Iraklı Kürtler Irak'taki kaosun en çok ve belki de tek kazananı oldu. IŞİD'in saldırıyla Musul'un düşmesi ve sonrasında IŞİD'in Bağdat'a yönelmesi sonrasında Irak Ordusunun mevzilerini terk etmesiyle ortaya çıkan boşluğu Peşmerge doldurdu ve yıllardır hayal ettikleri topraklarda kontrolü ele geçirdi. Peşmergenin fiilen kontrolünü ele geçirdiği yerler başta Kerkük şehri olmak üzere Kerkük, Musul, Diyala, Selahaddin vilayetleri sınırları içinde kalan tartışmalı yerler (ki Barzani yönetimi buraları Kürt idaresi altında olmayan Kürt toprakları olarak tanımlıyor) olduğu görülüyor. Yeni ele geçirilen yerler dikkate alındığında yabancı kaynakların konunun uzmanlarına dayandırarak verdiği bilgilere göre Barzani yönetiminin topraklarını % 40 oranında genişlettiği rahatça görülüyor. IŞİD saldırıları karşısında çaresiz kalan Bağdat yönetimi de IŞİD tehdidi ortandan kaldırıldıktan sonra da Erbil yönetiminin kontrolü ele geçirdikleri yerlerde kalmaya devam edecekleri yönünde Kürtlerle mutabakata vardı. Iraklı Kürtlerin ele geçirdiği yerler Kerkük gibi simgesel anlamı olan yerler olmasının yanı sıra Irak'ın kuzeyindeki önemli petrol yataklarını ve Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattının kontrolünü de ele geçirmiş olmaları açısından dikkat çekicidir. Ayrıca Irak Ordusu çekilirken özellikle Kerkük'te bıraktığı askeri teçhizat, silah ve sistemlerinin de Peşmergenin eline geçtiği biliniyor. Böylece önemli bir ekonomik ve askeri güç ile enerji kaynağına (Kürtlerin kontrol ettiği topraklardaki petrolün tüm Irak petrollerinin %25'i olduğu tahmin ediliyor) sahip olan Iraklı Kürtler için zaten her şeyiyle hazır oldukları bağımsızlık ilanı artık an meselesi. Ancak asıl sorunun Barzani'nin bağımsızlık ilanından sonra başlayacağı değerlendiriliyor. Dünya basınında yayınlanan haritalarda Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı yerleri gösteren haritalarda Türkiye-Suriye ve İran'daki bölgeler de Kürt toprakları olarak sunulmakta ve ortaya çıkabilecek bir Kürt devletinin buraları kapsaması gerektiği ima edilmektedir. Dolayısıyla Barzani'nin yakacağı ateş başta Türkiye olmak üzere Suriye ve İran'a da sıçraması kaçınılmaz olacaktır. Dolayısıyla konu bizim bazı hükümet yetkililerimizin de söylediği gibi Iraklı Kürtlerin kendi geleceklerini tayin etme hakkı vardır denecek kadar basit ve sadece orada kalacak kadar masum ucu Türkiye'ye çok sert şekilde dokunmayacak bir gelişme olmayacaktır.