Bankalarında biriken kara paraya dayalı tasarrufları Yunan devlet bonosuna yatırınca iflasa sürüklenen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, henüz çıkarılmamış doğalgaz ve petrolüne ipotek koydurmuştu. Şimdi ise 1960'ta Kıbrıs Merkez Bankası'na alınan 14 tonluk altın rezervini satışa çıkarıyorlar. İşte bugün artık müzakerelerdeki teknik komitelerin önemi ortaya çıkıyor. Zira hem hidrokarbon kaynaklarında hem de tüm diğer kamu kaynaklarında Türklerin de payı var. Bunların mahsuplaşmasının yapılması gerekiyordu. Rumlar, 1983'de boşanmayı, 2004'de de yeniden birleşmeyi reddettiler. Ayrı evde yaşanıyor olabilir ama hala mal paylaşımı sorunu var. Bugünkü pozisyonda ise açık bir mal kaçırma durumu var. Bu nedenle acil bir şekilde konunun gündeme taşınması, Türklerin haklarının korunması ve kayıt altına alınması gerekmektedir. Hatırlatılmalı ki 1956'da İngiliz Yönetimi tüm kamu mallarında ve zenginliklerinde Türklerin de hakkı bulunduğunu kabul etmiş ve kayıt altına almıştı. Buradan yola çıkan ve bugüne dek müzakerelerde alınmış kararlara dayanan acil bir eylem planı yapılması gerekir.