Tugay Uluçevik

Tugay Uluçevik

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışmanı

 

Vatanı elinden alınmak istenmiş olan Türk Milleti, Gazi Mustafa Kemâl Paşa’nın, ATATÜRK’ün emsalsiz önderliğinde 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü Samsun’da başlattığı kurtuluş, millî istiklâl ve egemenlik mücadelesini 9 Eylül 1922 Cumartesi günü kesin bir askerî zaferle sonuçlandırmıştır.

İşte BM, AB, NATO, Avrupa Konseyi, vesaire uluslararası forumlarda çok taraflı diplomasi böyle bir şeydir!

NATO’nun Türkiye ve Macaristan dışındaki 29 üyesi, 11-12 Temmuz’da Vilnius’ta yapılacak Zirve toplantısında İsveç’in Teşkilât’a üyeliğinin gerçekleşmesi için seferber olmuş durumda.

Dr. Fazıl Küçük’ten 1973'de teslim aldığı Kıbrıs Türk Halkı’nın varoluş mücadelesinin, Millî Dava'nın bayrağını daha yükseklerde bağımsız ve egemen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti'nin bayrağı olarak göndere çeken Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ı ölümsüzleşmesinin 11. yıldönümünde sevgi ve saygıyla anıyoruz.

BM gündemindeki Kıbrıs sorunu, 343 yıl hukuken ve fiilen, 352 yıl da hukuken Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliği altında kalmış olan ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye 70, Yunanistan’a 850 km. mesafede bulunan Kıbrıs adasını, orada hiçbir zaman egemen güç olmamış Yunanistan’ın kendisine bağlama ve Ada’yı Kıbrıs Türk halkından arındırma emeliyle yaptığı girişimler sonucu ortaya çıkmıştır.

Türkiye ve KKTC Millî Kıbrıs Davamızda 1974’den sonra BMGS’nin “iyi niyet görevi” [mission of good offices] çerçevesinde Kıbrıs’ta taraflar arasında eşit düzeydeki [on an equal footing] müzakerelerle “iki toplumlu, iki kesimli federal çözüm” [bicommunal, bizonal federal solution] hedefi doğrultusunda politika izlemişlerdir.

Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren dış politika konuları, Türkiye’nin bunlarla ilgili uygulamaları, iç politika mülâhazalarına yer verilmeden ve “zafer” veya “hezimet, mağlubiyet” gibi nitelemeler yapılmadan, sadece olgular göz önünde tutularak ve millî menfaatler kriteri esas alınarak tarafsız bir yaklaşımla değerlendirilmelidir.

Türkiye’nin, 1923 Lozan Antlaşması ve Boğazlar Sözleşmesi ile 1947 Paris Antlaşması’na göre “askersizleştirilmiş” (gayrıaskerî) [demilitarized] statüye bağlanan Ege’deki belirli adaların bu statülerine Yunanistan’ın riayet etmesini istemesinin sağlam tarihî, coğrafî, hukukî, siyasî arka zemini ve temeli vardır.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Sabahattin İsmail   - 14-05-2024

Kıbrıs Yeni Bir Müzakereye Zorlanıyor

Milli çıkarları savunurken 2 konu hata kaldırmaz: