Türkiye’de değişen anayasayla birlikte oluşan yeni rejimde kurumsal karar sürecinin de ortadan kaldırıldığını ve tek noktadan gelen talimatlara bağlı bir yönetim anlayışının hayata geçtiğini görüyoruz. Doğrudan kendisiyle ilgili konulardaki karar süreçlerinde bile TSK’nın varlığını hissedemiyoruz, göremiyoruz.

Diplomatik Girişimler Sonuçsuz Kalmış,Bıçak Kemiğe Dayanmıştır

PKK terör örgütünün kurulduğundan beri, Irak’ın kuzeyinde Türkiye için var olan terör tehdidi, Suriye iç savaşı ile birlikte Kuzey Suriye’de terör örgütünün gelişmesi ve bu örgütün ABD başta olmak üzere koalisyon güçlerince desteklenmesi sonrasında, Suriye üzerinden güney sınırlarımızıda tehdit eder hale gelmiştir.

Afrika Kıtası’nın en bilinen ülkelerinden olan Fas denilince, Kazablanka’nın ile birlikte akıllara ilk gelen şehirlerden biride Marakeş’tir. Berberi dilinde “Tanrının Ülkesi” anlamına gelen Marakeş, bulunduğumuz ayın ortalarına doğru yüzyılın en önemli problemlerinden biri olan göç konusunda uluslararası bir mutabakata ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.

ABD Savunma Bakanı Mattis’in açıkladığı Türkiye-Suriye sınırında gözlem noktaları kurma kararı Suriye savaş alanında yeni bir safhaya geçildiğini gösteriyor.

ABD ve Koalisyon Ortakları, Suriye’de Hiç Bir Zaman Samimi Olmamışlardır 

Türkiye, Suriye iç savaşının başlangıcından itibaren; Suriye’nin kuzeyinde gelişen tehditlere karşı gerek askeri ve siyasi alanda, gerekse uluslararası alanda alınması gereken tedbirlere ilişkin olarak,çok sayıda girişimlerde bulunmuş ve bu kapsamda; Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtı ile İdlib bölgesinde silahsızlandırma faaliyeti çerçevesinde gözlem noktaları tesis etmiştir.

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Büyükelçi James Jeffrey “Suriye’de yerel bir ortak olmadan ülkenin kuzeydoğusunda varlığımızı sürdüremezdik ve daha bitmemiş olan DEAŞ ile mücadeleyi devam ettiremezdik.

17 Eylül'deki İdlib Mutabakatıyla ötelenen çatışma ve insani felaket Türk kamuoyu görmezden gelse de yeniden gündeme girmek üzere.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Fransa dönüşü yaptığı açıklamaları ilginç ifadeler içeriyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcsı Matthew Palmer, PKK terörist başlarından; Murat Karayılan, Cemil Bayık ve Duran Kalkan’ın yakalanması için, ABD tarafından toplam 12 milyon dolar para ödülü konduğunu duyurmuştur.[[i]]

ABD politikalarını hayata geçirmek için bölgesel ittifaklar, ortaklıklar oluşturup bunları kendi çıkarları doğrultusunda bir ittifaklar zincirine dönüştürme stratejisini kullanmaktadır.

Tunus’ta 2010 yılı sonunda bir seyyar satıcının kendisini yakmasıyla başlayan ve “Arap Baharı” adı verilen süreçte Yemen halkı, 11 Şubat 2011’de 33 yıllık Ali Abdullah Salih yönetiminin son bulması için sokaklara döküldü.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Sabahattin İsmail   - 14-05-2024

Kıbrıs Yeni Bir Müzakereye Zorlanıyor

Milli çıkarları savunurken 2 konu hata kaldırmaz: