Beyrut Limanı'ndaki patlama Lübnan'da istifaları arka arkaya getirmişti. Ülkede dün ve bugün gelen haberlerde Adalet Bakanı, Maliye Bakanı, Enformasyon Bakanı ve Çevre Bakanı, Başbakan Diab'ın kararını beklemeden istifa etmişti. Bunun dışında toplam 6 milletvekili de görevini bırakmıştı. Geçtiğimiz günlerde tarihin en büyük patlamalarından biriyle sarsılan ardından da hükümete dönük protestolarla gündeme gelen Lübnan'da istifa dalgası yaşanıyordu.
Hükümetin istifa edeceği ve bakanların tamamen görevlerini bırakacağı iddiaları gündeme taşınmıştı.
Dün Lübnan Cumhurbaşkanı Michel Aoun ile görüşen Lübnan Başbakanı Hassan Diab, hükümetin istifasını sundu ve tüm bakanlar görevlerini bıraktı. Açıklamayı Lübnan Sağlık Bakanı yaptı. Lübnan Sağlık Bakanı'nı Beyrut'taki patlama sonrasında gerçekleşen hükümet karşıtı protestoların ardından Başbakan Hasan Diyab hükümetinin istifasını sunduğunu aktardı.
Diab hükümeti, bir sonraki hükümet kurulana kadar sorumlu olacak. Diab, Lübnan'daki mevcut durumdan yozlaşmış siyasileri sorumlu tutarak onları ülkesindeki reformlar için işbirliği yapmadıkları şeklinde nitelendirdi.
Gerçek ve yapısal reformlar, hükümetin istifası ve Hizbullah'ın silahsızlandırılması protestocuların temel talepleri arasında yer almıştır.
Ancak Lübnan’ın Sanayi Bakanı İmad Hubbullah, hükümete ve bakanlara istifa çağrısı yapanlar ülkeyi karanlığa sürüklemek ve sonuçta ecnebi müdahalesine zemin oluşturmak ve özellikle Beyrut patlamasının soruşturma sürecini engellemek istediklerini vurguladı.
Görünen o ki, Amerika ve Fransa ise Suudi Arabistan ve BAE ile beraber hareket ederek Lübnan eski Başbakanı Saad Hariri liderliğindeki 14 Mart hareketinin katılımı ile Beyrut patlamasını siyasileştirerek Hasan Diyab hükümetini devirip Hizbullah'ı bu olayda suçlu gösterip yeni hükümet kurulması için zemin hazırlamak istiyorlar.
Öte yandan son iki yılda Lübnanlı göstericiler, ekonomik durumu ve hükümetin kötü yönetimini protesto ederek zaman zaman Hizbullah ve İran aleyhine de sloganlar attılar. Ancak uluslararası haber ajanslarına ve medya kuruluşlarına göre, Hizbullah'a yönelik öfke son günlerde yeni boyutlar kazandı.
Bu bağlamda İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi yaptığı açıklamada “Kaza büyüktü ve insanların içerlemesi ve bunun yansımalarının olması doğal. Ancak bazı kişilerin, grupların ve ülkelerin bu olayı siyasi amaçlarına ulaşmak için bir bahane haline getirmeye çalışması kabul edilemez ve görünen o ki, özellikle dışarıdan kışkırtma amaçlarını gerçekleştirmeye çalışan bazı kimseler bulunuyor” ifadelerini kullandı.
Bütün bunlara rağmen Fransa, Washington'un esas hedefi olan Lübnan'da Hizbullah hareketini zayıflatıp, Batıcılar'ın konumunu güçlendirme doğrultusundadır. Ayrıca Hizbullah'ın silahları ve gizli roketlerinin yarattığı tehlikeler, kamuoyundaki tartışmaların merkezinde yer alarak Hizbullah'ın pozisyonu üzerinde olumsuz bir etki yarattı.
Son olarak, eski Lübnan Başbakanı Saad Hariri'nin hükümeti kurmak için yeniden seçilme ihtimali var. Bu mesele, özellikle Hariri'nin belirli şartları varsa ciddi müzakereler gerektiriyor.
