TİB’in MİT’e Devredilmesi ve Dinamitlenen Devlet


TİB’in MİT’e Devredilmesi ve Dinamitlenen Devlet

Yazan  21 Temmuz 2014
Başbakan Erdoğan dün Ordu mitinginden dönerken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlamış. Erdoğan, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ile ilgili bir çalışma yaptıklarını, TİB’i kurumsal olarak kaldırıp yetkilerini MİT’e devredeceklerini açıklamış. Başbakan MİT’in zaten bu görevi yürütecek yetenekte olduğunun altını çizmiş. (http://www.milliyet.com.tr/tib-i-kaldirip-yetkilerini-mit-e/siyaset/ydetay/1914704/default.htm) Doğru bir tespit.MİT bu görevi başarılı bir şekilde yapabilecek teknik ve personel alt yapısına sahip bir kurum olarak görülüyor. Ancak neden böylesi bir değişikliğe ihtiyaç duyuluyor. TİB ne zaman kurulmuştu? Yanılmadınız, son 12 yılda gerek kurumsal gerekse yasal anlamda yap-boz tahtasına dönmüş bir ülkede yaşıyoruz. TİB, AKP Hükümeti döneminde duyulan bir ihtiyaca binaen 23 Temmuz 2005'de Resmi Gazetede yayınlanan 5397 sayılı kanunla kurulmuştu. Kanuna göre telefon dinlemeleri yine ilgili birimler tarafından (MİT, Emniyet, Jandarma vs.), ancak bu kez tek bir noktadan koordine edilmek suretiyle yapılacaktı. Sözkonusu koordinasyon merkezi ise TİB olacaktı. (http://www.turk-internet.com/portal/yazigoster.php?yaziid=46002) Aslında sözkonusu düzenlemelerin kurumsal ihtiyaçlara bağlı olmadığı zamanla ortaya çıktı. Hükümetin dinlemeleri denetleme altına alma isteği akçeli işlerini bürokratik makamlardan gizleme kaygısına dayanıyordu. Hükümet üyelerinin büyük çaplı projeler, yerli ve yabancı işadamlarıyla ilgisinin ortaya çıkmasından endişe edilmekteydi. Emniyet ve güvenlik birimlerince organize suçlar ya da yasa dışı işleri nedeniyle takip edilen hedeflerin üst düzey bürokratlarla ya da siyasilerle iş ilişkilerinin ortaya çıkmasından korkuluyordu. Hükümet dinlemeleri bu eksende görürken yıllarca işbirliği yaptığı, 17 Aralık sonrası ise “paralel yapı” diye adlandırdığı kesim ise TİB vasıtasıyla sadece muhalif kesimlerin değil bir gün kendisine yumruğunu gösterecek hükümetin açığını da arşivlemek istiyordu. Muhaliflerine göre Erdoğan, 12 yıllık iktidarı döneminde devletin tüm kurum ve kurallarını dinamitleyip, ailesi ve bakanlarıyla birlikte başta İstanbul’un rantı olmak üzere akçeli işlerle uğraşırken, yargı ve emniyeti teslim ettiği “paralel yapı”nın attığı her adımı, aldığı her nefesi izlediğini yıllar sonra anlayabilecekti. Ne aciz bir devlet yönetimi! Artık iş işten geçmiş durumda. İster TİB, ister MİT…Başta devlet geleneğinden gelmeyen tüccar zihniyetli siyasiler oldukça, hiçbir şeyin kolay kolay eski haline dönmesi beklenmemeli..
Dr. Erhan Canikoğlu

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Rusya Slav Araştırmaları Merkezi Başkanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display