İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi, dün yaptığı açıklamada, “ABD’nin Suriye’de bir Kürt grupla imzaladığı petrol anlaşması uluslararası yasalara aykırıdır ve Suriye toprak bütünlüğü ve egemenliğinin ihlali anlamına geliyor. Bu anlaşmayı kınıyoruz” dedi.
Musevi, bir işgalci güç olarak Suriye topraklarında bulunan ABD’nin imzaladığı söz konusu anlaşmanın hiçbir hukuki temeli olmadığını belirterek, “Bu karar, Suriye’deki doğal kaynakların yağmalanması için ABD’nin bir başka planıdır” ifadesini kullandı.
YPG ile korsan petrol anlaşması imzalayan ABD'li şirketin arkasında kimler var?
Son dakika haberine göre, Amerikalı Delta Crescent Energy adlı petrol şirketinin terör örgütü PKK/YPG’nin en büyük bileşenini oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile petrol anlaşması yapmasının yankıları sürüyor. Şirketin ortakları arasında ABD’nin eski Danimarka elçisi James Cain, ABD ordusunun özel Delta Gücü eski subaylarından James Reese ve Suriye’de petrol arama konularında uzman İngiliz Gulf Sands Petroleum şirketinin eski yöneticisi John P. Dorrier Jr. bulunuyor.
Amerikan haber sitesi Politico, hakkında az bilgi bulunan Delta Crescent şirketini mercek altına aldı. Merkezi Delaware eyaletinde olan şirket Şubat 2019’da faaliyete geçmiş. Ortakları arasında ABD’nin eski Danimarka elçisi James Cain, ABD ordusunun özel Delta Gücü eski subaylarından James Reese ve Suriye’de petrol arama konularında uzman İngiliz Gulf Sands Petroleum şirketinin eski yöneticisi John P. Dorrier Jr. bulunuyor.
Politico’nun Amerikan Dışişleri ve Suriyeli bir kaynağa dayandırdığı bilgilere göre, SDG’liler ile bir yıldan uzun süre görüşmeler yürütülmüş. Sonrasında, ABD Hazine Bakanlığı’nın Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi’nden (OFAC) geçen nisanda onay alınmış. Plan ise petrolün bir bölümünü yerelde kullanmak, bir miktarını da Kuzey Irak ve Türkiye üzerinden ihraç etmek.
Hürriyet’in haberine göre, siteye konuşan eski bir Trump yönetimi yetkilisine göre, ABD Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı, Suriyeli Kürtlerin bölgedeki petrolden yararlanması için çalışıyordu. Eski elçi James Cain, Politico’ya açıklamasında, “Dışişleri Bakanlığı’nın tavsiyelerini alma yönünde çabamız oldu” dedi. Cain sözlerine “şirketin, petrolü doğrudan uluslararası pazara satacağını, elde edilen gelirle de bölgenin yeniden inşası ve halka yardımın mümkün olacağını” da ekledi.
Uluslararası yasal normlara göre, bu sözleşme yasadışı kabul edilir; Çünkü Şam'da BM tarafından tanınan bir hükümetin varlığına rağmen, ABD gayri resmi bir silahlı örgüt ile anlaşmaya girdi. Bu anlaşma Amerikalıların Suriye topraklarındaki varlıklarını korumaya çalıştıklarını gösteriyor. Öte yandan Suriye'nin kuzey ve kuzeydoğu kesimlerinde yaşayan halkın tahliye edilmesi neticesinde ABD, bölgedeki güvenlik ve barışa aykırı hedeflere ulaşmak için Suriye'yi parçalamak için harekete geçtiği görülmektedir.
Kaybak:
