Coronaya ragmen Suriyede hız kesmeyen nüfuz çalışmaları

Yazan  13 Nisan 2020

İdlib’te Rusya ile Türkiye arasında varılan ateşkes, kısmi ihlallere rağmen öyle ya da böyle devam ederken, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) kontrolündeki bölgeler ile ABD destekli YPG/PKK bölgeleri arasında küçük çaplı çatışmalar ve karşılıklı topçu atışlarının devam ettiği öğrenildi.

Koronavirüs salgınının etkileriyle beraber nispeten şiddetin azaldığı Suriye’de savaşan tarafların destekçileri olan ülkeler arasındaki görüşmeleri yavaşlatmadığı, gündeme gelen iddialar ile anlaşılıyor. İdlib krizinde tansiyonun Moskova’da imzalanan Soçi Ek Mutabakatı ile düşürülmesinin ardından Suriye’de gerginliğin azaltılması ve siyasi çözüm için görüşmelerin devam ettiği de edinilen bilgiler arasında.

Krizde etkin ve garantör konumda bulunan ülkeler olan Türkiye, Rusya ve ABD arasındaki görüşmelerde Fırat’ın doğusunun yeniden gündeme taşındığı ve üç ülke arasında bir pazarlığın söz konusu olduğu ileri sürüldü.

Deyrizor için uzlaşma arayışı

PKK’nın Suriye kolu olan YPG ve ona bağlı bazı Arap aşiretlerindeki milislerden teşekkül edilmiş SDG çatısı ile işgal altında tuttuğu Fırat’ın doğusundaki alanlar, Türkiye için milli güvenlik sorunlarının başında geliyor.

Fırat Kalkanı ve ardından Zeytin Dalı harekatlarını gerçekleştirerek sınırının batı kesiminden önce terör örgütü DEAŞ, ardından da YPG/SDG’yi uzaklaştırıldı.

Geçen ekim ayında da YPG/SDG kontrolündeki Tel Abyad ile Resulayn arasında 30 kilometre derinlikte, M4 hattı derinliğinde, yaklaşık 4220 kilometrekare büyüklüğünde bir alanı Barış Pınarı Harekatı ile kontrol altına alan Türkiye’nin bu hamlesine Rusya’nın karşı koymak adına kritik bölgelerde kendi askerleriyle birlikte Esad rejimine bağlı unsurların da konuşlanması, Rusya’nın Fırat’ın doğusunda artan ABD etkisiyle birlikte azalan etkinliğini artırmasını sağladı. Türkiye’nin BPH’na onay vermesi ile ABD’nin YPG/SDG ile darbe alan ilişkisi, Rusya’nın yeni bir aktör olarak bölgeye girmesinin önünü açtı.

Fırat’ın doğusunda yaşanan bu değişimin ardından ABD ile Rusya arasında birtakım devriye çekişmeleri ve engellemeler yaşandı. Aynı süreçte YPG/SDG ile Şam yönetimi arasında Rusya’nın arabuluculuğunda uzlaşma görüşmeleri başladı. Bu gelişmelerin gelinen nokta itibariyle bölgedeki üç devletin çekişmeyi terk ederek müzakere masasına geçmesine yol açtığı iddia edildi.

Xeber 24 adlı sitenin Avrupalı bir diplomata dayandırdığı habere göre Türkiye ile Rusya’nın İdlib’te stabilizasyonu sağlaması ve Rusya’nın M4 otoyolunun açılmasını sağlaması, M4 yolunun güneyinin boşaltılması ve terör örgütlerinin tasfiyesi gibi temel taleplerinin karşılanması ile Fırat’ın doğusunda Türkiye’nin Deyrizor’a yönelik operasyonuna yeşil ışık yakacağı iddia edildi. Sitenin iddiasına göre, Türkiye’nin Deyrizor petrol bölgelerini ele geçirmesi için bölgedeki enerji sevkiyatının yönlendirilmesinde Rusya’nın rızası, petrolden elde edilen gelirin Suriye’nin yeniden inşası için ayrılması ve Rus güçlerinin Türkiye kontrolündeki bölgelerde konuşlanması gibi şartlar müzakere ediliyor.

Öte yandan, Independent Türkçe'nin haberine göre, YPG/SDG bölgesindeki yerel kaynaklar Şam ile uzlaşma görüşmelerinin başarısızlığının ardından Rusya’nın Afrin’deki gibi bir tercihte bulunabileceği, yani Rusya’nın sınırlı bir şekilde Türkiye’nin askeri operasyonuna yeşil ışık yakabileceği aktarıldı.

ABD ile Türkiye’nin İran pazarlığı

ABD, Türkiye’nin BPH sonrasında askeri varlığının büyük bölümünü Arap popülasyonunun yoğunlaştığı Deyrizor bölgesine taşımıştı.

Deyrizor’un Baguz beldesindeki son DEAŞ alanını da ele geçirip binlerce DEAŞ üyesini hapishanelere yerleştiren ABD, bölgede bulunan DEAŞ hücrelerine SDG unsurları ile operasyonlar düzenlerken; Ömer petrol sahası ve Şedadi’deki üslerini de İran destekli örgütlere karşı güçlendiriyor.

Rusya ile müzakerede İdlib ve Esad yönetimi üzerindeki Rusya-İran rekabeti gibi maddeler, Türkiye için Fırat’ın doğusunda elini güçlendiren kozlar olarak göze çarparken; bölgenin geleceği ile ilgili müzakerelerin diğer tarafında ABD ile Türkiye arasında büyük önem arz eden bir diğer başlık da Suriye’deki İran varlığı.

İddialara göre Türkiye, ABD ile yürüttüğü müzakerelerde Deyrizor alanlarının kendi kontrolüne geçmesi halinde Suriye muhalefeti ile Fırat’ın doğusundaki Sünni Arap güçlerin İran’a karşı ortak hareket etmelerini sağlayacak, İran’ın bölgedeki etkinliğine izin vermeyecek ve petrolden elde edilen gelirlerle Suriye’nin yeniden inşa süreci başlatarak sığınmacılar Avrupa üzerinde bir siyasi araç olmaktan çıkarılacak.

Türkiye, İran ile Bahar Kalkanı operasyonu sırasında aktif olarak karşı karşıya gelmiş, İran’ın desteklediği Hizbullah ve Rıdvan Tugayları TSK noktalarına saldırmıştı. Bu gelişmelerden sonra ilk defa Türkiye, İran destekli terör örgütleri ibaresini açıklamalarda kullanmış ve Rusya ile uzlaşma arayan görüntüsüne rağmen İran’ı çizginin dışında bırakmıştı.

Trump’ın Ortadoğu ve Afganistan’da uzun yıllar süren ABD varlığının ekonomik maliyetine vurgu yaparak bu bölgelerden çekilmelere hız vermesi Türkiye’nin Fırat’ın doğusu konusunda elini güçlendiren diğer bir faktör oldu. Yıllık maliyeti 20 milyar doların üzerine çıkan Suriye ve Irak operasyonlarının maliyetlerini düşürmek isteyen ve siyasi olarak daha makro düzeyde ve stabil bir çerçevede İran ile mücadele etme arayışına giren ABD’nin Fırat’ın doğusunda Türkiye ve dolayısıyla Rusya ile uzlaşması muhtemel görünüyor.

Diğer yandan Irak’taki gibi bir bölgesel yönetim konusunda Şam ve Moskova ile YPG/SDG’nin yürüttüğü görüşmelerin başarısızlığı, ABD’nin yerel partnerlerini korumak için göze alabileceğinden büyük siyasi ve ekonomik risklerin işaretleri olarak yorumlanıyor.

 

Kaynak: aawsat.com & aawsat.com

Kübra Ünlü

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü 
Suriye ve Göç Araştırmaları Uzmanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display