< < III. Safranbolu Kongresi İzlenimleri
 Bu sayfayı yazdır

III. Safranbolu Kongresi İzlenimleri

 

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, geleneksel Safranbolu kongresinin üçüncü toplantısı bu yıl Asmazlar Konağı’nda gerçekleşti.

27-28 Nisan tarihleri arasında 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü tarafından Asmazlar Konak’ta gerçekleştirilen III. Safranbolu Kongresi’nin bu yılki konusu “Orta Doğu’da Devam Eden Değişimin Dinamikleri” oldu. İki gün süren kongrede toplam beş oturum gerçekleşti. Kongreye, Ankara, İstanbul ve Karabük’ten gelen izleyicilerin yoğun katılım sağlaması dikkat çekti. Birinci gün oturumlarında katılımcılar tarafından Rusya–ABD ve Çin’in Orta Doğu Politikaları ile Türkmenler konularında tebliğler sunulurken, ikinci günde gerçekleşen oturumlarda Müslüman Kardeşler, Selefilik ve El Kaide başlıkları tartışıldı.

III. Safranbolu Kongresi, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkan Yardımcısı Dr. Bahar Aşçı’nın açılış konuşması ile başladı. Oturum Başkanlığını Prof.Dr. Haydar Çakmak’ın yaptığı “Rusya–ABD ve Çin’in Orta Doğu Politikaları” başlıklı I.Oturum’un ilk konuşmacısı Doç.Dr. Konuralp Ercilasun oldu. Çin’in petrol ihtiyacının %40’ını Orta Doğu’dan karşıladığına dikkat çeken Doç.Dr. Ercilasun, Orta Doğu’nun Çin’in giderek artan gücü için adeta pilot bölge olduğunu ifade etti.

Rusya’nın Orta Doğu politikalarını anlatan oturumun ikinci konuşmacısı olan Yrd. Doç. Dr. Ali Asker ise Rusya’nın Orta Doğu politikalarında dönem dönem batıyla birlikte hareket ettiğini ancak Suriye konusunda farklı politikalar izlediğine dikkat çekti. Yrd. Doç. Dr. Asker, Esad rejiminin devrilmesi durumunda ABD’nin Orta Asya ve Kafkaslar’a daha kolay girebileceğini bu ihtimalin ise Rusya’yı endişelendirdiğini vurguladı. Ali Asker’in ardından söz alan Yrd. Doç. Dr. Barış Adıbelli ise Çin’in Rusya’dan biraz daha farklı bir Orta Doğu politikası izlemekte olduğunu dile getirdi. Uluslararası İlişkilerdeki bağımlılık teorilerinden hareketle Çin’in teoride tek kutuplu dünyaya karşı çıksa da pratikte tek kutuplu sistemden memnun olduğunu söyledi. Adıbelli sözlerinin devamında, ABD’nin dünyanın jandarmalığına soyunurken Çin’in rahat bir şekilde ekonomik olarak büyüdüğüne dikkat çekti.

Birinci oturumun son konuşması ise 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Amerika Araştırmaları Merkez Başkanı Özdemir Akbal tarafından yapıldı. Akbal, ABD’nin Orta Doğu politikalarının hem sert hem de yumuşak güç ile birlikte yürütüldüğünü ve ABD’nin Orta Doğu siyasetinde son dönemde bölgede kurduğu ittifaklar ile “geriden yönetme” taktiği uyguladığı ifade etti.

İkinci ve Üçüncü oturumlarda ise Orta Doğu’da yaşayan Türkmenlerin siyasal, kültürel ve ekonomik durumları hakkında dikkat çekici tebliğler sunuldu. Oturum başkanlığını eski Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu’nun tarafından yapılan ikinci oturumun ilk konuşmacısı ise Prof.Dr.Bilgehan Atsız Gökdağ oldu. Türklerin Orta Doğu’da yaklaşık 5 milyon nüfusa sahip olduklarını ifade eden Prof. Gökdağ, Orta Doğu’da yaşayan Türklerin, Türk Dış Politikası için önemli bir fırsat olduğunu savundu. Gökdağ’ın bildirisine paralel olarak Irak Türkmenlerinin siyasi sorunları ve çözümleri üzerine eğilen Diler Gökbayrak oturumun ikinci konuşması oldu. Gökbayrak, özellikle nüfus dairelerine yapılan saldırılar ve Kerkük’e gerçekleşen göçler ile Kerkük’ün demografik yapısının değiştirildiğine dikkat çekti. Türkmenlerin Kerkük, Minova, Selatin, Diyala illerinde iki ateş arasında kaldığını ifade eden Gökbayrak, Irak Türkmen Cephesi’nin açıkladığı verilere göre Aralık 2012’de 48’i planlı suikast 68’i ise bombalı saldırı olmak üzere toplamda 116 Türkmen’in katledildiğini de sözlerine ekledi.

Oturumun ikinci konuşmacısı olan Yrd. Doç. Dr. Özgür Kasım Aydemir ise Lübnan Türklerinin tarihine, güncel sorunları ve çözüm önerilerine değindi. Alan araştırmalarını dinleyicilerle paylaşan Aydemir, Lübnan Türklerinin 120 yıldır hatırlanmadıkları için Türkiye’ye sitem ettiklerini ve çok önemli bir kısmının kendilerini hala Osmanlı olarak tanımladıklarını söyledi. Lübnan’daki Türk ailelerin evlerini Türk bayraklarıyla süslediklerine dikkat çeken Aydemir, yaklaşık 2000 kişinin çok net bir Türkçe konuştuklarını ifade etti.

Türkmenler konulu oturum Suriye Türkmenlerinin ülkedeki tarihi geçmişleri ve güncel sorunları ile devam etti. Üçüncü oturumun ilk konuşmacısı olan Prof. Dr. Fatih Kirişçioğlu, Suriye Türkmenlerin Demografik Yapısı başlıklı tebliğini sunarken, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Erol, Suriye’de devam etmekte olan iç savaşta Türkmenlerin durumu ve siyasal pozisyonunu değerlendirdi. Erol, Suriye iç savaşında yer alan Türkmenlerin Esad’a karşı savaşan taburlara, Yıldırım Beyazıd, Abdülhamid ve Fatih Sultan Mehmet gibi tarihsel liderlerinin isimlerinin verildiğini ifade etti.

Üçüncü oturumun son konuşmacısı ise Yrd. Doç. Dr. Tuğçe Varol Sevim oldu. Kerkük petrolleri konulu bir sunum gerçekleştiren Varol’un tebliği dinleyiciler tarafından dikkatle takip edildi. Kerkük’ün Irak Ordusu ve Dicle Ordusu arasında çatışmalar neden olduğunu ifade eden Sevim, Irak’taki Bölgesel Yönetimin ExxonMobil Şirketi ile çalışırken, Bağdat Yönetiminin Kerkük için BP ile anlaştığını sözlerine ekledi. Tuğçe Varol Sevim, Kerkük’te sadece siyasi güçler arasında değil şirketler arasında da ciddi bir mücadelenin devam ettiğine dikkat çekti.

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü tarafından düzenlenen III. Safranbolu Kongresi’nin ikinci günü Müslüman Kardeşler, El Kaide ve Selefilik başlıklı oturumlarla devam etti. Kongrenin IV. Oturumunda Arap Baharı sürecinin Mısır ve Suriye’deki etkilerini Cumhuriyet Gazetesi dış politika muhabirleri Mustafa Kemal Erdemol ve Bahadır Selim Dilek anlattılar. Oturumun üçüncü konuşmacısı Dr. İrem Aşkar Karakır ise Mübarek sonrası Mısır’da Müslüman Kardeşlerin karşılaştığı zorlukları irdeledi. Karakır, Müslüman Kardeşlerin, Mısır’da karşılaştığı zorlukları ekonomik kriz, ordu ve yargıyla yaşanan çekişmeler, Müslüman Kardeşler’e karşı oluşan muhalefet olarak sıralamıştır. Bu oturumun turumun son konuşmacısı ise Dr. Semih Uşaklıoğlu oldu. Dr. Uşaklıoğlu, Müslüman Kardeşler Hareketi’nin yalnızca Orta Doğu’yu değil Türkiye’yi de etkilediğini söyleyerek, bu ideolojinin İslam’ı dönüştürme ve başkalaştırma hareketi olduğunu ifade etti.

Kongrenin son oturumunda Ortadoğu’da Selefilik ve El Kaide konuları tartışıldı. Oturum başkanlığını Dr.Abdülkadir Sezgin’in yaptığı bu oturumda Prof. Dr. Kemal Üçüncü, Modern Bir Siyasal Tahayyül Olarak Siyasal İslam ve Orta Doğu’ya Yansımaları başlıklı tebliğini sunarken, Doç. Dr. Bilal Karabulut, Suriye’de Selefilerin İsyandaki Rolünü, Doç. Dr. Hilmi Demir, Selefilik ve El Kaide, Sibel Kalemdaroğlu ise Orta Doğu'da Dönüşüm ve Suudi Arabistan başlıklı tebliğlerini sundular. Kongre, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın kapanış konuşmasıyla sona erdi.