< < TRT-6 (ŞEŞ)’nın Son İcraatı Kürtçe Pop Star Yarışması Örneği ve TRT-6’nın Türk Milli Dokusuna Etkileri


TRT-6 (ŞEŞ)’nın Son İcraatı Kürtçe Pop Star Yarışması Örneği ve TRT-6’nın Türk Milli Dokusuna Etkileri

Yazan  15 Mart 2011
TRT’nin Kürtçe yayın yapan kanalı TRT 6’nın organize ettiği Türkçe ‘Türkünü söyle’ anlamına gelen Kürtçe ‘Strana xwe beje’ yarışmasının reklâmı epey zamandır medyada yer almaktaydı. İllerdeki ve ülke dışındaki elemelerinin tamamlayan yarışma 7 Mart 2

"Sen Türkünü Söyle" Şarkı-Türkü Yarışması

TRT-6 tarafından düzenlenen Kürtçe türkü yarışması "Strana Xwe Beje (Sen Türkünü Söyle)" 7 Mart 2011 gecesi izleyiciyle buluştu. Türkiye'nin 7 bölgesinin yanı sıra Almanya, İsveç ve Irak'da yapılan elemeler sonucunda dereceye giren 16 kişi, yarışmaya katılmaya hak kazandı. İlk programa Hükümetin Kürt kökenli bakanlarından Mehdi EKER ile Mehmet ŞİMŞEK de katıldı.[1] Programın jürisinde Kadir İPEK ve Yekbun'un yanı sıra Suriyeli Kürt sanatçı Said YUSUF'un da bulunması dikkat çekiciydi.[2]

Programın elemelerinin bir kısmının Türkiye dışında yapılması, jüriden birisinin Suriyeli oluşu aslında TRT-6'ya bütün Kürtleri birleştirecek bir misyon biçilmek istenildiğinin apaçık kanıtıdır. Zaten bu durumu TRT-6 Genel Koordinatörü Fethullah KIRŞAN daha önceleri açıkça dile getirmişti. KIRŞAN programın yayın amaçlarını şu şekilde ifade ediyor;

"Türkiye'nin uluslar arası ve bölgesindeki komsu ülkelerle ilişkilerini geliştirmek; Türkiye'nin farklı din, dil ve kültür mozaiğini göz önünde bulundurarak bölge halkının barış ve kardeşlik duygularını geliştirmek.. Dışarıdaki Kürtlere yönelik bir takım plânlarımız var. Oradaki edebiyatçıları, tarihçileri, dilbilimcileri programlara davet ediyoruz.[3]" Bu açıklama, TRT-6'nın İran, Irak ve Suriye'de yasayan Kürtlere yönelik Pan-Kürdist bir misyon taşıdığının ifadesidir. Zaten program dokusu da, bu misyonun varlığını göstermektedir.

TRT-6'daki bu program anladığımız kadarı ile iki temel amaca hizmet etmekte. Birincisi yurt içi ve yurt dışındaki Kürtleri aynı yere odaklandırmak. İkincisi özellikle Türkiye piyasasında Kürtçe müziğe ivme kazandırmak. Bu iki amacın birleştiği bir nokta var o da AKP Hükümetinin başlattığı Kürt açılımı. Zira, söz konusu her iki amaç da AKP'nin Kürt açılımının alt unsurlarındandır.

Kürtçe Müzik Kâr Getiriyor mu?

TRT-6 yayın hayatına başladıktan sonra genel itibari ile müzik ağırlıklı bir yayın politikası izlemektedir. Kanalda program yapanlar ve programa konuk olanlar için TRT-6 bir kazanç kapısı halini almıştır. [4]

TRT-6'nın yayına başlaması ile birlikte Kürtçe müzik yapanlar için yeni bir alan yaratılmış oldu. Zira, Kürtçe müzik yapmanın pratikte pek bir getirisi bulunmamaktadır. Söz konusu gerçekliği İstanbul müzik piyasasındaki Kürtçe yapımlara imza atan yapımcılar da dile getirmektedir. Kürtçe müzik dinlenmekte fakat satın alınmamaktadır.

Böyle bir sonucun olması gayet normaldir, çünkü Kürtçe müzik yapmanın ekonomik bir karşılığı bulunmamaktadır. Ekonomik karşılığı olmayan bir şeyin talibinin olması beklenmemelidir. Bu yüzden müzik piyasasında Kürtçe müzik üzerinden para kazanmak isteyenlerin sayısı oldukça az, para kazanmanın seçenekleri de yetersizdir.

Bu durumda Kürtçe müzik yapanları ve onların hangi yollardan para kazanabileceklerini şu şekilde kategorize edebiliriz:

1. PKK/KCK/BDP çizgisinde yayın yapanlar bu çizginin siyasal ve sosyal etkinliklerine katılmaktadırlar, ancak bu kişilerin birçoğu ya para alamamaktan ya da cüz'i bir miktar para alabilmekten şikâyetçidirler. Örgüt bu konuda oldukça katı davranmaktadır. Parasal sorun çıkaranları hem halkın gözünde itibarsızlaştırmakta, hem de tehdit edebilmektedirler.

2. PKK/KCK/BDP siyasal çizgisinin dışında faaliyet gösterenler: Canlı müzik yapan iş yerlerinde, ya da Güneydoğu'da düğün v.b etkinliklerde faaliyet gösterebilmektedirler. Bu imkânlar, hem getirisi çok olmayan hem de kısıtlı sayıda kişinin faydalanabileceği etkinliklerdir.

3. Kürtçe ilahi türünden müzik yapanlar: Genelde Hizbullah tabanına hitap etmektedirler. Bu guruptakilerin ön plana çıkan birkaçı kişi hariç bu işten para kazananı bulunmamaktadır.

TRT-6 Kürtçe Müzik Yapanlar İçin Kazanç Kapısı Oldu

Kürtçe müzik sıkıntılı bir dönemden geçerken TRT-6 adeta imdada yetişmiştir. Yayına başladığı 2009'dan itibaren Kürtçe müzik ağırlıklı programlar sunan TRT-6 bu özelliği ile Kürtçe müzik yapan kişiler için ekmek kapısı, sığınılacak bir liman vazifesi görmüştür. Nedenine gelince;

- TRT-6'da program yapanlar epey dolgun bir ücret almaktadır. TRT-6 olmasa normal bir TV kanalı reytingi yerlerde sürünen bir programa bırakın ücret vermeyi kanalda yer bile vermez, dolayısıyla bu kişiler için TRT-6 bulunmaz bir nimettir.

- Bu kanalda programa çıkan konuklara program başı ücret ödenmektedir. Eğlence programlarına katılanlar için hem tanıtım hem de para kazanma imkânı yaratılmaktadır.

- Bir de söylenilen türküler için telif ücreti konusu var ki bu alanda TRT-6'ya oldukça fazla bir maliyet çıkartılacak gibi görünüyor.[5]

- Programlardan bazıları sipariş yolu ile yapıldığı için ayrıca yapımcılara kazanç kapısı aralanmaktadır.

TRT-6'nın Türk Milli Dokusuna Ne Gibi Zararları Olabilir?

TRT-6'nın açılması kültürel haklar çerçevesinde atılan bir adım olarak yansıtıldı. Burada dikkat edilmesi gereken, Kürt kültürel kimliğini geliştirme özgürlüğü denilen adımların, bir Avrupa normu olan 'ayrıştırma değil-bütünleşme' yönünde mi yoksa 'ayrışma' yönünde mi kullanılacağıdır. Özgürlükler 'bütünleşme' değil de 'ayrışma' yönünde kullanılırsa bunun bir kültürel gettolaşma yaratma tehlikesine doğru ilerleyeceği kaçınılmazdır.

Hâkim kültür içerisinde kendi kültürüne fazlaca bağlanan etnik unsurlar sosyal, ekonomik ve kültürel yönden geri kalırlar. Nitekim bu alanda önemli çalışmalar yapmış Birc'e göre de etnik topluluklar kültürel kimliklerine ne kadar sıkı sarılırlarsa, ekonomik bakımdan o oranda başarısız olmakta, bu içe kapanma yüzünden kendi kültürlerini de geliştirememektedirler.[6]

Belirli çevrelerce dile getirilen sözde kültürel haklar bu şekilde verilmeye devam edilirse Kürt kökenli kardeşlerimizi, bütünleşmek söyle dursun daha da uzaklaştırmaya ve ayrıştırmaya yol açacaktır. Bu anlamda TRT-6; daha önce belirtildiği gibi içine kapanma, gettolaşma sürecini daha da hızlandırmaktan öte bir işe yaramayacaktır.

Bu yüzdendir ki, TRT-6 çok masumane bir şekilde atılmış kültürel adımdan çok, ulus inşa etme sürecinin önemli bir kilometre taşı olarak görülmektedir. Zira çok iyi bilindiği üzere, dil ulus inşasında en önemli unsurdur. Nitekim Irak'ın kuzeyinde yeni bir ulus, yeni bir devlet inşa etme yolunda emin adımlarla ilerleyen Barzani bu amaçla bölgesinde Soraniceyi tek dil olarak ilân etmiştir. Bölgenin eğitim, resmi yazışma ve yayın dili Soranicedir. Kendi anadili olan Kurmançcayı terk ederek Soraniceyi tekleştirmeye çalışan Barzani; bir lehçeden bir dil, bir dilden bir millet yaratmanın nasıl gerçekleştirildiğini gözler önüne sermektedir.

TRT-6 hadisesi ile Türkiye'nin sosyolojik anlamda bütünleşme sürecine en ağır darbelerden birisi vurulmuştur. Çünkü televizyon yayınları Güneydoğu'da Türkçenin öğrenilmesine çok büyük araç olarak hizmet etmiştir. Güneydoğu'da birçok çocuğun akıcı ve aksansız bir şekilde Türkçe konuşması Türkçe televizyon yayınları sayesinde olmuştur.[7]TRT-6'nın yayına geçmesi simdi yüz binlerce gencin elinden bu imkânı almanın ilk adımı olmuştur. Bir süre sonra Güneydoğu'da evlerde özellikle Kürtçe dublajlı çizgi filmlerin seyredilmeye başlanması ile birlikte Türkçe hızla gerileme süreci içine girecektir.[8]

Kürtçe Yayının Devlet Eliyle Yapılmasının Zararları

Tam gün boyunca Kürtçe yayının yapılması yanlış olduğu gibi, bu yanlışın TRT eliyle yapılması daha da vahim olmuştur.[9] Nedenini AKP Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman KURT'un şu sözlerinden anlayabiliriz;

"Kürtçe dil eğitimiyle ilgili kurslar açıldı. Bu kurslar daha sonra kapanmak zorunda kaldı. Bunun sebebi bunun halk tarafından sübvanse edilemeyişi veya finanse edilemeyişine bağlandı ve dendi ki; bunlar aslında tamam verdiniz bu hakkı ama, bunun devlet tarafından sübvanse edilmesi gerekiyor denmişti. Eğer biz bugün Kürtçe televizyonu da özel kanallarda başlatmış olsaydık az önceki konuklarımızın da ifade ettiği gibi ben öyle inanıyorum ki birçok insan korkudan ki bu haliyle bile belki reklâm veremeyecek, yasam hayatına, yayın hayatına çok uzun süreli devam edemeyecek veya işte kendini geliştirip daha gelişmiş programlar yapamayacaktı.[10]"

Bu ifadelerden de anlaşılıyor ki TRT, Kürtçe TV'yi zarar edeceğini bile bile başlatmıştır. Devlet, vatandaşlarından bir kısmını kapsayacak şekilde yani ayrımcılık yaparak bir harcama yapmaktadır. Bu durumun Zaza, Laz, Çerkes, Gürcü v.b etnik unsurlara karşı yapılmış bir ayrımcılık olduğu çok net bir şekilde ortadadır. Nitekim ilk önce Lazlar, Zazalar ve son olarak da Çerkesler bu duruma itiraz ederek kendi dillerinde yayın yapılmasını gerek resmi yollardan gerekse basın aracılığı ile kamuoyuna duyurdular. İşte siz devlet eliyle bir etnik kimliğin menfaatine olacak şekilde bir adım atarsanız böyle bir sonuçla karşı karşıya kalırsınız.

Sonuç Olarak

TRT-6 Türk milli kimliğine uzun vadede ciddi zararlar getirecek bir adımdır. İki yıldan bu yana yayında olan kanalın izlenirlik seviyesi oldukça düşük seviyelerdedir. Bu yüzden ciddi harcamalar yapılarak kanalın izlenilirliğini arttırma çalışmaları gözlenmektedir. Kürtçe "Sen Türkünü Söyle" türünden yapımlar gerçekleştirilerek bir taraftan izlenilirlik arttırılmak istenirken diğer taraftan da Kürtçe'nin kullanımını teşvik edecek çalışmalar yapılmaktadır. Zaten zarar etmekte olduğu bilinen kanala ekstra külfetler getirilerek bu tür yayınlar yapılması devletin "tarafsızlık" ilkesine de ters düşmektedir. Devletin asıl görevi vatandaşlarına Anayasasında belirtilen resmi dilini öğretmek ve teşvik etmektir. Yıllardır Türkçe öğretemediği vatandaşlara ulaşmanın yolu onlara kendi dilinde yayın yapmaktan değil, resmi dilini öğretecek adımlar atmaktan geçmektedir. Bu ayıbı ortadan kaldırmak devletin en temel görevi olmalıdır.


[1] "İlk Kürtçe Şarkı Yarışması Başladı", samanyoluhaber.com, 8 Mart 2011

[2] Adem Demir-Osman Sağırlı röp. , "Kürt Star Jürisinde Bir Suriyeli", Türkiye Gazetesi, 9 Mart 2011

[3] Yetkin Yıldız röp., "Tabular Yıkılırken: Dil Farklı Sevinç Aynı", Strateji Boyut, sy: 43-45, sayı: 6

[4] Enis Tayman, "TRT Şeş doping oldu, Mûzika Kurdi piyasayı hareketlendirdi.", Referans Gazetesi,10.01.2009.

[5]Bu konuda örnek olarak: "Kom Müzik Direktörü Erdal Avcı, son bir yılda bin eserin telif hakkının ödenmediğini tespit ettiklerini belirterek, eser hırsızlığına karşı yargıya başvuracaklarını söyledi. 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na aykırı bir şekilde devlet kanalı TRT 6 başta olmak üzere bazı özel TV kanallarında kendi üretimleri olan müzik eserlerinin telif hakkı özenmeden izinsiz bir şekilde kullanılmasına karşı bir araya gelen sanatçılar, yapımcılar, klip yönetmenleri ve icracılar, yaşanan bu emek hırsızlığına tepki gösterdi." , www.firatnews.org , 18 Şubat 2011 ve " kanalı, Kürt sanatçılarının kliplerinin izin almadan yayınlamaya devam ediyor. 'Çemê Firat' adlı klipinin TRT6 tarafından korsanca yayınlandığını belirten sanatçı Armanç, kanala dava açacağını söyledi.", www.firaatnews.org, 16 Ağustos 2010

[6] Mustafa Akyol, Kürt Sorununu Yeniden Düşünmek, Antony Birc, Nationalizm and Union Human, Londra 1989, sayfa 55'den alıntı.

[7]15 yasındaki Remziye Alamut hiç okula gitmemiş Türkçeyi televizyondan öğrenmiştir. (Hasim Söylemez 'Kürtçe TV'nin Adı Var', Aksiyon, 06 Ekim 2008), Benzer bir durum aşiretinin bir kısmı Irak'ın kuzeyinde yasayan Hakkârili bir dostumuzun anlattıklarında da görülür. Irak'ın kuzeyine akraba ziyaretine giden dostumuz aksam evde sohbet ederken evin küçük çocuklarının Türkçe konuşabildiğini hayretle gözlemler. Evin büyüğüne bunun sebebini sorduğunda 'çocuklar genellikle Türkiye'den yayın yapan TV'leri, özellikle de çizgi film programlarını seyrederler' cevabını alır. 21YYTE adına Güneydoğu'da gerçekleştirdiğimiz bir saha araştırmasında Irak'ın kuzeyine günlük olarak gidip gelerek ticaret yapan İdilli bir esnaf da orada çocukların ve gençleri çoğunun Türk kanallarını izlediğini özellikle Kurtlar Vadisi'nin çok sevildiğini, evlerin duvarlarında bir çok Türk dizi kahramanın posterlerinin asılı olduğunu ifade etmişti. Bu örnekler, TRT Ses üzerinden Kürtçe çizgi film yayınlama gibi şaşkınlığa düsen TRT yöneticilerine ders olsa gerek..

[8]Ümit ÖZDAĞ, Kürtçülük Sorunun Analizi ve Çözüm Politikaları, sayfa: 172

[9] Nitekim PKK/KCK/BDP çizgisinde siyaset yapanlar bu durumu sık sık istismar malzemesi yapmaktadırlar. Mesela Ahmet Tür'ün Meclis'te Kürtçe konuşması sırasında yayını kesen TRT3'e 'devletin bir kanalı 24 saat Kürtçe yayın yaparken TRT3 neden yayınını kesmiştir' denilmiştir. Ya da DTP'nin bir pankartından "x" harfi çıkartılınca 'TRT6'da sabahtan akşama kadar bu harfler kullanılmaktadır' denilmiştir. Benzer bir şekilde KCK davasında Kürtç savunma yaparak siyaset yapmak isteyen tutuklular ve avukatları 'Kürtçe devlete serbest bizlere mi yasak, TRT6'dan Kürtçe yayın yapılırken bizlere izin verilmemesi iki yüzlülüktür' diyerek konuyu istismar etmişlerdir. Görünen o ki TRT6 "Kürtçe" taleplerinde birilerinin temel dayanağı olacaktır.

[10] 81 Abdurrahman Kurt, Can Dündar-Neden Programı, NTV, 7 0cak 2009.

Son ekleyen Ali Aydın AKBAŞ

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display