Biden Döneminde ABD-ÇİN İlişkileri
 Bu sayfayı yazdır

Biden Döneminde ABD-ÇİN İlişkileri

Yazan  11 Eylül 2021

Derleyen: Asena Gübül

Demokrat aday Joseph Biden Amerika Birleşik Devletleri’nin 46. Başkanı olarak 20 Ocak 2021 tarihinde resmen görevine başladı. Böylece, 78 yaşındaki Joe Biden, ABD’nin enyaşlı başkanı oldu. Eski ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ’ın başkanlık seçimlerini kazanmasının ardından, Trump döneminde ABD’yle ilişkilerin giderek kötüye gittiği Çin’de Biden ‘ın dış politikada atacağı adımlar merak konusu oldu.ABD ile ticaret savaşı, pandemi, Güney Çin Denizi’ndeki faaliyetler ve Pekin’in Uygurlar’a yönelik muamelesi sebebiyle ilişkileri gergin olan Çin, yeni gelen Biden yönetimine iki ülkenin dünya meselelerinin çözümünde iş birliği yapabilmesini umduğu mesajını verdi.

Çin’in başkenti Pekin’de basın toplantısı düzenleyen hükümet sözcüsü Hua Chunying, “Eğer kararlı olunursa her şeyin mümkün olduğunu düşünüyoruz. Her iki tarafın ortak çabalarıyla Çin ve ABD ilişkilerinde olumlu bakış açısının olumsuz havanın üstesinden geleceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı. Ancak Biden ‘ın ABD’nin 46. Başkanı olarak yemin etmesinden dakikalar sonra Çin, eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun da aralarında bulunduğu Başkan Donald Trump yönetiminde görev yapan 28 yetkiliye yaptırım uyguladı. Pekin, Pompeo’nun Çin’in içişlerine ciddi şekilde müdahale eden, Çin’in çıkarlarına zarar veren, Çin halkının tepkisine yol açan ve ABD ile Çin arasındaki ilişkileri sekteye uğratan bir dizi adımı uyguladığını savundu. Harvard Üniversitesi John King Fairbank Çin Araştırmaları Merkezi’nden Robert Ross, VOA’in Çince Servisi’ne verdiği mülakatta, Çin’in ilişkilerin kötüleşmesinden Trump yönetiminde görevli bazı kişileri şahsen sorumlu tuttuğunu söyledi. Ross, “Elbette Dışişleri Bakanı Pompeo bu ideolojik savaşın en ön cephesinde yer alıyordu. Pompeo’nun bu konudaki şahsi çabasını önceden fark eden Çin durumdan Pompeo’yu sorumlu tutuyor” sözleriyle değerlendirdi.Çin’in Fudan Üniversitesi’nden uluslararası ilişkiler profesörü Shen Dingli de VOA’ye yaptığı değerlendirmede, Çin’in yaptırım adımının göreve gelen Biden yönetiminin “Çin’e karşı uygunsuz şekilde davranmaması yönünde bir uyarı” olarak görülmesi gerektiğini belirtti. Shen, “Pekin’in yaptırım açıklamasıyla Biden yönetimine önceki yönetimin Şincan Uygur Özerk Bölgesi, Hong Kong, Güney Çin Denizi ve Tayvan konusunda attığı adımları izlemesi halinde onların da yaptırımlarını hedefi olabileceği mesajını veriyor” dedi. Joe Biden ‘ın Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Emily Horne, Reuters’a gönderdiği yazılı açıklamada, yaptırımları kötü niyetli ve sonuç vermeyecek bir adım olarak niteledi. Horne, “Biden’ın Amerika’nın Çin’le rekabette üstün bir konuma taşımak için ABD Kongresi’yle birlikte çalışmayı sabırsızlıkla beklediğini” belirtti.

ABD-Çin Arasında Gerilim Nasıl Devam Ediyor ?

Trump başkan olmasından kısa bir süre sonra yönetimin ABD’ye yönelik en büyük ekonomik tehdit olarak gördüğü Çin’e karşı bir ticaret savaşı başlatmıştı. Johns Hopkins Üniversitesi profesörü David Lampton, “İklim değişikliği, küresel ekonomi yönetimi, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ve tüm dünyayı etkileyen sağlık konularının, Washington Çin’le diğer alanlarda şiddetli bir rekabet içinde olsa da Pekin’le iş birliği gerektirdiğini” belirtti. Bazı uzmanlarsa Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in tavrının ABD’nin böyle bir karşılık vermek zorunda bıraktığını ve bu nedenle de Washington’un sert Çin politikasını yumuşatmasının olası olmadığı görüşünde.

 American Enterprise Institute dış politika ve güvenlik politikaları uzmanlarından Danielle Pletka, “sürecin geçmişte Trump’a bağlı olmadığı gibi Biden’a da çok bağlı olmadığını” söyledi.

Biden ve Xi Telefonla Görüştü

ABD Başkanı Joe Biden, Çin lideri Xi Jinping’le bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Uzun bir aradan sonra konuşan iki ülke lideri, bir buçuk saate yakın süren bir görüşme yaptı.

Beyaz Saray’dan görüşmeye ilişkin kısa bir yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, Biden ve Xi’nin iki ülke ilişkileri, ortak çıkarlar, değerler ve fikir ayrılıklarının olduğu konularda görüş alışverişinde bulundukları ifade edildi. Görüşmede, iki liderin de tüm konular üzerinde açık ve net bir biçimde tartışma iradesi ortaya koydukları belirtildi. ABD Başkanı Biden, bunun, ABD ve Çin arasındaki rekabeti sorumlu şekilde yürütebilmek için sarfedilmesi gereken bir çaba olduğunu ortaya koydu. Açıklamada bu çerçevede iki liderin de rekabetin bir çatışmaya dönüşmemesi için sorumluluklarını dile getirdikleri belirtildi.Çin lideri ayrıca Biden’a iki ülkenin COVID-19 salgını ve küresel iklim krizi gibi konularda ortak çalışabileceklerini söyledi.

Sonuç

Her iki ülke de birbirine güvenmemekle beraber ticari ilişkiler içerisine olmak zorundadırlar. Dünyanın en büyük iki ekonomisine sahip olan bu iki ülke aralarında yaptıkları ticari ve finansal  anlaşmalar ile dünyanın ekonomisine yön verebilme potansiyelin dedirler. Hem ABD’nin hem de Çin’in “başat güç” olma arzusu ve dış politikalarındaki zıt görüşleri ikili ilişkileri sert bir rekabete itse de hiçbir ABD başkanı Çin ile ilişkilerini kalıcı olarak bozacak bir politika izlememiştir.

Biden döneminin iki ülke arasındaki kriz yönetiminde ülke menfaatleri ve bölgesel denge hususlarını göz önünde bulundurduğu aşikar. Her ne kadar Biden, Trump’ın Çin’e karşı başlatmış olduğu politikada herhangi bir değişiklik yapmasa da değişikliklerin olabileceğine karşı mesajlar vermektedir. ABD-ÇİN ilişkilerinin gelecekte nasıl şekilleneceğini tam kestirememekle beraber bu iki ülke arasında yıllardır süre gelen rekabet şiddetinin en azından Biden döneminde biraz daha azalacağını şimdilik öngörebiliriz.

KAYNAK: bloomberght, amerikanınsesi, AA, DP, euronews, BBC, DW.