Suriye-Kürdistan Demokratik Partisi (muhalif Suriye Kürt Ulusal Konseyi partilerinden birisi)'nde yönetici, ABD’lilerin özellikle ABD başkanı Trump’ın İran Devrim Muhafızlarını terör örgütü olarak ilan etmesinden sonra Fırat’ın doğusunda yer alan bölümde İran varlığına izin vereceğini sanmadığını belirtti. Ahmet, bunun İran'ın Fırat'ın doğusunda aleni ve resmi tutunma noktası olmayacağı anlamına geldiğini, özellikle İran ve milislerinin herhangi bir varlığının tüm bölge bileşenleri tarafından hoş karşılanmayacağını belirtti.

Bölgenin tümüyle özellikle de Fırat'ın doğusunun ABD liderliğinde uluslararası koalisyonun terörist IŞİD örgütüne karşı ana askeri operasyonların sona erdiğini duyurduktan sonra yeni ve farklı bir süreç önünde olduğuna işaret etti. Yönetici, tüm göstergelerin Fırat'ın doğusunun güvenli bölge olacağını gösterdiğini, Güvenlik konseyinden yayınlanan uluslararası bir kararın çıkarılmasının tökezlemesi durumunda ABD liderliğinde teröre karşı uluslararası koalisyon tarafından korunacağını ve uçuş yasağı konulacağına dikkat çekti. Bu bölgede ana oyuncunun ve bu görüşmeleri denetleyenin ABD tarafı olduğunu, bu görüşmelerin başında Kürt Ulusal konseyi (ENKS) olmak üzere Suriye Kürt çevrelerini kapsadığını belirtti.

Ahmet, ABD'nin tutumunun hala puslu ve belirsizliği çevrelemeye devam ettiğini, ancak Fırat nehrinin batısında yer alan bölümde meydana geldiği gibi askeri müdahale senaryosunun var olmadığını söylemenin çok zayıf olduğunu belirtti. Şahin sözlerini, tüm kanıtların Fırat'ın doğusunda güvenli bölge kurulmasına işaret ettiğini, prensip olarak kurulması için bir tür  göreli uzlaşılar bulunduğunu, ancak güvenli bölgenin kurulmasına ve denetlemesine katılımda hala Türkiye'nin ve kendisini destekleyen Suriye İslami askeri grupların rolü cihetinde anlaşmazlıklar ve çelişkiler bulunmaya devam ettiğini belirterek sonlandırdı.

Çeviri yapılan kaynak: http://www.basnews.com/index.php/ar/interviews/513547