedirginlik. Artık bu iki ülke NATO ile Varşova Paktı adlı iki ittifak bünyesinde karşı karşıya gelmişti.İki ülke arasındaki ilk adımı 1960'lı yılların sonlarında dönemin Başbakanı Willy Brandt attı. Dikkatli bir politik çizginin takip edildiği bu yıllarda, Rus- Alman ilişkilerinde hafif bir rahatlama görüldü. 1970 yılında imzalanan Moskova Antlaşması Avrupa'nın İkinci Dünya Savaşı sonrası gerçeğinin tescili olup, 1973'de dönemin Komünist Parti lideri Leonid Brejnev'in Almanya'ya gelmesinin de önünü açtı. Sovyetler Birliği, Almanya ile ilişkilerdeki rahatlama dönemini daha fazla silahlanma için fırsat bildi. Gorbaçov, Doğu Almanya Cumhuriyeti'nin 40'ncı kuruluş yıldönümü kutlamalarının yapıldığı 7 Ekim 1989 günü, "tehlike, hayata ayak uyduramayanların karşılaştığı bir durumdur" uyarısında bulundu ve ünlü "hayat geç kalanı cezalandırır" tespitini yaptı.Rus-Alman ilişkileri 1990 ila 2000 yılları arasında köklü yapısal değişikliklere uğramıştır. Bu değişikliklerin en belirgin özelliği ise iki ülke ilişkilerinde tarihsel nedenlerden kaynaklanan sıra dışı durumun normalleşmeye başlamasıdır. Berlin, 1990’ların başında Moskova’ya, iki Almanya’nın birleşmesine giden yolu açtığı için minnettarlık duymaktaydı. Almanya, topraklarında konuşlandırılmış olan önemli sayıda Rus askerinin varlığından dolayı, 1994 ortalarına kadar Rusların milli gururunu okşayıcı davranışlarda bulunuldu. Alman Hükümeti, Rusya’yı Almanya’daki askerlerini hızla çekmesi karşılığında uluslararası kuruluşlar nezdinde desteklemiştir. Rus-Alman ilişkilerine hamasi duyguların hâkim olduğu bu dönemde, Berlin, Moskova’ya hem finansal destek vermiş, hem de ekonomik işbirliğini geliştirecek altyapı faaliyetlerine girişmiştir. Aynı dönemde Almanya, Rusya’ya uluslararası kuruluşlarla işbirliğini geliştirme konusunda; Rusya ise Almanya’ya Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne daimi üyelik hususunda destek vermiştir. Rus dış politikasına 1994’ten itibaren çok kutupluluk hâkim olmaya başlayınca, Rus-Alman ilişkilerinde soğuma dönemi başlamıştır. Ağustos 1998’de Rusya’da meydana gelen ekonomik kriz Rusya ile Almanya arasındaki ekonomik ilişkileri derinden etkilemiş, ancak 2000’de Hermes garantilerinin tekrar yürürlüğe girmesiyle iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler yeniden canlanmıştır. Vladimir Putin’in iktidara gelmesiyle birlikte Rus-Alman ilişkileri yeni bir evreye girmiştir. William Symser’e göre, bu dönemde Almanya’nın uluslararası önemi arttığı için Putin, Rusya’yı kalkındırma planına Almanya’yı dâhil etmiştir. Almanya’nın bu plan uyarınca Rus ekonomisinin gelişmesine ve Rusya’nın uluslararası arenada şan ve şöhret kazanmasına yardımcı olması öngörülmüştür. Rusya ve Almanya arasındaki olumlu ikili ilişkilere rağmen, iki ülke arasında anlaşmazlık noktaları da yok değildir. Almanya ve Rusya arasındaki sorunlardan ilki, Moskova’nın Rusya Almanları için Volga Bölgesi’nde devlet kurma fikrinden vazgeçmesidir. İkinci anlaşmazlık noktası ise, İkinci Dünya Savaşı ve sonrasında Rusların savaş ganimeti olarak ülkelerine götürdükleri Alman Kültür Mirası’nın geri iade edilmemesidir. Diğer sorunlar ilk ikisine göre daha ikincil bir rol oynamaktadır. Bu sorunlar arasında Rusya’nın nükleer silah yapımında kullanılan maddeleri Almanya’da yakalatması ve Almanya’nın Kaliningrad’ta konsolosluk açma fikrine Rusya’nın sıcak bakmaması bulunmakta. Rus-Alman kültürel ilişkilerinin yumuşak karnını ise, İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında savaş ganimeti olarak Rusya’ya götürülen sanat eserleri oluşturmaktadır.1990 yılında imzalanan Rus-Alman Dostluk Anlaşması gereğince bu eserlerin geri verilmesi gerekirken Rus Hükümeti bu eserleri iade etme hususunda pek istekli olmamıştır. Bunun nedeni Rusya’nın söz konusu eserleri Nazi Almanya’sına karşı galibiyetinin bir nişanesi ve Rusya’dan Nazilerin götürdükleri eserlere karşı bir misilleme olarak görmesidir. Moskova, uzun süren tartışmalardan sonra Rusya Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bir karara dayanarak, bu eserlerin Rusya’nın malı olarak kalacağını, fakat gerekli görülen durumlarda geri iade edilebileceğini tüm dünyaya duyurmuştur.

Rusya 1990’lı yıllarda Almanya’nın dış ticaretinde önemli bir rol oynamamış olsa da, Alman ekonomisi söz konusu dönemde Rusya’ya büyük bir önem vermiştir.Alman girişimciler herşeyden önce Rusya’ya modernleşme konusunda yardım etmek istemektedir. Bunun nedeni refahını artırmış 150 milyonluk bir Rusya’nın büyük bir pazar oluşturacağıdır. Rusya hammadde zengini bir ülke olarak, Almanya’nın enerji ihtiyacını karşılamada kilit role sahip ülkelerden biridir. Rusya Devlet Başkanı Putin de iktidara geldikten sonra ilk olarak bir Alman iş adamı grubunu kabul etmiştir. 1990’ların sonunda Rusya’da yaklaşık 1.800 Alman iştirakli şirket faaliyet göstermekteydi. Rusya’da Alman yatırımlarının önündeki engelleri bertaraf etmek için büyük bir mücadele veren Alman Hükümeti, 1996 yılında Rus Hükümeti ile çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması yapmıştır. Almanya bu anlaşma ile sadece ekonomik ilişkileri olumsuz etkileyen bir durumu ortadan kaldırmakla kalmamış, aynı zamanda kendi girişimcilerinin Amerikan rakipleriyle aynı statüye sahip olmasını da sağlamıştır. Almanya enerji alanındaki projelerle Rus-Alman ilişkilerine canlılık getirmek istemiştir. Rusya’da Alman firmalarının yatırım yaptığı bir diğer alan ise gıda ve süt endüstrisidir.

Bunca zaman birçok alanda ilişkileri iyi olan Almanya ve Rusya’nın arasında elbette çatırdamalar oldu. Hatta Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, "Rusya ve Almanya arasında açık yaralar var. Kırım'ın ilhakı ve Ukrayna'nın doğusundaki çatışmalar, ikili ilişkilerimiz üzerinde yük olmaya devam edecek" demişti. Putin ise iki ülke liderinin tüm siyasi engellere rağmen ikili ilişkileri geliştirme konusu üzerinde çalışma niyetinde olduğunu belirtmişti. Eski bir Çeçen milis liderinin, Rusya destekli olduğu düşünülen bir suikastçi tarafından Berlin'de öldürülmesi de Almanya ile Rusya arasında gerilime neden olan konulardan biriydi. Bunun üzerine Almanya hükümet, ülkedeki iki Rus diplomatı sınır dışı etme kararı aldı.

Uzun bir tarihi geçmişe sahip olan Rus-Alman ilişkilerinin iki kutuplu dünya düzeninin ortadan kalkmasıyla birlikte, önemli bir yapısal değişikliğe uğradığı aşikar. İki ülkenin birbirine yakınlaşması tamamen karşılıklı fayda ilkesine dayanmaktadır. Yeltsin döneminde iki ülke ilişkileri, özellikle kültür ve ekonomik işbirliği alanlarında önemli birçok gelişme sağlanmıştır. Küreselleşen dünyada, dış politikada kültürün öneminin giderek arttığı göz önünde bulundurulduğunda, çok iyi düzeye gelen Rus-Alman kültürel ilişkilerinin iki ülkeyi birbirine daha da yakınlaştıracağı söylenebilir. Savaş ganimetleri hususunda her iki ülkede sürdürülen tartışmalar, kültürel alandaki ilişkileri uzun vadede olumsuz etkileme gücüne sahip değildir. Çünkü Rus-Alman ilişkileri kültür alanında sağlam temellere dayanmaktadır.Büyük Vatan Savaşı'nın başlangıcının 80. yıldönümü olan Anma ve Keder Günü'nde Putin, Almanya Başbakanı Angela Merkel'le telefon görüşmesi yaptı. Putin ve Merkel, Alman tarafının inisiyatifiyle telefon görüşmesi yaparak Nazilerin başlattığı savaşı konuştu. Merkel, Nazi rejimi tarafından başlatılan savaşın getirdiği sayısız sıkıntı ve acı için duyduğu üzüntüyü dile getirirken her iki taraf da o yıllarda yaşanan trajik olayların tarihsel hafızasını korumanın önemini vurguladı.Liderler, Rus ve Alman halkları arasındaki karşılıklı düşmanlığının aşılmasının ve uzlaşma sağlanmasının savaş sonrası Avrupa'nın kaderi için kilit önem taşıdığını belirtti. Putin ve Merkel, günümüzde de ortak anakaranın güvenliğinin ancak ortak çabalarla mümkün olduğunu vurguladı.Taraflar, kişisel temasları sürdürmeyi kararlaştırdı. Bu görüşmenin ardından zamanında oldukça iyi ilişkileri olan Rusya ve Almanya yeniden yakınlaşıp ortak çıkarlar doğrultusunda hareket edebilir mi sorusu akıllara geldi. Bence Rusya’nın ABD ile ilişkilerinin daha ılıman hale gelmesi birçok ülkenin de çekinmeden Rusya’ya adım atmasını sağladı. Rusya’nın Avrupa ile kapsamlı işbirliği tesis etmekten yana olduğunu belirtirken güvenlik, stratejik istikrar, sağlık hizmetleri, eğitim, dijitalleşme, enerji, kültür, bilim, teknoloji, iklim ve çevre sorunları gibi karşılıklı olarak ilgilendiren birçok işbirliği alanı olduğunu söyleyen Putin, işbirlikleri kurarak Avrupa’daki Rus düşmanlığını azaltmaya yönelik bir barış çubuğu gibi görünmekte. Özellikle dünyanın dinamiklerinin bir şekilde değişip yeni tehditlerle karşılaştığını vurgulayan Putin’in, geçmişin yüklerini yanlarında sürükleyemeyeceklerini belirtmesi Rusya’nın ilişkilerinin pek de iyi olmadığı Avrupa ülkelerine bir göz kırpma mı? Rusya-Almanya ilişkilerinin Avrupa’daki pek çok konuyu etkileyeceğini düşünüyorum tıpkı Putin-Biden görüşmesinin etkilediği gibi…

Kaynakça:

https://www.dw.com/tr/almanya-rusya-ili%C5%9Fkilerinin-tarihsel-arka-plan%C4%B1/a-4491082

https://fikirturu.com/jeo-strateji/rus-alman-iliskilerinde-buyuk-kirilma-bedelleri-ne-olabilir/

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-50686095

https://tr.sputniknews.com/rusya/201710251030750486-putin-rusya-almanya-ikili-iliskileri-gelistirmeye-hazir/

https://www.almanyabulteni.de/politika/almanya-rusya-iliskileri-yarali

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/715921

https://tr.sputniknews.com/rusya/202106231044796704-putin-ve-merkel-buyuk-vatan-savasiyla-ilgili-tarihsel-hafizanin-korunmasinin-onemini-vurguladi/