< < Dış Siyasetten İç Siyasete Suriyeliler Meselesi


Dış Siyasetten İç Siyasete Suriyeliler Meselesi

Yazan  27 Temmuz 2021

Türkiye’ye yönelik Afgan göçlerinin medyaya yansıyan görüntüleri ile birlikte sayıları yüz binlere ulaşan Afgan göçü, Türkiye’de zaten uzun zamandır var olan ve farklı pek çok koldan sorun yaratan Suriyeliler meselesini yeniden gündeme getirdi.

Suriyeliler Meselesi Türkiye için Bir Milli Güvenlik Sorunudur

Suriye iç savaşının 2011 yılında başlamasının ardından  başlayan göçün hedefleri arasında ilk sırada Türkiye yer almıştır. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından yayınlanan son verilere göre Türkiye’de 4 milyona yakın geçici koruma altında Suriyeli bulunuyor ve kayıtsızlarla birlikte ele alındığında bu sayı 6 milyona yaklaşıyor. Özellikle 2014-2015 yılları sonrasında Suriye’deki mevcut durumun daha kötü hale gelmesine bağlı olarak göç edenlerin sayılarının milyonları aşması Türk halkında endişeleri artırdı ve misafirlik algısının yok olmasına neden oldu. Başladığı ilk yıllardan itibaren böylesine kontrolsüz gerçekleşen bir göçün Türkiye için büyük bir milli güvenlik sorunu olduğunu dile getirenlerin haklı oldukları ortaya çıkmaya başladı. Fakat göçün başladığı günden bugüne kadar olan süreçte hala meselenin sorun olmadığını ifade etmeye çalışan, hatta aksine Türkiye için avantaj olduklarını dile getiren bir kesim mevcut.

Öte yandan sorunun yalnızca dış politika meselesi olduğu ve iç politikada popülizm amacıyla kullanıldığı ifade edilen çalışmalar ortaya çıktı.

Suriyeliler, İç Politika mı Yoksa Dış Politika Meselesi mi?

Bayram nedeniyle Türkiye’ye dönmek üzere ülkelerine dönen on binlerce Suriyelinin ülkesine dönmesi, Türk halkında tepki yaratmışken, hemen ardından İran sınırından binlerce Afgan’ın kaçak yollarla ülkeye girdiği görüntüler tansiyonu daha da yükseltti ve son iki haftadır göç meselesi gündemdeki yerini koruyor. Meseleyi uzun süredir gündemde tutmaya çalışanların sesi daha çok çıkıyor, meseleyi sorun olarak görmeyenlerin bir kısmı ise bunun bir milli güvenlik sorunu olduğunu yüksek sesle açıklıyor. .

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki Suriyeliler -şimdi buna Afganları da dahil etmek gerekecektir- Türkiye’nin dış politika meselesi olduğu kadar iç politika meselesidir. Dünya üzerinde hiçbir devlet böyle büyük bir nüfusu sığınmacı olarak ülkesine almamıştır. Üstelik Türkiye’de hükümetin sığınmacı politikasına bakıldığında Türk halkının elde edemediği ayrıcalıklardan yararlanıyor olması, iktidarın Suriyeliler konusundaki iyimser bakışı ve Suriyelileri sahiplenen açıklamaları toplumda öfke yaratmaktadır. Ekonomik açıdan zararları 21. Yüzyıl Türkiye enstitüsü tarafından bir raporda açıkça belirtilmiş ve Türkiye için nasıl bir kambur yarattığı ortaya konulmuştur[1]. Ayrıca suç oranlarındaki etkiler göz ardı edilemez boyuttadır ve terör konusunda büyük bir tehdit olarak karşımıza çıkmaktadır. Sağlık açısından bakıldığında da sağlık sisteminde oluşan yükün yanı sıra Türkiye’de Suriyeliler tarafından geldiği ifade edilen pek çok salgın hastalığın görüldüğü sağlıkçılar tarafından açıklanmıştır. Bunlar, Suriyelilerin iç politikasıyı etkilediği durumlardan sadece birkaçıdır.

Bununla birlikte, sorun muhalefet tarafından yüksek sesle açıklandığında buna karşı çıkan iktidar, söz konusu dış politika olduğunda meseleyi ‘sorun’ olarak adlandırmakta, Suriyelilerin yarattığı yükten yakınmakta ve hatta silah olarak kullanmaktadır.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki, geçici koruma altındaki Suriyeliler Türkiye’nin hem iç hem de dış politikasını etkileyen en önemli sorunlarından biridir. Üstelik karmaşıklığı, farklı pek çok alana olan etkisi her geçen gün çözümü zorlaştırmaktadır. Meselenin bir milli güvenlik sorunu olduğu iktidar tarafından hem iç hem de dış politika açısından kabul edilerek ivedilikle çözüm arayışına girilmesi gerekmektedir.

 

[1] Prof. Dr. Mehmet Alagöz, Geçici Korunan Suriyelilerin Türk Ekonomisine Etkileri, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, https://21yyte.org/tr/ozel-raporlar/gecici-korunan-suriyelilerin-turk-ekonomisine-etkileri

Kübra Ünlü

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü 
Suriye ve Göç Araştırmaları Uzmanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display