Bu sayfayı yazdır

BAE-Türkiye Görüşmesinin Olası Etkileri

Yazan  24 Kasım 2021

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Prensi Muhammed bin Zayid Al Nahyan, bugün Türkiye’ye geliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabul edeceği Nahyan ile iki ülke iş birliğinin geliştirilmesi için atılabilecek adımlar ele alınacak.

Ziyaret, Al Nahyan ve Erdoğan’ın Şubat 2012’den sonraki ilk yüz yüze görüşmesi olacak.

Körfez ülkelerinden BAE ile uzun aradan sonra başlayan diplomasi trafiğinin ardından bugün de Veliaht Prens Muhammed bin Zayed Al Nahyan Ankara ziyareti gerçekleştirecek.

Ziyarette, ikili ilişkiler, bölgesel ve küresel konuların yanı sıra ticari ve ekonomik iş birliğinin masada olması bekleniyor. İki ülke arasında ilişkileri geliştiren ilk adım İran üzerinden ticaret yolunun açılması olmuştu.

İki ülke ilişkilerinin bozulması 2011 yılında patlak veren Arap Baharı krizinden sonra gerçekleşmiştir. BAE, Müslüman Kardeşler hareketini Ortadoğu’da krallıkla yönetilen emirlikler için tehlikeli görmüş ve bu hareket karşısında yer alarak dış politikasını bu doğrultuda şekillendirmiştir. Bu kapsamda patlak veren Katar krizid e iki ülke ilişkilerinin bozulmasına neden olmuştur. Türkiye ve BAE bu doğrultuda Ortadoğu’nun çatışma içerisindeki çoğu bölgesinde karşı karşıya gelmiştir. Bu bölgeler arasında Suriye, Libya ve Mısır sorunları başı çekmektedir. Bu bölgelere ek olarak Doğu  Akdeniz’de Türkiye karşısındaki ittifakta yer almaktan çekinmeyen BAE, bir çok bölgesel konuda Türkiye ile çatışmaktadır.

Türkiye, 15 Temmuz darbe girişiminde parmağı olduğu düşünülen ve FETÖ’ ye finansal destek sağladığı gerekçesiyle Muhammed Bin Zahid El Nahyan’ın güvenlik danışmanı Muhammed Dahlan hakkında kırmızı bülten talebinde bulunmuştur. Suç örgütü lideri olmakla suçlanan Sedat Peker’in BAE de bulunması da iki ülke ilişkilerini etkileyen önemli iç politik başlıklar olarak göze çarpmaktadır.

Türkiye’nin yaşadığı ekonomik kriz neticesinde ihtiyaç duyduğu finansal desteğin BAE ile kurulacak iyi ilişkiler ile giderilmeye çalışılması Türk tarafının BAE tarafından öncelikli beklentisini oluşturmaktadır. Buna karşılık BAE ise Türkiye ile diyalog kurmayı hedefleyerek bölgesel sorunlarda daha yapıcı davranıp Ortadoğu’daki rolünü kuvvetlendirmeyi amaçlıyor.  İki ülkde arasındaki ilişkilerin diyalog zeminine gelmesindeki bir diğer neden ise ABD’nin bölgede uyguladığı politikanın değişmesi ve Trump sonrası dönemde ABD’nin Körfez ve Suudi Arabistan’a verdiği koşulsuz desteğin kaybolmasıdır.

BAE tarafının ise  Türkiye’den en önemli beklentisinin Müslüman Kardeşler hareketine verilen desteğin kesilmesini istemek olduğunu söylemek mümkündür. Türkiye’nin ekonomik anlamda zor durumda olması neticesinde bu talebe ne yanıt vereceği büyük merak konusu. İki ülkü ilişkilerinin diyalog zeminine gelmesi şüphesiz bölge politikaları açısından oldukça önemlidir. BAE’nin Türkiye’ye finansal ve ekonomik destek sağlaması neticesinde Türk Dış Politikasını satın alma girşiminde bulunmasına müsaade edilmemelidir. Kurulacak ilişkiler ve oluşacak olumlu atmosferin 24 Aralık’ta seçime gidecek olan Libya’yı rahatlatacağı ve Doğu Akdeniz’de Türkiye karşısında oluşturulan ittifakın hareket alanını kısıtlayacağı öngörülebilir.

KAYNAK:

https://tr.sputniknews.com

Barış Yüksel

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Uzman