Lavrov, "Meslektaşımız Sayın Stoltenberg, Rusya'nın Rusya-NATO Konseyi'nde çalışmayı reddettiğini açıklıyor. Çalışmayı reddetmiyoruz, sadece orada oturup Ukrayna'yı duymak istemiyoruz diyerek devam eden Lavrov, NATO’nun Ukrayna ile hiçbir ilgisi yoktur ve Rusya-NATO Konseyi’nin toplanmasını teklif ederken her zaman Ukrayna’nın ilk mesele olduğunda ısrar ederler. Birkaç kez oturup dinledik, bunu hepimiz biliyoruz. Bu nedenle, Helsinki'de imzalanan çok kapsamlı güvenlik anlaşmasını kurtarmak için ordu arasındaki bağlantıları yeniden kurmayı önerdik. Ama reddediyorlar, "dedi
Lavrov, Rusya Federasyonu sınırlarına kadar NATO’nun askeri altyapının böylesine istikrarlı bir şekilde genişlemesi dikkate alındığında, bu gelişmeler (sorunlar) şu anda Avrupa'nın gündemindedir.Baltık ülkeleri ve Norveç'teki varlığını dikkate alarak, AGİT'in yine de Rusya ile NATO arasındaki anlaşmaları teşvik etmek için Avrupa'daki askeri-politik durumdaki sorumluluğunun farkına varmasını öneriyoruz ”dedi. NATO, bir anlaşmaya varma önerisi de dahil olmak üzere, önerdiğimiz askeri güven önlemlerini tartışmayı bile kategorik olarak reddediyorlar, en yakın olanın mesafesini kararlaştırmak için tatbikatların temas hattından kararlaştırılan bir mesafeye çekilmesini tartışmayı reddediyorlar."
Baltık Denizi üzerindeki Rusya-NATO mücadelelerin incelenmesinin, beş esas nokta üzerinden yapılması uygun olacaktır. Rusya’nın Baltık Denizine çıkışı, Rusya’nın Avrupa içlerindeki toprağı Kaliningrad’ın durumu, Belarus’taki gelişmeler ve Arktik bölgesinin giderek artan önemidir. Bunlardan daha önemlisi ise, Avrupa’ya ulaşan enerji hatlarıdır.Büyük mücadelenin temelinde Enerji hatları ve ekonomik konular var ve bunların ortaya konulması ile mücadeleler de daha kolay anlaşılabiliyor. Ötesi ABD’nin Polonya’daki tertiplenmesi ile Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan/Dedeağaç konuşlanması ve Karadeniz’deki faaliyetlerinin de Baltık Denizi ile birlikte değerlendirilmesi yatmaktadır.
Öte yandan, Karadeniz, Soğuk Savaş döneminde Sovyet denizi iken, giderek bir Avrupa denizi haline dönüşmeye başlar ve Rusya, Karadeniz’de önemli limanları kontrolünden çıkarmıştır. Özellikle Bulgaristan ve Romanya’nın NATO üyelikleri sonrasında Rusya’nın nüfuz alanından çıkmış olmaları Karadeniz’i Doğu-Batı arasında kutuplaşmaya yol açmıştır. Karadeniz’in Rusya’nın kontrolü dışına çıkması bölgesel ve küresel dengeleri fazlasıyla değiştirecektir. Özellikle NATO’nun Ukrayna, Gürcistan ve Azerbaycan’ı içine alacak bir genişleme dalgasını gerçekleştirebilmesi durumunda Hazar petrollerinin Rusya üzerinden değil de Azerbaycan ve Gürcistan üzerinden taşınması olasılığı nedeniyle Rusya’nın bölgedeki egemenliğini zayıflatabilir. Bu planı öngören Rusya, bölgede askeri ve siyasi varlığını giderek güçlendirmeye ekonomik ve askeri gücünü bölgede tekrar hissettirmeye çalışmaktadır. NATO’nun daha uzun süreçteki genişleme hedefi Merkezi Asya/Türkistan ve Kafkasya’dır. NATO’nun Orta Asya’ya doğru genişlemek istemesinin nedeni bu bölgedeki zengin yer altı kaynaklarıdır.
Kaynak: tass;
https://www.nato.int/docu/review/tr/articles/2016/03/17/nordik-baltik-boelgesinin-guevenligi/index.html
https://www.ayk.gov.tr
