Katar ve Sudan Türkiye'ye, Yunanistan ve GKRY S.Arabistan'a

Yazan  03 Ocak 2018

Bu yazının başlığı 28 Aralık 2017'de Suudi Arabistan medyasının önemli gazetelerinden Okaz'da yayımlanan ve "Üsse karşılık üs; Sudan size Yunanistan bize" şeklinde çevirebileceğimiz yazıdan esinlenilerek yazıldı. Okaz gazetesi 11 Aralık'ta da muhabirinin Kandil'de terörist elebaşlarından Rıza Altun ile yaptığı röportajı yayımlamıştı. Röportajda terörist elebaşı PKK'nın Dışişleri bakanı olarak tanıtılıp PKK'nın reklamı yapılmıştı. Suudi basınının Suudi sarayından habersiz bu tür röportaj ve makaleler yapamayacağı herkesin malumu olduğunu belirtip 28 Aralık tarihli makaleden önemli bölümleri özetleyelim. Makalede Riyad'ın ne zaman isterse güvenliğini sağlamak için stratejik seçeneklerini genişletebileceği belirtiliyor. Bu kapsamda da Ukrayna ile silah yapımında ortaklıklar yaptığı, Ermenistan, Bulgaristan, Yunanistan, Rumlar ve son olarak Kürdistan ile savunma ilişkileri ve o ülkelerde askeri üsler kurmaya muktedir pozisyonda olduğu iddia edilmektedir. Bölgede Türk politikasının yakalandığı gurur ve aceleciliğin S. Arabistan'a uzun vadede caydırıcılık mekanizmasını geliştirmesine imkan sağlayacağı da ifade ediliyor. S. Arabistan'ın Katar'ı izole ettiği, gücünü nötürlediği, sadece Türk ve İran silahlarını alan pozisyona dönüştürdüğü belirtilip ambargodan sonra herhangi bir Katar hava gücünün Katar'dan kalkış yapamadığı iddia ediliyor. S. Arabistan'ın etki alanındaki bölgeyi ona karşı durmaya zorlayan Türk politikası gözden geçirildiğinde ise Türkiye'nin S. Arabistan çevresinde kurduğu askeri ablukanın etkisi olmayacağı ifade ediliyor. Makalede Türkiye'nin Somali'de büyük askeri üssü olmasına rağmen Yemen'de Suudi Arabistan liderliğinde yürütülen Kararlılık Fırtınası Operasyonuna katılmayı reddettiğine dikkat çekiliyor. Buna karşılık Suriye'deki güvenlik kaosu süresince İncirlik üssüne gönderdiği uçak filosu yoluyla güney sınırının korunmasını destekleyen Riyad'ın bu desteğine Türkiye'nin karşılık vermediği belirtiliyor. Makalenin yayımlanma tarihinin Başbakan Yıldırım'ın Suudi Arabistan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Sudan ziyareti sonrasında olması dikkat çekicidir. Hele hele Başbakan Yıldırım'ın ziyaret sonrasında Suudi Arabistan ile yüzde 90 oranında tam mutabakatımız var dediğini de düşündüğümüzde Suudi medyasında son dönemde Türkiye aleyhinde çıkan yayımların çok iyi analiz edilmesi gerekiyor. Tabi burada asıl iş Türk hükümetine düşüyor ve Suudi yönetiminin Türkiye'nin arkasından çevirdiği dolapları çok iyi görmek ve karşılıksız bırakmamak gerekiyor. Bu aşamada Suudi Arabistan ile İsrail arasında Haziran 2015'te açığa çıkan gizli görüşmelerde mutabık kalınan 7 maddelik Ortadoğu planında Türkiye'den de toprak kopararak Kürdistan kurulması maddesinin de olduğunu düşündüğümüzde. Ve S.Arabistan'ın Suriye, Mısır, Katar krizlerinde artık Türkiye'nin karşısındaki cephede yer aldığı ortaya çıkmışken. .Arabistan'ın ABD üzerinden Suriye'de PYD/YPG'ye destek verdiği haberleri gündeme gelmişken, hatta bir Suudi bakanın Rakka ziyaretinde PYD/YPG'lilerle görüştüğü haberleri basına yansımışken. Makalenin başlığından ve içeriğinden; Türkiye'nin Suudi Arabistan'ı hem de onun etki alanındaki bölgede askeri üsler kurarak etkisiz hale getirmeye çalıştığı vurgulanmaya çalışılırken, buna karşılık S.Arabistan'ın da Türkiye'nin hasım ilişkileri olduğunu düşündüğü ülkelerle askeri ilişkilerini geliştireceği hatta üs bile kurabileceği mesajı verilmek istendiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle de makale başlığında Sudan'a karşılık Yunanistan kullanılmıştır. Tabi S.Arabistan'ın hamlesi ya da söylemi sadece Yunanistan ile sınırlı değil. Anlaşılan o ki Suudiler Türkiye'nin bir diğer hassasiyeti olan Kıbrıs konusu kaşımaktan da çekinmeyecek. GKRY basınında çıkan haberlere göre GKRY Devlet Başkanı Anastasiadis Suudi Kral Selman'ın daveti üzerine yapacak, 2 Ocak'ta başlayacak ziyaret 2 gün sürecek. Ziyarette Anastasiadis'e üst düzey bir heyetin eşlik edeceği de belirtiliyor. GKRY medyası Anastasiadis'ın S. Arabistan'a yapmayı kararlaştırdığı resmi ziyareti bir GKRY başkanının Riyad'da gerçekleştireceği ilk ziyaret olması nedeniyle önemli ve tarihi olarak nitelendiriyor. GKRY Dışişleri Bakanı Kasulidis, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Suudi Arabistan’a yapacağı ziyaretin, adı geçen ülkenin Arap dünyası içerisinde liderlik rolü oynaması nedeniyle “çok önemli olduğuna” vurgu yaptı, “Suudi Arabistan’ın Kıbrıs’a karşı ezelden beri takındığı olumsuz tavır, Türkiye ile arasındaki çatışma vesilesiyle de olumlu yönde değişti” dedi. ABD Başkanı Trump'ın yayımladığı güvenlik stratejisinde ABD'nin Ortadoğu'da artık S.Arabistan ve onun liderliğindeki bölgesel oluşumlarla birlikte hareket edeceğini, Türkiye'nin ise bir zamanlar S.Arabistan'ın maruz kaldığı suçlamalara (radikal İslami ideolojileri ve örgütleri desteklemek) maruz kaldığını görüyoruz. Yani ABD Ortadoğu'da Obama'nın stratejisindeki rol dağılımını değiştirmiş, Türkiye yerine S.Arabistan ile çalışmayı seçmiştir. ABD Türkiye'ye yönelik bazı hamlelerini de S.Arabistan üzerinden gerçekleştirmeyi planlamıştır. Bu bağlamda ABD (İsrail ile birlikte) S.Arabistan liderliğinde İran karşıtı bir bölgesel ittifak oluşturma gayretlerini de Trump ile birlikte yoğunlaştırmıştır. Ve bunun da sonuçlarını almış gibi gözükmektedir. Bölgede böyle bir ittifak oluşmakta iken İran içinde ekonomi sorunlara tepki ile başlayan sokak gösterilerinin hükümet hatta rejim karşıtı gösterilere dönüşmesi de aslında dışarıdaki İran karşıtı ittifak oluşturma çabalarıyla eş zamanlı olmuştur. İran'daki bu olumsuz gelişmelerden güvenlik, ekonomi, enerji alanları başta olmak üzere en büyük zararı görecek ülkenin Türkiye olacağı görülmelidir. Hal böyle olunca Ortadoğu'da S.Arabistan'ın Türkiye karşıtlığı politikası sadece hasım ülkelerde askeri üsler ya da ilişkiler oluşturmakla sınırlı değil, siyasi diplomatik ekonomik enerji alanlarında gelişecek gibi gözükmektedir. (Not Bu yazı ilk olarak www.haberayyildiz.com sitesinde yayımlanmıştır)

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display