Fergana Vadisi

Yazan  11 Eylül 2021

Yazan: Samet Ural

GİRİŞ

Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bağımsızlık kazanan Orta Asya cumhuriyetleri geçen zaman içerisinde ekonomik konularda olduğu gibi güvenlik alanında da yer alan sorunları çözememiştir. Söz konusu sorunların odağında yer alan Fergana Vadisi Orta Asya’nın en kalabalık yerleşim yerlerinden biridir ve coğrafi konumu gereği Çin ile Rusya arasında hem tampon bölge görevi görmekte hem de önemli demir yollarına ev sahipliği yapmaktadır. Bu nedenle bu iki süper gücün sürekli müdahalelerine maruz kalmaktadır. Vadi doğal kaynak bakımından oldukça zengindir. Petrol, kömür ve su gibi diğer kaynaklar bölge devletleri arasında paylaşılmıştır. Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan’ı karşı karşıya getiren bu bölge Orta Asya’da istikrarın sağlanmasında oldukça öneme sahip olsa da yıllardan beri süre gelen çatışmalar ve anlaşmazlıklara ev sahipliği yapmaktadır. Bu çatışmaların temelinde; vadide kültürel sınırların belirlenememesinden, çeşitli dillere ev sahipliği yapmasından ve dini inanıştan doğan tarikatların nüfusu ayrıştırmasından kaynaklanan etnik çeşitlilik yer alır. Bu ise ortak kimlik inşasını zora sokarak ulus-devletlerin ortaya çıkmasını engeller. SSCB’nin dağılmasıyla birlikte bölge devletlerine miras kalan Aral Havzasının önemli nehirleri olan Sir-i Derya ve Amu Derya nehirlerinin sularının ülkeler arasında eşitsiz olarak paylaşılması Tacikistan ve Kırgızistan’ın su kartını koz olarak kullanması ayrıca iç içe geçen sınırlar nedeniyle Fergana bölgesi ülkeleri arasında su sorununa neden olmaktadır. Yapılmış olan sınır düzenlemeleri ile hiçbir etnik grubun kendi başına ayakta duramaması devamlılık sağlayamaması ve tam bağımsız olamaması sağlanmaya çalışılmıştır. Bölgede sürekli bir sorun kaynağı olması adına, sınırlar belli bir mantıkla ve bölgenin güvenlik ihtiyaçları göz ardı edilerek, özellikle girintili çıkıntılı çizilmiştir. Sovyet Rusya’nın bölge halkları arasındaki büyük birliği engellemek adına yapay sınırlar çizmesiyle birlikte 9 ekslav bölge ortaya çıkmış ve iç içe geçen karmaşık sınır sorunlarına neden olmuştur. Bahsi geçen yapay sınırlar etnik grupların yoğun yaşadığı bölgeler dikkate alınarak çizilmiştir böylece bölge halkına yapay kimlikler inşa edilmiş ve halk yapay sınırlara hapsedilmiştir. Bölge halkı hem etnik hem de dini inanışlardan doğan sorunların, Sovyetlerin istihbarat birimi olan KGB’nin vadide etkin faaliyetleriyle birlikte çatışmaya dönüşmesini tetiklemiş bir diğer etken olarak görülmektedir. Orta Asya cumhuriyetlerinde toplumsal yapının temel taşını geleneksel değerler oluşturmaktadır. Bu bağlamda bölge toplumlarını bir arada tutmada dinin, geleneksel ilişkilerin ve milliyetçi duyguların rolü bulunduğunu söylemek hata olmaz. Bu nedenle bölgede tarikatların türemesi kaçınılamazdır. Çoğunluğu Türk kökenli olan bölge halkının etnik ve dini gruplara ayrışması bölgede istikrarın sağlamasını güç bir duruma getirmektedir. Vadideki istikrarsızlık Moskova’nın bir oyunu olarak görülmekle birlikte KGB’nin faaliyetleri ve yapay sınırların çizilmesi bu görüşü desteklemektedir. Bölgedeki devletlerin sorunları barışçıl bir şekilde çözmesi pek de zor denilemez zira geçmişten gelen ortak kültür sorunların barışçıl bir şekilde çözülmesine uygun zemini hazırlamaktadır.

FERGANA VADİSİ

Orta Asya’da Kırgızistan devletinin güney bölgesini, Tacikistan devletinin kuzey bölgesini ve Özbekistan devletinin ise doğu bölgesini kapsayan Fergana Vadisi, bu üç devletin tam ortasında Tanrı ve Pamir Dağları’nın arasında bulunmaktadır. Bölge dağlar ile çevrili bir bölge olduğundan yalnızca tek bir geçidi dışa açılmaktadır. Bu dışa açılan geçit Khujan Geçidi’dir. Fergana Vadisi, 800.000 km2 genişliğinde ve deniz seviyesinden 900 m yükseklikte, yaklaşık ise 22.000 kilometrelik bir alanı oluşturmaktadır. Vadi’nin çevresini isi irili ufaklı dağlar kuşatmaktadır. Kuzey-Güney uzantısı 170 km olan ve Doğu-Batı uzantısı 330 km olan Fergana Vadisi’nde şehirlerde farklı devletlere bağlıdır. Örneğin: Sogd bölgesi Tacikistan Devleti’ne, Namazgah, Andican, Fergana şehirleri Özbekistan’a ve Celalabad, Oş şehirleri ise Kırgızistan Devletine bağlıdır. Sir Derya Nehir’i komşu dağlardan çıkan ırmakların besleyen bir nehirdir ve Fergana Vadisinden geçerek 1886 kilometre boyunca 1.706.000 kilometrelik bir alanı sulamaktadır. Bölgenin bu özelliği ise yüzyıllar boyunca önemli bir uygarlık merkezi olmasını sağlamıştır. Bazı kaynaklara göre farklı bölgelerde Fergana Vadisi için Türkistan terimide kullanılıyor.Bölge,Uluslararası ilişkiler alanı arasında gün geçtikçe önemini arttıran bir konu haline gelmiştir.

SINIR SORUNU

Sovyetler Birliği döneminde sınırlar çizilirken coğrafya ve etnik gruplar dikkate alınmamıştır.Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan tarafından paylaşılan Fergana Vadisi ise bu üç ülkenin tam ortasında yer almaktadır.Yaklaşık 22.000 kilometrekarelik bir alanı kaplayan Vadi'nin doğu kısmını kuzeyden Fergana Dağları ile irili ufaklı dağlar kuşatmaktadır.Bölgenin önemli bir bölümü Özbekistan'da bulunup, diğer kısımları ise Tacikistan ve Kırgızistan tarafından paylaşılmaktadır. Fergana Vadisi, Orta Asya'da en yüksek nüfusa sahip bölgelerden biridir ve yaklaşık 10 milyon nüfusa sahiptir. Orta Asya nüfusunun önemli bir bölümü bu bölgede yaşamaktadır. Özbekistan’ın nüfusunun dörtte biri, Kırgızistan ve Tacikistan nüfusunun üçte biri bu bölgededir. Sınırdaki gerginlikler günümüzde öyle boyutlara ulaşmıştır ki, asırlar boyu birlikte yaşayan halk bölgeyi, "Özbek toprağı", "Tacik toprağı", ve "Kırgız toprağı" olarak cumhuriyetlerinde adamaya başlamışlardır.

Bölgedeki ekonomik, sosyal, güvenlik ve siyasi nedenler de sınır müzakerelerini olumsuz yönde etkilemektedir. Sınırların nereden geçmesi hususunda hala mutabık olamamışlardır. Her devlet kendisine göre strateji belirleme ve bunu uygulama çabası içine girmiştir. Ancak bunların yanı sıra hepsinin ortak temel sorunları da bulunmaktadır. Bölgedeki demografik yapı ve sınır problemleri zaman zaman yaşanan olaylarla adeta trajediye dönüşmektedir. (Yalçınkaya, 1999: 71).

DİNİ AKIMLAR

Fergana Vadisi asırlardır çeşitli dini inançlara ev sahipliği yapmıştır. Bölge dini yönden kozmopolit bir bölge olmuştur. Sürekli komşu devlet ve milletlerin istilası altına uğrayan Fergana Vadisi dolayısıyla yeni gelenlerin kültür ve inançlarına uyum sağlamıştır. Bu kültürel vedini yapılanmaların bölgede siyasal ve sosyal konular üzerindeki etkisi oldukça fazladır. Fergana Vadisi İslam dininin yayılmaya başlamasıyla birlikte birçok din alimi yetiştiren bir bölge haline de gelmiştir.

Fergana Vadisi’nde özellikle Özbekistan ve Tacikistan’da ayrılıkçı grupların sayısı Kırgızistan’a göre daha fazladır. Bunun temel sebebi olarak Özbekistan ve Tacikistan'da etnik grupların çok fazla sayıda olması, her iki devletin halkının İslam üzerine fazla bir bilgisi olmaması, kulaktan dolma bilgiler ile İslamiyet’i yaşamaya çalışmaları ve Pakistan ve Afganistan’dan gelen insanların etkilerinde aşırı kalmalarını söyleyebiliriz.Ayrıca bölge, Afganistan'dan gelebilecek radikal İslam tehdidine de açıktır. Devlet yönetimindeki tecrübesizliklerden dolayı dış müdahalelere açıklardır. (Arı, 2008: 442).

RUSYA’NIN FERGANA’DAKİ DURUMU

Sovyetler Birliği 1924-26 yıllarında Orta Asya’da 5 cumhuriyetin sınırlarını çizdi. Etnik grupların yoğun yaşadığı bölgeler dikkate alınarak yapay sınırlar çizildi. Bölge halkların üzerinde yeni kimlikler inşa edildi, halklar çizilen sınırlara hapsedildi. Büyük Türkistan’ın parçalanma hikayesi de burada başladı. Türkistan’da özellikle etnik grupların yoğun yaşadığı Fergana Vadisi ise tüm problemlerin kaynağı ve anlaşamaya giden yolların tıkandığı bir çatışma yuvasına dönüştürüldü ve bölge bir çıkmaza girdi.

Fergana olayları, Sovyet yönetimi kaynaklı bir senaryo idi. Bu dönemde ilk defa Ahıska Türkleri dünya basınında duyulmaya başladı. Bölgedeki Sovyetlere karşı milli direniş gündemini değiştirmek açısından KGB’nin eliyle kardeş kardeşe boğduruldu. Asıl vatanı günümüz Gürcistan’da bulunan Ahıska Türkleri, Sovyet yıkılışına yakın 45 senelik sürgün hayatından sonra, memleketlerine dönme şansını yakaladılar ve yurda dönme hareketlerine başladılar. Bölgede de bağımsızlık hareketleri de alevlenmişti. Sovyetler karşıtı bu hareketlenmenin gündemini değiştirmek açısından Özbeklerin Rus düşmanlığını Ahıska Türkleri üzerine yönlendirmek, böylelikle iki Türk toplumunu birbirine düşman etmek KGB’nin ana planıydı.Rusya yıllar boyu Özbekistan devleti içişlerine müdahale edebilmek adına zemin oluşturmaya çalışmış, 1999 yılı itibari ile de Fergana’da yaşanan olaylar bu zeminin oluşmasını sağlamıştır. Özbekistan'ın Bağımsız Devletler Topluluğu güvenlik sisteminden 1994 yılında ayrılmasıyla birlikte, Orta Asya'daki radikal İslam’ın büyük bir tehdit oluşturacağı fikrini Rusya, Özbekistan’a aşılamıştır. Çözüm yolu olarak ise Özbekistan’a, Rusya merkezli bir güvenlik oluşturulması tezini öne sürmüştür.

Radikal İslam yüzünden ortaya çıkan olaylar dolayısıyla Rusya, Budaksan bölgesindeki askerlerini, Özbekistan’ın FerganaVadisi sınırına konumlandırmış ve Rusya, Özbekistan devletinin Bağımsız Devletler topluluğuna geri dönmesini sağlamaya çalışmıştır. Özbekistan bu çağrılara bir süre kulağını tıkamaya çalışsa da ABD’den beklediği desteği göremeyince seçimleri azalmış oldu.Bu olaylar çerçevesinde Rusya ve Özbekistan arasında 14 Kasım 2005 senesinde “müttefiklik antlaşması” imzalanmıştır. Bu anlaşmanın beraberliğin bir hafta sonra 21 Kasım 2005 senesinde Amerikan varlığı Özbekistan’dan ayrılmıştır. Dolayısıyla ABD-Özbekistan ilişkileri zarar görmüş, stratejik birlik sonlanmış, Özbekistan Rusya-Çin’ yaklaştırılmış olmuştur.(Bıyıkoğlu, 2010: 64- 67).

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BİR BÖLGE

Fergana Vadisi birçok kültür ve medeniyetleri buluşturan bir nokta. Bölgede sadece Orta Asya Türkleri değil, Stalin sürgüne maruz kalan Kırım ve Ahıska Türkleri Yaşamaktaydı. Bu çeşitlilik bölge üzerinde oynanan oyunlara da kolaylık sağlamıştı. 1989’da Fergana Vadisinde, yaşayan Özbek-Ahıska etnik çatışması büyük kayıplara, acı hikâyelere ve bugüne kadar devam eden nefretlere sebep oldu.Afganistan'da üretilip, diğer devletlere gönderilmek istenen uyuşturucu maddeler Fergana Vadisi üzerinden ulaştırılmaya çalışılmaktadır. Genellikle Bedehşan ve Oş güzergahı kullanılmaktadır.Basmacılık Hareketi de yine bu bölgede gerçekleşmiştir. (Sovyet rejimine karşı silahlanma mücadelesi). 1990'ların başında yaşanan Özbek-Ahıska, Özbek-Kırgız çatışmaları ve 1922'de başlayan Tacikistan iç savaşında yine bu bölgede baş göstermiştir.Özbek-Kırgız çatışması gibi görünen olaylar yine bu bölgede yaşanmıştır. Bütün bu sebepler dolayısıyla Fergana Vadisi çok dikkatle incelenmesi ve araştırılması gereken bir bölgedir. Bugün olayların yatışmış gibi gözükmesi yarınların garantisi değildir. Tekrarlanmayacağı anlamına gelmez.

Kırgızistan'da yaşanan olaylar neticesinde Oş ve Celalabat'tan ayrılmak zorunda kalan Özbeklerin dramıda ayrı bir önem taşır. Fergana Vadisini vatan bilen Özbekler bölgeden ayrılarak adeta Özbekistan sınırındaki kamplarda mülteci konumuna düşmüşlerdir. Özbekistan bu insanların hepsini vatanına kabul etmemiştir. Bölgede yaşayan Özbekler, Kırgızistan'da yaşayan en muhafazakâr kesimi temsil etmektedir. Özbekistan’da, bölge Özbeklerinin ülkesindeki İslamcı yapılanmalara destek vermesinden korkmaktadır. Özellikle 1999'da Özbekistan'da yaşanan muhalif hareketler sebebi ile İslam Kerimov   Yönetimi, Kırgızistan'da yaşayan Özbekleri izole etmeye yönelik bir politikayı özellikle izlemektedir. Özbeklerin sınır geçişleri konusunda çok sıkı önlemlere başvurmuşlardır.Kadın,çocuk ve yaşlılara öncelik tanınmış sınırdan her isteyen geçememiştir. Geçen vatandaşlar ise sınırda kurulan mülteci kamplarına yerleştirilmişlerdir.

Ortaya çıkan tablo tam anlamıyla büyük bir dramı gözler önüne sermektedir. Uluslararası acil yardıma ihtiyaç vardır. Bütün yaşanan bu olaylar yalnıza bölgeyi tehdit etmekten çıkmış, Türkiye içinde önemli bir tehdit unsuru haline gelmeye başlamıştır. Türkiye'nin yüzünü Orta Asya'ya dönmesi ve bu coğrafya ile ilgilenmesi gerekmektedir. Yeni politikalar üretmesi şart olmuştur.(Derin, 2006: 15-27).

SONUÇ

Fergana Vadisi, kimi zaman Çin ve Rusya gibi iki süper gücün arasında çiğnenen, kimi zaman sınırlarına dahil olduğu Orta Asya ülkelerini karşı karşıya getiren, barış ve huzurun sağlanmasında olduğu kadar çatışmaların ortaya çıkması noktasında da son derece kritik bir nokta olan bu vadi, gözler önüne serildiği üzere hem Jeopolitik konumu hem de barındırdığı doğal kaynaklar bakımından son derece önemlidir. Burada süregelen çatışmalar bölge devletlerinin iç işlerine etki etmek isteyen dış mihrakları engelleyememesine de sebep olmakta ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasının üzerinden geçen onca seneye rağmen hala güçlü bir devlet olarak dünya sahnesinde görünmek için birçok sorunu halletmesi gereken Orta Asya devletlerini daha da zor durumda bırakmaktadır.

Neticede, Fergana Vadisi başta olmak üzere bölgesel sorunların çözümü noktasında gerek Tacikistan ve Kırgızistan liderlerine ve gerekse de diğer Orta Asya ülkelerinin liderlerine büyük sorumluluk düşmektedir. Zira bölge devletlerinin birbirlerinin çıkarlarına saygı duyarak iyi komşuluk ilişkileri kurması ve ticari ilişkileri geliştirmek suretiyle ekonomik anlamda karşılıklı bağımlılık durumu yaratması yerinde olacaktır. Büyük İskender, tarihin en büyük filozoflarından hocası Aristo’ya sorar’ ’zapt ettiğin topraklardaki insanları tahakkümün altında tutabilmek için neler yapmalıyım?’’  Aristo’da şöyle yol gösterir: Halkların arasına nifak tohumları ekeceksin, birbirleriyle savaşınca hakem olarak da kendini kabul ettireceksin ama antlaşmaya giden bütün yolları tıkayacaksın. Bu diyalog Sovyet Rusya’nın Türkistan halkları üzerinde izlediği politikanın kısa bir özetidir.

 

KAYNAKÇA

 

Derin, S. (2006). Tasavvufun Orta Asya’da yakın geçmişteki rolü: Kırgızistan örneği. Tasavvuf: İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, 7(16), 7-39.

Bıyıkoğlu, N. (2010). Orta Asya’da su sorunları. 2023 Dergisi, 9(110), 64- 68

Arı, T. (2008). Orta Asya’da güvenlik sorunları ve işbirliği girişimleri. İçinde Ersin Embel (Ed.), Prof. Dr. Fahir ARMAOĞLU’na Armağan (ss.435-458). Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayını.

Yalçınkaya, A. (1999). Yetmiş yıllık kriz: Sovyetler Birliği döneminde Moskova Türkler ilişkileri. İstanbul: Simurg Yayınları.

 

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display