Bu tanımlama Amerikan karar vericiler üzerinde çok etkili olan düşünce kuruluşu CFR'nin Ortadoğu Uzmanı Seven Cook'un 27 Haziran 2014 tarihli yazısının hem özeti hem de başlığı. Cook yazısında IŞİD'ın Irak'ta yarattığı yeni durum ve kaos ortamında Barzani yönetiminin kriz ortamını fırsata çevirerek Kerkük dahil kendilerine ait olması gerektiğini iddia ettikleri tartışmalı bölgelere peşmergeleri göndererek fiilen buralarda kontrolü ve yönetimi ele geçirdiğini anlatıyor. Iraklı Kürtlerin hem Barzani hem de bölgesel yönetimin her seviyedeki yöneticileri tarafından kontrolü ele geçirdikleri yerlerden artık bir daha çıkmayacaklarını söylediklerini hatırlatıyor. Cook ayrıca Bağdat yönetiminin bile kendilerinden yardım istemesiyle de belli bir psikolojik üstünlük yakaladıklarını ve önemli bir aktör olduklarının teyit edildiğini düşünen Iraklı Kürtlerin Kerkük ve buralardaki petrol sahalarını da kontrol altına almalarıyla artık bağımsızlığa çok yakın olduklarını düşündüklerini belirtiyor. Barzani'nin Kerry ile görüşmesinde Irak'taki yeni gerçekler olduğunu söylediğini yazan Cook yeni gerçeklerin (1) Irak ve ordusunun çöküşü (2) ABD'nin Irak'taki etkisi olduğunu da ifade ediyor. Cook Iraklı Kürtlerin durumunu ve ABD'nin yaklaşımını özetle şu şekilde açıklıyor: Iraklı Kürtler daha yürümeden koşmaya çalışıyorlar. Çünkü Iraklı Kürtler son otuz yıldır bir devletmiş gibi olmanın rahatlığıyla yaşadılar ama gerçekte hiçbir zaman devlet olamadılar. Kürtlerin bağımsızlığı söylendiği kadar kolay gerçekleşecek bir şey değil. Çünkü Barzani yönetimi sınırları içinde yeni yapılan binalar, restoranlar, oteller var ama gelir sağlayacak üretim denen bir şey yok. Iraklı Kürtler Erbil'i yeni Dubai olarak görüyorlar ama Erbil henüz Amman bile değil. Kürterin tek gelir kaynağı petrol olabilir onda da halen Bağdat yönetiminden alacakları paya bağımlılar. Şu anda kendi petrol boru hatlarından günlük 125.000 varil ihracat yapabiliyorlar. Eğer Bağdat'la ilişkileri koparırlarsa şimdi merkezi yönetimden aldıkları %17'lik gelire ulaşabilmeleri için günlük 800.000 varil ihracat yapabilmeleri gerekecektir. Diğer taraftan Kürt bölgesinde rafineri var ancak iç tüketim için yeterli değil ve halihazırda Beyci'deki rafineriye bağımlılar. Diğer taraftan Irak'la ilgili aktörlerin Kürtlerin bağımsızlığına bakışları da iç açıcı değil. ABD mevcut durumda Kürtlerin federal yapı içinde kalmalarını istiyor. Zaten bunun içindir ki Barzani yönetimine silah ambargosu bile uyguluyor. Silah satışlarının Bağdat yönetimine ve ordusuna yapılmasını sağlıyor. En başından buyana Iraklı Kürtlerin bağımsızlığına karşı duran Türkiye son dönemde şaşırtıcı biçimde Barzani yönetimiyle iyi ilişkiler kurup ABD ve Bağdat yönetiminin karşı durmasına rağmen Kürtlerin petrol satmasının yolunu açtı ki bu durum Barzani yönetiminin bağımsızlık heveslerini daha a güçlendirdi. İran ise Lübnan, Suriye, Maliki'ye yönelik politikalarına yoğunlaşmaları nedeniyle Kürtlerin bağımsızlığı konusunda fazla ses çıkarmıyor. Dolayısıyla Kürtlerin bağımsızlığına karşı duranlar olarak sadece Maliki ve Amerikan yönetimi kaldı. Evet Irak'ta yeni gerçekler oluştuğunu bilen ABD de Kerry vasıtasıyla Barzani'ye güçlü bir Irak bünyesinde yer almak bağımsız bir Kürdistan olmaktan iyidir tezini anlatmaya çalıştı. Bunu gerçekleştirebilmek zor olsa da Beyaz Saray'ın şimdiki Irak politikasının ana hedefi en azından Barak Obama'nın başkanlığı döneminde Irak'ın bölünmesinin engellenmesi olacak gibi gözüküyor.