Cenevre-2 Öncesi Amansız Mücadele…

Yazan  22 Ocak 2014

Cenevre-2 Öncesi Amansız Mücadele…

Uluslararası toplumun Ortadoğu’ya bir an önce barış ve huzur gelmesi için sürdürdüğü çabalar umut verirken, son günlerde yaşanan gelişmeler bu umutları baltalıyor. Birincisi BM’nin İran’a yaptığı daveti geri çekmesi, ikincisi Türkiye’de yakalanan silah-mühimmat yüklü TIR’lar, üçüncüsü ise bugün ortaya çıkarılan Suriye Rejimi’nin vahşetini gösteren binlerce fotoğraf.  Yazının konusunu ise fotoğraflar oluşturuyor.

Fotoğraflar uluslararası kamuoyuna bir rapor eşliğinde sunuldu. Rapor, “Carter-Ruck and Co. Solicitors of London” isimli önemli bir İngiliz hukuk bürosu adına hareket eden altı uzman tarafından hazırlanmış.[1] Uzmanlar, Suriye’nin Askeri Polis Teşkilatı’ndan firar eden ve “Sezar” takma adı verilen Suriyeli bir görevli ile  12, 13, 18 Ocak tarihlerinde bir Ortadoğu ülkesinde görüşmeler yaptı. Uzmanların üçü Liberya ve Eski Yugoslavya Ceza Mahkemeleri’nin soruşturmalarında görev almış; savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve uluslararası hukuka aykırı suçları soruşturmada uzman kişileri. Diğer üçü ise adli tıp ve kriminoloji konusunda yetkin üç uzman.  Uzmanlar Suriyeli görevlinin bizzat ya da arkadaşları vasıtasıyla yurtdışına çıkardığı fotoğrafların doğru olup olmadığını çeşitli teknikler kullanarak ve mülakat yaparak bulmaya çalışmışlar. Bilahare hazırladıkları rapor uluslararası kamuoyuna sunuldu. Hem de 22 Ocak’ta başlayacak Cenevre-2 görüşmelerinden bir gün önce.

İşin ilginç yanı raporda zaman sınırlaması nedeniyle her bir kurban için tam olarak nasıl yaralandıkları, nerelerine hangi zarar verildiklerine ilişkin detaylı bir yer verilemediğinden bahsediliyor.[2] Okuyanların aklına uzman ekibi neden bu kadar acele etmiş diye geliyor. Bu raporu neden herhangi bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde her türlü bilgi ve belgeyi ekleyerek hazırlamak yerine alelacele tamamlama ihtiyacı hissedilmiş?

Rapor’da Suriyeli görevlinin “Olay Yeri Fotoğrafçısı” olduğu, adi suçlarla ilgili çektiği fotoğrafları yargıya gönderdiği, savaş başlayınca ölen kişilerin fotoğraflarının çekmek görevi üstlendiği belirtiliyor.[3]

İngiliz Hukuk Bürosu’nun raporunda kamuoyunu ikna etmek için her türlü detaya özen gösterilmiş.

Öncelikle fotoğrafların gerçekliğini ispatlayacak, alanında uzman kriminoloji uzmanları ve uluslararası ceza mahkemelerinde görev yapmış saygın kişilere yer verilerek, onlar üzerinden Sezar’ın ifadeleri ve fotoğrafların gerçekliği konusunda bir algı oluşturulmaya çalışılmış.

Uzmanlara göre durumun tam anlamıyla anlaşılabilmesi için kurbanların yakından çekilmiş yüz fotoğrafları ve sırt fotoğraflarının da bulunması gerekiyordu. Sezar’ın “Olay Yeri Fotoğrafçısı” olmasına karşın fotoğrafların Batı standardında çekilmeme gerekçesi inandırıcı değil. Bu durum fotoğrafların Sezar tarafından çekilip çekilmediği konusunda kuşkulara yer vermekte.

Sezar’ın fotoğrafları hastanede çektiğini belirtmekle birlikte, aslında bu fotoğrafların rejimin hapishanelerinde ya da gizli servisin nezaretinde aç bırakılarak, işkence yapılarak öldürülen kişiler olduğu, bunların öldükten sonra hastaneye getirildiği bilgisi sadece Sezar’ın tanıklığına dayandırılmış.

Fotoğrafların, 22 Ocak’ta düzenlenecek Cenevre-2 Konferansı öncesinde hızla kamuoyuna duyurulma ihtiyacı, raporun bir an önce hazırlanması gerektiğini apaçık ortaya çıkarmaktadır.   Görüldüğü üzere fotoğraflar Cenevre-2 görüşmelerinin hemen arifesinde servis edilmiştir.  Çeşitli çevreler Esad’ın savaş suçları mahkemesinde yargılanması için gerekli malzemenin hazır olduğunu adeta ilan etmektedir. Söz konusu raporun hazırlanmasında bu konuda deneyimli yargıçların görevlendirilmesi de bu hedefin hukuki altyapısının oluşturulmaya çalışıldığını göstermektedir.

Brüksel’de bulunan Başbakan Erdoğan da bu fotoğraflardan sonra da bir şey yapılmaması halinde durumun çok vahim olduğunu açıklamıştır.

Dolayısıyla fotoğrafların servis edilme zamanlaması Esad’ın ne kadar barbar bir lider olduğunu,  Suriye rejimini destekleyen ülkelerin bu barbarlığa ortak olduğu imajı yaymayı, Montrö’de Suriye rejiminin elini zayıflatıp gerekli tavizleri koparmayı, şartların uygun olması halinde Suriye’ye bir müdahale yapılmasına çalışılmasını hedefleyen kara propaganda örneği olarak görülmektedir.

Hatırlanacağı üzere Ağustos ayında Şam’ın Guta banliyösünde meydana gelen kitlesel ölümlerin müsebbibi aranırken, Fransız servisi açık kaynak bilgilerine, gözlem-müşahade ve tanık ifadelerine ve İsrail’in askeri dinleme biriminden elde edilen sinyal bilgilerine dayandırdığı raporunda Esad rejimi saldırıdan sorumlu tutmuştu.  Rapor, içeriği tartışmalı olsa da, bundan sonraki uluslararası girişimlere referans oluşturmuştu.  Bugünlerde ortaya çıkan İngiliz raporu da aynı amaca hizmet ediyor.

Birleşmiş Milletler ekibi olay yerinde inceleme yapmış, kurbanların kimyasal silah saldırısı sonucu öldüklerini tespit etmekle birlikte, saldırının failini ortaya çıkaramamışlardı. BU kez İngiliz raporuyla Suriyeli rejim muhalifi bir görevli olan Sezar’ın tanıklığında Esad mahkûm edilmeye çalışılıyor.

Ancak asıl ilginç nokta şurada ortaya çıkıyor. Altı kişilik uzman heyeti Sezar ile görüşmeye gönderen Carter-Ruck Hukuk Firması’nın Ortaklarından Cameron Doley. Buraya kadar her şey normal. Biz araştırmayı yaparken Hukuk Firması’nın ya da C.Doley’in servis bağlantısını aramaya çalışacaktık. Ancak sorunun cevabı Doley’in faaliyetlerini anlatan sayfasında yazılıydı. Cameron Doley’in Katar Emiri ile arasında geçmişte iş ilişkisi bulunmaktaydı. Doley’in Katar Emiri’nin eşinin şikayeti üzerine üstlendiği dava sonucunda Azzaman isimli gazetenin ilk sayfasında tekzip yayınlattığı ve 500 bin pound tazminat kazandırdığı belirtiliyordu.[4]

Anlaşıldığı kadarıyla raporun böylesi aceleyle hazırlanma ihtiyacı fotoğrafların 22 Ocak öncesi servis edilme zorunluluğundan kaynaklanıyordu. Hedefi ise Esad Rejimi’ni uluslararası toplum nezdinde iyice köşeye sıkıştırmak, son destekçilerinin de elini zayıflatmak ve muhaliflerin beklentilerini karşılayacak bir ortam yaratmaktır. 

 

 

 


[1] A Report into the  credibility of certain evidence with regard to Torture  and Execution of Persons Incarcerated by the current Syrian regime, http://i2.cdn.turner.com/cnn/2014/images/01/20/syria-board.of.inquiry.doha.jan.2014.18.1.version.x.to.print..pdf

[2] Ibid, s.11.

[3] Ibid, 6-7.

[4] http://www.carter-ruck.com/Lawyers/cv.asp?name=Cameron%20Doley&ID=7

Dr. Erhan Canikoğlu

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Rusya Slav Araştırmaları Merkezi Başkanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display