Şu anda belki de Münbiç’e yönelik bir harekât olur mu sorusunu cevaplamak için oldukça erken. Türkiye’nin öncelikle Zeytin Dalı Harekâtını tamamlayarak bölgede kontrolü tamamen yerel güçlere bırakması ve bu dönem içerisinde aktör ülkelerle diplomasi faaliyetlerini sürdürmesi, devamında ise Münbiç’e yönelik bir harekâtın yapılması üzerine yoğunlaşılması gerekiyor. Şunu söylemek gerekir ki Afrin’de Rusya, Münbiç’de ise ABD kontrolü söz konusu. Yapılan açıklamalardan ABD’nin Münbiç’i bırakma niyetinde olmadığını da görüyoruz. Bununla birlikte Münbiç’in bir Arap yoğunluklu bölge olduğunu ve bölge halkının PKK/PYD terör örgütü faaliyetlerinden rahatsız olduğunu da biliyoruz. ABD’nin asıl amacının Fırat Nehri doğusunda bir “PKK Devletçiği” kurma projesi, bu bölgede terör örgütü elemanlarından silahlı güç yaratma hamlesi ve bölgenin “istikrara” kavuşturulması adına diplomatik adımlar atması da göz önüne alındığında; akla Münbiç’in Fırat batısında Türkiye’ye karşı bir koz olarak tutulduğu geliyor. Bu koz da muhtemelen ABD tarafından son bir haftada yapılan “Güvenli Bölge” aldatmacası ile ilgili. Yani ABD stratejik aklı, Türkiye’yi Rusya politikalarından uzaklaştırmak, Fırat doğusunda oluşturduğu terör devletçiğini koruma altında tutmak, bununla birlikte aynı zamanda Fırat batısında da söz sahibi olabilmek için ortaya attığı “Güvenli Bölge Kandırmacası” için Münbiç’i adeta “bir ileri karakol gibi” elde bulundurmak istiyor. Ancak ilerleyen Zeytin Dalı Harekâtının tamamlanmasının ardından, İdlib’de çatışmasızlık bölgesinin oluşturulmasına odaklanılacağı bununla paralel olarak da Münbiç’e yönelik bir harekât olasılığının daha da sık dillendirileceği görülüyor. Burada Türkiye’nin karar vermesi gereken iki seçenek mevcut: Birincisi; Münbiç’deki ABD askeri varlığına rağmen bu bölgeye bir harekât düzenlenmek ikincisi ise; ABD askerlerinin çekilmesine yönelik bir diplomasi yürütülerek ardından bu bölgeyi ele geçirmek. Bu kararın hangi yöne doğru evrileceğini zaman içerisinde bölgede söz sahibi ülkelerin tutumları ile Afrin’de devam eden harekâtın seyri ve sonuçlarının belirleyeceği öngörülmektedir. Son olarak ise hem Afrin hem de Münbiç’in Fırat’ın batısında kalan önemli kritik bölgeler olduklarını ancak asıl tehdidin ve PKK/PYD varlığının Fırat doğusunda bulunduğunu, Afrin ve Münbiç’le ilgilenirken Fırat Nehri doğusunun ıskalanmaması gerektiğinin de altını çizmek gerekiyor.