< < Analiz/Netanyahu ve Erdoğan, Dağlık Karabağ’da İran’a karşı olası ittifak mı ?


Analiz/Netanyahu ve Erdoğan, Dağlık Karabağ’da İran’a karşı olası ittifak mı ?

Yazan  01 Ekim 2020

Osmanlılar ve Persler arasındaki tarihi düşmanlık ve çeşitli sıcak noktalardaki bölgesel rekabet Türkiye ve İran’ın kalıcı bir ittifak kurmasını zorlaştırıyor.

Negev'deki İsrail hava kuvvetleri üslerine inen Azerbaycan kargo uçakları ile ilgili yaygın görüş iki ülke arasındaki kapsamlı silah anlaşmalarını doğrular nitelikte.Fakat Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki şiddetli çatışmaların tırmanmasından sadece iki gün önce, yani Salı ve Çarşamba günleri Uvda'ya inen Ilyushin Il-76 kargo uçaklarının sefer sıklığı ve zamanlaması, bu sevkiyatların bugün dördüncü gününe giren ve Perşembe günü Dağlık Karabağ yerleşim bölgelerinde yaşanan çatışmalara yönelik bir savaş hazırlığı olduğunu gösteriyor.  

İsrail hükümeti Güney Kafkasya'daki durumla ilgili herhangi bir açıklama yapmaktan kaçındı. İsrail resmi olarak taraf tutmuyor ve sadece iki hafta önce Tel Aviv’de ilk büyükelçiliğini açan Ermenistan’la diplomatik ilişkileri mevcut. İsrailli yetkililer yumuşak bir dille "her iki tarafta da çıkarlarımız olduğunu" ve İsrail Azerbaycan’a silah satsa dahi Ermenistan’ın patronlarından biri olan Rusya’ya kesinlikle açıkça meydan okumayacaklarını vurguluyorlar.

İsrail, Azerbaycan’ı sadece insansız hava araçlarını, füzeleri ve radar sistemlerini içeren kazançlı silah antlaşmalarının bir tarafı olarak değil, aynı zamanda stratejik bir müttefik olarak görüyor.Hazar denizinin kıyısındaki bu kleptokrasi İsrail’in satın aldığı petrolün çoğunun kaynağıdır ve coğrafi konumu nedeniyle komşusu İran’a karşı yürütülecek istihbarat faaliyetleri açısından, özellikle de laik nüfusunun çoğunun Şii olması ve güneyindeki İslam cumhuriyetinin devrimci emellerine şüphe ile yaklaşması sebebiyleson derece kullanışlı bir arka kapıdır.

Fakat Azerbaycan’ın başka bir bölgesel güç olan Türkiye ile daha güçlü etnik bağları var.Dağlık Karabağ’dan, özellikle de Ermeni kaynaklarından gelen raporlara göre, Türkiye bu mevcut çatışmaya öncekilerden çok daha fazla müdahil.

Ermeniler, Türk insansız hava araçlarının kullanıldığını, bir Türk F-16 savaş uçağının Ermeni savaş uçağını düşürdüğünü ve hatta Türkiye destekli Suriye Ulusal Ordusu'na mensup Suriyeli savaşçıların orada konuşlandırıldığını iddia ediyor. Türkiye askeri olarak karıştığı yönündeki haberleri yalanlasa da sözlü olarak Azerbaycan'ı destekliyor.

İsrail uzun zamandır ilk defa Türkiye ile aynı tarafta görünüyor.Bu geçici ve tesadüfü bir ortak çıkar noktası mı, yoksa eski Türkiye – İsrail ittifakının bazı unsurlarının devam ettiğine dair bir işaret mi ?

İsrail’in Gazze’deki Dökme Kurşun Operasyonundan bu yana geçen 12 yıldır, iki ülke arasındaki ilişkiler istikrarlı bir şekilde kötüye gidiyor.İlk birkaç yılda, Recep Tayyip Erdoğan’ın bölgedeki konumunu güçlendirme çabaları nedeniyle bunun geçici bir durum olduğuna inananlar oldu.

Fakat bugün İsrail güvenlik ve istihbarat teşkilatındaki ortak kanı, gittikçe otokratikleşen Erdoğan'ın tedavi edilemez bir Yahudi düşmanı olduğu ve Erdoğan Türkiye lideri olmaya devam ettiği sürece bu ilişkilerde gerçek bir iyileşme ihtimali olmadığı yönünde.

Türkiye’nin İsrail’le arasındaki düşük düzeyli de olsa diplomatik bağlara ve kapsamlı ticari ilişkilere rağmen Erdoğan, İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn arasındaki ilişkilerin ve anlaşmaların son zamanlarda “normalleşmesini” şiddetle kınadı.

Son yıllarda Türkiye, önemli Hamas liderlerine ev sahipliği yapmaya başlamış, İstanbul'da ofis açmalarına izin vermiş ve hatta bazılarına Türk vatandaşlığı bile vermiştir. Bu, kısmen Erdoğan'ın kendisini Filistinlilerin koruyucusu olarak gösterme arzusundan ve 2013 yılında Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye karşı yapılan darbeden sonra Mısır’daki tabanını kaybeden Müslüman Kardeşler hareketine olan kişisel yakınlığından kaynaklanıyor.

İsrail istihbarat camiasında, Türkiye ile kopuşun geçici mi ve yalnızca Erdoğan'dan mı kaynaklandığı,ya da daha derin bir değişimi mi temsil ettiği konusundaki tartışma hala devam ediyor.Geçmişte ilişkiler büyük ölçüde, herhangi bir görevlinin Türk mevkidaşıyla olan kişisel ilişkilerine bağlıydı.Örneğin, on yıl öncesine kadar Türkiye'nin hava sahasında eğitim gören ve çeşitli NATO forumları aracılığıyla halen Türk mevkidaşıyla bağlarını sürdürmeye devam eden İsrail Hava Kuvvetleri'nden kıdemli bir subay, geçen yıl “Türkiye'nin bir düşman olmadığını ve Erdoğan gidince tekrar yakın müttefik olunacağını" söyledi.

Öte yandan Hamas’ın Batı Şeria’daki operasyonlarının giderek artan bir şekilde İstanbul’dan nasıl yönlendirildiği ve Türk istihbarat servisi MİT’in İran’la çalışmaya meyilli Erdoğan sırdaşları tarafından nasıl ele geçirildiği istihbarat yetkililerince görülüyor. Erdoğan istifa etmeye zorlansa, ya da ölse dahi yerine gelecek kişiler bu siyaseti sürdürebilir.

Bir istihbarat analisti “İlişkilerin yeniden eskisi gibi olmasının yıllar sürebileceğini” söyledi. Bunun sınavı ise Hamas ofislerinin kapatılıp kapatılmayacağı olacak.

Dağlık Karabağ’a dönecek olursak, bu konu her şeyden daha çok İran’a bağlı.

Her iki tarafın da girişimlerine rağmen Osmanlılar ve Persler arasındaki tarihi düşmanlık ve çeşitli sıcak noktalardaki bölgesel rekabet Türkiye ve İran’ın kalıcı bir ittifak kurmasını zorlaştırıyor.

İran’ın, Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’daki başlıca destekçilerinden biri olması İsrail’e Erdoğan’ın Türkiye’siyle bir arka kapı diyaloğu için fırsat sunuyor ve Ankara ile Tahran’ın arasındaki uçurumun genişlediği ümidini doğuruyor.

Türkiye ve İran onlarca yıl İsrail’in bölgedeki Arap olmayan müttefikiydiler ve onun gayri resmi “Çevre ittifakı” na katıldılar, ki bu ittifak ilk olarak 1979’daki İran İslam devrimiyle ve ardından 2003’teki Erdoğan’ın yükselişiyle büyük bir yıkıma uğradı.

İsrail ortak düşmanlık beslediği İran ve Türkiye’ye karşı Suriye, Yemen, Lübnan ve Libya’da vekalet savaşları yürüten BAE, Suudi Arabistan ve Mısır'ı içeren Batı yanlısı Arap ülkeleriyle artık her zamankinden daha yakın.

Azerbaycan'a silah sevkiyatı ve Dağlık Karabağ'daki alevlenme, “Çevre ittifakı”nın tamamen ölmemiş olabileceğinin bir hatırlatıcısıdır.

 

Çeviri: Mehmet Turas

Anshel Pfeffer – 30.09.2020 / Haaretz

https://www.haaretz.com/israel-news/.premium-netanyahu-and-erdogan-in-unlikely-alliance-against-iran-in-nagorno-karabakh-1.9197671

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display