< < Biden’ın İlk Suriye Konulu Konferansı
 Bu sayfayı yazdır

Biden’ın İlk Suriye Konulu Konferansı

Yazan  28 Haziran 2021

ABD Başkanı Joe Biden, göreve başladığından bu yana ilk kez, Suriye konulu bir konferans gerçekleştirecek. Düzenlenen konferansın ana temasını ise Esad rejiminin, Arap ülkeleri ile ilişkilerini normalleştirmesi oluşturacak.

ABD, son aldığı kararla, bugün (28 Haziran) Roma’da düzenlenecek Suriye konulu bakanlar konferansının davetli listesini Arap Birliği üyesi ülkelerin bakanlarını da içerecek şekilde genişletti.

Konferansa ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile G7 ve Küçük Grup (Small Group) üye ülkelerinden 14 mevkidaşının yanı sıra Türkiye, Katar ve Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanlarının katılması bekleniyor. Konferansın temel amacı ise Rusya’ya, insani yardımlar konusunda baskı uygulamak olarak değerlendiriliyor.

DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu da Katılacak

Konferans, İtalya’nın Roma kentinde DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) üyelerinin katılacağı konferansın oturum aralarında yapılacak. Kısa ortak bir bildiri taslağı onaylanmadan önce BM’nin Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’in vereceği brifingin ve her bakanın konuşmasının iki dakika sürmesi ve özellikle insani yardımlar dosyası ile 10 Temmuz itibariyle sona erecek olan “sınırlar üzerinden” yardım taşıma mekanizmasına odaklanılması kararlaştırıldı.

Bakanların Pedersen’in brifingini memnuniyetle karşılarken “Suriyelilerin gönüllü olarak vatanlarına güvenli ve onurlu bir şekilde dönebilmeleri için Suriyeli mültecilere ve ev sahibi ülkelere sürekli destek sağlanmasının önemini” vurgulamaları planlandı. Ayrıca “2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının tüm yönlerinin uygulanması için BM öncülüğünde yapılan girişimlere güçlü bir şekilde destek veriyoruz. Buna ilaveten ülke çapında derhal ateşkes ilan edilmesi için sürekli desteğimizi vurguluyoruz. Suriye halkının güvenliğinin sağlanması ile birlikte Suriye'deki 10 yıllık çatışmayı sona erdirecek siyasi bir çözüme ulaşmak için aktif olarak çalışmaya devam etme taahhüdümüzü yineliyoruz” ifadelerinin kullanılması planlandı.

Konferansa Arap Birliği’nin davet edilmesinin sebebi ise, ABD’nin Arap ülkelerinin Şam ile “ilişkilerini normalleştirme” arzusu ve Arap önerileri ile Rus baskıları ışığında Şam’ı Arap Birliği’ne tekrar dahil etme konusunu gündeme getirmek istemesi olarak yorumlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın aktardığı habere göre sessiz kalan ve ardından diplomatik kanallardan notalar veren Washington (ve Paris), Arap ve Avrupa ülkelerine Şam ile “Arap ülkelerinin ilişkilerini normalleştirmesinin” karşılıksız olmaması gerektiğini bildirdi. Ayrıca bunun için Rusya’nın şu anki yardım kararının geçerlilik süresi önümüzdeki ayın 10’unda sona ermeden önce “sınır kapıları üzerinden” yardımları ulaştırma süresinin uzatılması için BM kararını oylamadaki tavrının netleşmesini beklemelerini söyledi.

Moskova’dan Washington’a yardımların uzatılması konusundaki tutumuna ilişkin bir sinyal ise henüz gelmedi. Moskova bu konudaki kararın en üst mercii yani Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından alınacağını kaydetti.

Öte yandan Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e Batılı ülkeleri “şantaj” yapmakla suçlayıcı bir mektup gönderdi. Lavrov başka bir etkinlikte “kapsamlı bir anlaşmaya” varılması gerektiğini söyleyerek bu anlaşmanın şunları kapsamasını talep etti:

1- Şam'a sert yaptırımlar uygulanmasını içeren ABD Sezar Yasası

2- Suriye'de altyapının yeniden imar edilmesinin desteklenmesi

3- Fırat'ın doğusundaki ABD varlığı

4- Şam’daki hükümetin aracılığı ile mültecilerin ülkeye dönmesi ve yardımlar için gerekli altyapı desteğinin sağlanması

5- “Cephe hattı” üzerinden yardımların gönderilmesi

Moskova, Blinken'in bugün Roma'da 14 ülkedeki müttefiklerini bir araya getirme çabasına karşılık “yardım” kararının sona ermesine sayılı günler kala önümüzdeki ayın 7'sinde Astana Grubu’nu (Rusya, İran, Türkiye) toplantıya çağırdı. Washington’un Şam’ın “Arap ülkeleri ile ilişkilerini normalleştirme” dosyasını gündeme getirme çabası ışığında Pedersen “adıma karşılık adım” önerisini “ABD’nin Rusya’yı test etmesinin” sonrasına ertelemesine yönelik tavsiyeler aldı.

Sonuç olarak, Biden ekibi hala Moskova'nın yardım mekanizmasına ilişkin kararının bir sonraki aşamada ilişkilerin yönünü belirleyeceğini ifade ediyor. Çünkü "sınır kapıları" ve "cephe hattı üzerinden" yardım mekanizmasının süresinin uzatılması konusunda uzlaşmaya varılması, iki ülke (ABD-Rusya) arasında Suriye ile ilgili çeşitli dosyalarda, "adıma karşılık adım" ve tüm "teşviklerin" tartışılması da dahil olmak üzere siyasi diyaloğun yeniden kurulmasına zemin hazırlayacak.

ABD ve Rusya arasında bir görüşülen yardım konusu görünen o ki bir süre daha gündemde kalacak. İkili arasında geçtiğimiz hafta yapılan görüşmede, Moskova, insani yardım dosyasını ilerletmeye önem verirken, ekonomik yaşam krizinin yansımalarını hafifletmek amacıyla ABD'nin Suriye'ye uyguladığı tek taraflı yaptırımların kaldırılması için talepte bulunmuştu. Rusya, insani yardımın tüm Suriye bölgelerinde sadece Suriye hükümeti aracılığıyla gerçekleştirilmesine ihtiyaç duyulduğunun altını çizmişti. Öte yandan, ABD kendi kontrolündeki bölgelere daha ön planda tutuyor. Fakat bu konu yalnızca ABD ve Rusya arasında kalan bir mesele değil. Hafta ortasında BM Güvenlik Konseyi’nde üç buçuk saat süren, Türkiye’den Suriye’ye Cilvegözü Sınır Kapısı üzerinden yapılan uluslararası yardım operasyonlarının bir yıl daha uzatılması konusunda uzlaşma sağlanamamıştı. 10 Temmuz’da sona erecek Güvenlik Konseyi kararını, daimi üye Rusya veto etmişti. Sonuç olarak, ABD ve Rusya arasında bu konunun bir süre daha öncelikli meseleler olacağı düşünülüyor.

Kaynak: EuroNews, Şarkul Avsat, VOA

Kübra Ünlü

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü 
Suriye ve Göç Araştırmaları Uzmanı